• "- bende gördüğün ne varsa sensin estella *"
  • "imdb'ye sayısız defa quote'larini eklemeye çalıştığım ve başaramadığım film... "if this isnt love, i dont think i can handle the real thing""its my heart, and its broken""
  • "kısaca pip olarak bilinen pirrip philip'in çatlak bir kadının etkisinde kallmış, çatlak bir kıza olan aşkını ve benliğindeki mazohist duyguları keşfedişinin öyküsü."
  • ""estella, everything i do, i do it for you" demiş ethan hawke..."




Facebook Yorumları
  • comment image

    --- spoiler ---
    finn'dir estella'yı estella yapan, onu göklere çıkaran. oysa estella o kadar acizdir ki finn gibi cesur olamamış, korkak olan olmuştur. sevgiyi ya da aşkı doyasıya yaşayamamıştır. aslolan finn in estella'ya duyduğu aşk değil finn'in aşkıdır. estella ise olması gerekendir, ya da yaptıklarını yapması gereken, asıl sevgiye muhtaç olan... like a friend gibi gaza gelmiş bir sokaklara fırlama, kissing in the rain gibi cesur bir elin basitçe uzanışı, siren gibi bir fırça darbesi ve bekleyiş, walk this earth alone gibi bir başına bu kalbi taşımak filmin kalbinin kırıklığını bir güzel resimler, bir de üstüne tutkuyu döşer. ulaşılmaz olana ulaşmaya mı çalışır finn, estella ulaşılmaz mıdır? onca yaptığı şeyden sonra sonunda elini uzatır finn. aslan parçası yürü be der kişi, ama filmde estella finnin gözünden anlatılır. o yüzden bir bush letting the cables sleep sözü gibi "whatever you say it's alright, whatever you do it's all good, whatever you say it's alright" der biz bile bir güzel aşık oluruz estella'ya. o kadar sevilmeyi haketmez estella, bir oyunun içerisindedir. besamemuço deyimiyle yılan olup kolayca fareyi yutmuştur. ama ne olur geri tükürür ve yanında dikilip sevilmeyi bekler. her ne kadar finn'in gözünden de olsa acizdir, insandır. finn çizer bize estella'yı, estella'nın bir kalemi bile yoktur.
    ---
    spoiler ---


    (jael - 5 Ekim 2007 23:45)

  • comment image

    izlemekten ne zaman bikkinlik gelecegini merak ettigim filimdir. kac yil gecti tv de yayinlandiginda ( ki evdeki dvd asinmaya yuz tutmustur o ayri) bile hayat hala durabiliyor benim icin. disari cikilicaksa cikilmaz,yemek yencekse yenmez,tele cevap verilmez,deprem olsa bile tv sabit tutulur aynen izlenilmeye devam edilir. insan her seferinde ayni seyleri ayni siddettle hissedebilir mi? paradiso perduto hala benim yasamak istedigim tek yerdir. fin in estella ya aski hala tek gectigimdir. yesil hala en sevdigim renktir. film ayri muzikleri ayri etkiler beni. kacik teyze beni butun gun besame mucho esliginde dansoz gibi dans ettirebilir, hic mahsuru yoktur. filmin butun diger muzikleri de cok guzeldir.


    (a luna - 8 Kasım 2007 14:28)

  • comment image

    yeşil, sinemada gerçekliktir. diğer bir deyişle, filmlerde gerçekliğin renklerle anlatımında yeşil kullanılır. büyük umutlarda, aşkın çok farklı bir şekilde yansıtıldığına şahit oluruz. aşk, acı getiren, kalp kıran, sıkıntı yaratan, insanı yaralayan bir olgu olarak sunulur izleyiciye. diğer aşk ve romantizm kokan filmlerdeki gibi sabun köpüğü bir tavırla sunulmaz. o yüzden yönetmen ve görüntü yönetmeni yeşil'e yönelmiş ve filmin her yerine yeşil'i serpiştirmiştir. yeşil ile, bu aşkın ve diğer tüm aşkların acı veren gerçek yüzünü resmetmişlerdir sinematografik olarak. filmde yeşil bize der ki; aşk hiçte sizin bildiğiniz veya kısa süreli hissettiğiniz gibi mutluluk getiren bir olgu değildir, aksine acı veren ve insanın sıkıntılarla dolu zamanlar geçirmesine ön ayak olan bir olgudur, insanı yaralar.

    filmin bir çok sahnesinin çok güzel olması, müziklerinin çok iyi olması, oyunculukların çok etkili olması, gwyneth paltrow faktörünün varlığı, - iyi rol kesmiş - bizleri ziyadesiyle etkilemiştir. film insanda yarattığı melankolik ruh hali ile de meşhurdur.


    (segregate - 18 Kasım 2007 19:48)

  • comment image

    charles dickens in en iyi romanlarından biri.
    --- spoiler ---
    romanın esas kızı estella orospunun tekidir. bunu kitap boyunca öyle bir belli eder ki kitap biterken ona acımamız gereken yerde 'oohhh müstehak sana psipokat kaltak' deriz. esas oğlan pip ise malın tekidir. bok gibi parası varken bir yatırım yapmamıştır sonra da fukara kalmıştır. ona da müstehaktır. bence kitap boyunca buluşamamaları kaderden ya da estellanın çocukluğundan ziyade salak olmalarının sebebidir. peki madem böyle neden bu roman en iyi romanlarından biri derseniz-ki dersiniz- bunların salaklıklarını o kadar güzel bir dille yazmıştır ki dickens, okurken film izliyormuş hissine kapılırsınız.
    ---
    spoiler ---


    (zynp - 10 Ocak 2009 00:45)

  • comment image

    hayal kırıklıklarını ve kişilerin yanlış yola girerek değişmeyecek farklar yaratacağını güzel anlatmıştır bu kitapda charles dickens.
    (bkz: hayır diyememek/#9485456)
    lern mit uns'lu ortaokul yıllarımda müptelası olduğum o soğuk kütüphane nöbetlerinde karşıma çıkmış, dünya klasiklerine bir yenisini daha ekleme maksadıyla başlarken, "her zamanki klasik ingiliz romanlarından.." gibi hiç de önemsemeden sayfalarını çevirmeye başlamıştım. bittiğinde ise gözlerimin biraz rengi atmış, karnıma yumruk yemiş gibi olmuştum.

    --- spoiler ---

    kitapda bir karakter vardı. ailesinden hiç sevgi görmemiş bir kadındı bu.
    geçmişten süregelen yaşadığı bu tramva sebebiyle sevginin ne olduğunu bilmeden büyük umutlarla bir adama tutulmuş, ta ki gün gelip kapının önüne konularak hayal kırıklığına uğrayana kadar..
    ve karşınızda miss havisham!

    ---
    spoiler ---


    (winsome - 30 Mayıs 2009 09:30)

  • comment image

    birinin günahını başka birinin ödememesi gerektiğini en güzel anlatan filmdir. müzikleri baştan başa mükemmel olmakla birlikte, hikaye çok güzel anlatımıştır. ve tabi en güzel replik ve sinema tarihinin en hüzünlü sahnelerinden birine sahiptir*


    (acemiyazar - 21 Ekim 2009 06:19)

  • comment image

    hakki yenmis cok guzel bir film. goruntuleri ve muzikleri muhtesem.

    sevginin ne demek oldugunu irdeler. fakat kanimca seyircisini yaniltir.
    eger birini finn kadar seviyorsaniz kesinlikle sonunuz 'mutlu' bitmeyecektir.


    (pomad man - 4 Aralık 2002 01:26)

  • comment image

    okuduğum en iyi romanlardan biri, belki de başlıcasıdır.

    "pip, iki gözüm dostum benim, yaşamak dediğin nedir ki? kaynakla birbirine tutturulmuş ayrılık halkalarından bir zincirdir, söz gelişi" (demirci joe)


    (tunamuna - 27 Şubat 2011 16:50)

  • comment image

    filme baskın olarak aktarılan aşk teması yüzünden kim vurduya giden toplumsal ve felsefi temaları olan, adını pip'in hayatta kendini her zaman ilerletmeye dair duyduğu büyük umutlarından alan roman. aslına bakarsak, okuma-yazma öğrenme, kültürlü olma, zengin olma, toplumda sınıf atlama gibi büyük umutlar estella'nın aşkını kazanma isteğiyle pip'in aklına düşer, ama sonunda, pip, basit bir 'aşka karşılık isteği'nden daha fazlasına, kendi adalet duygusunu, vicdanını ve doğrularını geliştirmiş bir insana dönüşmüş olarak, ulaşır. yani diğer bir deyişle, aslında görürüz ki, her yeni aşkın başında duyulan bağımlılık zamanla özgürlük sevdasına meyletmeye başlar, çünkü insan aşkın içinde binbir yönünü keşfeder hayatın. bağımlılık azalır, özerklik artar.

    özetle her ne kadar ağız sulanarak bakılıyor olsa da pip'in estella aşkına, romanın sonunda estella'yı çıkarırsak, ona duyulan aşktan daha büyük bir şey buluruz karşımızda. pip'in kendini bulmuş olması...


    (kargaburun - 28 Mart 2011 14:00)

  • comment image

    imdb'ye sayısız defa quote'larini eklemeye çalıştığım ve başaramadığım film...
    "if this isnt love, i dont think i can handle the real thing"
    "its my heart, and its broken"


    (portakal - 5 Kasım 2000 23:06)

  • comment image

    kısaca pip olarak bilinen pirrip philip'in çatlak bir kadının etkisinde kallmış, çatlak bir kıza olan aşkını ve benliğindeki mazohist duyguları keşfedişinin öyküsü.


    (yul - 9 Nisan 2003 11:03)

  • comment image

    bbc one'da yayınlanan noel'e özel yapılmış versiyonu romanın tamı tamına görselleştirilmiş hali. dickens'ın o dehşetengiz tasvirleri hiçbir detayın atlanmadığı her bir sahnede akıp gidiyor. özellikle ingiliz edebiyatı öğrencileri için tam bir hazine!


    (kargaburun - 1 Ocak 2012 21:18)

  • comment image

    650 sayfayı bir solukta okuduğumu söyleyemeyeceğim; fakat iş hayatımın en yoğun günlerini yaşarken, arkadaşlarla hafta içi bir sürü plan yaparken 650 sayfalık bir kitabı 15 günde okumak bile bu kitabın ne kadar sürükleyici olduğunu gösterir kendi adıma. sürekli olarak bir yerlerden kaçıp, pip'in hayatına geri dönmeye heveslendim kitabı okuyamadığım zamanlarda, çok kafamı veremeyeceğim anlarda da okumak istemedim, bir şeyleri pas geçerim diye düşünerek. yıllar önce, lisede ingilizce hazırlık sınıfında 150 sayfa civarındaki kısa bir halini okumuştum ve kitapçılarda geçirdiğim başıboş zamanlarda anladım konsantre olup artık uzun soluklu bir kitap okumam gerektiğini. her yönüyle dört dörtlük bir romandır bu, pip'in eniştesi joe'nun pip hastalanınca olan tavrı ve iyileştiği zaman tavrını değiştirerek yeniden saygıyla davranmaya başlaması, ilk fırsatını bulduğunda da ondan kaçıp yerine, yurduna, kendi küçük hayatına dönüş yapması; pip'in ise yüzlerce sayfa boyunca ona karşı suçlu hissedip hiçbir şey yapmaması, yapamaması kitabın en acıklı yanıdır kanımca. kaldı ki kısmen arka planda geçen pip-estella aşkı ve herbert karakteri ile de söylenecek pek çok şey var elbet. her insan evladının kesinlikle okuması, sonra unuttukça baştan okuması gereken bir baş yapıttır kendisi, dünya klasikleri arasında da şimdiye kadar okuduklarımdan suç ve ceza ile budala ile beraber en dikkat çekicisiydi.

    can yayınlarından okuyunuz.


    (rodion romanovic raskolnikov - 2 Ekim 2012 13:59)

  • comment image

    hayatta belli bir doyum noktasına ulaşmışsanız, umutlarınız o kadar da büyük olmak zorunda değildir.
    umut edersiniz ama her tatmin olmuş insan kadar.

    büyük hedefler ya da umutlar, genelde büyük eksikliklerin sanal tatminleridir.
    büyük bir hedef sandığınız şey aslında başkaları için çok küçük ve komik görünebilr.

    insan halinden razı olmalı.


    (the tempest - 29 Mart 2013 23:29)

  • comment image

    masal tadında muhteşem bir film. özelikle ilk yarım saati o kadar güzel ki bıkmadan takılmış gibi tekrar tekrar izlenesi. ayrıca filmdeki yeşil motifi, ve muhteşem görsellik ayrıca estella*'nın (ilki 10 yaşlarında) çeşme başında su içerken finn'i öptüğü sahneler aklımdan hiç çıkmayacak kadar güzel.


    (quisalas - 26 Kasım 2003 23:01)

  • comment image

    filmden akılda kalanlar,
    tekrar eden ama göze batmayan yeşiller,
    robert de niro nun başarılı oyunculuğu,
    gwyneth paltrow un sırasıyla liseli çıtır*,universiteden bitirmiş hali*ve olgun bir kadın* rolunu hiç göze batmadan başarıyla oynadığı,
    filmdeki hüznün inanılmaz şekilde böğrümüze saplandığı,
    umut temasınında doğrudan işlendiği güzel klasik sayılacak bir film...
    ayrıca bilmiorum ben filmden iyilik yap denize at mesajı da aldım inceden..


    (demlikposet - 8 Ocak 2004 21:53)

  • comment image

    charles dickens'in orta iki'de okuyup bayagı bir irdelediğimiz klasiği.
    düğün gecesi terkedilen zengin kadın ve kafadan kontak yeğeni estella benim zihnimde asıl kahramandan daha çok yer etmiştir. bak onun adını bile hatırlamıyorum. ana tema yeşildir niyeyse? çocuğun garip biçimde hapisane kaçkınına itaat etmesi ve ne istiyosa yapması da beni şaşırtmıştı.

    - robert de niro ilk on dakka ve son on dakka görünmesine rağmen yine olayı koparmıştır.
    - gwyneth paltrowdan da daha iyi bir estella düşünemiyorum.
    - en unutamadığım sahnesi ise yağmurda öpüşme sahnesidir.
    - southparkda film versiyonu pek güzel tiye alınmıştır.


    (cosmic girl - 8 Ağustos 2001 09:47)

Yorum Kaynak Link : great expectations