dandik bi james bond filmi taklitine benzemesine rağmen çok daha başarılı ve çok daha zekice bir film.. rene russo'nun memeleri de pek güzelmiş, onu öğretir film..

(issue - 14 Şubat 2002 11:25)

1968 yapımı orjinal filmin en önemli sahnesi, soygundan sonra evine dönüp içkisini hazırlayan steve mcqueen'in ard arda kahkahalar patlattığı sahnedir. peki bu sahne neden bu kadar önemlidir? (en azından benim için) çünkü kolay paranın yan etkisi ardı arkası gelmeyen kahkalar ve surattan bir süre kaybolmayacak olan haince sırıtıştır. taşakları tavana vurduğu, orgazmdan daha zevkli bir andır o. tecrübeyle sabittir.

bir de steve mcqueen'in en sevdiği filmi buymuş.

(axellennox - 16 Ocak 2007 19:47)

1968 yapımı orjinal film pek güzeldir, görülmelidir. steve mcqueen ile faye dunaway çok yakışmış, karşılıklı olarak sanatlarını döktürmüşlerdir. ikilinin satranç oynadığı sahne müthiştir, göz alıcıdır.

(fever - 10 Eylül 2007 14:04)

yerli yersiz spoiler içerebilir :

kızgın yıkıcılığı omuzlarında heykelleşirken, (ç)alınan claude monet tualinin üzerine yayılan yakıcı kadınsılığıyla, kadehlerde şaraplaşmak üzere uzak adalara kaçırılmayı hakediyordu catherine banning, ama o transparan siyah elbise hiç çıkmamalıydı üzerinden, sevişirken de..

the windmils of your mind dinleyebildiğim ondan fazla coverı ile klasikleşmiş bir aşk balad, ama sting yorumu pek tabii ki diğerlerinden çok başka, alıp başını gitmiş.. filmin içerisindeki saksafon versiyonu da dikkate değer..

" peter pan uçmaktan yorulur ama inecek bir yer bulamaz :) " yorumuyla
aşkın habersiz gelişindeki şaşkınlığa kapılan mr. crown ile dalgasını geçebilen tek kişi de sevgili psikiyatristimiz faye dunaway oluyor.

(darksting - 1 Temmuz 2008 02:08)

--- spoiler ---
heyecan tutkusu sebebiyle olmadık işler yapan bir adamın çevirdiği dolapları çözmeye çalışan görevlilerle, kedinin fareyle oynadığı gibi oynayışını konu alan film. keyif için yelkenli batırmak, can sıkıntısından tablo çalar gibi yapmak gerçekleştirdiği olmadık işlerden bazılarıdır.

--- spoiler ---

(bb - 18 Ocak 2009 19:05)

müsademe-i efkarın gözümüze gözümüze sokulduğu bir filme yakışmayan bir başlangıç sahnesi içerir.

filmin başında sıkışık trafikteki kahramanımız, aracından inip yürümeyi tercih eder. sıkışık araç trafiğinin içerisinde karşıya geçmeye çalışırken bir çöp kamyonu frene asılarak durur. kahramanımız yüzünde sırıtış ile elini, kamyonun gideceği yöne çevirerek kamyonun devam etmesine izin verir. kamyon şöförü ise "sersem herif" nidalarıyla olay mahallini hızlı(!) bir şekilde terk eder.

a) kamyonun yardıra yardıra gelip frene asılmasının nedeni nedir acaba? kameradan gördüğümüz kadarıyla trafik çok sıkışıktır ve thomas crown bir araç ve kamyon arasında durmaktadır. kamyon frene asılmasa muhtemelen 3 metre ötedeki araca bodoslamadan dalacaktır. yok eğer şöför, öndeki araca çarpmamak için frene asılıyorsa elin garibanına neden "sersem herif" diyip adamın günahını almaktadır?

b) hadi bunu geçtik, thomas crown sırıtıp, adama yoluna devam etmesi için el işareti yaptıktan sonra kamyon şöförünün gazı köklemesine ne demeli? yahu trafikteki araçlar pokemon mu? bir saniyede uçarak mı gidiyor?

bunun dışında film izlenmesi hoş bir film. acaba barika-i hakikat müsademe-i efkardan çıkar sözünü dikkate alarak esas olanın iki insanın birbirini sevmesi olduğunu mu anlamamız gerekir?

(vita es morte - 28 Haziran 2009 17:45)

ikinci versiyonunda, iki yaşlı insanı neden o kadar uzun süre çıplak seyretmek zorunda bırakıldığımızı hiç ama hiç anlamadım

(16bg - 29 Aralık 2002 13:34)

soundtrack'te bulunan wasis diop parçası everything (...is never quite enough) da lezzetli bir parçadır..

(charlottesometimes - 15 Ocak 2003 09:05)

1968 yapimi keyifli bir film. basrollerde steve mcqueen ve faye dunaway var.
soundtrackinden the windmills of your mind oscar kazanmis.
basrollerinde pierce brosnan ve rene russo'nun oynadigi 1999 yapimi olan versiyonu ise gecen yaz "ikili oyun" olarak gosterimdeydi.

(stregocia - 13 Temmuz 2000 20:45)

1999 yapımı olanın arşivimde yer almasının tek sebebi rene russo'nun memeleridir.

(yerli mal - 23 Eylül 2012 22:33)

99 yapımı için konuşuyorum. (spoiler içerir)

filmde en etkileyici sahne; thomas, çıplak şekilde kumsalda güneşlenen hatunun yanına gelir.. ve hatun sorar;

+nasıl saklarım peki?
-sana öğretirim
+bizim gibiler için sonsuza dek mutluluk var mıdır?

sanırım tüm filmin özeti budur.

bu, aslında bazen gerçek hayatta sevgiliden duyulabilecek en can acıtan söz olabilir, hayatınızın ellerinizin arasından kayıp gidişini izlemek zorunda olmanıza rağmen yaşamaya devam etmek, bla bla.. zira filmde de her şey bittiğinde kadının uçaktayken ağlama sahnesine kadar onun yaptığı seçimlerin sonucuna katlanacağınızı düşünürsünüz.. ve sonra aniden... (bu kadar spoiler yeter)

catherine'nin de dediği gibi; "dünyadaki her şey küçücük bir inanç halkasına bağlıdır." 99 yapımı filmin türkçeye çevrilen ismi: ikili oyun

68 yapımını izlemedim, bulursam ona da bakıcam. 99 yapımının 2 tane dublajı var. 1 tanesi hayatımda gördüğüm en iyi 2-3 dublajdan biri, diğeri tek kelimeyle berbat. en iyi dublaj dediğim vcd çekimi olabilir. filmi ikiye bölmüşler. hani şu avseq01.dat avseq02.dat falan...

(forzamakine - 7 Kasım 2012 22:32)

mcqueen in oynadığı versiyonunda başlarda bir kadın gözükür. mcqueen in sevgilisi olarak. değeri bilinmemiş bir hatundur nazarımda. taş gibidir. (bkz: astrid heeren) şurdan burdan

defalarca izlenebilecek güzellikte bir filmdir.
planör uçurma isteği yaratıyor insanın içinde bir de.

(downforce - 19 Şubat 2013 16:33)

bas karakter olan milyoner ama biraz heyecan meraklisi isadami thomas crowne'in claude monet'nin "san giorgio maggiore at dusk" isimli tablosunu calmasiyla gelisen olaylari anlatan film.

(thick - 21 Ağustos 2003 11:34)

1968 yapımı orijinal filmdeki ilk plan ve planın işleyişi filmin en heyecanlı ve en güzel kısmı. geriye kalan kısımlar biraz sıkıcı geliyor şimdi zilyonlarca hikayeyi gördüğümüz için, kendi döneminde öyle değildi muhtemelen.

planör sahneleri de insanın içinde "alıcam sarıyı, fır fır dönücem" hissiyatı yaratıyor, o nasıl güzel bir şeydi öyle!

(yasoyasoyaso - 31 Ağustos 2013 22:49)

http://dotwatch.tumblr.com/…634640/any-given-sunday

(my jekyll doesnt hide - 24 Kasım 2013 11:41)

rene russo'nun femme fatale misali lanse edilme çabasına rağmen pierce brosnan'ın yanında pek çirkin kaldığı, yine de güzel, sürükleyici, zeka oyunları barındıran bir film.

(poison - 16 Şubat 2004 21:39)

rene russo'nun cehennem silahı serisinin sınırları dışına adım atmamasının gerekliliğini gösteren bir film. gerçi o ateşli dans sahnesindeki kıyafet cezbediciyidi ama üzülerek söylüyorum ki o da kıyafetin başarısıydı.

(doberman - 29 Şubat 2004 02:30)

kaçıncı versiyonudur bilemiyorum ama sanırım rene russo'nun oynadığından daha öncekisi olsa gerek, biraz önce ^* cnbc-e'de izledim, kurgusu içinde kaybolduğumu, arada bir ipin ucunu kaçırdığımı hissettim.kimin soyguncu, kimin banka sahibi olduğunu tam olarak anlayamamın yanında faye dunaway'in canlandırdığı vicky isimli detektifsel karakterin ne zaman hangi tarafta olduğunu da çözemedim.

ancak sonuçta güzel bir filmdi. tamamını izletti. baya bir kafa yordurttu.

(dystrophin - 15 Ağustos 2004 15:27)

karizma mabedi, acayip keyifli ve zeki film. pierce brosnan'in rene russo'nun how are you sorusuna popular diye cevap verdigi sahne ve o siradaki yuz ifadesi, aralarindaki dengenin ve iliskinin muthis bi ozetidir. brosnan'in ve russo'nun da, filmin de, filmin muzip muziklerinin de hastasiyim.

(dem - 23 Ağustos 2004 13:50)

devam filmi çekilecek imiş.ve hırsızımızın yeni mekanı ise topkapı olacakmış.

(ali gel - 11 Kasım 2004 14:32)