• "(bkz: erdem kurtuldu)"
  • ""darı kızıl olmaz, sarı olur. biz darının nasıl olacağını bu kitaptan öğrenecek değiliz, gayet iyi biliriz." şeklinde de karşılanabilecek kitaptır."
  • "başarında olduğum kitap. lakin -mış -miş kalıbıyla bitiyor her cümle ve beni bayağı bayağı itti bu. yoksa 1 ayda 50 sf mı okunur amk."
  • "kızıl, kara ve yeşil köpek liderleri ile neyi simgelediğini merak ettiğim nobelli roman."




Facebook Yorumları
  • comment image

    2012 nobel edebiyat ödülü alan mo yan'ın kitabı. dilimize erdem kurtuldu tarafından çevirilen kitap can yayınları'ndan çıkmış. arka kapak yazısı:
    ''çin’in nobel ödüllü yazarı mo yan’ın kızıl darı tarlaları, shandong ailesinden üç kuşağın, 1923-1976 yılları arasındaki öyküsünü aktaran bir roman. yazar, bir mücevher güzelliğindeki doğa manzaraları fonuna yerleştirdiği ve kronolojik sıra gütmeden kurguladığı romanda, japon istilasına karşı verilen direniş savaşı, çinlilerin birbirleriyle çatışmaları, komünist devrim, kültür devrimi gibi çin tarihindeki önemli halk hareketlerini ve bütün bu yıllar içindeki tutkulu aşkları anlatıyor.
    çin sinemasının önde gelen yönetmenlerinden yimou zhang’ın beyaz perdeye aktardığı kızıl darı tarlaları, tarihsel bir anlatımla kara mizahı ustalıkla kaynaştırıyor. roman, geçmişle bugün, ölüyle diri, iyiyle kötü arasında belirgin bir ayrım yapılmadan sürüyor.
    nobel ödül töreninde konuşan per wästberg’in dediği gibi, mo yan, bireyi kimliksiz insan yığınlarından çekip ortaya çıkaran; alaycı ve iğneleyici bir üslupla tarihe, tarihî çarpıtmalara, yoksunluklara ve siyasal riyakârlıklara karşı çıkan bir yazar. ''


    (konserve ruhlar - 19 Haziran 2013 19:30)

  • comment image

    okumadım kardeş, durumumuz da vardı ama canım istemedi.

    mo yan, 2012 nobel edebiyat ödülü sahibi çinli yazar.

    haziran 2013'e kadar yazarın türkçe'ye çevrilmiş bir kitabı yoktu. can yayınları ilk çeviriyi yaptı. kızıl darı tarlaları. hayırlı uğurlu olsun.

    okumaya başladım. başlarda güzel gidiyordu.

    çin- japonya savaşı ana tema.

    yazar, bu savaşı dedesi, ninesi, babası, dostları ve köyleri ekseninde anlatıyor.

    bu anlatımı mış'lı geçmiş zaman'la yapıyor. "ninem içkinin kokusunu alınca dili kaşınmış, bu sırada babam karnında tekrar hareket etmiş. babam da içki içmek istemiş. ninem kepçeyi almış..."

    yapmış, etmiş, gitmiş, gelmiş... bu dil baştan yadırgatıcı geldi ama sonra kanıksadım.

    işte başta herşey iyiydi. olağanüstü ninesi, dedesi, tanışmaları, zenginlik, içki yapımı...

    derken sonlara doğru ben bir gevşedim, ne okuduğumu anlamaz hale geldim, bitse de gitsek moduna girdim. sonra da bıraktım gitti.

    okuyan sonra bir zahmet anlatsa ne mutlu olurum.

    beni açmadı.

    http://www.birazkitap.blogspot.com/…-tarlalari.html


    (muhabirkedi - 1 Ağustos 2013 11:06)

  • comment image

    mo yan'ın miş'li kitabı.oldukça kısa cümleler,miş'li geçmiş zaman,aynı öznenin bir paragrafta çoğu kez tekrarlanması,akıcı olmayan bir anlatım ve sonuçta okunamayan bir kitap.okuyup bitirebilenleri tebrik ediyorum.


    (sidikten karakter tahlili lili lili yar - 6 Ekim 2013 22:48)

  • comment image

    az önce bitirdiğim mo yan adlı çinli yazarın kitabı. kitap hakkındaki düşüncelerim arap saçı gibi. iyi miydi kötü müydü bilemedim. bazı tasvirler oldukça etkileyici olmasına rağmen genel anlamda betimlemelerin gereksiz kaçtığını ve can sıkıcı olduğunu söyleyebilirim. kitaptaki en yoğun his ise insanı bayıltan kan ve ekşi ter kokusu. hatta bir süre sonra o kokuyu hissedebiliyorsun bile, miden bulanıyor. anlatım -mış'lı, -miş'li, -muş'lu, -müş'lü geçmiş zaman ile yapılmakta ve kesinlikle kronolojik bir sıra gözetmemektedir. " noluyo ya ?" durumları kitabın başında çok fazla yaşanıyor ama sonra alışıyorsun.
    yazarın dedesi kahraman gibi gösterilmeye çalışılmış ama bence orospu çocuğunun teki. ( kişisel görüştür, vurmayın)
    hikayede bazı noktalar yarım kalmış gibi, savaş nasıl bitti, baba ile anne nasıl evlendi, ninenin tabutuna noldu, vb gibi.
    çinli olmadığım ve japon-çin savaşı hakkında zerre kadar bilgim olmamasına rağmen "japon şeytanları"na karşı yoğun bir nefret duygusuyla doldum taştım, hele ki 2. nineye olanlardan sonra.
    2. ninenin içine şeytan kaçma muhabbeti ve sarı gelincik olayı bana biraz zorlama gibi geldi. normalde mistik, mitolojik şeyleri severim ama bu pek oturmamış gibi.
    kızıl darıların ise zihnimde oluşturduğu resim çok cazip. yani kızıl darılar düşünsenize. o rüzgarda salınan, bombalarda havaya uçan, kesilen, ayaklar altında ezilen darılar, ölülerin dudaklarına konan kızıl taneler... fantastik.
    nobel ödüllü bir kitabı eleştirmek ne haddime, mo yan kalemi benim elime tutuştursa " sen neler yapabileceksin görelim bakalım. " dese en fazla yazacağım şey " ışık ılık süt iç." olur ama bana sorarsanız kitap okunabilir güzel bir eser ama nobel ödülü bu kitaba fazla. ya da nobel deyince benim aklımda daha farklı şeyler oluşuyor, tıpkı oscar ödüllerinin bana göre sikim gibi filmlere verilmesi gibi. burdan da kitabın "sikim"gibi olduğu anlamı da çıkmasın lütfen.

    gerçi ben her kitabı en az 2 kere okurum. atladığım noktalar, ilk okuyuşta hissedemediğim, tarihçeyi yakalayım derken gözden kaçırdığım duygular, resimler mutlaka vardır. bu yüzden bu yazdıklarımın iyi anlamda ve ya kötü anlamda tamamen tersini yazabilirim. tabii 2.yi ne zaman okurum orası bilinmez daha önümde khaled hosseini'nin üçlemesi var.


    (i survived december 21 - 29 Ocak 2014 16:52)

  • comment image

    başarında olduğum kitap. lakin -mış -miş kalıbıyla bitiyor her cümle ve beni bayağı bayağı itti bu. yoksa 1 ayda 50 sf mı okunur amk.


    (sklenmiyendahi - 1 Mart 2014 01:59)

  • comment image

    kitap kötü diyemem hatta çine gitmiş kadar oluyor insan. çince okusan daha da karışık olucakmış bi de . çünkü çin dilinde ninem iki anlama gelirmiş, birisi "ninem", diğeri "ben, nine" anlamında. yani anlatıcı kendinden de bahsediyor olabilir anlatan ninesini de anlatıyor olabilir gibi bişeyler.

    iki lafın başında darıların kızıl olduğu gözlemi-yorumu-romantizmi çok gereksiz.(öte yandan adama nobel vermişler belki de gereksiz olan benim bu yorumumdur.)

    bi de yok ninem çok güzeldi, yok şu kız çirkindi de ayağı güzeldi vs kısımları ne yazık ki inandırıcılıktan çok uzak. zira o bağlanmış ayaklar güzel değil acıklı ve güzel bir çinli henüz görmüşlüğüm yok. kafamda ay yüzlü çinli canlanmıyor. kitabın pek çok yerinde köpek yemekten, başka bi yerinde köpek yiyip kötü kokan gaz çıkarmaktan bahsediliyor (ay allahım kusucam şimdi.)

    saldırgan köpekler ordusu ve insanların onlar karşısında verdiği mücadele konusu bişeye gönderme yapıyor sanırım ama anlayamadım. savaşı iyi anlatmış ama adam. hiç süslememiş, neyse o.

    bunun dışında aklımda kalanlar: çin'de herkes tutuğunu sexiyor. köpek yiyorlar. insan ölünce içine konduğu tabut ağır olursa daha havalı oluyor. bi de apağır tabutu eve koyup çıkarmaya çalışıyorlar mal gibi.


    (mareactio - 25 Haziran 2014 00:00)

  • comment image

    önemli keşiflerin çoğu tesadüf sonucudur.

    nezaket olmadan da karı koca olunmaz, düşman olunmadan da. iyi günde, kötü günde. horoza varırsan horozun, köpeğe varırsan köpeğin peşinden gidersin.

    kahramanlık insanın damarlarında dolaşan bir akıntıdır, dış dünyanın etkisiyle ortaya çıkar.
    konfüçyüs: çürük bir ağaç oymaya gelmez, pis çamurdan yapılmış duvar badana etmeye değmez.
    erkeklerin onda dokuzu genelde iyi çıkmaz.

    bilge kişi kaderine boyun eğer. akıllı bir kuş yumurtlamak için ağacı seçer, bir kahraman da efendisinin yolundan gider.

    her zaman bir çıkış yolu bulunur.

    aşıkların ve düşmanların kaderinde karşılaşmak vardır; para adam öldürür, kuşlar yem ararken ölür; gençler yaşlılara gülmemelidir, çiçeklerin kırmızılığı birkaç gün sürer; insan kendini ve yerini bilmeli; aptalca davranırsan sonra acısını çıkarırlar.

    fırtına uzun sürmez, sevenler uzun süre ayrı kalmaz.

    huzurlu ve barışçıl bir toplum insanların eğitim alanıdır; uzun süre kafeste kalmış kaplan, kurt ve leoparlar bile zamanla kendilerini kafese kapatan sahiplerinin insanlığından bir nebze de olsa nasibini alır.

    efendi olan, üzerinden on yıl geçse de intikamını alır.

    kızıl darı tarlaları - mo yan


    (vuvuzela seven adam - 6 Nisan 2015 11:53)

Yorum Kaynak Link : hong gaoliang jiazu