bu dizide herkes aksam malikanesine donunce ilk is kavanoz kadar bir kadehe yarim parmak viski koyar (bkz: zenci dudagi payi) kameranin sol tarafina dogru dusunceli bir ifadeyle dalip giderdi.

zaten konu hakkinda baska da bir sey hatirlamiyorum.

(yaycep - 28 Aralık 2006 10:33)

kadın karakterleri 7/24 full aksesuar, makyajlı gezen diziydi. bir de ev ziyaretlerinde bir oturmama ekolü vardı. ziyaretçi, evine gittiği kişiye iki kelam laf mı edecek, kokteyl parti hesabı beş dakka ayakta muhabbeti koyar, sonra da çıkar giderdi. "oo hoşgeldin, e geç otur" mevzusu yoktu yani.

(bkz: çay iç bişey iç)

(jamsession - 28 Aralık 2006 10:47)

biraz evvel sol frame'de isimleri görmemden mütevellit wikipedia'ya girip şunların akıbeti nolmuş diye bir bakıvereyim dedim. vay anasını sayın seyirciler, bakmaz olaydım keşke,lostu çözemiyoruz diye sıkıntıdayız ya bırakın allasen diyorum size, nasıl böyle bir senaryo yazıp sonradan işin içinden çıkıyolar anlamış değilim, dizideki bütün kadınların en az 5 tane soyadı var, herkes herkesle bi kere evlenmiş (gerçi günahlarını almayayım ben jackle victor bu zamana kadar evlenir diye düşünmüştüm ama daha o raddeye gelmemişler sanıyorum) yalnız işin ilginç yanı yaklaşık bu diziyi 10 senedir izlemiyorum ama gene de biraz okuyunca bütün senaryoya vakıf olabildim bu da senaristlerin başarısı heralde.

(venus - 9 Mayıs 2007 10:25)

sade ve acaip estetik, muzigiyle 100% uyumlu bir jenerigi vardi. "birazdan dunyamizla alakasi olmayan, insanlarin agir agir sirayla konu$tugu, parasal sikinti kavramini 30 sene geride birakmi$ tiplerden ibaret bir gezegene geciyorsunuz" mesajini cok net verirdi. bugun ofiste i$le gucle ugra$irken bir yerlerde calmaya ba$lasa ic gudusel olarak cali$mayi birakip bu geci$e hazirlanirim herhalde.

(kusmuk - 9 Mayıs 2007 10:27)

sozlukte gaza gelip youtube'da bakayim biraz dedigim dizi. 15 senedir izlemiyordum, ki şoke oldum, cil ebıt bi sahnede ketrin çenslır'a "mother" dedi. nasi yani, 40 sene once anasinin kocasini ayartip onunla mi evlenmis? ketrin de cil'i kendi dogurdugunu farketmemis mi bugune kadar?

wikipedia'dan gelen edit:
jill foster abbott
arthur hendricks (biological father)
katherine chancellor (biological mother)
william foster (adoptive father)
elizabeth foster (adoptive mother)

dogru anlamisim, oha diyorum.

bu arada foster üvey demek, salak jill 50 kusur sene nasil da suphelenmemis ki.

(vinyl - 9 Mayıs 2007 11:43)

çocukken, zihnimin "çikolata" ve "gül" kelimesini algılayışını fena halde saptırmış dizi. daha çok küçüktüm, annemin hayran olduğu nikki adlı sarışın kadın, kocası viktır'ın erkek kardeşiyle kırıştırıyordu. bu erkek kardeş bilim adamı mı neydi, ahırda (!) kendince bir şeyler yapıyordu. nasıl becermişse yetiştirdiği beyaz güllerin içine çikolata enjekte etmiş (?!?!), nikki'yi davet ediyordu, nikki kurlara nazlanmasına karşın gül-çikolataları hapur hupur yiyordu. ondan sonra ben de bir süre çikolataları kendimce soymaya çalışarak yemiş, güllere de yalanarak bakar hale gelmiştim.

(solonielle - 24 Haziran 2002 15:15)

artık ne young'ı ne de restless'ı kalmıştır. the old and the wrinkled olarak ismi bu zamandan sonra daha şık duracaktır.

(middle of nowhere - 15 Ocak 2009 17:27)

7 yaşında bir çocuk olarak beni aptal kutusunun başına oturtup izletseler “bunelan?” diyeceğim yapımdı. ama ben anneannesi ve dedesine ilgi duyan bir yedi yaşında çocuktum.
yalan rüzgarı konu itibariyle 20lerde doğup büyümüş ve gençliklerinde televizyon diye birşeyin olmadığı fırtınalı yıllarda yaşamış kişilere hitab edebilecek bir diziydi. tv onlar için başlı başına bir yenilik, bir arzu nesnesi iken, karşılarına çıkan ilk yüksekçe prodüksiyonlu diziyi bağırlarına basacaklardı, piyango yalan rüzgarına çıkmıştı . almanya’ya sürekli işgücü gönderen “almancı” bir ülke olmamız ve diziyi takip eden grupta “almanya’da 15. yılıymış”, yok “ketrin çenslır zaten ölüyor iki sezon sonra” tarzı pre-internet muhabbetler ise cabasıydı. ilkokul yıllarımın tümünü ve ortaokulun ilk senesi de dahil olmak üzere ciddi ciddi tüm çocukluğumu dedem ve anneannemle geçirmiş bir çocuk olarak hala yalan rüzgarı ismini görünce aklıma okul çıkışı yorgunluğu üstüne bana çay yapan ve bir şey yedirmeden rahat bırakmayan, geceleyin dedemle birlikte uyuyalım diye misafir odasında yatan anneannemle; dizi izlerken “bu adamda iş yok” tarzı yorumlar yapıp akşam rakısını içerken bana serçe parmağımla rakıyı tattıran sonra da gece boyunca yanımda hazırolda uyuyan –kıdemlı albay emeklisi- dedem gelir. onlarla içilecek çay, yenilecek köy zeytini, sigara dumanından iz taşımayan mis kokulu trt sesleriyle dolu bir ev, o evin içinde birbiriyle tatlı tatlı didişen iki yaşlı insan sesi eşliğinde kendi evimde yapamadığım kadar rahat ev ödevi yapmak, ödevi cumadan bitirmek, “bir başka gece” izlemek ve dolayısıyla ruhat mengi, seyyal taner gibi absürd kişiliklere aşina olmakla doldurulmuş bir gün ve bir koca gecenin start sesidir y & r'in o malum başlangıç piyanosu.

dedem öleli çok oldu, anneannemse öğleyin ne yediğini hatırlayamayabiliyor. bense eşek kadar insan oldum, birkaç karakter dışında zerre hatırlamıyorum konuyu.

ilkokulda araziye çıkıp oynayan arkadaşlarımın çağrısına “yok dedemlere gidiyorum yalan rüzgarı izlicem” demek, bir gaylik emaresi değil, proust’un ılınmış çaya madlen daldırıp, ıhlamur kokusuyla kaplı bir odada uzanıp kalmak istemesiydi.

(elv - 22 Ağustos 2009 14:16)

orjinal adi young and restless olup yillardir tv de oynayan dizi ce$idi
orjinal logoyu kullanabilmek adina yalan ruzgari ismi uydurulmu$ o ayri

(cadi - 10 Haziran 2000 16:26)

sirasiyla butun erkekler butun di$iler bir donem birbirleriyle siti$ir.olay budur.bi nevi kimin eli kimin cebinde..

(golgi - 5 Kasım 2000 01:24)

o diil de young and restless'in basharfleri y ve r diye yalan ruzgari ismini sak diye gedigine oturtan trt calisanini hayirla ve takdirle anarim bu vesile ile.

(my jekyll doesnt hide - 14 Nisan 2003 12:29)

türkcemize "yalan rüzgari" olarak çevrilen (ne de olsa baş harfleri tutuyor) dizi

(hera - 18 Ağustos 1999 00:00)

babanemin kaçırmadan izlediği dizi.izlemesi yetse neyse ben izlemiyorum diye bana anlatığı dizi.anlatsa neyse.
işgence dizi...
.....
"şimdi o sarı kadın varya..adı aklıma gelmio"(dizideki kadınların yarısı sarışın)
"hangisi babanne?"
"yaw o uzun adamla öpüştü ya geçen bölümde.. adamın karısı gördü bunları hani"(dizideki herkez öpüşüyor ve yakalanıyor).
"bilemedim babanne"
"ya hani adamın karıda arkadaşı ile kırıştırıyordu ya "(gelde işin içinden çık)
...

(mushroom - 16 Temmuz 2003 17:45)

lan bi kere olsun pijama falan giyin rahat edin be allahsızlar dedirten dizi

(mithrandir - 21 Ağustos 2003 03:16)

dizinin oyuncularından doug davidson, şu ana kadar toplam 2730 bölümde oynamış. ve bu 2730 bölümü tam 35 senede kaydetmiş. kendisine naçizane birkaç soru sormak istiyorum.

doug abi, affına sığınıyorum ama deli mi sikti seni? zorun ne abicim? oyunculuk kariyerinde başka bi halt gözükmüyor. ne için uğraşıyorsun? amacın ne? dünyaya kıytırık bi dizide 7739479 bölüm oynamak için mi geldin?

manyaklar mı bunlar ne anlamıyorum ki... lost 5 sezon olunca, 4. sezonda "lost çok bozdu abi" geyiği çevirmeye başlamıştık. adamlar 35 sezon çevirmişler, hala da bana mısın demiyorlar.

(ufukcel - 16 Mayıs 2013 02:15)

- otursanız bütün bölümlerini izlemenizin mümkün olmayacağı

- 10 bin den fazla bölümü ile 1973'den bu yana süren aralıksız çekilebilen tek dizi ünvanını elinde bulunduran

- dünyada hala sürmekte olan en yaşlı 2.ci dizi olan (en yaşlısı doctor who'dur)

- istisnasız 1973'den bu yana bu gün hollywood'da gördüğünüz , ölmüş veya yaşayan oyuncuların ortalama olarak %80'inin en az 1 ila 10 bölüm mutlaka oynamış oldukları.

- amerikalıların hakkında " hollywood'a giden yol , yalan rüzgar'ından geçer. " diye espiri yaptıkları.

- bir benzerinin veya bu kadar uzun soluklu başka bir dizinin çekilmesinin daha imkansız olduğu

- tıpkı bizde ki kurtlar vadisi gibi , başrol oyuncularının bazılarının çocuk'ken diziye başlayıp diziden emekli olduğu hatta öldüğü

- bu güne kadar toplamda 3000'den fazla oyuncunun (arkalarda gezinen figüranlardan olmayan rolü ortalama 5 dakikadan uzun) cast listesinde yer aldığı dizi.

vay babanın kemüğüne...

(opucugu bekleyen kurbaga - 23 Şubat 2014 02:19)

ayrıca belirtmeden geçmemek gerek ki ilk yayın tarihinden beri yazarı aynıdır. bu nasıl sabır bu nasıl görev aşkı hayret etmekteyim.

(totaalbummer - 22 Mayıs 2004 04:40)

ortaokuldaydım o zamanlar... hep kendi kendime "ulan keşke yeni rakı olarak çevirselermiş" diye düşünürdüm bu dizinin adını...

(armonipolisi - 17 Ekim 2004 04:43)

-bu gece için çok özel planlarim var ashley
-nedir onlar viktir?lütfen bana da söyler misin
-sürpriz!biraz heyecanlanmani istiyorum.
-ne sürprizi ya!biktim!yine colannade salonuna götürüceksin beni dimi.jill de ordadir simdi.hayir istemiyorum!
-sinirlenme hayatim gina nin yerine götürücektim.
-sus viktir.

(vocalanestezi - 31 Ağustos 2005 17:20)

abd'de halen tam gaz yayınlanmaya devam edilen dizi. bir defasında hiç unutmam türkiye'de ilk yayınlanmaya basladıgı şaşalı yıllarda, victorın ashley'le yasadıgı askı karısı nikkiye itiraf edeceği en heyecanlı bölümü kacırmayalım diye annem okuldan taksiyle eve getirmişti beni alel acele. pek tabi ki bir sürü aksilik çıkmış victor gercegi söyleyememiş, dizi aynı konu etrafında yıılarca sürmüş, olan taksiye verilen paraya olmuştu.

(bkz: bu da böyle bir anımdı)

(la stella - 10 Eylül 2005 20:20)