• "rock'n coke'ta sahneye çıkacak olmalarına inanamadığım grup. alt grup olarak da rage against the machine gelsin tam olsun.(bkz: if you tolerate this your children will be next)"
  • "album bazinda bir yekun cekersek,92 generation terrorists93 gold against the soul94 the holy bible96 everything must go98 this is my truth tell me yours2001 know your enemy"
  • "richey james kaybolduktan sonra büyük ölçüde karizma kaybına uğrayarak çirkin ve tombilik elemanlara dönüşselerde idare edebilen taktir edilesi grup."
  • "ha bi de, neşeliymiş gibi görünen şarkıların kralıdır bu adamlar."
  • "2 senede 2 kere canlı dinledikten sonra adam gibi tüm albümlerini dinlemeye karar verdiğim sağlam grup. gallerin gülü."
  • "(bkz: suicide is painless)(bkz: motorcycle emptiness)(bkz: galler kokenli gruplar)"
  • "ergenlik dönemimden kalma olup arkasında durabildiğim pek az şeyden biri."
  • "kaybolan gitaristleri richey edwards ı müge anlı' ya bildirselerdi şimdiye çoktan bulunmuştu."
  • "gençliklerinde deli işler yapmış; şu anda ise orta yaşın vermiş olduğu dinginlikle uslanmış grup. 90’lı yıllara damgasını vuran, o günlerden günümüze gelen “iyi” bir kaç gruptan bir tanesi."
  • "guzel sarkilari bir yana*, cok cok uzun zaman sonra kuba da ilk rock konserini veren grup... konser salonunun adinin karl marx olmasi ayri bir konu..."




Facebook Yorumları
  • comment image

    xfm winter wonderland konserlerinde muhteşem formda olan grup. hepsi ayrı ayrı güzel görünüyor hatta (fotolardan en azından, ühühü, james dar kıyafetler giyip gömleğini açmaya karar veriyo ve nicky'nin feathery şeysi ne öyle of!). autumn song ve i'm just a patsy diye iki yeni şarkı çalmışlar (imperial bodybags diye bi şarkının da adı geçiyo etrafta bu ara). sanırım james konserin sonunda "see you in april/may" gibi bi laf etmiş, eğer röportajında dediği gibi önceden uğramadıkları ülkelere de gelirlerse (öhöm) aherhaeryey! xfm fotoları için: http://www.xfmmanchester.co.uk/…6036&view=scheduled

    setlist şöyleymiş sanırım:

    you love us
    i’m just a patsy ( http://youtube.com/watch?v=biy2pvzazio )
    motorcycle emptiness
    yes
    if you tolerate this
    from despair to where
    autumn song ( http://youtube.com/watch?v=9xflmnxd8_e )
    enola alone
    you stole the sun from my heart
    motown junk
    a design for life


    (urchais - 12 Aralık 2006 01:14)

  • comment image

    2007'nin bir yerlerinde çıkması gereken albümleri için "guns' tarafından çalınan "white album" tadında olacak...?" tanımlaması yapmış olan, doksanlı yıllarımın sonbaharlarına gece ışıkları yağdırmış, zor zamanları daha da zorlaştırmasına rağmen tuhaf bir durağanlıkla sevdiğim. hiç sahiplenme gereği duyulmayan bir sevgili gibi; bazen giden-genelde geri gelen-rüzgarlı fakat sakin bir deniz kıvamında içe işleyen gurup. motorhead'den lemmy'nin metal hammer için yaptığı 'ayın 45liklerini değerlendirme olayında; everlasting'i dinlemiş olan lemmy; başta parçayı sevmemesine rağmen, bir kaç dakika sonra single'ı muhabirden ısrarla istemiş, herif "veremeyiz, dergi kuralı?" falan diye geveleyince olay çıkartmıştır. işte böyle. başta kendini pasif direniş tadında dinleten, sonra ise bir tür deliliğe dönüşen bir tür beyaz büyüdür manic.


    (bad astronaut - 14 Aralık 2006 16:18)

  • comment image

    preachers güney galler'in özürlüleri.. albert camus, erken who, george orwell bunamadan önceki stones, hunter s thompson ve big flame'den feyz almışlar. sonra da ilk the clash albümüne takılmışlar. birşey bulamayıp, "boktan" diyip geçmişler..! sonra 1986'da kendi bölgelerindeki maden işçilerinin coplanışına ve muhafazakar parti tarafından açlığa mahkum edilerek ocaklara geri dönmeye mecbur kalışlarına tanık olmuşlar. o günlerde punk'ın 10. yılı dolayısıyla yapılan bir televizyon programında the clash'i seyretmişler ve jeton düşmüş..! böyle bir buluşma kanı kaynayan, hitabet kabiliyeti olan, eğitimli ve öfkeli işçi sınıfı gençlerin patlayıcı maddelere dönüşmelerine yol açabiliyor. yıl 1986.. james okulun yalnız çocuğu. hafta sonlarında cardiff'e gidip kurt döküyor. nick black wood adlı madenci köyünde yüzünde makyajla dolaşıyor. ona shirley diyorlar.. richey timothy leary ve william burroughs'u hatmediyor. sıvı sabunla saçlarını sid vicious gibi yapıyor. etraflarındaki herşeye öfke duyuyorlar.

    ve bir gün public enemy'yi dinliyor. binlerce kilometre ötedeki öfkeli siyah gençler bunlar. ve gene jeton düşüyor..! bir grup kurmanın zamanıdır.. dünyanın suratına tüküren bir double albüm yapıp, listelerde zirveye çıkacaklar ve dağıtacaklar.. bu arada da dünyayı değiştirmiş olacaklar..! ama o çapta bir katalizör olabilmeleri için önce the clash'in hakkından gelmeleri lazım. tıpkı the clash'in rhthym & blues'un hakkından geldiği gibi ve bu da public enemy gibi olmak demek; ama pap will eatitself'e benzemeden.. mc tunes, happy mondays ve flowered up gibi grupların "yumuşaklar" muhabbeti yaptığı bir alemde apolitik gerzekliğin revaçta olduğu bir zamanda manic street, anti-homofobik, anti-seksist, anti-ırkçı her türlü boktanlığa anti anti anti..

    bunun hap müptelası lumpen çevreden değilde, politize işçi sınıfından gelmeyle bir ilişkisi var heralde.. o dönem onları eleştirenler 10 sene geciktiklerini söylüyor. aslına bakarsanız 10 sene erken bile gelmişler gibiydi...


    (lali berte - 26 Ocak 2007 21:13)

  • comment image

    topluluk hakkinda üner altay arkadasimiz bir yazi yazmisti... halka açiyoruz...

    91 yılından bu yana baş koydukları yolda ilerleyen galli rock teröristleri manic street preachers, geçen yıl çıkan ve hayal kırıklığı yaratan son albüm "know your enemy"nin ardından 2002 yılının kapanışını bir greatest hits albümü; "forever delayed" ile yaptılar. tam manics'lik bir işçi sınıfı sloganıyla, "kütüphaneler bize güç verdi, sonra çalışmak bizi özgür kıldı" diye başlayan 'a design for life'la açılan albüm grubun ilk hitlerinden biri olan 'motorcycle emptiness'la devam ediyor ve bunun ardından harika baslarıyla 'if you tolerate this...", 'la tristesse durera (a scream to a sigh) diye uzayıp giden nefis bir tracklist'e sahip. arada iki yepyeni manics şarkısı 'there by the grace of god' ve 'door to the river' da kendilerine yer bulmuşlar. grubun 1995'ten beri kayıp olan gitaristi richey james'li dönemlerinin de, üç kişi kaldıktan sonra yola -son albümü saymazsak- sağlam adımlarla devam ettikleri zamanlarının da başarılı bir biçimde özetlendiği bir greatest hits albümü olmuş bu. nirvana'nın 14 şarkılık felsefe yoksunu best of'unun ardından 20 manics hitini barındıran bu albüm doksanların en önemli rock gruplarından bir başkasına gereken özen gösterilmiş dedirtiyor insana. tabii ki fidel castro'nun küba konserlerinin kulisinde james dean bradley, nicky wire ve sean moore'a grubun sound'una gönderme yaparak söylediği gibi "hiçbir şey savaş kadar gürültülü olamaz". bazı gürültüler yıllar boyunca keyifle dinlenir ama.


    (kertenkele - 18 Ocak 2003 00:25)

  • comment image

    2 senede 2 kere canlı dinledikten sonra adam gibi tüm albümlerini dinlemeye karar verdiğim sağlam grup. gallerin gülü.


    (vito - 4 Temmuz 2011 02:31)

  • comment image

    ikinci bir çok sevdiği başlıklara entry girememe sendromu vakası yaşayarak bir şeyler yazmak istediğim insanlar.

    15 yaşlarında tanıştım kendileriyle, zor bir döneme giriyordum, farkında olmadan *. 4st 7lb sözlerini bir forumda bulmamla başladı, hemen google search, gördüğüm tek isim richey james. "herhalde vokal" diyorum, google image search yapılıyor, hayatımda görüp görebileceğim en güzel insanlardan birini görüyorum. şarkıyı dinerken de "sesi de güzelmiş" diyerek dinliyorum, james o zaman benim için richey.
    sonra imagesdan web search'e geçtiğimde yaşadığım dumuru tahmin edersin. vokal değil, o peki, missing derken ? diyorum. öğreniyorum tabii her şeyi, internet sağolsun. ağlamıştım hatırlıyorum, garip bir şekilde 2 saat önce varlığından haberdar olduğum, 2 saat önce kaybettiğim, alakam olmadığı bir adam için ağlamıştım. o zamana kadar çıkan her albümü edinmiştim, arkadaşlarım sağolsun dvdlerini almıştı, ben de bir msp döneminden geçmiştim.

    neden etkilendim tam olarak bilmiyorum, zira sözlerini tam olarak anlamazsam ben bir grubu sevemem, haliyle o zaman masses against the classes veyahut a design for life'dan ziyade she is suffering ilgimi çekiyordu, capital punishment'tan çok anoreksiya ya da prostitution üzerine yazılan bir şey daha çok etkiliyordu. o yüzden olsa gerek richey'nin yeri hala ayrıdır.

    tabii zaman ve yaş ilerledikçe 4st 7lb'den motown junk, archives of pain, a design for life'ı takdir etmeye geçtim, adamların ne demek istediğini anlamaya, kurcalamaya başladım. nicky'nin gerizekalı söylemleri *, 64 dişiyle bütün yüzüne yansıyan gülüşü, hoovering ve elbise aşkı derken o zaman bana göre çok ciddi, şimdi baksan tipik fangirl diyeceğin insan oldum. zaten tam olarak fangirl/fan ayrımını neyin yaptığı hala benim için tartışılan bir kavram ya, her neyse, en azından şimdi daha derinlerdeyim diyorum, geçiyorum.

    james'i zaten tarif bile edemiyorum, youtube'da en çok pozitif oy alan yorumlardan biri benim yerime etmişti, "i thought james dean bradfield was a machine until i saw him eat chips" diyerek. o soloları nasıl atıyorsun, aynı anda o sözleri nasıl o hızda o şekilde söylüyorsun, bu sözlere nasıl müzik yazıyorsun vesaire. zaten kendisi de itiraf etmişti, "i remember getting the lyrics to songs like yes and being 'you crazy fucker, how am i supposed to write music to this'" diyerek. görüyoruz ki aslında endileşelenecek bir şeyi yokmuş kendisinin. yıllar kendisinden pek bir şey alamamış zaten, bunu da gördük.

    gerek columbia'nın ilk cut'ını görüp, yayınlayamayız bunu ! dediği "you love us" olsun, nicky ve richey'nin absürd groupie ve sex hikayeleri olsun, sean herhangi bir şey söyleyecek mi olsun, james'in her seferinde nasıl attığını düşündüğüm soloları, "i love hoovering" tshirtleri, japonya'daki o salak sevinç, everything must go'yla silme toplanan bütün ödüller, nme'nin tükürdüğü her şeyi yalaması, nicky'nin "pawleetics degree"si olsun, her şey olsun tarif edilemez insanlar.

    richey entrysi yapmak istemiyorum, onu kendi başlığına saklarım, eğer yazarsam, ama şunu söylemek istiyorum sadece. çoğunluk demesem de, azımsanmayacak bir kitlenin savunduğu "richey gitti gideli aynı değiller, keşke dağılsalardı" düşüncesine hiç bir zaman katılamadım.

    tabii ki aynı değiller, nasıl aynı olabilirler zaten, senin aklın hayalin alıyor mu. nesine aynı olacaklar. fakat dağılma olayını hiç bir zaman anlamadım. hala en sevdiğim grup elemanıdır orada richey, olsun olmasın, fakat o grupta öküzler gibi bir nicky wire, james dean bradfield ve sean moore var. nereye dağılsınlar, iyi ki de dağılmadılar, umarım da asla dağılmazlar.


    (slade junkie - 8 Ağustos 2011 21:39)

  • comment image

    gençliklerinde deli işler yapmış; şu anda ise orta yaşın vermiş olduğu dinginlikle uslanmış grup. 90’lı yıllara damgasını vuran, o günlerden günümüze gelen “iyi” bir kaç gruptan bir tanesi.


    (kukuletali - 20 Haziran 2004 00:29)

  • comment image

    ekim-mart'98 roll sayılarından şöyle bir derleme yapacak olursak ;
    gallerli -iktisadi boyutuyla bakarsak büyük britanya'nın zonguldak'ı- dört genç olarak kurulmuştur
    ilk olarak 1986 da betty blue adı altında birleşen james dean bradfield (vokal, gitar), nicky wire (namı diger nick jones; bass), sean moore (davul), ve flicker (ritim gitar). 2 sene sonra flicker ayrıldı ve yerine grubun önemli kişisi richey james (gerçek adı richey edwards) katıldı ve isimleri nihai halini aldı. sonra ağır darbe aldılar 2 ölümle; önce menejerlerini, sonra sözcüleri richey james'i.
    yaşadıkları yer siyasi kimliklerini şekillendirmiş. nicky wire ve richey james grubun siyasi kanadı daha çok. rock'ın 'haybecilik' olmadığı iddiasıyla çıkmışlar yola. nicky nin ilk yazdığı şarkı aftermath 84 madenciler grevini anlatıyor.tolerate'te ise enternasyonalizmin medar-ı iftarı uluslararası tugaylara selam çakıyor. a design for life işçi sınıfının bir asırlık mücadelesine dair bir çalışma.

    hepsi kitap kurdu. hatta "biz gücümüzü kütüphanelerde elde ettik,internette değil" derler. takıldıkları yazarlar henry miller, rimbaud, nietzsche, camus, primo levi,sylvia plath,sartre... grubun clash hayranı olduğunu bilmem söylememe gerek var mı?. mesela nicky wire "rude boy"da joe strummer'ın tişörtünü yıkadığını gördüğünden beri çoraplarını kendisi yıkamış. zaten hastalık derecesinde titiz bir adammış. solistleri james'in sinema ve clash'in tarihi konusundaki bilgisi gurur kaynagı imiş. oturma odasında çerçeveli 2 resim varmış. birisi jeff buckley diğeri ise robert de nironun clash konserinde sahne arkasında joe strummer ile çektirdiği fotoğraf:)
    davulcu sean moore ise james'in kuzeni. küçükken ranzalı bi odada ikisi kalırmış ve clash dinleyip çay içerlermiş. öfkeli ve batsın bu dünya modunda kendisi. öyle ki "eğer yarın dünya yok olsa, eğer yarın insan ırkı ortadan silinse zerre kadar üzülmem. çünkü bu gezegenin tarihine zerre kadar katkıda bulunmuş değiliz" demiş zamanında.
    richey ise "hangi hayvan olmak isterdiniz?" sorusuna " kış uykusuna yatan herhangi bir hayvan." diye cevap veren içine kapanık, karamsar bi insandı ki i've seen the future.it is murder yazılı bir duvarın önünde fotografı vardır. böyle bi insandı işte. deliydi hatta. mevsimsiz punk görünümleri yüzünden bi nme muhabiri üstü kapalı olarak 'şu sahte imajından' dem vurmaya kalkışınca,richey ayağa kalkıpı içeri gidip bir jilet alarak ağır ağır koluna bir kelime kazımış: 4 real. sonra hiçbir şey olmamış gibi konuşmaya kaldığı yerden devam etmiş. birkaç saat sonra hastanede 15 dikiş atılmış yaraya. bir albümlerinin kapağına primo levi'den aktardığı yaralanmayız, çünkü zaten ölmüşüz. dizesindeki yoğunlukta algılıyordu hayatı.
    this is my truth tell me yours şeklinde döker içini , ve sonra bekler..


    (cherita - 22 Kasım 2005 09:27)

  • comment image

    haysiyet denklemini bozmamış adamlardan oluşan ve her zaman dünyaya karşı bir duruşu olan grup. çok şiirsel, yer yer politik ve güncel göndermeler içeren, acının damla damla akışını hissettiren sözleri var. bazen bu melodiler bu dünyadan olamaz hissini yaşatan, hiç bıkmayacağım şarkıların sahibi müzik grubu.


    (aptallarin pin kodu - 19 Şubat 2006 23:29)

  • comment image

    galler'den çıkmış olan muhhteşem grup. muhteşem aksanlı grup? bunlar kendilerini küçüklüğümden itibaren öyle bir sokmayı başarmışlardır ki hayatıma, motorcycle emptiness'i "ne diyo şimdi bu" diyerek dinlememden bu güne kadar getirebilmişlerdir, hayran bırakabilmişlerdir kendilerine.

    her ne kadar "richey kaybolduktan sonra suyunu çıkardılar işin zaten boşver", "eski halleri yok artık çok yavaşladılar, basitleştiler" diyen üstün zekalı insanlar olsa da ilerledikleri yön gayet de güzeldir, hatta normaldir. adamlar hem yaşlanıyor, hem richey james edwards'dan sonra yeni bir şeyler denemeye girişiyor, hem de çatır çatır yapıyorlar bunları, siz çıkıp "hmm tanıdık gelmedi, demek ki iğrenç" dersiniz tabii. ha arada hissedilmiyor mu "isyan edicez, politikayı aradan kaçırmayıp sokuşturucaz illa, kas hadi eleştir biraz" diyorlarmış gibi sanki, evet, ama bu yaptıkları herşeyi görmezden gelmek için de yeterince sebep olmaz. ha nicky zaten yaptığı neredeyse bütün yorumlarda uçan bir insandır, genelde ya düşünmeden konuşuyormuş gibi görünür, ya da mutlaka bir sebep aramaz her şeyde, o ayrı.

    o eski, sahnelerde zıplayan, nicky* ve richey'in birbirlerinin üstünde gitar ve basla coşar göründüğü, sean'ın* tam bir civciv olarak arkadan "civii!" demesiyle bi ilginçleşen, james'in* bir şekilde yaratmış olduğunu sandığım "ağırbaşlı adamdır bu" imajıyla alakasız olarak delirdiği, delirttiği, her şeye isyan eden manikler artık olmayabilir; richey sonunda dayanamayıp gitmiştir, nicky'yi arkasından "ama.. ama.." diyerek bırakmıştır, şarkıların bir süre için kendi etrafında dönmesini sağlamıştır, james sanki grubun ortasında "eeö.. naapıcaz o zaman?" der gibi durmuş, geçirdikleri bir çok olay ve özellikle zaman yüzünden hem kendileri biraz daha gelişmiş hem de şarkıları iyice bir temel almıştır. değişiktir, olabilir. ama deneysel kısmı da mükemmel kaldırmışlardır, eski dönem bağımlıları dışında kimseyi de hayal kırıklığına uğratmamışlardır (peki, kısmen öyle diyelim...). bazı şeyler aynıdır mesela elemanlar açısından, sean arkadan "ekiki" diye bakmaya devam eder, biz de nicky'nin eteği altından leopar desenli iç çamaşırlarını (ve içindekileri) izleriz, daha ne. tabii the holy bible hala en sevilen, tapılan albüm olmaya da devam eder. "richey nerelerdesin böhühü" tepkileri araya sıkıştırılır yine.

    şarkılar bakımından tam albümlerde içerilesi şeyleri bıraktıkları olmuştur, en azından daha sonralarına kadar; mesela 4 ever delayed, judge yr'self, sepia, hatta hatta pedestal (single yeterli değil - ki tamam belki de şarkıya fazla özel duygularla yaklaşıyorumdur), askew road, everything will be (the love of richard nixon b-side'ı olarak mevcuttur maalesef), vs. nobody loved you, you're tender and you're tired, no surface all feeling gibi şarkılarla acı çektirmiş/çekmeye katlanmayı sağlamış, so why so sad'le "valla ya niye ki" dedirtmiştir, ilginç olan da richey'nin üzerine yazılan şarkıların hepsinin şaheser olarak çıkmasıdır, güzel yanı bu dersem dayak yer miyim acaba? ki richey gruba "estetik" kazandırmış olarak bilinir hatta, şarkı sözlerini de katarsak o mükemmelliğe, yeme de yanında yat, tehlikeli bir cümle olur mu ki... herneyse.

    the love of richard nixon biraz tırsmama sebebiyet vermiş olsa da manic street preachers hala mükemmel, saygı duyulasıdır, sanattır, maniktir, atmosferik olma ihtimali bile yüksektir. bu ara solo projelere sarılmışlardır (nicky'nin i killed the zeitgeist'ı ve james'in that's no way to tell a lie'ı), fakat bunlar pek etkileyememiştir maalesef. hatta bir arkadaştan da duyduğum gibi, "sean caz albümü çıkarsa alırım". richey de ortaya çıksın, ya da kayıtlarını göndersin maniklere, olay olsun.


    (urchais - 10 Mayıs 2006 17:18)

Yorum Kaynak Link : manic street preachers