Çıkış Tarihi     : 09 Haziran 2000 Cuma, Yapım Yılı : 2000
Türü                : Aksiyon,Komedi,Bilim Kurgu,Heyecanlı
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Stu Segall Productions , The Sci-Fi Channel , USA Cable Network
Yönetmen       : Michael Grossman (IMDB)(ekşi), Jay Tobias (IMDB), Joshua Butler (IMDB), Greg Yaitanes (IMDB)(ekşi), Bill L. Norton (IMDB)(ekşi), James A. Contner (IMDB), Ken Girotti (IMDB), Boris Damast (IMDB), Breck Eisner (IMDB), Ian Emes (IMDB), Bruce Seth Green (IMDB), David Jackson (IMDB), Adam Nimoy (IMDB), Carlton Prickett (IMDB), Philip Sgriccia (IMDB), Ian Barry (IMDB), Jonathan Glassner (IMDB), George Huang (IMDB), Martin Wood (IMDB), Jeff Woolnough (IMDB), Adam Davidson (IMDB), Craig Silverstein (IMDB)
Senarist          : Craig Silverstein (IMDB)(ekşi),Jonathan Glassner (IMDB)(ekşi),David Levinson (IMDB)(ekşi),Jason Butler (IMDB),Dean Orion (IMDB),Gabrielle G. Stanton (IMDB),Harry Werksman (IMDB),Peter Hume (IMDB),Steven D. Binder (IMDB),Michael Berns (IMDB),Marc Cullen (IMDB),Marc Dube (IMDB),Ashley Gable (IMDB),Matt Greenberg (IMDB),Paul Greenberg (IMDB),Josh Koch (IMDB),Matt Pyken (IMDB),H.G. Wells (IMDB),Tom J. Astle (IMDB),Anne McGrail (IMDB),Eric Morris (IMDB),Julie Ferber Frank (IMDB)
Oyuncular      : Vincent Ventresca (IMDB)(ekşi), Paul Ben-Victor (IMDB)(ekşi), Shannon Kenny (IMDB), Eddie Jones (IMDB)(ekşi), Michael McCafferty (IMDB), Brandy Ledford (IMDB), Joel Bissonnette (IMDB), Spencer Garrett (IMDB)(ekşi), Chris Eckles (IMDB), Idalis DeLeon (IMDB), Jonathan Erickson Eisley (IMDB), Alex Wexo (IMDB), David Burke (IMDB), Jeremy Roberts (IMDB), Joseph Kell (IMDB), Greg Fitzpatrick (IMDB), Charles DeFazio (IMDB), Armin Shimerman (IMDB), Christopher Fairbanks (IMDB), David Grant Wright (IMDB), Zoe McLellan (IMDB), Will Roberts (IMDB), Daniel Roebuck (IMDB), Matthew Thompson (IMDB), Gary Carlos Cervantes (IMDB), Robert Dahey (IMDB), Jeff Graham (IMDB), Jeff Graham (IMDB), Jay Acovone (IMDB), Rob Aigner (IMDB), Catherine Dent (IMDB), Ryan Drummond (IMDB), Sonya Eddy (IMDB), Danny Goldring (IMDB), Hugh B. Holub (IMDB), Elaine Orth (IMDB), Autumn Paul (IMDB), Allen Scotti (IMDB), Preston Spickler (IMDB), Gary Weeks (IMDB) >>devamı>>

The Invisible Man (~ A láthatatlan ember) ' Dizisinin Konusu :
The Invisible Man is a TV series starring Vincent Ventresca, Paul Ben-Victor, and Shannon Kenny. A thief and conman is given the means to become invisible, and ends up working for a government agency.


  • "solosuna bayıldığım süper queen parçası. brian may gitarı commodore 64'e dönüştürüyor resmen."
  • "muazzam bass gitar basmaları muhteva eden nadide bir queen parçasıdır.you say caps?"
  • "bana hep ghostbusters'ın ana tema şarkısını hatırlatan akılda kalan queen şarkısı. 12"version'ı dinlenesidir."




Facebook Yorumları
  • comment image

    maddelerin kiricilik indeksleriyle oynayarak kendini gorunmez yapan ve sonunda deliren asabi bir bas kahramana sahip roman. simdi bize ilginc gelmiyor tabi boyle seyler ama h g wells'in gorunmezlik fikrini de tipki zaman makinesi fikri gibi ilk ortaya atan kisi oldugunu dusunursek takdir etmemek elde degil.

    --- spoiler ---
    yalniz bir seyi anlamazdim bu romanda, madem ki her sey seffaflasiyordu, neden griffin efendi hala gorme fonksiyonunu yitirmemisti? isigi gecirmiyorsa gozundeki pigmentler nasil fotonlari soguracakti? hani fizikci olarak gozden kacirdi bunu diyelim, adam tip ogrencisiymis, oradan da mi aymamis? tovbe tovbe...
    --- polaris amaaan ---


    (itinerant - 11 Nisan 2007 20:39)

  • comment image

    altbaşlığı "kalbimizin görünmez yerleri ve görünmez kral tanrı" olan h. g. wells kitabı...

    bu kitaptan fena halde etkilenen ahmet hamdi tanpınar, "huzur" isimli romanında kahramanına şunu söyletir: "şeytanın olsaydım, senin içinden konuşurdum. beni göremezdin." ...


    (aynadakileke - 13 Haziran 2002 11:24)

  • comment image

    bayiliyorum boyle klasik bir eserin basligina geldigimde ilk gordugum seylerin "bir queen sarkisi", "bir roland emmerich filmi" olmasina. acaba yanlis yere mi geldim, turkcesini mi ruscasini mi yazmak gerekiyor diye suphelerden suphelere kosturuyorum.

    suc ve ceza: bir alman pornosu. artik kadin ne yapmissa, adam oyle bir cezalandiriyor ki *
    gazap uzumleri: koleleriyle iskenceyle karisik sevisirken surekli uzum yiyen romalilari konu alan bir donem pornosu. mad men'in yapimcilarindan geliyor.
    for whom the bell tolls: can kulelerinde gecen bir metallica pornosu. soundtracki iyi.
    babalar ve ogullar: porno mu degil mi tam bilmiyorum, izlemeye cesaret edemedim

    neyse, belki ilk yazilar silinmistir, ustelik queen'i de severim, ama oyle justin bieber falan olsaydi burada 3 sayfa sosyo-kulturel analiz yapar, burnunuzdan getirirdim. gecelim kitaba:

    "gorunmezlik fikrinin ilk kullanildigi kitaptir.(wells zaman yolculugu fikrini de ortaya atan ilk yazardir)".

    ikisi de yanlis, otur sifir. butun mitoloji o kadar gorunmez adam karakteriyle doluyken, bu fikrin ilk islendigi kitabi bulmak zor. ama bilimsel * yontemlerle erisilen gorunmezlik dersek, wells'den 16 sene once bu konunun islendigi the crystal man var. isminden kaybetmis belli ki; ben olsam bir avize saticisinin maceralari sanirdim. bunun yazari edward page mitchells denen bahtsiz bir zat. gorunmezlik konusunda onculuk ettigi yetmiyormus gibi zaman yolculugu yapan bir makina hakkinda da wells'in the time machineinden once bir kitap yazmis ama yine isminden kaybetmis: "the clock that went backward". oglum ne salakmissin, bak wells hic kasiyor mu yaratici basliklarla? direkt en bariz, konuyu en acik sekilde ozetleyen basliklar atiyor, leblebi gibi satiyor. ben ne yapayim bozuk saatler hakkinda bir hikayeyi?

    bu mitchells iyice asmis bir zat, cyborglar, teleportation, yapay zeka, isik hizindan hizli seyahat, bilinc transferi gibi konularin da oncusuymus bilim kurgu alaninda. fakat bu kitaplarla meshur olmamis, hayatini gazetecilikten kazanmis, olunce de tamamen unutulmus, taa ki 1973'te biri bunun antalojisini yapana kadar.

    wells'in romanina donersek, cok daha guzel islenebilecek bir konuyu rezil bir romancilikla heba ettigini soyleyebiliriz. siz soyleyemezseniz, ben soylerim, oyle de cesurum klasik eserlere karsi. buradaki potansiyel suydu: ya 1930lardaki meshur film adaptasyonunun basarisiz bicimde denedigi gibi gorunmezlik gucuyle sarhos olup ahlakini, empati yetenegini yitiren birinin cokusu ve icindeki iyilik kirintisinin canlanma mucadelesi anlatilacak, ya da guc istenciyle yanip tutusan bir gencin gorunmezligi elde edince hanyayi konyayi anlayarak yasadigi hayalkirikligi, eski hayatina donmeye calisirken insanlarin anlamadiklari seye karsi duyduklari korkudan dolayi bunu bir hayvanmis gibi avlamaya calismalari, ve bunun uzerinden linc kulturu, xenofobi kritigi yapilacakti.

    wells bunlari heba etmis. ana karakter zaten bastan beri psikopat. arastirmalari icin borc batagindaki babasindan para calip onun intiharina neden olmasina ragmen pek az bir uzuntu duyuyor. gorunmezlik ilacini uzerinde denedigi komsusunun kedisi icin umarsizca "herhalde bir arabanin altinda ezilmistir" diyor. komsusunu zaten dusunmuyor. sonra ev sahibi killaninca kacmak icin gorunmez olup, ardindan iz birakmamak icin evini yakiyor. bunlari en ufak bir pismanlik duymadan da anlatiyor flashback kisminda, karakterin arkaplani olarak. sonra anlamis ki gorunmez olmak o kadar da kolay degil: esya tasiyamiyor, para calabiliyor ama harcayamiyor, usuyor, yemek bulmak zor, ciplak ayaklari kan icinde vs. tamam guzel ama o kisimlarin anlatimi o kadar uzatilmis ki, bir giyecek bulsun diye 40 sayfa okudum yahu. neyse sonunda bir ihtiyarin evine girip, 10 sayfalik luzumsuz bir tasvirden sonra onu korkutup parasini caliyor - yine hicbir tereddut gostermeden- ve tekrar gorunur olabilmek icin arastirmaya basliyor, foyasi ortaya cikiyor, kovalaniyor. tam hikaye yukarda anlattigim ikinci senaryodakine benzeyecek derken bu sefer doktor arkadasini bulup, durduk yere "reign of terror baslatacagiz, birinci gorunmez adam doneminin birinci yilinin ilk gunu baslayacak, sen de benim yardimci olacaksin" diye gaza geliyor. yani karakter yine 180 derece donus yapmis oluyor.

    adamimiz gorunmez olunca ruhu curuyen, buna acizce karsi koymaya calisan biri degil, oyle bir ic mucadelesi yok. e haksizliga ugramis, kendini temize cikarmaya calisan biri de degil. yahut ihanete ugradigindan kendini intikama adayan biri de. dolayisiyla herhangi bir sempati duyamiyor insan, basindan beri gebersin de kurtulalim diye okuyor romani. dahasi bilimsel etik, gucun tekeli gibi konular kesfedilecegi yerde uzun uzadiya dovus sahneleri anlatilarak kitap sisiriliyor.

    hg wells'e bu firsati harcadigi, dahasi mitchells'a gidecek krediyi sirf kendi aldigi icin, tesla'nin hakkini calan edison muamelesi yapiyor, teessuflerimi bildiriyorum.


    (immanuel tolstoyevski - 27 Kasım 2010 22:50)

  • comment image

    şarkı olarak çok aman aman olmasa da yer yer şık fikirlerle dolu bir queen parçasıdır. sırası gelen eleman varyete yapmadan önce gaipten bir ses kimin döktüreceğini çığırır. bir tek sıra john deacon'a geldiğinde vaziyette bir değişiklik olmaz. çünkü o zaten şarkı boyunca parmak kopartan, bilek kanırtan, deve bağırtan bir slap ritm çalmaktadır. hatta başta pek çok queensever bu ritmin bir synth marifeti olduğunu sanmıştır. yanılmışızdır ama. zira deacon zoru sever.


    (sudaki duman - 11 Temmuz 2003 01:52)

  • comment image

    1933 yapımı siyah beyaz film.

    film, bir insanın üstün güçler sahibi olduğunda nasıl şerefsizin, psikopatın, megolamanın, güç manyağının, caninin önde gideni olabileceğini gösteriyor.

    izlerken gerdiği için biraz sinir bozuyor (her gerilim filminde olduğu gibi). özellikle filmin başlangıç sahneleri çok karizmatik, keyifli, güzel olmuş. beğendim. 71 dk olması da tam tadında olmuş. daha kısa süreli, kafa dağıtmalık, eski bir film izlemek isteyenlere tavsiye edilir.

    dönemine göre montaj vs işlerini de çok başarılı yapmış adamlar hiç rahatsız etmiyor izlerken, oyun gibi gelmiyor, kaliteli yapmışlar artık o dönem nasıl yaptılarsa.

    bir de eski filmlerin jeneriği çok güzel kaliteli oluyor ya, baya şaşırtıyorlar, film kapakları da çok kaliteli tasarlanıyor, şimdikilere bu konularda eskiler fark atmış, keşke yeni nesil örnek alsa, öyle başrol oyuncusunun vesikalık fotoğrafını film kapağına koymakla tasarım olmuyor.


    (pulcher - 20 Mayıs 2016 04:43)

  • comment image

    bir queen şarkısı
    sözlerini de yazayım tam olsun

    the miracle (1989)
    the invisible man

    i'm the invisible man,
    i'm the invisible man,
    incredible how you can,
    see right through me,

    when you hear a sound,
    that you just can't place
    feel somethin' move
    that you just can't trace,
    when something sits
    on the end of your bed
    don't turn around
    when you hear me tread.

    i'm the invisible man,
    i'm the invisible man
    incredible how you can
    see right through me
    i'm the invisible man
    i'm the invisible man
    it's criminal how i can
    see right through you.

    now i'm in your room
    and i'm in your bed
    and i'm in your life
    and i'm in your head
    like the cia
    or the fbi
    you'll never get close
    never take me alive

    i'm the invisible man
    i'm the invisible man
    incredible how you can
    see right through me
    i'm the invisible man
    i'm the invisible man
    it's criminal how i can
    see right through you,

    hah, hah, hah, hello,
    hah, hah, hah, hello,
    hah, hah, hah, hello-hello-hello-hello,
    never had a real good friend - not a boy or a girl
    no-one knows what i've been through - let my flag unfurl
    so make my mark from the edge of the world,
    from the edge of the world,
    from the edge of the world,

    now i'm on your track
    and i'm in your mind,
    and i'm on your back
    but don't look behind
    i'm your meanest thought
    i'm your darkest fear
    put i'll never get caught
    you can't shake me, shake me dear,

    i'm the invisible man,
    i'm the invisible man
    incredible how you can
    see right through me
    i'm the invisible man
    i'm the invisible man
    it's criminal how i can
    see right through you
    look at me, look at me


    (huzursuz - 1 Kasım 2001 00:57)

Yorum Kaynak Link : the invisible man