The Ides of March ' Filminin Konusu : Ohio eyaletinde seçim kampanyaları oldukça çekişmeli geçmektedir ve başkanlık adayları mücadelede son aşamaya gelmişlerdir. Başkan Mike Morris 'in (George Clooney) kampanya basın sözcüsü olan Stephen Myers (Ryan Gosling) Morris'e sadık biçimde var gücüyle çalışırken, birden politik bir skandalın içene doğru çekildiğini fark eder. Şimdi bir karar verme sırası ondadır...Oscar ödüllü aktör George Clooney'in yönetmenliğinde çekilen ve senaryosunu da gene Clooney ile Grant Heslov'un Beau Willimon'ın "Farragut North" adlı oyunundan uyarladığı film, Amerika'da vizyona girmeden önce Venedik, Toronto, Atine ve Rio de Janeiro film festivallerinde seyirciyle buluşarak eleştirmenlerden yüksek not almayı da başardı. Filmin başrollerinde Clooney'nin yanı sıra Drive ve Çılgın Aptal Aşk ile başarılıb ir çıkış yakalan Ryan Gosling, ağır rollerin damı Philip Seymour Hoffman, Paul Giamatti ve güzel oyuncu Evan Rachel Wood yer alıyor. Ülkemizde 25 Kasım'da vizyona girecek olan yapım, Venedik Film Festivali'nde George Clooney'ye Altın Aslan'a adaylığı getirmişti.
Ödüller :
Drive(2011)(7,8-555106)
The Nice Guys: Word of the Day(2017)(7,8-2942)
Crazy, Stupid, Love.(2011)(7,4-435667)
Blue Valentine(2010)(7,4-167172)
Up in the Air(2009)(7,4-297541)
Lars and the Real Girl(2007)(7,3-132025)
The Descendants(2011)(7,3-224414)
The Place Beyond the Pines(2013)(7,3-222732)
Michael Clayton(2007)(7,3-148508)
Fracture(2007)(7,2-168544)
Half Nelson(2006)(7,2-79580)
Gangster Squad(2013)(6,7-193036)
Venedik Film Festivali : "Brian Award"
filmin konusu: başkanlık yarışındaki bir senatöre danışmanlık yapan bir adamın kirli politika oyunları karşısında bocalaması ve düşman safına geçmesinin hikayesi.fragmangeorge clooney yine rüşdünü ortaya koyuyor anlaşılan.
(10 dakika daha - 15 Ağustos 2011 22:24)
türkiyede şubat 2012 gibi vizyona gireceğini tahmin ettiğim, philip seymour hoffman ve george clooney ikilisinin yer aldığı merakla beklenen film.
(41 - 9 Ekim 2011 18:39)
amerikan politik sistemini ve isleyisini bilen, ve yavas soluklu filmleri seven herkese onerebilirim. icinde zerre kadar aksiyon olmasa da insani heyecanlandirmayi basarabilen guzel bir yapit. ama zevk alinabilmesi icin hem amerikan ingilizcesine iyi bir hakimiyet gerekli (altyazilarin basarili olacagini dusunmuyorum. ince ve ufak detaylar, espriler elbet kaybolacaktir ceviride) hem de olaylarin gercek yuzune (amerikan secim sistemi, demokratlar, cumhuriyetciler, ve entrikalari vs. vs.) hakim olmak lazim. george clooney ve phillip seymour hoffman her zamanki gibi cok iyiler, ama bir gercek var ki bu film bu iki efsanevi isme ragmen ryan gosling show havasinda. george clooney yonetmen koltugunda bence yine oldukca basarili, eger yine kendisinin yonettigi good night and good luck hosunuza gittiyse, bu filmin de hosunuza gitme ihtimali yuksek.
(aq - 16 Ekim 2011 07:58)
filmin adı imperial march olsaymış daha anlamlı olabilirmiş. türkçe'ye de hep beraber el ele karanlık tarafa olarak çevrilebilirdi.film güzel ama ortalama bir türk dram dizisinde daha çok entrika vardır. demokrasinin buglarından biriyle ilgili güzel bir anektod verir ama.--- spoiler ---o kız ölmeyeydi corc amcam hayatta başkan adayı olamazdı bunu atlamadan geçemeyeceğim.filmin ana konusu ise tahminimce kodamansan stajyer kızlarla yatmayacaksın, hadi yattın hamile bırakmayacaksın.bu adam bu saflıkla zamanında nasıl vali olmuş onu bilemiyor tabi insan.--- spoiler ---
(jesters cap - 26 Kasım 2011 22:49)
politikada iyi taraf olmadığını ,daha az kötü olan taraf olduğunu bu filmde yeniden görebiliyoruz. süreyi daha iyi kullanıp daha uzun bir hikaye çekilse daha doyurucu olabilirdi. onun dışında oyunculuklar başarılı. vizyonda bu aralar pek iyi film de olmadığı düşünüldüğünde gidilmesinde sakınca yoktur.
(ihe sade - 27 Kasım 2011 17:18)
türk televizyonlarında, gelmiş geçmiş en çok reklamı yapılan yabancı filmdir kendisi.
(long island - 27 Kasım 2011 20:36)
fazla aksiyonu olmamasına rağmen keyifle izlenen bir politik film. oyunculuklardır bu filmi alıp götüren.--- spoiler ---bir de tabii sona doğru ryan gosling'in canlandırdığı karakter için heyecanlanıyor insan. itiraf edecek, etmeyecek derken... ama bence etti, ortalığı birbirine kattı. --- spoiler ---
(susam krokan - 29 Kasım 2011 18:34)
--- spoiler ---sen yılda 750 bin dolar kazan,amerikan başkanı için seçim kapmanyası düzenleyen danışmanlğın başı ol, ama 900 dolar bulmak için içerden para al. ben hayatımda böyle saçmalık görmedim.--- spoiler ---
(wax simulacra - 2 Aralık 2011 01:11)
muhteşem bir afişi olan film. ve daha önce eşi görülmemiş bir şekilde times olan dergi türkçe afişlerde "tempo" olarak değiştirilmiş. nasıl bir reklam almışlar, kimin aklına gelmiş bilmiyorum ama çok enteresan bir fikir olduğu kesin.
(under rug swept - 3 Aralık 2011 01:29)
filmi izlerken üniversitede gördüğüm siyasal iletişim dersinde ders olabilecek nitelikte bir film. eminim bu ve buna benzer dersleri veren hocalar * bu dersi öğrencilerine izlettirecektir. seçim kampanyaları sürecinde neler yaşanır, kirli oyunlar, yapılması gerekenler ve yapılmaması gerekenler, zaaflar, hırslar bu filmde anlatılmış. filmde hiçbir hareketlilik olmamasına rağmen sonuna kadar izleyebiliyorsunuz. bu filmi george clooney değil de bir başka biri yönetseydi acaba bu kadar konuşulur muydu, beğenilir miydi açıkçası kuşkuluyum. evet film güzel, izlenebilir ama yönetmen üzerinden değerlendirmeler yapılıyor buna karşıyım. george clooney malum da ben ryan gosling ve evan rachael wood'ı çok beğendim. ryan gosling'i daha çok izleyeceğiz.
(ham it yidim kabiz oldum - 3 Aralık 2011 20:18)
çok güzel cümleleri olan ancak senaryosundaki politik duruşu ve entrikalarıyla benzeri bir seçim hikayesini konu alan the good wife kadar ilgi çekici olamayan, izlemesi çok keyifli iyi bir film. batman and robin'den sonra çok iyi filmlere imza atmış olsa da aklıma meme uçlu batman kostümüyle gelen george clooney kariyerini neredeyse sonlandıracak faciadan ne kadar uzakta, ne kadar başarılı olduğunu yeniden kanıtlıyor bu filmle. clint eastwood gibi oyunculuktan gelip, oyunculuğa devam edip çok da başarılı yönetmenlik performansları sergiliyor. ancak filmin yıldızı elbette ki ryan gosling. kendisi bu dünyada en beğendiğim aktör. her filmiyle bu kanım daha da kuvvetleniyor üstelik. adamı izlemeye bayılıyorum, her yarattığı karaktere sonsuz inanıyorum ve başına gelecekleri merak ediyorum. bana oyunculuğuyla her türlü duyguyu yaşatabilen, hollywood'un "taş" erkeklerinden uzak bir profil çizen, duvarlarda posterleriyle değil raflarda filmleriyle evlere girecek bir oyuncu kendisi. ben eşi benzerini, bu kadar iyisini görmedim şahsen. doğal olarak karşısında oynayan oyuncular da çok daha iyi performanslar veriyorlar. özellikle filmin ikinci yarısında clooney kariyerinin en iyi performansını veriyor ve ryan ile karşılıklı sahnelerinde karşılıklı döktürürken sizi sonuna kadar gerip olayın içine çekiyorlar. bir başka ryan gosling filmine kadar kendisine dizeceğim övgüleri burada bırakıp filme geri dönmek istiyorum.--- spoiler ---şimdiye kadar yazdıklarımdan da anlaşılabileceği üzere ben filmi stephen'a yoğunlaşarak izledim. filmin delicesine hayran olduğum ve bir şekilde ele geçireceğim afişinde çok güzel resmedildiği gibi bu aslında iki insanın bir nevi bütünleşme hikayesiydi. stepehen'ın "ben kampanyayla evliyim," dediğinde son derece ciddi olduğundan hiç şüphemiz yok. kariyerinin o döneminde kimin için çalışıyorsa stephen onun adamı oluyor, belki de daha doğrusu o adam oluyor. kazanan olmak için en az adayın kendisi kadar, hatta daha fazla çalışmak zorunda. ancak her erdemli kahraman gibi o da kirli bir oyunda var olamayıp oyundan kovulunca kurallara uymaya karar veriyor. afiş burada biraz daha anlam kazanıyor. stephen, morris gibi "kirli" bir adama dönüşüyor adım adım. ve filmin son karesinde dördüncü duvarı yıkarak bize manalı bir bakış atarak yolculuğunu tamamlıyor. filmin seyirciyle bir meselesi de oyumuzu çalabilmek. morris'e oy verir miydim? ölüm cezasıyla ilgili sohbette benim konuyla ilgili adamakıllı dillendiremediğim düşünceleri çok güzel dillendirdi ve ben o an bu karaktere bağlandım. "toplum bireyden daha iyi olmalıdır," dedi. "benim karım öldürse katili öldürecek bir yol bulurum. sonra da seve seve cezamı çekerim. ancak toplum bireyden daha iyi olmalıdır." muhteşem bir açıklamaydı. oyumu o an kazandı doğrusu. fakat tabii ki bir politikacıya güvenmek kolay değil. kötü bir adam devlet için iyi şeyler yapacak olsa ona oy verilir mi? ya da adamın kötülüğünden bihaber olan halk kendini böylesi insanlardan nasıl koruyabilir? bu kadar politik oyunlar dönerken insanlar hiçbir politikacıya güvenmemekte haklılar elbette. bu kesinlikle iyi olanın kazandığı bir oyun değil. her başarılı oyuncunun arkasında daha da başarılı bir oyuncu var işte. bizim gördüğümüz erdoğan'ın sadece erdoğan, kılıçdaroğlu'nun sadece kılıçdaroğlu olmadığını anlamamız için müthiş bir fırsat aslında. bir politikacı ekibi kadar başarılı, ekibi kadar güvenilir, ekibi kadar değerli. --- spoiler ---kesinlikle kaçırılmaması gereken, çok başarılı performanslarla dolu, çok derinlikli olmayan ancak derin düşüncelere sevk edebilen iyi bir film. ödül yarışlarında özellikle ryan gosling'e sonsuz başarı diliyorum.
(under rug swept - 5 Aralık 2011 02:49)
filmle ve 84. oscar ödül töreninde elde ettiği adaylıkları ile ilgili kapsamlı bir inceleme için ;http://yerliyersizsinema.blogspot.com/…clooney.html
(fatih alti aylik - 10 Aralık 2011 17:01)
bence film çok hızlı ilerliyor. ilerliyor derken, olaylar çok hızlı akıp gidiyor.--- spoiler ---mesela senator thompson planının ne olduğunu, bu demokratlar mı, cumhuriyetçilerin mi ne, oy yüzdelerinin fazla olduğu yerlerde, kendileri kaybetmeyecek şekilde karşı tarafa oy verip, oyları yakın çıkartıp, başa baş gitme durumu söz konusu olduğunda "yahu o bölgede oylar eşit civarda zaten" şeklinde karşı tarafın rehavete kapılmasını sağlayıp, oy verme sırasında kendi taraflarına oy vererek seçimi kazanma taktiklerini insanın anlaması cidden uzun sürüyor.hele hele amerika'nın yapısından hiç haberi olmayan bir insanın ise anlayabileceğini hiç sanmıyorum. sadece tecavüz, kızın hamile kalma kısımlarına bakıp geçeceğini, filmi tam anlamıyla anlayamayacağını düşünüyorum.ek olarak filmin sonlarına doğru, george clooney ile konuşmadan önce, bizim eleman arabayla kürtajın yapıldığı yere gidiyordu yanlış hatırlamıyorsam. ama adamla konuşurken, blöf yaparak "elimde mesaj var" gibisinden yalanlara başvurdu. e alsana evladım kürtaj belgelerini, saklasana? daha sonra at suratına, rahatlıkla iste ne isteyeceksen. bu kısım o yüzden havada kalmış gibi.bu arada, crazy stupid love filminde çılgın öğretmen rolündeki marisa tomei'in yanında, bundan sonra eşantiyon olarak ryan gosling de geliyor sanırsam. bir nevi metin akpınar, zeki alasya gibi bir şeye dönüşmelerinden korkuyorum.--- spoiler ---
(souffles - 10 Aralık 2011 21:22)
george clooney' nin yazdığı, yönettiği, yapımcılık yaptığı ettiği film. zat-ı muhterem olmuş olmasına da elini korkak alıştırmış sanki. konunun çetrefilliğine rağmen film kısa sürüyor, fazla derli toplu. amerikan siyasetine uzak olanlar için biraz kafa karıştırıcı olabilir, belki de ondan uzatmamış. olsun, iyi film, rabbim yerlisini de yapacak yetenek, özen ve cesaret nasip etsin bu memlekete.sayesinde abd' de kampanyaydı, seçimdi vs.de çiğnenmeyecek tek kuralı da öğrenmiş olduk:--- spoiler ---you can lie, cheat and steal. you can start wars and bankrupt the country. they'll forgive you for that. but you don't fuck the intern"--- spoiler ---
(fiandara - 12 Aralık 2011 11:16)
ortalama bir film. bir pazar günü oturup izler, pişman olmazsınız. ama reklamlarda büyük beklentiler yarattılar ki o beklentilerle pek alakası yok. izlemeye değer.
(kamera motor - 18 Aralık 2011 16:00)
ilk yarısında acaip sıkıcı, ortalara doğru hikayesine biraz hareket gelen ve bu sayede sonuna kadar kendini izlettirmeyi başaran bir film. sonu başından tahmin edilemeyen filmlerden. ya da şöyle diyeyim, sonu tahmin edilebilen ama o sona gidişatı tahmin edilemeyen film.
(punica - 20 Aralık 2011 17:45)
ryan gosling için izlenmiş filmdir.
(a little boy must suffer - 23 Aralık 2011 22:37)
george clooney'in işin puştluğunu öğrendiği film.bulduğu ve ajandası müsait her sağlam karakter oyuncusunu**** filme toplayan george abi, hem yazıp hem yapıp hem yönetmesi; bir de üstüne oynamasıyla bende mahsun kırmızıgül etkisi yarattı.yine de film güzel ama kısa... amerikan seçimlerindeki pisliği anlatacak bir film en aşağı 180 dakika sürmeli!
(seyuranto - 1 Ocak 2012 23:43)
filmde aklımda kalan tek şey clooney'nin söylediği şu sözdü;"birinin yerine geçmedikçe onu yargılamak küstahlıktır"
(doyoubelieveinlifeafterlove - 2 Ocak 2012 16:14)
--- spoiler ---film ağır aksak giderken birden gizli görüşmeyi gazeteciye haber verenin kendi arkadaşı olduğunu öğrenmesiyle hızlanıyor ve o andan itibaren koltuğunuzda doğruluyorsunuz birden. güzel film. film deyince aklınıza sadece vurdu-kırdı, silah vs geliyorsa o ayrı, bu film onlardan değil. diyalogları ile olsun amerikan siyaset sistemini tam onikiden vurarak eleştirmesiyle olsun güzel film.ayrıca filmin içindeki pek çok mantık yürütme mükemmeldi, bunu söylemeden edemedim. bir de stephen in yerine geçen hırslı arkadaşın çayını getiren stajyerle diyaloğu tarih tekerrürden ibarettir diyor .en sonda acaba her şeyi anlattı mı anlatmadı mı basına, onu da hayal gücümüze bıraktı sanırım.bence anlatmadı; dört yıl boyunca elinde oyuncağı olacak bir başkan edinmesi imkanı varken neden tepsin bu fırsatı değil mi, yoksa intikam ağır basar ve her şeyi itiraf eder ve kendisiyle birlikte valiyi de batırır mı? o zaman da rakip adayın kampanyasını yöneten şerefsize yaramaz mı? --- spoiler ---
(kengutr - 9 Ocak 2012 00:09)
Yorum Kaynak Link : the ides of march