Süre                : 1 Saat 6 dakika
Çıkış Tarihi     : 01 Ocak 1933 Pazar, Yapım Yılı : 1933
Türü                : Komedi,Cinayet,Gizemli,Romantik,Heyecanlı
Taglar             : fotoğraf,kamera,cinayet
Ülke                : İngiltere
Yapımcı          :  Real Art Productions
Yönetmen       : Bernard Vorhaus (IMDB)
Senarist          : Joseph Jefferson Farjeon (IMDB)(ekşi),H. Fowler Mear (IMDB)
Oyuncular      : Henry Kendall (IMDB)(ekşi), Victor Stanley (IMDB), John Mills (IMDB), George Merritt (IMDB)(ekşi), Felix Aylmer (IMDB)(ekşi), Fred Groves (IMDB), Davina Craig (IMDB), Ida Lupino (IMDB)(ekşi), Charles Paton (IMDB), Tom Shenton (IMDB)

The Ghost Camera ' Filminin Konusu :
The Ghost Camera is a movie starring Henry Kendall, Victor Stanley, and John Mills. When a photograph is taken at the scene of a murder, the camera is tossed out of a castle window to destroy the evidence and lands in the back of a...


  • "sıla hanım kızımızın düşman çatlattığı parçadır açık konuşuyorum. o nasıl yaşayarak "kan kırmızı" demektir öyle.."
  • "mete horozoğlu, dolunay soysert ve deniz çakır oyunculuklarıyla göz dolduruyor. üçü de canlı performansda tv dizilerinde olduğundan çok daha başarılı. izlemeye değer bir oyun."
  • "sılanın en iyi şarkısı bence. müzik kalitesi de apayrı bir mevzu. bundan daha iyisini yapabildiği gün sıla gözümde efsane olur vallahi."
  • "camı ilk bulan fenikelilerdir."




Facebook Yorumları
  • comment image

    - believe or not, cam bir sıvıdır. diğer sıvılar gibi cam da akar ama çok yavaş olarak.

    - cam kristallerden yapılmamıştır. makromolekül zincirleri arasında düzenli bağlantılar yoktur, bu yüzden de çok sağlam değildir.

    - sıradan bir camda oluşan çatlak yayılır. çatlayan noktadaki atomlar çok şiddetli gerilim altındadır ve birbirlerinden ayrılır.

    - genelde insanlar tarafından kum ve kireçtaşı kullanılarak yapılır ancak zaman zaman yanardağlar da cam yapar.

    - yanardağların yaptığı bu doğal cama obsidyen denir.


    (holy diver - 26 Mart 2002 16:02)

  • comment image

    cama iyice sokulmuş
    bakıyor öyle uzağa
    düşmüş gibi tuzağa
    kendime sarılıyorum
    der gibi gözleri
    her şeyden çok
    her şeyden çok
    bu koyuyor bana

    herkes geçiyor aynı yollardan
    tanıdığımız yok yukarılardan
    inatla sarılacaksın
    sabredecek yaşayacaksın (azmedeceksin, hazmedeceksin)

    her gece görüyorum balkonda
    elinde sigarası
    gizli içiyor hızlı hızlı
    kendine darılıyor belli ki
    benzi safran sarı
    günler durgun
    hayat aynı kan kırmızı

    sıla'nın albümü konuşmadığımız şeyler var'dan.


    (bi mekan - 25 Kasım 2010 18:07)

  • comment image

    sıla hanım kızımızın düşman çatlattığı parçadır açık konuşuyorum. o nasıl yaşayarak "kan kırmızı" demektir öyle..


    (teletabi - 22 Ocak 2011 18:34)

  • comment image

    levent kazak'in yazdigi oyun.

    tuketim toplumunun bir parcasi olmus, insanin bencilce, hayvanca kullanip ihtiyacini bitirdigini dusundukten sonra biraktigi ici bosaltilmis iliskiler uzerine keyifli, komik bir oyun.

    --- spoiler ---

    onemsiz bi kismi sanirim ama, yapilan yanlisi silmeyerek, yanlisi referans noktasi alarak mi dogruyu bulmaya cabalamak lazim; yoksa yanlislari silmeden devam etmemek mi... bu kismina da nedense feci takildim...

    ---
    spoiler ---

    oyunculuklar birbirinden iyi, hangisine ovgu yazsak digerine ayip etmis oluruz.


    (daginik - 31 Ocak 2011 21:50)

  • comment image

    sıla'nın, bu ülkede varlığı sürdürebilmenin formülünü açıkladığı içten şarkısı.

    herkes geçiyor aynı yollardan
    tanıdığımız yok yukarılardan
    inatla sarılacaksın
    sabredecek yaşayacaksın

    herkes geçiyor aynı yollardan
    tanıdığımız yok yukarılardan
    azmedeceksin hazmedeceksin


    (minca - 10 Mart 2012 14:55)

  • comment image

    kuşların ölüm sebeplerinden biri.

    işyerimizde 1-1,5 metrelik yürüyüş mesafesinde 2 cam arası* bir geçit var. iki cam arası da yaklaşık 1,5 metre. camlardan bir tanesi arka bahçeye bakarken, diğeri de caddeye bakıyor. yani bahçeden baktığınızda caddeyi, caddeden baktığınızda da bahçeyi görebiliyorsunuz.

    insanın aklına, hayaline gelmezken bu camların, bir serçenin canına mal olabileceği, kuşların bunu bilmelerinin imkanı dahi yok. ta ki insan da bir kuşun, o cama çarpıp, yerde can çekişini izleyene kadar idrak edemiyor böyle bir şeyi.

    sabah çay almak için arka tarafa geçtim. birden çok kötü bir cama çarpma sesi (taş atınca çıkan ses gibi) geldi. her iki tarafa da baktım, sorun yok gibi. sonra bahçede, camın dibinde ters dönmüş biçimde, toprakta can çekişen serçe ilişti gözüme. bahçeye geçme imkanım yoktu, gerçi bahçeye gidene kadar da çoktan ölmüş olurdu yine. zira, 1 dakika içinde can çekişme hali, yerini durgun, donuk bir hale bıraktı... muhtemelen boynu kırıldı hayvancağızın, o hızıyla, cama çarparken...

    kısa bir zaman sonra anladım cama neden çarptığını. cam denilen şeyin ne işe yaradığını, ne olduğunu bilmeyen bir canlı, doğal olarak görünene doğru yol almaya çalışır ve sonunda hiç ummadığı şeylerle karşılaşır. o kuşun canına mal olan şey aslında tam olarak bahçeye bakan cam değil de bahçeden bakınca, caddeyi gösteren ikinci camdı. ikinci cam yerine bir duvar olsaydı kuş karşıyı göremeyecek ve muhtemelen yükselip, yuvasına gidebilecekti.

    kısacası, insanlar sorumsuz ve bencil.

    aklıma sosyal bir mesajı getirdi bu olay ama girmek istemiyorum şimdi o konulara.


    (biz siz onlar bensiz daha mutlular - 12 Mart 2012 21:41)

  • comment image

    sılanın en iyi şarkısı bence. müzik kalitesi de apayrı bir mevzu. bundan daha iyisini yapabildiği gün sıla gözümde efsane olur vallahi.


    (beeyore - 7 Kasım 2012 14:18)

  • comment image

    dünyanın en tehlikeli maddesi. bi kere en şeffaf. en sert; anca ki elmasla çizilir, pes. kırıldı mı eski haline gelmez, bükülmez, akkor haline getirmelisiniz ki şekil değiştirsin, ustasının elinde anca. mukavamet entere-şa/n/heseri. kalınlaştı mı görüntüyü kırar kırar yok eder. yüzeyi kürselleşirse ya da rastgeleleşirse oynar dalga geçer görüntü ile. camın içinden çıkmak imkansızdır, 3 boyutlu, kapalı, tek parça, içi boş olduğunu hayal edin, içi boş bir cam küre mesela. camus olur cami* olur, computer aided manufacturing olur, tuz la buz olur. ve işte nefes kesicidir ki kesiği acıtmaz, kanatır. derinlerce açar deriyi de hissetmessiniz, atılan dikiş sayısına hayret edersiniz, gayret edersiniz temiz tutmaya. gündüzleri saklar, gece satar içerinizi. ben kadifeye dokunamayanlar, şeftaliden üçbuçuk atanlar, mermer gıcırtısına deli olanlar gibi korkarım gari camdan. varayım sahibine haber vereyim heman.. cam-el'tosis olur, nolur?


    (cameltosis - 13 Kasım 2003 23:18)

Yorum Kaynak Link : cam