• "ı am sam filminin muziginde nick cave'in muthis yorumladigi sarki. ayrica ilgisi az da olsa cagristirdigi icin isterseniz (bkz: laissez faire)"
  • "ayrica $arkinin 3. dakikasinin 58. saniyesinde ( tam mother kelimesinin altina geliyor ) piano yanli$ akor caliyor."
  • "let ıt be number one tv nın yaptıgı bınyılın en ıyı parcaları sıralamasında ılk bese gırmıstı..."
  • "(bkz: sal gitsin)"
  • "bu şarkının kore geleneksel çalgısı gayagum ile yapılmış bir versiyonunu, sakuralar altında bir tapınağın yanında bitki çayı içerken dinleyip "acaba cennet bu mudur" diye düşünmüşlüğüm vardır."
  • "restoranlarda tek klavye ile program yapan müzisyenlerin repertuarlarının olmazsa olmazı olan parça. sözleri genellikle kafadan uydurulup söylenir."
  • "joan baez cover'i da dunya uzerinde bulunuyor ."
  • ""birak olsun""
  • "ing. başını yesin gardaş"
  • "türkçesi"ne zaman başım derde girse..meryem ana gelir dibiimee.."diye başlayan şarkı.."
  • "ing. koy götüne."




Facebook Yorumları
  • comment image

    $arkinin 2. dakikasinin 7. saniyesinde(for though they may be parted lafindan hemen sonra) dikkatli dinlenildigi taktirde(dikkatliden kastim, sesi sonuna kadar acin, kulaklikla dinleyin ve tum dikkatinizi buraya verin) sag kanalda bir " stop , john... " $eklinde bir fisildama mevcuttur.tabii 60'li yillarda( ki bu 1969 ) bu kadar hata olur, ho$ gormek lazim.


    (event - 25 Ağustos 2002 18:14)

  • comment image

    ayrica $arkinin 3. dakikasinin 58. saniyesinde ( tam mother kelimesinin altina geliyor ) piano yanli$ akor caliyor.


    (event - 25 Ağustos 2002 18:19)

  • comment image

    let ıt be number one tv nın yaptıgı bınyılın en ıyı parcaları sıralamasında ılk bese gırmıstı...


    (geyique - 21 Mayıs 2000 16:08)

  • comment image

    bu şarkının kore geleneksel çalgısı gayagum ile yapılmış bir versiyonunu, sakuralar altında bir tapınağın yanında bitki çayı içerken dinleyip "acaba cennet bu mudur" diye düşünmüşlüğüm vardır.


    (vita es morte - 13 Mayıs 2012 17:04)

  • comment image

    restoranlarda tek klavye ile program yapan müzisyenlerin repertuarlarının olmazsa olmazı olan parça. sözleri genellikle kafadan uydurulup söylenir.


    (goddard - 2 Temmuz 2003 21:41)

  • comment image

    albume adını veren sarkının sozleri su sekildedir.

    when i find myself in times of trouble, mother mary comes to me
    speaking words of wisdom, let it be

    and in my hour of darkness, she is standing right in front of me
    speaking words of wisdom, let it be

    let it be, let it be, let it be, let it be
    whisper words of wisdom, let it be

    and when the broken hearted people, living in the world agree
    there will be an answer, let it be

    but though they may be parted, there is still a chance that they may see
    there will be an answer, let it be
    let it be, let it be, let it be, let it be
    there will be an answer, let it be
    let it be, let it be, let it be, let it be
    whisper words of wisdom, let it be
    let it be, let it be, let it be, let it be
    and when the night is cloudy,
    there is still a light that shines on me

    shine on till tomorrow, let it be

    i wake up to the sound of music, mother mary comes to me
    speaking words of wisdom, let it be

    - tekrar chorus -


    (barbar - 9 Mart 2001 00:58)

  • comment image

    takelerinin birisinden once john lennonun $arkida hissettigi katolik dindarligi temalarina gonderme yapmak amaciyla " are we supposed to giggle in the solo ? " diye sordugu $arki.

    ** yıllar sonra gelen edit:

    internetteki tüm kaynaklara göre john "are we supposed to giggle in the solo" diye sormakta fakat uzun zaman sonra tekrar dinleyince bana sanki soran john değil de ringo starrmış gibi gelmekte. hatta ve hatta "giggle" kelimesinden de emin olamadım, giddle gibi bir şey diyor sanki.

    bir ihtimal de kulağım su kaçmış olması.


    (event - 16 Eylül 2003 16:56)

  • comment image

    türkçesi

    "ne zaman başım derde girse..
    meryem ana gelir dibiimee.."

    diye başlayan şarkı..


    (godot - 28 Ocak 2005 09:43)

  • comment image

    sevilen the beatles albümü..
    bir de şurada geçer. yaşanmıştır:

    -ya abicim ben korkuyorum bu kızdan
    -neden?
    -ya biraz sanki azgın
    -nası yani?
    -yani böyle telefonda falan konusurken seks konularına falan getiriyor mevzuyu
    -e daha ne istiyorsun. erkekler sever böyle şeyleri
    -yani ne bileyim. şimdi bunun evine davetliyim ya
    -ee
    -yani şimdi bişiler yaşarsak diye korkuyorum
    -korkuyo musun?
    -evet abi korkuyorum alla allah. ne gülüyorsun?
    -ya kusura bakma kanka. daha önce yatmadın mı kimseyle?
    -hayır
    -ok olabilir (kikir kikir)
    -ya gülme. sen sanki ortamların adamısın.
    -(dikleşir biraz) ya ne alakası var ortamlarla. ben yaşadım bişiler eski kız arkadaşımla
    -tamam ben yaşamadım işte.
    -ya tamam olabilir. sen şimdi ne yapacağını bilmiyor musun?
    -ya teknik olarak biliyorum tabi ama nasıl davransam?. cevval mi olsam, yoksa bıraksam o mu eğitse beni?
    -haa. bak şimdi genç (öğreten adam mode on) böyle işlerde kendini bırakıcaksın ortam seni nereye götürürse öyle davranacaksın.
    -ok anladım. bırak kendini diyorsun yani
    -evet abi. bırak kendini. let it be
    -lan olum ya mother mary comes to me bütün ereksiyon kaçar
    -ne?..haa..puhahahahha
    -hehehhe. güzel dimi..hehe


    (eleventh american esme has met - 8 Şubat 2005 12:49)

  • comment image

    "take"lerden degil de live-in studyo ham kayitlarindan soz edilebilecek bir calisma sezonu urunu olan bu albumun cesitli ortamlardan edinilebilmis kayitlari icinde, fark edilmesi halinde ilginc gelebilecek bircok diyalog ve monolog yer almaktadir. "let it be... naked" albumunde yer alan "fly" her ne kadar bu konuda sunulan en dolgun official materyal olsa da gercek hazineler unofficial kaynaklardan yillardir dagitilmis olan bootleglerde gizlidir.

    buyrun daha önce de
    {
    takelerinin birisinden once john lennonun $arkida hissettigi katolik dindarligi temalarina gonderme yapmak amaciyla " are we supposed to giggle in the solo ? " diye sordugu $arki.
    (event, 16.09.2003 16:56 ~ 09.05.2004 19:11) (#3344176)
    }
    seklinde sozu edilmis olan "let it be" kaydini ele alalim...
    [ispiyoncuya not: #8626724]
    tum "let it be" projesi dahilindeki calisma gunlerinde oldugu gibi araliksiz kaydedilen bu -paul disinda kimsenin pozitif hisler/dusunceler tasimadigi- session sirasinda george, arada sirada yaptigi keskin cikislar disinda sakinligini koruyarak sabirtasi modunda "is"ini yapmakta iken, sinirini cool bir geyik moduna burundurup tum gune yaymayi tercih eden john ise surekli paul'e laf sokmaktadir. paul ise varolan ve guclukle saglanmis olan huzuru bozmamak adina tum pozitifligiyle hicbir sorun yokmus gibi davranmaya ve "gorursunuz bakin super olacak tukurdugunuzu yalayacaksiniz, "buyuksun paul" diyeceksiniz sonunda" tadinda ara ayarlar sikistirmaktadir. ornek olarak ele aldigimiz session'da parca calinmaya baslanmadan once
    john, "are we supposed to giggle in the solo?"
    diyerek bizi yarar... hem de oyle bir yarar ki sormayin... yeteri kadar yarilmayan bir kisinin ne kadar cok sey kacirmakta oldugunu aciklamaya kalkmak, bu biyolojik ve kimyasal veri aktarimindan yoksun ilkel ortamda o kadar zor olabilir ki, mutlulugu paylasamamanin acisiyla bazilarini kivrandirabilir. (tabi hicbir beatle'in yarilmamis olmasindan ortamin ne kadar da soguk oldugu anlasilir ve bir kez daha hayatin her ama her aninin aslinda trajikomik ya da notr olmak zorunda oldugunu fark ederiz.)
    diyalog su sekilde devam eder:
    paul: yeah.
    john: ok.
    paul: this is gonna knock you out, boy.
    ki tam da bu noktada bir not dusmek; bir irdeleme yapmak yerinde olabilir:
    paul, hala, populerlik derecesinin tek basina diger beatle'lar icin -o siralarda- pek bir anlam ifade etmedigini kavrayamamistir o siralarda. (bu arada; "o siralarda"yi iki kere kullanmis olmak, bu cumleyi hatali yapmaz; ancak cirkin gosterebilir; zira bu gerekliligin dogurdugu sonucun cirkinliginin tek sorumlusu turkce'dir.)
    parcanin calinmasi bittiginde -bu defa- bir monolog yarilmisliklarimizin yarilganligini tazelercesine su sekilde gelisir:
    john:
    i think that was rather grand.
    i'll take one home with me.
    ok, let's track it.
    oh, you bounder, you cheat!
    bu konuyu da gelin acalim, irdeleyelim hep beraber...
    "let it be", bilinen evrenin ilk unplugged albumu olmak uzere projelendirilmistir baslangicta ve dogasi geregi kayitlarinin montaj teknolojileri kullanilmaksizin live olarak kaydedilmis sekilde albumde yer almasi ongorulmustur. ve fakat... ve fakat...
    (ki yeri gelmis iken "unplugged"in anlamini bilmeyen mtv kusagina hitaben soyle bir aciklama yapalim: "unplugged", distortion pedali ya da synthesizer kullanilmamis harmonia mundi labelli baroque albumleri tadindaki grunge ya da alternatif rock calismalarina verilen bir ad olmayip, hucum kayit denen seyin sonradan montajlanmadan paylasima sunulan haline ingiliz dilinde uygun gorulmus addir ve adindan da anlasilacagi uzre (ki bir sozcuge adindan anlasilacagi uzre demek ne derece dogrudur bunu da turkce'nin sorunlari listesine not duselim.) tasiyor olmasi gereken anlami tasimamaktadir. zira sozcuk anlamiyla bir albumun unplugged olmasi katiyen ve kesinlikle olasiliklar dahilinde degildir. kaldi ki, kicina jack takilmis bir akustik gitarin, wah wah'iyla sevisen bir telecaster'dan daha unplugged oldugunu dusunenlerle, "her sey bir enstrumandir ve dogaldir" diyenlerden nefret edenlerin ayni kisiler oldugunu dusunursek, batinin bu kandirmacaya uyanip, kendi yarattigi sozcugu modifiye etmesini takip etmekte geciken bir dogu avrupa gencligini yadirgama geregi de duymamamiz gerektigini anlayabiliriz. hatta futurama'nin bir bolumunde unplugged adi altinda gunumuzun en gaz pedal kombinasyonlarinin yer aldigi bir albume yer verilse neyin ne oldugu daha net anlasilabilir.) beatles, kendi yarattigi bu kavram dahilinde kaydetmekte oldugu albumun kayit suresini uzattikca uzatmis ve zaman icinde montajsiz album yapmanin yeterli olacagini, elektronik ara birimler kullanmamanin sacma oldugunu ve isin sonunun yontulmamis kayalari birbirine vurmaya varabilecegini kestirmis olsa gerek ki (ki yanlis anlasilmasin, proje hicbir zaman sadece akustik aletler kullanilmasi seklinde olmamis; sadece o zamanlar ancak montaj yontemiyle eklenebilen elektronik olsun olmasin herhangi ek kaytlarin (overdub) kullanilmamasi uzerine kurulmustu), yumurta kapiya dayanmaya basladigi siralarda tek dert ettikleri, canli kayit kalitesini artirmak olmustur. ve fakat uzunca bir suredir konser vermemis olan grup, montaj tricklerine o kadar alismistir ki, zaten eski konserlerindeki [amplifikasyon yuksekligi/seyirci bogurtusu] oraninin dusuklugu nedeniyle yasadiklari "acaba biz aslinda iyi calamiyoruz da bunlar tipimize mi hasta sadece" paranoyasindan kurtulmak ve gercek bir rock'n'roll grubu olduklarini kanitlamak icin giristikleri bu calismadaki zorluklar onlari kisisel kacis noktalarina iteleyen basarisiz denemelerle basbasa birakmaktadir surekli. ki tam da bu hissiyatlarin yasanmakta oldugu bir kayit olan yukaridaki ornek kaydin dahilinde, parca calimi bittikten sonra john'un soyledigi yukaridaki sozler bize durumun ana hissini yansitabilmelidir. john, hem kendisini, hem de digerlerinin pes etme sinirlarini ufak bir comakla ara ara durterek kiskirtma, bezdirme oyunu oynamakta ve diger yandan en stabil olanin yine de kendisi oldugu imajini vermeye calisarak, bu isten siyrildiginda vicdaninin gururla karismis bir yapiya burunmesine temel hazirlamaktadir.
    isbu yazi, bir seyleri gercekten irdelemenin ne demek olabileceginin cok ama cok basitlestirilmis ve sadelestirilmis bir ornegi olup, daha detayli irdelemelerin paylasilmasinin ne kadar da zor oldugunun gozler onune serilmesi acisindan yazarin acinasi kafa dolulugunu sergilemesine sagladigi olanaklar nedeniyle de ayri bir incelemeyi kimilerince hak edebilir gorulebilse dahi, disavurulmak istenenin zilyonda biri bile olmayan bir entrynin yazarini tatmin etmesi beklenemez ve dolayisiyla isbu yazarin sik entry girmiyor olmasi gayet net nedenlendirilmis olur; ki bu netlik, beyinden beyine, onyargi ayarindan onyargi ayarina degiseceginden, isteyen, alicilarinin ayariyla oynayarak yazarin frekansina biraz daha yaklasabilir, hayatina bir renk daha katabilir.

    [bu entry fi tarihinde girilmiş olup, kendisinden önceki entryleri refere ettiği gerekçesiyle çöpe yollanmış, ama düzeltildikten sonra diriltilmemiş ve tarafımdan -neyse ki- canlandırılma onayına gönderilmeden önce alınmış bir kopyası tekrar düzeltilip yeni bir entry olarak girilmiştir.]


    (zeenogr delorange - 2 Aralık 2005 01:37)

Yorum Kaynak Link : let it be