Çıkış Tarihi     : 14 Kasım 1997 Cuma, Yapım Yılı : 1997
Türü                : Komedi,Bilim Kurgu
Taglar             : izlemek,oğlan,gökkuşağı,doğum günü partisi,zaman yolculuğu
Ülke                : İngiltere
Yönetmen       : David Cobham (IMDB), Rachel Tillotson (IMDB), Dominic MacDonald (IMDB), N.G. Bristow (IMDB), Alex Kirby (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Graham Alborough (IMDB),Elly Brewer (IMDB)(ekşi),Peter Corey (IMDB)(ekşi),Richard Fegen (IMDB),Brian Finch (IMDB)(ekşi),Lucy Hackney (IMDB),Dave Ingham (IMDB),Robert Jones (IMDB),Kelly Marshall (IMDB),Simon Nicholson (IMDB),Andrew Norriss (IMDB),Laura Summers (IMDB)
Oyuncular      : David Peachey (IMDB), Liza Goddard (IMDB), Ruth Hudson (IMDB), Martin Neil (IMDB), Ryan Watson (IMDB), Ezrah Roberts-Grey (IMDB), Rosie Day (IMDB)(ekşi), Phoebe Allen (IMDB), Kay Purcell (IMDB), Jack McKenzie (IMDB), Claire Beck (IMDB), Barry Jackson (IMDB), Samantha Birch (IMDB), Stephen Houghton (IMDB), Elizabeth Mellor (IMDB), Amanda Abbington (IMDB), Perry Neville (IMDB), Dominic Elliott-Spencer (IMDB), Robert Horwell (IMDB), Chris Roebuck (IMDB), Victoria Wicks (IMDB), Michael Lumsden (IMDB), Lucy Davis (IMDB), Mike Grady (IMDB), Kenneth Hadley (IMDB), Constance Lamb (IMDB), Simon Pearsall (IMDB), Philip Childs (IMDB), Ian Keith (IMDB), Deddie Davies (IMDB), Geoffrey Harris (IMDB), Jean Heywood (IMDB), Tom Knight (IMDB), Laura Mansfield (IMDB), Jay Simon (IMDB), Danielle Watson (IMDB), Martin Ball (IMDB), Ben Frain (IMDB), Jaq Croft (IMDB), Sophie Carrigill (IMDB) >>devamı>>

Bernard's Watch ' Dizisinin Konusu :
Bernard's Watch is a TV series starring David Peachey, Liza Goddard, and Ruth Hudson. A young boy is given a watch that can stop time by "The Postman".





Facebook Yorumları
  • comment image

    3. sezonun 3. bölümü gerçekten harikuladedir.

    --- spoiler ---

    manny'nin annesi ve babası geldikten sonra düzende ufak bir değişme olmuştur. manny'nin annesi temizlik yapmaya başlamıştır arada çamaşırları yıkar.

    sonra ardından bu replik gelir moo-ma'dan
    -i had to wash bernard's separately because they were a bit dirty.

    ardından bernardın sesini duyarız.

    - who tidied my room? who shaved me?

    sahneye girişini görürüz, her zaman alıştığımız siyah kıyafeti yıkanmış bembeyaz olmuştur.

    -who washed my clothes?

    ---
    spoiler ---


    (xi - 22 Aralık 2008 13:23)

  • comment image

    görüp görebileceğiniz en nevi sahsina munhasir ve komik dizilerden biri.

    --- spoiler ---

    elephants and hens isimli bölümde, manny ve bernard çocuk kitabı yazmaya karar verirler.
    maymunlar pandalar falan derken kitap sonunda stalin rejiminden kaçan bir akademisyen, akademisyenin evliliği parçalanmak üzere olan kızı ve akademisyeni araştırırken kızına aşık olan ve onunla beraber olabilmek için kariyerini bir kenara bırakıp omsk'a yerleşen bir gazetecinin hikayesine dönüşür.

    http://www.youtube.com/watch?v=mam-cetc1io

    ---
    spoiler ---


    (ruprect - 21 Ocak 2009 02:06)

  • comment image

    komedinin ingilizlerin işi olduğunu bir kez daha kanıtlayan bir dizidir, ya da benim komik bulabildiğim şeyleri sadece ingilizlerin yapabildiğini, o kısmından pek emin değilim. emin olduğum bir şey varsa black books izlemeyenlerin çok çok şey kaçırdığıdır. insanların oturup tekrar tekrar izlemesinin sebeplerinden biri ise ortalama 8 dakikada bir duyulan bombastik bir espri sonucu gülmekten sonraki bir kaç dakikayı kaçırmalarıdır, daha sonraki seyirlerde o kaçırılan kısımlar da yeni gibi geldiğinden sıkılmadan yaklaşık bir 4-5 kez izlersiniz.

    örnek vermek gerekirse, s01e04'te fazla kafein eşliğinde izlediği polis dizisi sonucu hiperaktiflik sınırlarında dolaşan ve dedektifliğe saplantılı manny karakoldadır ve onu polis zannetmektedirler, bir polis onunla birlikte bir suçluyu sorgulamak ister çünkü iyi polis kotü polis numarasını deneyecektir, manny'ye sen iyi polis ol ben kötü polis olacağım der ve başlarlar.

    -inspector norris: nogsy! (sorgulanan suçlu) you miss me?
    -nogsy: yeah, i was just sitting here thinking "when's inspector norris coming back?"
    -inspector norris: oi! smart lip doesn't work with me, nogsy! i don't react well to it. now, you better start giving me something solid or i'll feed you to the sharks.
    -manny: (to nogsy) you have... beautiful eyes.


    (hydra headed monkey - 21 Mart 2009 11:58)

  • comment image

    dün gece durakta oturup sigara içerken yanıma gelen vegan falan olduğunu tahmin ettiğim sağlıklı yaşam manyağı hatuna cevap olarak yer zaman ve amaç üçlüsüne uygun bir şekilde arakladığım repliğin ait olduğu dizi.

    nedir o replik;

    customer: you know i'm probably getting a lot of secondary smoke from you.
    bernard: don't worry about it, get me a drink sometime.

    kızcağız baktı yüzüme, aslında normal de birine benziyor ki diye düşünüp gitti.
    (bkz: orgazmdan daha zevkli anlar)


    (mimi wonka - 28 Haziran 2010 17:40)

  • comment image

    geçtiğimiz yıl the office ile beraber ingiliz televizyonunun en komik dizisi seçilen, channel 4 yapımı dizi, nevrotik bir kitapevi sahibi, onun tuhaf yardımcısı ve bir arkadaşlarını başından geçenleri anlatır, hakikaten de süründürür.


    (kitkat - 27 Ocak 2003 14:32)

  • comment image

    yanılmıyorsam birinci sezon üçüncü bölümde iznik restaurant'da geçen bir akşam yemegi sahnesi var.

    tekrar yanılmıyorsam restaurantta şu:
    http://www.iznik.co.uk/

    o degilde, dizi acayip komik. ciddi anlamda güldügüm ender dizilerden birisi. yani sadece bu ayrıntıyla hatırlanmak istemem ama ingiliz dizilerine, kitaplarına baglanınca iyice ayrıntı manyagı oluyorsunuz.

    edit: sagolsun only alcoholica araştırmış iyice yanılmıyormuşum.


    (ejderha suvarisi - 9 Haziran 2011 23:15)

  • comment image

    ---spoiler---

    müşteri: bu kitap ne kadar?
    bernard black: 3 pound.
    m: ıımmm
    b: kafanızda bir sorun mu var? hayır demek için mi sallıyorsunuz yoksa kontrol edemediğiniz için mi? yoksa indirim mi düşünüyorsunuz?
    m: kafamda 2 pound vardı aslında.
    b: çünkü 3 pound tamamen bir vurgunculuk değil mi? hem de böyle tam 912 sayfalık bir kitap için? fazladan parayı ne yapacağım ki? dükkanı bir hektar daha genişletirim... ya da piyano şeklinde yapılmış havuzuma daha fazla süslü sazan balığı koyarım... hayır, buldum. ulusal müze'nin yanına kendi adımı taşıyan bir ek bina yaptırırım.
    m: 2.50 veririm.
    b: bu daha iyi. şimdi mantıklı olmaya başladın işte.

    ve kitabı müşterinin elinden alır. arkasını çevirir. yaklaşık 40-50 sayfalık bir bölümü yırtarak müşteriye kitabı geri verir.

    "50 penny daha getirirsen kalanını da alırsın!"

    ---spoiler---

    bernard. seni koca çılgın.


    (goodbyelenin - 23 Nisan 2013 20:07)

  • comment image

    her bölümünü 8-10 defa izlemişimdir.
    çok ayrı bir kafada mizah anlayışı var. yakalayabilenler çok seviyor, alışık olmayanları pek sarmıyor.

    geçen yaz, bizim bakkala bakıyorum. saat sabahın 7'si, zaten gece 4 te yatmışım. tezgahın başında kahve ile hayata tutunuyorum. tipik palamutbükü sabahı. limandaki yatlar birer birer demir alıyor, türkiye'nin bilmemneresinden geride binbir türlü hikayesi ile buraya yeniden başlamak ümidi ile gelmiş orta yaş üstü kadınlar ve adamlar köpekleri ile sabah yürüyüşüne çıkmış. sahilde sabahlamış gençler şezlongta götleri donunca uyuklayarak pansiyonlarına geri dönmekte... severim bakkala bakarken o insanları seyretmeyi. çoğu zaman gelip bir ekmek alırlar tüm enerjileri ile birşeyler anlatırlar. bilirsiniz sabah insanları işte...

    o gün sabahı da herif geldi. ingilizce bildiğimi çakozlayınca anlattı bi sürü,bristol'den gelmiş, buraya yerleşmiş. her palamutbükü sakini gibi o da bir deli. neyse...
    musli almak istedi
    raftaki yerini gösterdim.
    -bunların içinde üzüm kurusu olmayanı yok mu?
    diye sordu.
    -ben ne bileyim, burası avuç kadar bakkal. doğru düzgün bir markete git.
    dedim.
    ve sonra black books severlerin hemen anımsayacağı bir replikle bana cevap verdi.
    -bakın buraya sizi aşağılamaya gelmedim!
    zaten insan sevmeyen biri olarak bakkala bakıyorum. sabahlardan nefret ederim. sabah insanlarından da.
    üzümsüz müsli için olmadık bir ingiliz ile sabahın köründe uğraşıyor olmak benim için gerçekten katlanılması zor bir durum. .

    tezgahtan kalktım, yavaşça herifin yanına gidip elimi adamın omzuna koydum. limana doğru dönüp rezil günün başlangıcı güneş ışıkları yüzüme çakarken tamamen bernard black'a bağlayıp repliği tamamladım.

    -bak kardeşim. ben de sabahın 7 sinde şuraya dikilip senin beni ya da bakkalımı aşağılayabileceğin bir iş yapmak istemedim. belki.. belki başka bir hayatta gerçekten kardeş bile olabilirdik... burada bu salak konuşmayı yaparak birbirimizin vaktini harcayacağımıza sicilya'da bir kafe açıp orada yerel halktan ikiz kardeşler ile evlenebilirdik.... ama öyle olmadı işte. şimdi lütfen... ya müslinin içindeki üzümlere hayatınızda bir yer bulun ya da üzümsüz bir müsli arayışı ile dünyayı dolaşın.

    adamcağız müsliyi aldı. artık üzümlerini evinde ayıklayıp yemiştir. ben de tezgahtaki yaşam savaşıma geri döndüm.

    öğleye doğru kendime gelince üzüldüm sonra adamı tersledim diye. akşam adam yine geldi, bakkalın yanında kafe var bizim işlettğimiz orda kahve ısmarladım herife anlattığı şeyleri dinledim. gönlünü aldım.

    o gün bir black books sahnesi absürtlüğünü gerçek hayatta tecrübe etmiş oldum.


    (melih denizhan - 23 Kasım 2014 03:19)

  • comment image

    gecenin bir körü bir arkadaşımla yaptığım ufak çaplı ingilizce kelime ezberleme çabasının ardından "şöyle bir bakalım sıkılırsak yatarız" diye açtığımız ama sonradan birinci sezonu bir solukta bitirdiğimiz, özellikle 3. ve 4. bölümlerini izlerken gülmekten öldüğümüz absürd komedi dizisi. bol miktarda sigara, şarap, gürültü, patırtı,eveleme,geveleme hatta develeme,jenerikte tom waits...

    cnbc'nin atlamaması gereken bir dizi.

    fran: do you know nothing about modern culture, bernard? beckham, posh, pokemon...
    bernard: pacman. it's pronounced pacman.

    i blanked him


    (sadece112 - 20 Kasım 2005 02:08)

Yorum Kaynak Link : black books