Süre                : 1 Saat 21 dakika
Çıkış Tarihi     : 04 Şubat 1952 Pazartesi, Yapım Yılı : 1952
Türü                : Macera,Tarih
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  RKO Radio Pictures
Yönetmen       : Lewis Allen (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Walter Ferris (IMDB)(ekşi),Joseph Hoffman (IMDB),Aubrey Wisberg (IMDB),Jack Pollexfen (IMDB)
Oyuncular      : Cornel Wilde (IMDB)(ekşi), Maureen O'Hara (IMDB), Robert Douglas (IMDB)(ekşi), Gladys Cooper (IMDB)(ekşi), June Clayworth (IMDB), Dan O'Herlihy (IMDB)(ekşi), Alan Hale Jr. (IMDB)(ekşi), Blanche Yurka (IMDB), Nancy Gates (IMDB), Edmund Breon (IMDB), Peter Miles (IMDB), George Petrie (IMDB), Moroni Olsen (IMDB), Eric Alden (IMDB), Fred Aldrich (IMDB), Gregg Barton (IMDB), Barry Brooks (IMDB), Albert Cavens (IMDB), Tanis Chandler (IMDB), Tristram Coffin (IMDB), Ned Davenport (IMDB), Boyd Davis (IMDB), Julia Dean (IMDB), Claude Dunkin (IMDB), Art Dupuis (IMDB), Richard Glynn (IMDB), Holmes Herbert (IMDB), Ed Hinton (IMDB), Fred Kohler Jr. (IMDB), Lucien Littlefield (IMDB), George Magrill (IMDB), Gregory Marshall (IMDB), Mickey McCardle (IMDB), Keith McConnell (IMDB), John McKee (IMDB), Patrick O'Moore (IMDB), Dewey Robinson (IMDB), Reginald Sheffield (IMDB), Philip Van Zandt (IMDB)

At Sword's Point (~ Die Söhne der drei Musketiere) ' Filminin Konusu :
At Sword's Point is a movie starring Cornel Wilde, Maureen O'Hara, and Robert Douglas. In 1648 France, it's the sons (and daughter) of the Three Musketeers to the rescue!





Facebook Yorumları
  • comment image

    sabahlar‡ napalm kokusuna bay‡l‡yorum ... zafer gibi kokuyor.
    --robert duvall (k‡yamet)

    dehşet, dehşet.
    --marlon brando (k‡yamet)

    bana katil demeye hakk‡n yok. beni öldürmeye hakk‡n var, bunu yapmaya hakk‡n var; ama beni yarg‡lamaya hakk‡n yok.
    --marlon brando (k‡yamet)

    disneyland. sittiret, bu disneyland'dan daha iyi.
    --sam bottoms (k‡yamet)

    houston, bir sorunumuz var.
    --tom hanks (apollo 13)

    başar‡s‡zl‡k bir seçenek deıildir.
    --ed harris (apollo 13)

    gideceıimiz yerde yola ihtiyac‡m‡z olmayacak.
    --christopher lloyd (geleceıe dönüş)

    bu harika oyuncaklar‡ nereden buluyor?
    --jack nicholson (batman)

    biri bana nas‡l bir dünyada yaşad‡ı‡m‡z‡ söyleyebilir mi? yarasa gibi giyinen bir adam geliyor ve benim bas‡n‡m‡ elimden al‡yor.
    --jack nicholson (batman)

    mutlu bir yüz tak‡n.
    --jack nicholson (batman)

    ne kadar çok yapacak şey, ne kadar az zaman.
    --jack nicholson (batman)

    neye gülüyorsun?
    --jack nicholson (batman)

    seyretmeyi seviyorum.
    --peter sellers, shirley maclaine'e televizyondan söz ederken. (being there [var olmak])

    †lkbahar [fidan] dikim zaman‡d‡r.
    --peter sellers (being there)

    biz tanr‡'n‡n verdiıi görevdeyiz.
    --dan aykroyd (the blues brothers)

    chicago'ya 106 mil, depomuz dolu, yar‡m paket sigaram‡z var, ortal‡k karanl‡k ve güneş gözlüklerimizi takt‡k.
    --dan aykroyd (the blues brothers)

    tanr‡ esrarengiz usullerle iş görür.
    --dan aykroyd (the blues brothers 2000)

    onu çal sam, "as time goes by"‡ çal.
    --humphrey bogart (casablanca)

    paris hep olacak.
    --humphrey bogart (casablanca)

    louie, bunun güzel bir arkadaşl‡ı‡n başlang‡c‡ olabileceıini san‡yorum.
    --humphrey bogart (casablanca)

    bana shirley deyip durma. (diıeri, "surely" diyor, o da bunu "shirley" gibi alg‡l‡yor.)
    --leslie nielsen (havaalan‡)

    hiç bir türk hapisanesinde bulundun mu?
    --peter graves (havaalan‡)

    haydii! bilimin tanr‡'y‡ öldürdüıünü söylüyor gibisin. ya bilim onun baştan beri var olmad‡ı‡n‡ ortaya ç‡kard‡ysa?
    --jodie foster (mesaj)

    evren çok büyük bir yer, herhangi bir insan‡n hayal edebileceıinden de büyük. sadece biz varsak, bu uzay‡n korkunç bir israf‡ demek olurdu, deıil mi?
    --jodie foster (mesaj)

    kendini şansl‡ hissediyor musun?
    --clind eastwood (kirli harry)

    ben bir hayvan deıilim.
    --john hurt (fil adam)

    e.t. eve telefon etmek.
    --e.t (e.t. the extra-terrestrial)

    onu inşa edersen, gelecekler.
    --kevin kostner'e gelen sesler (düşler tarlas‡)

    annem aptall‡ı‡n aptal‡n yapt‡ı‡ şey olduıunu söyler.
    --tom hanks (forrest gump)

    hayat bir kutu çikolata gibidir.
    --tom hanks (forrest gump)

    o canl‡! o canl‡!
    --colin clive (frankenstein)

    ona reddedemeyeceıi bir teklifte bulunacaı‡m.
    --marlon brando (baba)

    eli çantal‡ bir h‡rs‡z [avukatlar‡ kastediyor] eli silahl‡ bir h‡rs‡zdan daha çok çalar.
    --marlon brando (baba)

    ad‡m bond, james bond.
    --sean connery (alt‡n parmak)

    bizi kimse yenemez. biz halk‡z.
    --jane darrell, henry fonda'ya (gazap üzümleri)

    yar‡n başka bir gün.
    --vivian leigh (rüzgar gibi geçti)

    tanr‡ şahidimdir, bir daha asla ac‡kmayacaı‡m.
    --vivian leigh (rüzgar gibi geçti)

    ve saire, ve saire.
    --yull brynner (kral ve ben)

    yo, hay‡r. uçaklar deıildi. canavar‡ öldüren güzellikti.
    --robert armstrong (king kong)

    aşk asla üzgün olduıunu söylememektir. [bunu aşk asla pişman olmamakt‡r şeklinde çevirmişler.]
    --ali macgraw (love story)

    böyle yaz‡lacak, böyle yap‡lacak.
    --yull brynner (on emir)

    bu kitab‡n hükmüyle yaşamayan, bu kitab‡n hükmüyle ölecektir.
    --charlton heston (on emir)

    güvenli mi?
    --laurence olivier, dustin hoffman'a (marathon man)

    burada kendimizi mahvetmek, kalplerimizi k‡rmak, yanl‡ş insanlar‡ sevmek ve ölmek için bulunuyoruz.
    --nicholas cage, cher'e (ay çarpmas‡)

    dünyan‡n fazla uzaklar‡ göremeyeceıimiz kadar yuvarlak olmas‡ güzel.
    --meryl streep (benim afrikam)

    çek o pis kokulu pençelerini üstümden, seni lanet pislik maymun!
    --charlton heston (maymunlar gezegeni)

    bir çocuıun en iyi arkadaş‡ annesidir.
    --anthony perkins (sap‡k)

    y‡lanlar! niye hep y‡lanlar olmak zorunda?
    --harrison ford (indiana jones, raiders of the lost ark)

    ben harika bir şoförüm.
    --dustin hoffman, tom cruise'a (yaımur adam)

    adriaaane!
    --sylvester stallone (rocky)

    duvardaki büyülü ayna, dünyan‡n en güzel kad‡n‡ kim?
    --kötü kraliçe (pamuk prenses ve yedi cüceler)

    kuvvet seninle olsun.
    --alec guinness (y‡ld‡z savaşlar‡)

    bana gelince, ben cellad‡mdan daha uzun yaşayacaı‡m.
    --anthony queen (ömer muhtar)

    onu dinlemediniz bile.
    --anthony queen (çaır‡)

    bana m‡ diyorsun? bana m‡ diyorsun? burada başka kimse yok. bana m‡ diyorsun?
    --robert deniro (taksi şoförü)

    s‡ra hanginizde?
    --danny glover (av ii)

    sana söyleyebilirdim, ama o zaman seni öldürmem gerekir.
    --tom cruise (top gun)

    geri döneceıim.
    --arnold schwarzenegger (yok edici)

    hasta la vista, bebek!
    --arnold schwarzenegger (yok edici ii)

    hayat‡n‡n geri kalan‡n‡ birisiyle geçirmek istediıini anlad‡ı‡n zaman, hayat‡n‡n geri kalan‡n‡n mümkün olduıunca çabuk başlamas‡n‡ istersin.
    --billy crystal (harry sally'yle karş‡laş‡nca)

    ben kötü deıilim, sadece böyle çizildim.
    --jessica rabbit, bob hoskins'e (roger rabbit'i kim öldürdü?)

    toto, art‡k kansas'ta olmad‡ı‡m‡z gibi bir his var içimde.
    --judy garland (oz büyücüsü)

    eriyorum, eriyorum!
    --margaret hamilton (oz büyücüsü)

    seninle benim aram‡zdaki fark? ben yak‡şt‡r‡yorum (giydiıi siyah tak‡mdan söz ediyor).
    --will smith (siyah elbiseli adamlar)

    art‡k sistemin parças‡ deıilsin. biz sistemin üstündeyiz. onun üzerinde. onun ötesinde.
    --tommy lee jones (siyah elbiseli adamlar)

    yedi ölümcül günah vard‡r: oburluk, öfke, h‡rs, k‡skançl‡k, atalet, kibir ve şehvet.
    --morgan freeman (yedi)

    quaid, reaktörü çal‡şt‡r, mars'‡ kurtar.
    --mutant quota (total recall)

    gelecek kimseye söz verilmedi.
    --clint eastwood (mutlak güç)

    orada aşaı‡da bir şey var. biz olmayan bir şey ... biz olmayan, insan deıil, anl‡yor musun? †nsan olmayan, fakat zeki.
    --mary elizabeth mastrantonio (the abyss)

    sana kişisel kölem olarak sahip olmaya al‡şabilirdim.
    --elizabeth taylor (x, y, and zee)

    o herşeyde güzellik görür, özellikle bokta.
    --michael caine (x, y, and zee)

    -nas‡l ölmek istersin?
    -yaşlanarak.
    --boris karloff ve lou costello (abbott and costello meet the killer)

    yapacaı‡n en son şey olsa da intiher edeceksin.
    --boris karloff (abbott and costello meet the killer)

    baş‡na gelebilecek en iyi şey ... endüstriyel bir kazad‡r.
    --james belushi (dün gece hakk‡nda)

    bak, evlenmek istemiyorum, çocuk istemiyorum, baılan‡p kalmak istemiyorum! mutlu deıilim, art‡k ... seni de sevmiyorum ... .
    --rob lowe (dün gece hakk‡nda)

    baylar ... hükümetlerinizde daima yasalar‡n üzerinde kimseler olacakt‡r.
    --steven seagal (yasan‡n üstünde [above the law])

    oıluma, tutmaya haz‡r olmad‡ı‡n sözler verme.
    --geena davis (kazara turist)

    yapabileceıinin en iyisi buysa, senin en iyin berbat.
    --jodie foster (san‡k)

    †yi bir tan‡k deıilim, tamam m‡? çok k‡r‡lgan‡m. geçmişim sorgulanabilir. sarhoşum. taş kafal‡y‡m. uyuşturucu al‡şkanl‡ı‡m var.
    --jodie foster (san‡k)

    ne yaparsan yap ... küçük görme.
    --jim carrey (ace ventura: pet detective)

    doıu yaşam tarz‡ bana çok cazip geliyor. muhtemelen benim japonlara olan sevgimi paylaşm‡yorsun. harika küçük insanlar, harika... çok yanl‡ş anlaş‡lm‡ş...
    --sydney greenstreet (across the pacific)

    güzel bir gül yetiştirmek istiyorsan, gübre kullanmak gibisi yoktur.
    --wilfrid hyde-white (ada)

    bugün menüde yokum.
    --susan hayward (ada)

    bütün demek istediıim, bir erkeıin yapabileceıi bir çok şey var ki toplumun gözünde gayet iyidir. ayn‡ şeyi bir kad‡n yaparsa, ayn‡s‡n‡, derhal toplum d‡ş‡na itilir.
    --katherine hepburn (adem'in kaburgas‡)

    ben bir eş istiyorum, rakip deıil.
    --spencer tracy (adem'in kaburgas‡)

    ev, şapkan‡ giydiıin yerdir.
    --john lithgow (buckaroo banzai'nin 8. boyuttaki maceralar‡)

    gülebiliyorken gül, seni maymun çocuk.
    --john lithgow (buckaroo banzai'nin 8. boyuttaki maceralar‡)

    nereye gidersen git, oradas‡nd‡r.
    --peter weller (buckaroo banzai'nin 8. boyuttaki maceralar‡)

    hayat‡n‡n en utand‡r‡c‡ an‡ndan 10 saniye kadar uzaktas‡n.
    --andrew dice clay (ford fairlane'in maceralar‡)

    †nsan yüzü k‡zaran, ya da yüzünün k‡zarmas‡ gereken tek hayvand‡r.
    --fredric march (mark twain'in maceralar‡)

    planlar‡n‡ m‡ bozdum?
    --errol flynn (robin hood'un maceralar‡)

    gene yapard‡m, beni öldürmüş olsan bile.
    --olivia de havilland (robin hood'un maceralar‡)

    benim nefret ettiıim adeletsizlik, normanlar deıil.
    --errol flynn (robin hood'un maceralar‡)

    art‡k buna bir son vermenin zaman‡.
    --errol flynn (robin hood'un maceralar‡)

    -empire state binas‡n‡n tepesi nas‡l?
    -oh, evet. mükemmel. new york'ta cennete en yak‡n olduıumuz yer.
    -güzel.
    -102. kat. asansöre binmeyi de unutma.
    --cary grant ve deborah kerr (an affair to remember)

    s‡cak an‡lar‡ olmayanlar için k‡ş soıuk olmal‡.
    --deborah kerr (an affair to remember)

    sevgili tanr‡m, yolculuıumuzun sonuna geldik. k‡sa bir süre sonra huzurunda olacaı‡z. merhametli olman için yalvar‡yorum.
    --katharine hepburn (afrikal‡ kraliçe)

    ne saçma bir fikir! bayan, benim bir saçma fikrime karş‡l‡k 10 tane saçma fikriniz var.
    --humphrey bogart (afrikal‡ kraliçe)

    bizi birlikte asar m‡s‡n‡z, lütfen?
    --katharine hepburn (afrikal‡ kraliçe)

    bütün istediıim umursand‡ı‡m‡ ve güvenlikte olduıum hissetmek.
    --michelle pfeiffer (masumiyet çaı‡)

    hepsi bir tür hiyeroglifik dünyada yaşad‡. as‡l şey hiç söylenmedi, hatta yap‡lmad‡ ve düşünülmedi, sadece gelişigüzel sembollerle gösterildi.
    --joanne woodward (masumiyet çaı‡)

    o bana iş verir, ben ona abideler.
    --charlton heston (the agony and the ecstasy)

    kural #1: kimseyi öldüremem.
    --robin williams (aladdin)

    kongre'de bulunmak bir çok iyi adam‡ mahvetmiştir.
    --denver pyle (the alamo)

    ben bir muhbirim, ikiyüzlü deıil!
    --gene lockhart (cezayir)

    sen benin için nesin biliyor musun? paris. †şte bu. paris. paris'te bir bahar sabah‡.
    --charles boyer (cezayir)

    san‡r‡m bütün yetenekli insanlar biraz acayip oluyor. bu gerçekten onlar‡n cazibesinin bir parças‡.
    --katherine hepburn (alice adams)

    ben uzaklardayken iqlar birdenbire düştü mü?
    --sigourney weaver (aliens)

    cehenneme giden ekpres asansördeyiz, aşaı‡ gidiyoruz.
    --bill paxton (aliens)

    katil mi dedim? şampiyon demek istedim. boks terimlerini kar‡şt‡rm‡ş‡m.
    --george sanders (all about eve)

    diyelim ki öldün.
    --bette davis (all about eve)

    birbirimizi hak ediyoruz.
    --george sanders (all about eve)

    niye hep mutsuz tavşanlar gibi görünüyorlar?
    --marilyn monroe (all about eve)

    ben ve kayzer, ikimiz de savaş‡yoruz. tek fark, kayzer burada deıil.
    --slim summerville (bat‡ cephesinde yeni bir şey yok)

    konu ülken için ölmekse, hiç ölmemek daha iyidir.
    --lew ayres (bat‡ cephesinde yeni bir şey yok)

    beni affetmek zorundas‡n, yoldaş.
    --lew ayres (bat‡ cephesinde yeni bir şey yok)

    ruh? ruh hiç bir şeydir. onu görebilir misin? onu koklayabilir misin? ona dokunabilir misin? hay‡r...
    --walter huston (paran‡n sat‡n alabileceıi her şey)

    biz vazgeçmedik, sen vazgeçtin.
    --tom cruise (all the right moves)

    memleketteyken herkes benim kabiliyetsiz olduıumu söylerdi. burada da ayn‡ şeyi söylüyor olabilirler, ama franz‡scas‡ kulaıa daha hoş geliyor.
    --gene kelly (paris'te bir amerikal‡)

    ben bir konser piyanistiyim. bu halen işsizim demenin haval‡ bir biçimi.
    --oscar levant (paris'te bir amerikal‡)

    sadece şu kadar‡n‡ söyleyeyim: gençlik duygular‡mla başa ç‡kabilecek kadar yaşl‡y‡m.
    --georges guetary (paris'te bir amerikal‡)

    beş yüz bin dolar için hiçbir şeyden korkmam, ölümden bile!
    --susan hayward (among the living)

    art‡k kim olduıumu bilmiyorum. neyi hat‡rlad‡ı‡m‡ ve bana hat‡rlamam söylenen şeyi bilmiyorum. gerçek nedir?
    --ingrid bergman (anastasia)

    majestelerinin yan‡nda, hayat ebedi bir süt kasesi gibidir.
    --martita hunt (anastasia)

    evdeki tek hizmetçiyi öldürmek çok aptalcayd‡. şimdi marmelat‡n nerede olduıunu bile bilmiyoruz.
    --judith anderson (and then there were none)

    köpeklerin pireleri olur, gazetelerin spor yazarlar‡.
    --paul douglas (angels in the outfield)

    lütfen espri yapma.
    --paul douglas (angels in the outfield)

    bir sabah pijamamda bir fil vurdum. onun pijamama nas‡l girdiıini hiç bilmeyeceıim.
    --groucho marx (animal crackers)

    bitti? bitti mi dedin? biz bittiıine karar verinceye kadar hiç bir şey bitmez. almanlar pearl harbor'u bombalad‡klar‡nda bitmiş miydi? kahretsin, hay‡r!
    --john belushi (hayvan evi)

    çocuklar‡m‡n hiçbirini sevmiyorum.
    --florence eldridge (orman‡n diıer taraf‡)

    baz‡lar‡ savaştan hiç dönmemeli.
    --john dall (orman‡n diıer taraf‡)

    şu masada sabah alt‡ya kadar sizin için 1000 dolar olacak. erkenden trene binin. şu an susman‡z‡ isteyen yaşl‡ baban‡za her y‡l noel'de bir kart at‡n.
    --fredric march (orman‡n diıer taraf‡)

    bu tür gerçekleri biliyorum, çünkü bir sigorta şirketinde çal‡ş‡yorum.
    --jack lemmon (the apartment)

    bir kad‡nla 12 y‡l evli kald‡ktan sonra, kahvalt‡ masas‡na oturup, şekeri uzat‡r m‡s‡n? ... bu arada, ben boşanmak istiyorum, diyemezsin. bu o kadar kolay deıil.
    --fred macmurray (the apartment)

    sadece anlam‡yorsun.
    --marlon brando (the appaloosa)

    damarlar‡nda bir yerde bir böcek var. onu tedavi ettir, yoksa hepimizi öldürteceksin.
    --paul stewart (tehlikeyle randevu)

    mutlu deıilim ... hiç mutlu deıilim.
    --walter abel (arise my love)

    önce beni öldürmek istiyorsun, şimdi beni öpmek istiyorsun.
    --bruce campbell (army of darkness)

    ailemde ç‡lg‡nl‡k koşuşturuyor, daha doırusu t‡r‡s gidiyor.
    --cary grant (arsenic and old lace)

    beyefendilerden biri, ne kadar lezzetli! diyecek zaman buldu.
    --jean adair (arsenic and old lace)

    -banyo yapacaı‡m.
    -medyaya haber vereyim.
    --dudley moore ve john gielgud (arthur)

    gerçekçe konuşur musunuz?
    --charlton heston (arrowhead)

    şu göıüslere bak! güzel deıil mi?
    --elizabeth taylor (ash wednesday)

    dövüşürken han‡mefendi deıilim.
    --maureen o’hara (at sword’s point)

    atlas okyanusu o zamanlar bir şeydi. evet, atlas okyanusunu o günlerde görmeliydin.
    --burt lancaster (atlantic city)

    ayr‡ca ben nas‡l anne olabilirim? anne olamayacak kadar meşgulüm.
    --rosalind russell (auntie mame)

    hiçbir şey için endişelenme. tamamen yang‡n sigortas‡ kapsam‡nday‡m.
    --rosalind russell (auntie mame)

    vücudundaki bütün kemikleri k‡rmam gerekse bile bu çocuıu tanr‡'dan korkan dürüst bir h‡ristiyan yapacaı‡m.
    --fred clark (auntie mame)

    saç‡m‡ senin yapt‡ı‡n gibi doıal tutsayd‡m, kel olurdum.
    --rosalind russell (auntie mame)

    hayat bir şölen ve bir çok gariban açl‡ktan ölüyor.
    --rosalind russell (auntie mame)

    hayat‡m‡n detaylar‡ önemsiz.
    --mike myers (austin powers: international man of mystery)

    bu oday‡ kimse terketmeyecek, cüzdan‡m‡ kaybettim.
    --irene dunne (the awful truth)

    resimlerini gazetede görmüştüm ve neye benzediıini merak ediyordum.
    --irene dunne (the awful truth)

    ona onu görmek istediıimi söyle. ona boks eldivenlerini giymesini söyle.
    --irene dunne (the awful truth)

    geri geldin ve beni gerçekle yakalad‡n, ve gerçekten daha mant‡ks‡z birşey yoktur.
    --irene dunne (the awful truth)

    … bebek doıuramam, çünkü 12:30da toplant‡m var.
    --diane keaton (bebek odas‡)

    †şe ihtiyac‡m var. †nsanlara ihtiyac‡m var. sosyal hayata ihtiyac‡m var. sekse ihtiyac‡m var.
    --diane keaton (bebek odas‡)

    yaşam‡m‡n şu dakikas‡nda akl‡mda tek bir şey var, o da güvelerin yediıi bu şehirden ç‡k‡p gitmek.
    --diane keaton (bebek odas‡)

    şimdi, bu büyük binada bana bir yer olmad‡ı‡n‡ söyleme.
    --barbara stanwyck (bebek yüz)

    biz işimizi ciddiye al‡r‡z. espri yapmak istiyorsan sirke kat‡l.
    --joe mantegna (baby's day out)

    -bundan s‡yr‡labileceıimizi san‡yor musun?
    -hay‡r, ben elektrikli sandalyeyi çok acayip merak ettiıim için buraday‡m.
    --brian haley ve joe mantegna (baby's day out)

    o canl‡ bir şey … nefes al‡yor, yiyor ve nefret ediyor.
    --robert de niro (backdraft)

    şimdi, bir k‡z‡n akl‡ndan hiç ç‡kmayan bir tip var. orada aı‡r bir metal gibi duruyor.
    --veda ann borg (the bachelor and the bobby-soxer)

    beni sadece sevdiıini söyle. †lle de sevmen gerekmez.
    --carolyn jones (the bachelor party)

    art‡k senin hayat‡nda önemli deıilim.
    --margaret sullavan (back street)

    beni evde yap‡lm‡ş bir şampanyayla ayartmaya çal‡ş‡yor.
    --susan hayward (back street)

    başkalar‡n‡n aşk hikayeler hep komiktir.
    --susan hayward (back street)

    bu ç‡lg‡nl‡k, fakat seni seviyorum.
    --susan hayward (back street)

    selam oradaki! sen iri biri misin? bal‡ketinde, biraz dolgunca? tamam, yüzleşelim, sen şişman m‡s‡n?
    --rodney dangerfield (back to school)

    tarih bence kutsald‡r ... çiftçinin topraıa bak‡ş‡ ve onu kutsal say‡ş‡ kadar.
    --sam kinison (back to school)

    hiç bir şey karş‡l‡ı‡nda hiç bir şey al‡rs‡n.
    --walter pidgeon (kötü ve güzel)

    böyle bakma. sana beni kazma ve içimi tersyüz ederek nas‡l bir şey olduıuma karar verme hakk‡n‡ kim verdi?
    --kirk douglas (kötü ve güzel)

    üçümüze yetecek cazibeye sahip.
    --dick powell (kötü ve güzel)

    ben bu çocuıun dahi olduıunu hep söyledim.
    --walter pidgeon (kötü ve güzel)

    son zamanlarda iyi bir kitap okudun mu?
    --lana turner (kötü ve güzel)

    ya, her şeyin ortas‡nda birdenbire bir şeyi aç‡kça anl‡yorum: parti senin bulunduıun yer.
    --lana turner (kötü ve güzel)

    ben olmasayd‡m, o bir fikir olarak kalacakt‡.
    --kirk douglas (kötü ve güzel)

    mezarda bir y‡ld‡z olamazs‡n.
    --kirk douglas (kötü ve güzel)

    o seni duraklat‡r m‡yd‡?
    --frank langella (kötü arkadaş)

    o bir parça pis iş.
    --frank langella (kötü arkadaş)

    onlar‡ öldürdüm, çünkü onlar ödül peşinde koşan yaımac‡lard‡. sadece yapt‡klar‡ işin karş‡l‡ı‡n‡ alan polis olsalard‡ o zaman farkl‡ olurdu.
    --martin sheen (badlands)

    bence ellerimizi bu taşla ezmeliyiz, böylece bu günü hiç unutmay‡z.
    --martin sheen (badlands)

    sarhoşum. küçük çocuıun öldürüldüıünde sarhoş kalmak bir zevktir.
    --eileen heckart (kötü tohum)

    oh, senin yüksek sosyeteden geldiıinin kesinlikle fark‡nday‡m.
    --eileen heckart (kötü tohum)

    bir sepet öpücük karş‡l‡ı‡nda bana ne vereceksin?
    --patty mccormack (kötü tohum)

    şark‡n bekleyebilir.
    --vincent price (bagdad)

    onu seviyorum, çünkü o bir bardak yaıs‡z sütle sarhoş olan bir tip ve onun kulaklar‡na kadar k‡zarmas‡ hoşuma gidiyor.
    --barbara stanwyck (ateş topu)

    annen art‡k seninle olamaz.
    --the great prince (bambi)

    ac‡dan başka her şeye dayanabilirim.
    --oscar levant (the band wagon)

    sana söylüyorum, hareket ediyorsa, seni heyecanland‡r‡yorsa, seni eılendiriyorsa ... o tiyatrodur.
    --jack buchanan (the band wagon)

    birdenbire bütün parçalar yerine oturdu.
    --fred astair (the band wagon)

    tart‡şm‡yoruz! tam bir anlaşma içindeyiz! birbirimizden nefret ediyoruz!
    --nanette fabray (the band wagon)

    öldüıümde gazeteler bu dünyan‡n orospular‡n‡n çocuklar‡n‡n liderlerini yitirdiıini yazacak.
    --vincent gardenia (bang the drum slowly)

    ve bir kez daha hayat senaryonun d‡ş‡na ç‡k‡yor.
    --humphrey bogart (ç‡plak ayakl‡ kontes)

    sence ben gerçekten bir y‡ld‡z olabilir miyim?
    --ava gardner (ç‡plak ayakl‡ kontes)

    onun yarat‡c‡ olan herhangi bir şeyle ilgisi benim nükleer fizikle olan ilgim kadar.
    --humphrey bogart (ç‡plak ayakl‡ kontes)

    san‡r‡m hayat‡n‡n çoıunu bir meslekte geçirince mesleki görüş aç‡s‡ denebilecek bir şey geliştiriyorsun.
    --humphrey bogart (ç‡plak ayakl‡ kontes)

    bir senaryo anlam ifade etmelidir, hayat‡n bu zorunluluıu yoktur.
    --humphrey bogart (ç‡plak ayakl‡ kontes)

    ölüp cennete gittiıimiz hissine kap‡ld‡m ... sadece t‡rmanmam‡z gerekiyor.
    --mildred natwick (barefoot in the park)

    ona önemli olduıunu hissettir. bunu yaparsan mutlu ve harika bir evliliıiniz olur, her on çiftten ikisi gibi.
    --mildred natwick (barefoot in the park)

    birdenbire popülerim. belki de belediye meclisi üyeliıi için çal‡şmal‡y‡m.
    --mickey rourke (bar kelebeıi)

    herkes bir iş bulabilir. çal‡şmadan başarmak herkesin harc‡ deıildir.
    --mickey rourke (bar kelebeıi)

    klas bir bayan görünce hemen anlar‡m.
    --mickey rourke (bar kelebeıi)

    baz‡lar‡ asla kafay‡ yemez. onlar‡nki gerçekten korkunç bir hayat olmal‡.
    --mickey rourke (bar kelebeıi)

    aptal deıilim.
    --sharon stone (temel †çgüdü)

    öldürmek sigara içmek gibi deıildir, onu b‡rakamazs‡n.
    --sharon stone (temel †çgüdü)

    yeni kitab‡n ne hakk‡nda?
    --michael douglas (temel †çgüdü)

    †nsan kendi yolundan gitmeli.
    --val kilmer (batman forever)

    k‡r‡k kanatlar zamanla iyileşir.
    --michael gough (batman forever)

    kafein seni öldürecek
    --jim carrey (batman forever)

    kazand‡m! kazand‡m! kazand‡m!
    --jim carrey (batman forever)

    bir arkadaş aram‡yorum. şu an bir ortaıa ihtiyac‡m var.
    --chris o'donnell (batman forever)

    bilgi kuvvetse, tanr‡ benim.
    --jim carrey (batman forever)

    herkes dikkat ediyor mu?
    --jim carrey (batman forever)

    kad‡nlarla fazla şans‡m olmad‡.
    --val kilmer (batman forever)

    şimdi gerçek oyun başlas‡n.
    --jim carrey (batman forever)

    patakla beni!
    --jim carrey (batman forever)

    bana yeni bir rüya verdiıin için teşekkür ederim.
    --val kilmer (batman forever)

    hepimizin maskesi var.
    --val kilmer (batman forever)

    niye basitçe ölemiyorsun?
    --tommy lee jones (batman forever)

    … o adamlara karş‡ dikkatli ol. onlar umutsuz karakterli. biri bile bacaklar‡ma bakmad‡.
    --jennifer jones (beat the devil)

    zaman! zaman! zaman nedir? †sviçreliler onu imal eder. frans‡zlar onu stoklar. †talyanlar onu arar. amerikal‡lar onun para olduıunu söyler. hindular onun var olmad‡ı‡n‡ söyler. benim ne dediıimi bilmek ister misin? ben zaman bir h‡rs‡zd‡r diyorum.
    --peter lorre (beat the devil)

    neden hep benim ad‡mla ilgili espriler yap‡yorsun?
    --peter lorre (beat the devil)

    asl‡nda ben bisiklete binmiş 12 yaş‡ndaki bir çocuıu k‡skan‡yorum.
    --tim hutton (beautiful girls)

    senin en güzel y‡llar‡n lisede geçerken ben ne hissedebilirim?
    --mira sorvino (beautiful girls)

    senin kalbinde çirkinlik var.
    --gilbert roland (beauty and the bandit)

    her şeyi bir saniyede kaybettim.
    --christian slater (bed of roses)

    şimdi şov zaman‡!
    --michael keaton (beetlejuice)

    gerçek ne olursa olsun, arkanday‡z.
    --liam neeson (before and after)

    biri seni buralarda istemiyor.
    --william demarest (behind the eight ball)

    kendi yoluma gitmek istiyorum.
    --robin williams (being human)

    niçin diıer herkesten bu kadar farkl‡ konuşuyorsun?
    --robin williams (being human)

    -senin alt‡n saçlar‡na sahip olmal‡y‡m, muhteşem gözlerine, çekici gülüşüne, şirin kollar‡na, ilahi biçimine ...
    -bir dakika. bir dakika! bu bir teklif mi, yoksa envanter mi ç‡kar‡yorsun?
    --john miljan ve mae west (belle of the nineties)

    sana şerefsiz bir yüzün olduıunu hiç kimse söyledi mi? bir papaz için, yani.
    --ingrid bergman (the bells of st. mary's)

    doıal olarak ben kendi baş‡n‡n çaresine bakabilen bir adam görmek isterim. d‡şar‡s‡ erkeklerin dünyas‡.
    --bing crosby (the bells of st. mary's)

    beni çok mutlu ettin.
    --ingrid bergman (the bells of st. mary's)

    devam ediyor, judah … yar‡ş bitmedi.
    --stephen boyd (ben-hur)

    bir kad‡n (eş olarak)? bir tanr‡'y‡ anlayabilirim, fakat bir kad‡n! bu uygarca deıil. bu cömertlik deıil.
    --hugh griffith (ben-hur)

    roma tanr‡'ya sayg‡s‡z.
    --charlton heston (ben-hur)

    gözlerin nefretle dolu. bu iyi. nefret insan‡ canl‡ tutar.
    --jack hawkins (ben-hur)

    atlar‡m‡ gördün. onlar‡n sadece onlara deıen bir sürücüye ihtiyaçlar‡ var.
    --hugh griffith (ben-hur)

    kulaklar‡m bu müzikle çiftleşmek ve ondan çocuk sahibi olmak istiyor.
    --lenny henry (bernard and the genie)

    onda sadakat d‡ş‡nda bir köpeıin bütün nitelikleri var.
    --henry fonda (the best man)

    bir insan‡n tek istediıi birazc‡k eılenmektir.
    --brian ahern (the best of everything)

    benim bütün istediıim beni sevecek bir adam … bir süre için.
    --suzy parker (the best of everything)

    keşke beni seven birine aş‡k olsayd‡m.
    --diane baker (the best of everything)

    sen ve senin tavşan suratl‡ kar‡n cehenneme gidin!
    --joan crawford (the best of everything)

    -ne ar‡yorsun?
    -kay‡p bir arkadaş.
    --hope lange ve stephen boyd (the best of everything)

    sen de kimsin be?
    --brian ahern (the best of everything)

    onu senden uzak tutmak, seni ona unutturmak ve onu mutlu edecek dürüst biriyle onu evlendirmek için elimden gelen her şeyi yapacaı‡m.
    --fredric march (hayat‡m‡z‡n en güzel y‡llar‡)

    bayanlar ve baylar, burada olduıum için mutluyum. asl‡nda, herhangi bir yerde olduıum için mutluyum.
    --fredric march (hayat‡m‡z‡n en güzel y‡llar‡)

    ona kendi oıluna verdiklerinden tatt‡racaı‡m: rezillik, umutsuzluk ve maılubiyet.
    --robert duvall (the betsy)

    bu dünyada yanl‡ş hesap yapan bir kad‡n‡n hesap yapmas‡ndan daha büyük aptall‡k yoktur.
    --lesley-anne down (the betsy)

    ben başar‡l‡ bir işadam‡y‡m. bir çok insan tan‡yorum. †nsanlar‡ tan‡yan insanlar‡ tan‡yorum.
    --joe pesci (betsy's wedding)

    benim ana-babam özgür fikirli insanlar deıil. onlara göre yarat‡c‡ olmak düşük fiyatla al‡p yüksek fiyatla satmak demek.
    --dylan walsh (betsy's wedding)

    ben veya başka biri sana bir anl‡k mutsuzluk verirse çok derinden üzülürüm.
    --anthony lapaglia (betsy's wedding)

    radyo dinliyor ve onun ne tür müzikten hoşland‡ı‡n‡ düşünüyorum. hard rock? hafif müzik? yoksa klasik müzik mi ... sinatra filan?
    --anthony lapaglia (betsy's wedding)

    sence kaçabilecek mi?
    --phyllis thaxter (bewitched)

    seni hiç gülerken görmedim.
    --stephen mcnally (bewitched)

    sen öldüıünde kim ölecek?
    --edmund gwenn (bewitched)

    buradan ç‡kmazsam öleceıim. burada yaşamak cenaze töreninin başlamas‡n‡ beklemek gibi bir şey. yo, kefenin içinde, seni götürmelerini beklemek gibi bir şey.
    --bette davis (beyond the forest)

    kötü haber iyi satar, çünkü iyi haber haber deıildir.
    --kirk douglas (the big carnival)

    buralarda gürültü için ne yap‡yorsunuz?
    --kirk douglas (the big carnival)

    asansörde insanlarla konuşmam‡z yasak.
    --noel niell (the big clock)

    art‡k seni dinlemek zorunda deıiliz.
    --john goodman (the big easy)

    senin yasalara baıl‡ kalman gerekiyordu, ama bunun yerine onu çekiştiriyor ve sat‡yorsun. sen art‡k iyi insanlardan biri deıilsin.
    --ellen barkin (the big easy)

    ondan hoşlan‡yorum. ondan çok hoşlan‡yorum.
    --gloria grahame (the big heat)

    dinle, ben zengin de oldum fakir de. bana inan, zenginlik daha iyi.
    --gloria grahame (the big heat)

    ben sadece şaka yap‡yordum.
    --wallace berry (the big house)

    pekala, evlat, madem ki büyüklerine sayg‡l‡ olmay‡ öırenmedin, senden daha iyilere sayg‡l‡ olmay‡ öırenmenin zaman‡ geldi.
    --john wayne (big jake)

    ve güvenlik nedenleriyle bana yoldaş deme.
    --alan napier (big jim mclain)

    kibar olman‡n maliyeti yoktur.
    --john wayne (big jim mclain)

    yapmam‡z gerekmedikçe hay‡r.
    --john wayne (big jim mclain)

    gömleıimi çekiştiriyorsun.
    --john wayne (big jim mclain)

    gülümse, sözlerinde k‡l var.
    --jack palance (the big knife)

    vah, vah, vah! şehirde bir sürü silah ve çok az beyin.
    --humphrey bogart (the big sleep)

    sana baz‡ iyi haberlerim var.
    --john wayne (the big trail)

    deli misin sen? derdin bu mu?
    --kurt russell (big trouble in little china)

    herkes rahatlas‡n. ben buraday‡m.
    --kurt russell (big trouble in little china)

    hey, ben mant‡kl‡ biriyim. fakat az önce epey mant‡ks‡z bir baz‡ şeyler öırendim.
    --kurt russell (big trouble in little china)

    şimdi, ben her yerde bulunduıumu, her şeyi yapt‡ı‡m‡ söylemiyorum, fakat burada üzerinde yaşad‡ı‡m‡z gezegenin harika bir yer olduıunu kesin biliyorum. ve bir insan‡n bu evrende yapayaln‡z olduıumuzu düşünmesi için bir tür salak olmas‡ gerekir.
    --kurt russell (big trouble in little china)

    tamam, millet! s‡k‡ durun, kaleyi tutun, ve evleri yakmaya devam edin. ve şafaıa kadar dönmezsek ... başkan‡ aray‡n.
    --kurt russell (big trouble in little china)

    ben yaşayan en zeki insan‡m.
    --adam sandler (billy maddison)

    tango yapmak için iki kişiden fazlas‡ gerek.
    --adam sandler (billy maddison)

    silahlar ve adam vurma tarihe kar‡ş‡yor. kanun ve düzen geliyor. †yi insanlar iyi ve bar‡şç‡ vatandaşlar olarak yaşamak istiyorlar.
    --ian hunter (billy the kid)

    onlar‡n insan olmalar‡n‡ istemiyorum. onlar‡n itaat etmelerini istiyorum.
    --christopher walken (biloxi blues)

    cennete hoş geldin.
    --pauly shore (bio-dome)

    art‡k böyle kad‡nlar yapm‡yorlar.
    --gene hackman (kuş kafesi)

    keşke daha güçlü biri olsayd‡m.
    --jessica tandy (kuşlar)

    bana niçin hayat hikayeni anlatm‡yorsun? sadece son on dakika d‡ş‡ndaki her şeyi boş ver.
    --james coburn (bite the bullet)

    -†lk kez beyaz bir kad‡n olmak istedim.
    -niçin?
    -aılayabilmek için.
    --katherine demille ve anthony quinn (black gold)

    bir arkadaş‡n yüzünü saklamak için nedeni yoktur.
    --peter cushing (the black knight)

    o! art‡k polisler yerine şüphelileri mi dinliyoruz?
    --michael douglas (kara yaımur)

    yar‡n buna sonsuza kadar bir son vereceıim.
    --tony curtis (the black shield of falworth)

    onun bütün arad‡ı‡ hepimizin arad‡ı‡ ayn‡ cevaplard‡. nereden geldim, nereye gidiyorum, ne kadar kald‡? bütün yapabildiıim, oraya oturmak ve ölmesini seyretmek.
    --harrison ford (blade runner)

    bütün o anlar zamanla kaybolacak, yaımurdaki gözyaşlar‡ gibi.
    --rutger hauer (blade runner)

    bu sorular senin akl‡na m‡ geliyor, yoksa onlar‡ senin için onlar m‡ yaz‡yor?
    --brion james (blade runner)

    keşke sen de benim senin gözlerinle gördüklerimi görebilseydin.
    --rutger hauer (blade runner)

    polis deıilseniz küçük insanlars‡n‡z.
    --m. emmet walsh (blade runner)

    kurban olmaktansa katil olmay‡ yeılerdim.
    --harrison ford (blade runner)

    yaşamayacak olmas‡ çok kötü! fakat, yine, kim yaş‡yor peki?
    --edward james olmos (blade runner)

    uyan, ölme zaman‡!
    --brion james (blade runner)

    haz‡rlansan iyi olur. seni öldürmek zorunda olacaı‡m. saı olmazsan oynayamazs‡n.
    --rutger hauer (blade runner)

    -senin as‡ld‡ı‡n‡ söylediler.
    -doıru söylemişler.
    --charles mcgregor ve cleavon little (blazing saddles)

    nas‡l uyuyabilirim? seni bir daha hiç görmeyebilirim.
    --arthur lake (blondie)

    beni dinlemeyeceksen belki başka birini dinleyeceksin.
    --arthur lake (blondie)

    bebeıimizle ne yapacakt‡n?
    --arthur lake (blondie takes a vacation)

    karar‡n‡ ver. bekleyemem.
    --robert mitchum (blood on the moon)


    (gece - 25 Kasım 2004 10:13)

Yorum Kaynak Link : unutulmayan film replikleri