Çıkış Tarihi     : 06 Eylül 1969 Cumartesi, Yapım Yılı : 1969
Türü                : Animasyon,Komedi,Aile
Taglar             : müfettiş,Panter,denetçisi,kedi,Karikatür kedi
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  DePatie-Freleng Enterprises (DFE) , National Broadcasting Company (NBC) , The Mirisch Corporation
Yönetmen       : Hawley Pratt (IMDB), Friz Freleng (IMDB)(ekşi), Gerry Chiniquy (IMDB), Arthur Davis (IMDB), Art Leonardi (IMDB), Sid Marcus (IMDB), Robert McKimson (IMDB), George Singer (IMDB)
Senarist          : Bob Kurtz (IMDB),John W. Dunn (IMDB)(ekşi),Jack Miller (IMDB),David Detiege (IMDB),Dale Hale (IMDB)(ekşi),Sid Marcus (IMDB),Irv Spector (IMDB),Tony Benedict (IMDB),Don Jurwich (IMDB),Michael O'Connor (IMDB),Jim Ryan (IMDB),Blake Edwards (IMDB)
Oyuncular      : Paul Frees (IMDB)(ekşi), Rich Little (IMDB)(ekşi), Dave Barry (IMDB), Mel Blanc (IMDB)(ekşi), June Foray (IMDB), Larry Storch (IMDB)(ekşi), Athena Lorde (IMDB), Marvin Miller (IMDB)(ekşi), Laura Olsher (IMDB), Hal Smith (IMDB), Bob Ogle (IMDB), Paul Winchell (IMDB), John Byner (IMDB), Don Diamond (IMDB), Helen Gerald (IMDB), Joan Gerber (IMDB), Pat Harrington Jr. (IMDB), Tom Holland (IMDB), Arte Johnson (IMDB), Arnold Stang (IMDB), Henry Mancini (IMDB)

The Pink Panther Show (~ The New Pink Panther Show) ' Dizisinin Konusu :
The Pink Panther Show is a TV series starring Paul Frees, Rich Little, and Dave Barry. The Pink Panther is a heroic, moral cartoon cat with pink fur and the manners of an English aristocrat. He only becomes flustered or angry at...


  • "en sevdiğim çizgi film kahramanı öyle kıçını sallaya sallaya yürürdü gamsız gamsız bir abideydi çocukluğumuzda"
  • "ocak ayı içerisinde salı günleri cnbc-e ekranlarında gösterilecek olan film. gülmek isteyenlere tavsiye..."
  • "(bkz: capucine)"




Facebook Yorumları
  • comment image

    steve martin'in oynadığı versiyonunu hakikaten, tüm kalbimle aşağılıkça bulduğum filmdir. hayır, böyle düşünmemin nedeni steve martin'in peter sellers'ın tırnağı olamayacak kluzo performansı değil. inan olsun filmdeki kör parmağım gözüne miscasting de değil. (illa yeni bir pembe panter filmi yapılacaksa a-ha işte gözlerinin önündeki, hatta dreyfus rolüne cast ettikleri kevin kline'ın kluzo rolünde çok daha matrak ve hoş olacağını yapımcıların da gördüğünden eminim. ama "dis iz biznıss yani, stivmartin'in daha iyi bi boksofisi var" zihniyetiyle göz göre göre böyle bir casting yapmaları zaten baştan filmin sevgiyle değil, abi pembe panter olayından hala yenecek ekmek var gibi gözüküyo, ne toplasak kardır kafasıyla yapıldığını gösteriyor.) ve eğer tüm sorun orijinal serideki incelikli esprilerin, ayrıntıların bu filmde bulunmaması olsaydı yine aşağılıkça demezdim, kötü olmuş der geçer, hatta onu bile demezdim. malum, peter sellers'ın oynamadığı başka pembe panter filmleri de yapıldı ve hepsi birbirinden patetik bu filmler tarihin çöplüğüne atıldı gitti. bu son filmi hepsinden farklı biçimde, bir hakaret olarak görme nedenim başka. açayım.

    orijinal seriyi izleyenler hatırlar, peter sellers öldükten sonra çekilen, serinin son filminde müfettiş kluzo bir uçak kazasında kaybolmuştur -ki bu filmin peter sellers'li sahneleri çoğunlukla daha önceki filmlerde kullanılmayan footage'lardan oluşmaktadır- ve bir gazeteci onun kayboluşunu soruşturmaya başlar. aralarında kluzo'nun eski çalışma arkadaşlarının, ailesinin ve elbette düşmanlarının bulunduğu bir grup insanla söyleşiler yaparken bir tür kluzo çözümlemesi görürüz. bunların arasında iki tanesi bence özellikle önemlidir. kluzo yüzünden polisliği bırakmış olan eski çalışma arkadaşı herkül onun için şöyle der: "her zaman yapması gerekenin tam tersini yapar ve her zaman başarılı olurdu." ikincisiyse daha da önemli, kluzo'nun ezeli rakibi ve ebedi dostu sir charles (david niven) onun için şöyle bir tanımlama yapar: "tanrı kluzo gibi insanları biz sıradan fanilerle dalga geçmek için yaratmıştır." bu yönüyle peter sellers-blake edwards ikilisinin yarattığı pembe panter serisi dahice bir aptallığa övgü efsanesidir. herkesten gizlemeye çalıştığımız zaaflarımızın, budalalıklarımızın, kendimizi önemseme hastalığımızın evrenselliğini göstererek aslında içimize bir tür insan sevgisi aşılamaktadır.

    gelelim steve martin'in oynadığı filme. kluzo tabii ki budaladır, amiri ona önemli bir davayı sırf aptal olduğu için vermiştir ve kluzo da işi yüzüne gözüne bulaştırır falan fıstık. buraya kadar tamam. sorun burdan sonra başlıyor. dreyfus, kluzo'ya der ki: "ne sandın aptal! haha! ben bu görevi sana zaten aptal olduğun için vermiştim." kluzo ne yapar peki? üzülür. onuru kırılır. çalışma arkadaşı jan röno'ya sorar: "sen de başından beri biliyordun di mi?" o da vicdan azabıyla başını eğip evet der. bunun üzerine kluzo içine kapanır, hayata küser, vay demek ki ben aptalmışım diye. ve sonra davayla ilgili düşünmeye başlar. sonra bilmem ne skim görüntülerine bakarken birden hiç kimsenin fark etmediği bir ayrıntıyı fark edip, dahice bir şekilde cinayeti çözer! gururu kırılmış amerikan köylüsü kluzo, kendisini küçümseyen avrupalı kendini beğenmişlere gününü göstermiştir! işte naçizane fikrimce bu sadece bir geri zekalılık değil düpedüz pembe panter filmlerinin ruhuna bir ihanet, izleyicilere de hakarettir.

    kardeşim amma da abarttın yani derseniz haksızsınız diyemem ama garfield'den brus villis karakterlerine kadar türlü şekilde ve beş amerikan filminden üçünde karşımıza çıkan gururu kırılmış amarikalı kahramanın şahane atraksiyonuyla biten filmler furyasına en azından pembe panter'i katmasaydılar diye düşünmekten de alamıyorum kendimi. anti-bond olarak yaratılmış bir karakteri, kendisine bondluk yaptırarak yüceltmeye çalışmak hırtlık değil de nedir yani?


    (roket ali - 24 Kasım 2006 13:43)

  • comment image

    genel kaninin aksine, peter sellers 'in oynadigi filmlerin, o cizgi filmin ismiyle cevirilmesi gibi bir durum yoktur. filmlerle beraber jenerikteki karakterin de bir sekilde sevildigini farkeden yapimcilar, ayri bir cizgi film olarak yayinlamaya devam etmis, oyuncaklarindan falan guzel para kaldirmislardir.


    (mikado - 19 Mart 2000 02:37)

  • comment image

    aslında ilk pembe panter filminde sellers rol almayacaktır. müfettiş clouseau rolünü oynayacak olan aktör filmin çekimine bir hafta kala filmde rol almaktan vazgeçer. ardından apar topar peter sellers bulunur. blake edwards sellers'ın kariyerini öğrendiğinde büyük umutsuzluğa kapılır. buna karşılık david nivenın rolü ile ön plana çıkması planlanan film, peter sellers'ın filmi olarak biter.

    a shot in the dark çekilmeden önce sellers ortadan kaybolur ve bir hafta sonra geri gelir. blake edwards bu süreyi "geldiğinde onu boğabilirdim" şeklinde açıklar. ama sellers aslında bir fransız sahilinde tatil yapmış ve insanların nasıl konuştuğunu incelemiştir. clouseau'nun ingilizcesi buradan gelir.

    filmdeki fiziksel şiddet, kendine biyonik clouseau diyen blake edwards'tan ilham alınarak düşünülmüştür. edwards doktora gittiğinde kaburgasını kırabilecek kadar sakardır.


    (archetype - 21 Aralık 2008 00:02)

  • comment image

    serinin hangi filminde geçiyordu unuttum ama yaratıcısı olan beyne hayranlık uyandıracak bir diyalog barındırıyordu.

    clouseau ile yardımcısı cato bir binanın ilk katındaki daireye ulaşmayı hedefliyorlar. cato, clouseau nun omuzlarının üzerine basarak pencereye yetişmeye çalışıyor fakat faydasız, boyu yetmiyor.

    -in aşağı cato şimdi ben senin üzerinde çıkayım.
    -fakat efendim ne fark edecek ki?
    -salak herif ben senden daha uzunum.


    (secim - 15 Şubat 2009 22:55)

  • comment image

    en sevdiğim çizgi film kahramanı öyle kıçını sallaya sallaya yürürdü gamsız gamsız bir abideydi çocukluğumuzda


    (tarator - 2 Eylül 2002 17:21)

  • comment image

    filmlerden bir sahneyi alalım (meâlen):
    kahramanımız kalabalık bir yolda yürüyordur, birini durdurur ve şöyle bir diyalog gerçekleşir:
    -pardon, bir soru soracağım?/pardon, bir şeyi öğrenmek istiyorum?
    -tabii!
    -büyük otel'in yerini biliyor musunuz?
    -evet!
    (cevap veren adam yürüyüp gider...)
    şaban filmlerini onlarca kez yayınlayan kanallar, pembe panter filmlerini, arada sırada olsa da (ki normali de budur!), neden yayınlamazlar bilmem!


    (yazdur - 10 Kasım 2002 14:53)

  • comment image

    steve martin'in oynadığı yeni versiyonu ekşi sözlük tarafından yerin dibine sokulmuş film. şive ile güldürmeye çalışıyor denmiş. daha neler neler. hayretler içerisinde kalıyorum. kimsenin beğenilerini sorgulamak niyetinde değilim; lakin bu yönde yapılan eleştiriler büyük ölçüde önyargılı. ben kadim adamım, ben orjinalim çığlıkları duyuluyor satır aralarında.

    bu yeni nesil the pink panther'ler oldukça komik. sellers filmlerinde de güldüren öge temel olarak şive ve sakarlıklardı, e burda da var. ayrıca steve martin'in yeteneği de asla onay gerektirecek bir seviyede değil. cv'si hariköö!

    şimdi kızacaklar biliyorum ama.

    son söz:martin'in filmleri sellers filmlerinden çok daha komik. steve martin'den sonra sellers'ı izlemek gerçekten de çok sıkıcı. yok lan bundan sonraki iyidir diye diye de tümünü izlettirdiniz ya bana tebrik ediyorum hepinizi.


    (yurekinmez - 29 Haziran 2010 14:00)

  • comment image

    serinin peter sellers'lı filmleri şöyledir:
    the pink panther (1964)
    a shot in dark (1964)
    the return of the pink panther (1975)
    the pink panther strikes again (1976)
    revenge of the pink panther (1978)

    1982 yapımı trail of the pink panther'ın yapım aşamasında yer almaya, peter sellers'ın ömrü yetmemiştir. bu filmde daha önceki filmlerde yayınlanmamış görüntülere ve peter sellers dışındaki oyuncularla yapılan clouseau hakkında söyleşilere yer verilmiştir. 1983 yapımı curse of the pink panther ve 1993 yapımı son of the pink panther zaten pek iç açıcı filmler değildir.


    (supernova - 19 Aralık 2002 21:56)

  • comment image

    ocak ayı içerisinde salı günleri cnbc-e ekranlarında gösterilecek olan film. gülmek isteyenlere tavsiye...


    (jackrai - 3 Ocak 2012 23:29)

Yorum Kaynak Link : the pink panther