tim burton ve johnny depp ikilisin gelecek projesi. 2010 yılında. 2010 yılında da baya şey olacak bu arada. kartal-kadıköy metrosu açılacak, marmaray devreye giricek, sinan ın kafası inecek...

(jesus vs mohammed - 28 Temmuz 2008 23:38)

film ile ilgili yayınlanan ilk fotoğrafta gördüğümüz kişi neredeyse tüm kaynaklarda belirtildiği gibi helena bonham carter değil isabella heathcote'dur aslen.

(el fikir - 18 Eylül 2011 01:53)

sanırım leyla ile mecnun'daki erdal bakkal'ın karısı nurten ve yeğeninin ailesinin hayatını anlatan bir film.

(efes darth - 16 Mart 2012 21:19)

bunun fragmanını izleyip kötü diyen sanırım filmden, espriden anlamıyor, gayet güzel ve eğlenceli bir film olacak gibi. ayrıca atmosferi de çok güzele benziyor, oyuncular zaten 10 numara, sabırsızlıkla bekliyorum.

tim burton diyorum, johnny depp diyorum

(sir gerard uth mondar - 19 Mart 2012 00:04)

hakkındaki entryleri okuduktan sonra sıkılıp yarısında çıkarım sandığım, ancak çok eğlendiğim bir tim burton filmi.

barnabas collins'in 1972 ile tanıştığı ilk sahnelere ve özellikle mcdonalds/mephistopheles esprisine bayıldım.

(anna karanine - 21 Haziran 2012 15:59)

--- spoiler ---
barnabas collins: the collins have always held the biggest and most expensive balls.
roger collins: that's what i've been saying, this family needs more balls!(ailedeki kadın popülasyonuna istinaden)

--- spoiler ---

(turnersyndrome - 24 Haziran 2012 23:08)

benim çok sevdiğim film. çok kötü denmesi ile biraz haksızlık yapılıyormuş gibi geliyor bana. sonuçta her yönetmen sadece tek tip film yapmak zorunda değil. tim burton da big fish gibi insanı düşünmeye iten bir film yerine biraz daha çerezlik bir film yapmayı tercih etmiş ve iyi de olmuş. ayrıca sweeney todd'u 5 kez izlemiş olup, alice in wonderland'i ise diğer bir çok kişinin aksine beğenmiştim.

(yemekseverkisi - 24 Haziran 2012 23:18)

michelle pfeiffer'a bayıldım, o yaşta bu kadar güzel olunmaz yuh artık. beni özellikle barnabas collins'in 1970'lere her adapte olamayışı ve hippi grubunun bu son savaş hakkındaki dahiyane muhabbetleri ile çok güldüren film oldu.

--- spoiler ---
-you know the best thing about this war? it's so bad, it's gotta be the last one!
-yeah man, definitely. but who's gonna win this last war?
-peace man, peace will win.

p.s. alice cooper, 70'lerin alice cooper'ı rolünde, (bkz: no more mr. nice guy)'la giriş yapıyor.
barnabas collins : that is the ugliest woman i have ever seen.
--- spoiler ---

(oneshortsleeppast - 25 Haziran 2012 12:03)

sinemadan yüzümde kocaman bir gülümsemeyle çıkıp eve geldikten sonra hakkında yazılanları okuyunca şaşkınlıktan ağzımın açık kaldığı film.

zaten vampirlerin bu kadar popüler olduğu bir ortamda tim burton'ın kendi vampir filmini çekeceeği kaçınılmazdı ve başrol de şüphesiz johnny depp'e gidecekti. herkes bu filmden ne beklemekteydi anlayamadım, gelmiş geçmiş en büyük korku klasiği olmasını mı, johnny depp'in hayatının rolünü oynamasını mı yoksa burton'ın film tarihine başka bir boyut kazandırıp yeni bir sayfa açmasını mı? evet, film bunların hiçbiri değildi, ama bu onu ne kötü ya da vasat bir film yapmış ne de izleyiciyi iki saat boyunca sıkmıştır. tam tersi burton'ın bitmek bilmez ve her sahnede biraz daha dallanıp budaklanan detayları filmin her karesini keşfedilmeye açık bir diğer sanat eserine dönüştürmüştür kanımca.

--- spoiler ---

vampirlerle ilgili detaylandırmalar verdiği komedi tadının yanında aslında çok vurucuydu ve dikkatle işlenmişti. bunun yanında kurgulanan erken 70'ler, yavaş yavaş umutlarını yitirecek olan hippie'lerden (zaten barnabas tarafından katledilmeleri bana bu durumu metaforik bir göstergesi gibi geldi) yükselen glam rock'ı dönemin 15 yaşındaki bir genç kızının odasındaki posterler (david bowie, iggy pop...) ile sürekli olarak çalan t-rex ve sonunda alice cooper'ın muhteşem performansı ile gözümüze sokulmuş, arada ozzy osbourne'a selam çakmak ihmal edilmemiştir.

--- spoiler ---
ayrıca oyunculuklar, mekanlar ve kurgu da şahaneydi. bir başyapıt olmayabilir, ama 2 saat boyunca her saniyesinde şaşırmamı ve burton'ın zekası ve depp'in mimiklerine birkez daha hayran kalmamı sağlayan gönderme serpiştirmeleriyle müthiş bir seyirlik sunduğu kanımca yadsınamaz.

beklentilerinizi düşürmeyin ya da yükseltmeyin. gidin ve kendinizi tim burton'ın son masalının içine karakterlerin arasına ve erken 70'lerin renkli atmosferine bırakın rahatça. pişman olmayacaksınız.

(jennifer gentle - 9 Temmuz 2012 11:05)

böyle öss(ya da lys-ygs artık adı her ne sik olduysa) gibi sınavlara girip de her soruyu yanlış cevaplamaya kasan bunun için oturup hayvan gibi ders çalışan tipler görürüz ya arada bir haberlerde falan. hah işte tim burton bu filmde aynı psikolojiyle hareket etmiş sanki.

başka türlü böyle bir yönetmenden bu kadar zengin bir kadro ve ciddi potansiyele sahip bir hikayeden bu kadar tırt bir film çıkması mümkün değildir. böyle bir sıçışı sanki ancak bu kadar iyi bir yönetmen yapabilirdi.

tebrikler tim reyiz!

(verin topumu ben gidiyorum - 19 Haziran 2013 23:53)