Süre                : 1 Saat 48 dakika
Çıkış Tarihi     : 30 Temmuz 2004 Cuma, Yapım Yılı : 2004
Türü                : Drama,Gizemli,Heyecanlı
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Touchstone Pictures , Blinding Edge Pictures , Scott Rudin Productions
Yönetmen       : M. Night Shyamalan (IMDB)(ekşi)
Senarist          : M. Night Shyamalan (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Bryce Dallas Howard (IMDB)(ekşi), Joaquin Phoenix (IMDB)(ekşi), Adrien Brody (IMDB), William Hurt (IMDB)(ekşi), Sigourney Weaver (IMDB)(ekşi), Brendan Gleeson (IMDB)(ekşi), Cherry Jones (IMDB)(ekşi), Celia Weston (IMDB)(ekşi), Frank Collison (IMDB), Jayne Atkinson (IMDB), Judy Greer (IMDB), Fran Kranz (IMDB), Michael Pitt (IMDB), Jesse Eisenberg (IMDB), Charlie Hofheimer (IMDB), Scott Sowers (IMDB), Zack Wall (IMDB), Pascale Renate Smith (IMDB), Jordan Burt (IMDB), Charlie McDermott (IMDB), Willem Zuur (IMDB), Liz Stauber (IMDB), M. Night Shyamalan (IMDB), John Rusk (IMDB), Joey Anaya (IMDB), Kevin Foster (IMDB), Robert Randolph Caton (IMDB), John Dinan (IMDB), Evangeline (IMDB), Sean Andrew Fash (IMDB), David Foster (IMDB), Jessica Jennings (IMDB), Shannon Lambert-Ryan (IMDB)

The Village (~ Köy) ' Filminin Konusu :
Martin Night Shyamalan'ın kaleminden çıkan harika bir gerilim filmi...İyi bir oyuncu kadrosunu barındıran film ustaca kurgulanmış hikayesi ile sizi koltuğunuza çivileyecek...Mutlu ve Huzurlu görülen bir köyün insanları aslında köyün dışındaki yasak ormanda yaşayan yaratıklar yüzünden korku dolu anlar yaşamaktadırlar... Bu insanlardan biri ((Joaquin Phoenix)) bu sınırı aşarak bilinmeyenle yüzleşmeye cesaret eder...Oyncuların performansı ile hafızalardan çıkmayacak kalitede bir gerilim filmi...


Dumur / 15
  • "m night shyamalan'ın bu film için şirinler'den ilham aldığı ve esinlendiği çok açıktır."




Facebook Yorumları
  • comment image

    vizyona girdikten seneler sonra izleme şerefine eriştiğim, hem kafamı duvarlara vurduğum hem de izlemiş olmaktan mutluluk duyduğum film. çok şeyler anlatan film. shyamalan'ın her filminde olduğu gibi, izledikten sonra gene bir kafa toplama süresi geçirmem gerekti. filmin o masalsı atmosferinde kaybolmak yine harika bir tecrübeydi. film bittiğinde başka neler anlatmış olabilieceğini irdelemek te öyle.

    filmdeki aşkın sessiz ve derinden anlatımı mükemmeldi. sadece bir elin bir başka eli tutmasının bu kadar güçlü bir etki yarattığı başka film de hatırlayamadım vallahi. lucius'un elinin, ivy'nin elini yakaladığı o sahneler, bir de james newton howard'ın müzikleriyle birleşince ortaya çıkan şeyi anlatmaya kelimeler yetmedi şimdi...

    shyamalan her filmiyle gözümdeki yerini daha da yüceltiyor. the sixth sense ve signs haricinde her filmini çok geç izledim ama yarattıkları etkiler hiç değişmedi, her film önce "bu neydi be?" tepkisi ile karşılandı tarafımdan, sonrasında düşünüp durdukça çok sevdiğimi farkettim.

    --- spoiler ---

    lucius: why can you not stop saying what is in yours? why must you lead, when i want to lead? if i want to dance, i will ask you to dance. if i want to speak, i will open my mouth and speak. everyone is forever plaguing me to speak further. why? what... good is it to tell you you are in my every thought from the time i wake? what good can come from my saying i-- i sometimes cannot think clearly, or- or do my work properly? what gain can rise from my telling you... the only time i feel fear as others do, is when i think of you in harm? that is why i am on this porch, ivy walker. i fear for your safety above all others. and yes... i will dance with you on our wedding night...

    ---
    spoiler ---


    (auroriel - 24 Şubat 2007 14:27)

  • comment image

    shyamalan'ın korkudan ziyade sosyal mesajlar içeren enfes filmi. bu yüzden, korku filmi kategorisinde değerlendirildiğinde hayli zayıf; ama bir bütün olarak ele alındığında ve haşır neşir olduğu mevzular düşünüldüğünde gerçekten sağlam bir film.altıncı histen sonra, shymalan seyircisi ters köşeye yatırılmayı, sürpriz finalle şaşırmayı bekler. bu filmde de sürpriz bir son vardır aslında, ama seyirci bundan pek hoşlanmaz, aldatıldığı hissiyatına kapılır nedense! halbuki shyamalan aşkı anlatmıştır bize. en temizinden, en gerçeğinden. korkularımızdan dem vurmuştur. kendi yarattığımız korkudan, korkunun kendisinden korktuğumuzu bize bir kez daha göstermeye çalışmıştır.yarattığı atmosferle,verdiği mesajlar ve bu mesajları işleyişiyle takdiri hak eden bir iş ortaya koymuş, gönüllerdeki yerini biraz daha sağlamlaştırmıştır.


    (shat - 9 Kasım 2007 12:44)

  • comment image

    james newton howard'in 'that is why i am on this porch' adinda beste yaptigi ve ivy ile lucius adinda bir ask efsanesi olusturmamiza musade eden soyle bir sahnesi vardir.
    --- spoiler ---

    ivy:evlendiğimiz zaman benimle dans edecek misin? çünkü dans etmeyi çok seviyorum. neden aklından geçenleri söyleyemiyorsun?

    lucius: neden sen aklından geçenleri söylemeden edemiyorsun? ben yol göstermek isterken,neden sen yol gösteriyorsun? dans etmek istersem, sana dans etmek istediğimi söylerim. konuşmak istersem,
    konuşmak için ağzımı açarım. herkes sürekli daha çok konuşmamı istiyor. neden? uyanık olduğum her an seni düşündüğümü söylememin yararı ne? bazen açık düşünemediğimi ya da işimi düzgün yapamadığımı
    söylememin faydası ne? korktuğum tek şeyin sana bir şey olması olduğunu söylesem bu neyi değiştirir? bu yüzden bu verandadayım lvy walker. herkesten çok senin güvenliğin için korkuyorum. ve evet. düğün gecemizde seninle dans edeceğim.

    ---
    spoiler ---

    bir sonraki filmiyle ego patlamasi sorunu yasayacak olan m. night shyamalanin bu her seyden cok romantik olarak degerlendirebilecegim eserinin atmosferine hat safhalarda katkida bulunan james newton howard'i unutmamak gerekir..
    bir baska tesirini ustumuzden atamadigimiz sahne icin: (bkz: i cannot see his color)


    (oinone - 29 Kasım 2007 11:46)

  • comment image

    diyaloglari ve görüntüleri sindirebilmek icin arada sirada tekrar oturup seyrettigim filmlerden biri. tipki sevilen bir sarkiyi tekrar tekrar dinlemek gibi.

    ayrica özellikle iki sahnesinde kamera kullanimi acisindan shyamalan'a sapka cikaririm:

    1. kirmizi rengin yasak oldugu henüz anlatilmamisken, verandayi süpüren iki kizin kenarda bir kirmizi cicek görüp, kopararak ileride bir yere toprak altina gömdükleri sahne.

    2. lucius izinsiz yasak bölgeye ilk girdigi zaman önünden sola dogru kacan yaratiğin cekildigi sahne. yaratik sola dogru kacar, kamera da onu kacma hizinda takip eder, yaratigin sadece sirtini görürüz, kamera sanki bir türlü yaratigin tamamini yakalayamaz. her seyredisimde sanki yüzünü de görebilecekmisim gibi ister istemez kafami saga dogru kaydiririm.


    (star is tired - 17 Haziran 2008 14:31)

  • comment image

    içe kapanışın hikayesi.

    --- spoiler ---

    yakınlarından birini bir cinayet ve vahşet sonucunda kaybetmiş insanların, bu vedanın akabinde bir psikolojik terapi merkezinde yolları kesişmektedir. kırmızıdan yani kan renginden arınmış bir dünya hedefi vardır önlerinde. ki gerçek dünya ikibinli yıllardayken, bin sekiz yüzlü yılları tercih ederler, medeniyetten ve bilhassa silahlardan arınmış ortamlarında.

    film; bir gerilim hikayesini, bir köy halkının korktukları hayaletleri * anlatmaktan ziyade, kansız ve masum bir hayatı seçmiş bir avuç insanın* oluşturmuş oldukları toplumu ileriki yıllarda "korku" eşliğinde nasıl yönettiklerini anlatmak üzerine kurulu. trajik hadiseleri atlatan insanların, bambaşka bir hayat kurmak için hayli büyük bir arazide kurdukları bir köy ve masumiyetin yitirilip zalimliğe dönüşmesi süreci.

    ---
    spoiler ---

    bu hikayenin bir yerden tanıdık geldiğini söylemeye bilmem lüzum var mı.. köy; seçkinlerin oligarşisinin bir millete dayattığı fikirdir. dört tarafı düşmanlarla çevrili(!) bir ülkeyle ikiz gibiler adeta.

    lakin, köy kabuğunu kırmıştır. gürültü patırtı olmasın demek abestir. dalgalanmadan durulur mu bir millet ?


    (muhayyile - 28 Eylül 2010 00:03)

  • comment image

    ilk çıktığı zamanlarda korsan cd satan bir yerde "villadaki cesetler" adıyla satıldığını gördüğüm film. kelime oyununu kaptınız sanırım.

    ben: ahaha filmde villa yok.
    satıcı: filmde ceset yok.

    adını sanını bilmezdi ama sattığı bütün filmleri izlerdi o satıcı abi. şimdi napıyo acaba.


    (bunlar hep yalan dolan - 20 Haziran 2011 04:53)

  • comment image

    bu film her ne kadar gişede büyük başarı elde etse de zamanında gerizekalı eleştirmenler ve seyirciler yüzünden epey hakkı yenen bir film olmuştu. tabi ki bunda filmin yanlış pazarlanıp farklı beklentiler oluşturmasının da sebebi var ancak bana kalırsa ön yargısız seyredildiği takdirde kesinlikle hayran kalınacak bir film.


    (fictionel - 8 Temmuz 2012 13:06)

  • comment image

    seyir defterimdeki en sevdiğim filmlerdendir. kiminle konuşsam, kiminle görüşsem benim kadar seven birisine rastlamadım. fazla anlam yüklediğimi düşündüğüm zamanlar oldu. insanlar burun kıvırdı çokca. onlar burun kıvırdıkça ben daha da çok sevdim oysa. rahatsızlık mıydı bu? "ilk film" olarak bile bu filmi seçmiş birisiyim ben. bildiğim en gerçek aşk bu filmdeydi çünkü.


    (ronesans adami - 17 Ağustos 2013 20:01)

  • comment image

    felsefi bir temele dayanan film bulmanın zor, korku filmi bulmanın neredeyse imkansıza yakın olduğu dönemde bana ilaç gibi gelen filmdir. filmde tam olarak korku filmi havasını bulamazsınız, genelde gerilim atmosferi hakimdir. köy olan mekan ve renklerin çok güzel seçildiğini,sarı ve kırmızı renklerin baskın olmasının akılda kalıcılığı arttırdığı kanaatindeyim.

    --- spoiler ---

    köy insanların kendi cennetlerini yaratma isteğiyle oluşturulmuş yer. hedef:mutluluk,huzur ve tehlikelerden uzak bir yaşam. birçoğumuz gibi benim de köy hayatı,komünal hayat özlemimiz var.her şey iyi ve güzel giderken,kararlar çoğunluk halinde alınırken bir aksilik çıkar. ve bu durumda ne yapılmalıdır? elini taşın altına kim koyacaktır? burada şu sorgulamayı yapabiliriz:devlet niçin vardır ve devletin varlığı neden gereklidir? iyi olan halde devlete zaten ihtiyaç yokken,durum kötüye gittiğinde kimse taşın altına elini koymak istemez.

    peki tüm bu korkaklığın içinde ilk adımı atacak kimdir? tabi ki sevgi.sevgi koyar ilk elini. tüm cesaretini sevgi toplar. demek ki varan 1: cesaret için ilk şart sevgidir. sevginin kudretini sırrı kızından saklayamayan baba figüründe de görmekteyiz.

    oradan ivy'nin ormanda yalnız kalışı çaresizlik olgusunu irdeler film. yine de devam eder ivy. ivy'yi devam ettiren inançtır. orada bir yaratıktan korksa da gözlerinin olmayışının onu koruyacağına inanmaktadır.
    ve öğreniriz ki tüm tehlikeler yalanmış...

    insanları bir yerde tutmaya,daha fazlasını istememeye nasıl ikna edersiniz? siz biliyorsunuz daha fazlasının kötü olduğunu ve bu kötülükten korumalısınız insanları peki nasıl? burada bir yalan uydurmaktadır bizim köy ahalisi. burada alttan alta tanrının varlığı,kader,ceza kavramları da izleyicinin sorgulama algısına bırakılmaktadır.

    korkularınızın sadece bir yalandan ibaret olabileceği hiç aklınıza gelmiş miydi? tarzı sorular sordurur film. adrien brody'nin şaheser olarak oynadığı noah karakterinin zihinsel açıdan zayıf olması tesadüf değildir.zihinsel açıdan zayıf insanın korkuları yoktur. ve film bize burada şu mesajı verir: evet korkularınız sizin aklınızın ürünü. yani kendi düşünceleriniz.
    ---
    spoiler ---

    oyunculuklar ise gerçekten müthiş.özellikle adrien brody oyunculuğun kitabını okumanız için bu filmde yazmış. korkutarak düşündüren, değişik duygular yaşatan efsane bir filmdi.


    (filmdelisioldum - 28 Mayıs 2014 23:58)

  • comment image

    film gibi film her türlü yere çekip yorumlayabilirsin.
    ister içindeki aşka tutun romantizmin dibine vur, ister eleştirilerine odaklan vay anasını de. sonunu saymıyorum bile.
    çok sevdiğim ve ancak ne yazık ki pek sevene rastlamadığım bence en çok hakkı yenen filmlerden.


    (rasputinufuk - 20 Temmuz 2014 14:46)

  • comment image

    aradan gecen 4 aydan sonra ikinci kez izledigimde en az signs kadar begendigim, hatta senaryo bazinda ondan daha da ba$arili buldugum fairy.. buradan oyuncularin her birini tebrik etmek istiyorum, zira oscarlik bir oyun cikarmi$lar, ozellikle filmin as kizi bryce dallas howard kor bir kizi oldukca ba$arili canlandirmi$. kisa zamanda cok unlu olacagina kesin gozu ile bakilabilir.. adrien brody'i de yardimci aktor dalinda 2005 akademi odullerinde adaylar arasinda gorebiliriz, zira bu adayligi hakeden bir performans sergiliyor.. bu arada sari ve kirmizi renklerin uyumu gercekten ho$ olmu$*.. ayrica koydeki insanlarin tufek, tabanca gibi ate$li silahlar kullanmamasi da ilgincti, demek ki amishvari bir ya$am formu ile kar$i kar$iyayiz.. ecza dolabinin camina yansiyan esmer oglan hepimizi gulumsetti, yine yapacagini yapti filmin sonlarina dogru hinzir cocuk dedirtti.. siradan bir gerilim filmi formatinda ilerleyen film, sonlarina dogru kar$ila$ilan iki buyuk gercekle iyi bir final sunuyor biz izleyicilere..

    --- spoiler ---
    filmin hemen ba$inda, mezarta$inin uzerindeki tarihlere dikkat..
    ---
    spoiler ---


    (huger - 31 Temmuz 2004 12:14)

  • comment image

    m night shyamalan in hikayeden cok filmin vermeye calistigi politik mesaj uzerine konsentre oldugu basarili bir film. 9 11 sonrasinda cikan acik acik amerikayi ve amerikanin yonetim sistemini elestiren belgelesel ve filmlerin yaninda fazla sivrilemeyecek olmasina ragmen, filmin amerikan hayat tarzina yaklasim sekli kesinlikle uzerinde durulmasi gereken bir konu. kendi kucuk kasabalarini hic bir zaman terketmeyen, amerika disinda bir hayat olmadigini dusunen, kendi korkularindan yarattiklari hapishanelerinde yapay mutluluklari ve hedonistik hayat tarzlari ile huzur icinde yasayan amerikalilar, bu filmdeki kucuk koy ile ve bu koyde yasayan insanlarin hayat tarzlari ile ancak bu kadar guzel sembolize edilebilirdi. bu film belki sixth senseden hemen sonra, 9 11 dende once sinemalara gelmis olsa filmin vermeye calistigi mesaj anlasilmayabilirdi ama tam fahrenheit 911 dan sonra sinemalara gelerek adete michael moore un solediklerini mecazi bir yolla pekistiriyor.


    (eternity4ever - 23 Ekim 2004 13:48)

  • comment image

    --- spoiler ---
    bana kalırsa ihtiyar heyeti thomas hobbes'un görüşünde ütopik bir köy yaratırken hobbes'un homo homini lupus deyimini göz ardı ederek insan evladından çok fazla şey bekliyor. her ne kadar korunaklı bir yaşam biçimi kurup, türlü simulacra ile (ormandaki yaratıklar, bu yaratıklarla yapılan anlaşma, uyulması gereken kurallar, kötü/uğursuz renkler vb) insanları korkutarak insanların ellerinden özgür iradeleri ile seçme haklarını alarak köye haspetseler de işin içinde insan girince hiçbir şeyin garantisi yok. kaldı ki köylülerin ormandaki yaratıklara karşı korkusunu pekiştirmek için bizzat ihtiyar heyetinden birinin köydeki hayvanların derilerini yüzmesi insan doğasının karanlık yanını yansıtıyor. bunu yapabilen bir insanın "koruma" adı altında diğerlerinin adına karar verip seçim yapması ise insanı dehşete düşürüyor. korkuyla değil sevgiyle motive edilenin ormanı geç(ebil)mesi de ayrıca ihtiyar heyetinin yüzüne tokat gibi iniyor.

    dahası adrian brody'nin karakteri hobbes'un karşıt görüşünü savunan rousseau'yu da haksız çıkarıyor. adrian brody sakin durmadığından asla eğitilememiş, kuralları umursamıyor. dolayısıyla insan topluma girip toplum tarafından eğitilmeden önce masumsa adrian brody'nin de köydeki en ve belki de tek masum kişi olması gerekirken sözümona kusursuz köylerinde ilk suçu o işliyor. üzerinde yaratık kostümü ile çukura düşerek ölen adrian brody de ihtiyar heyetine insanın içindeki vahşi hayvanı göstermiş olacak ki filmin sonundaki oylamada ayağa kalkarak bu saçmalığa son vermeye karar veriyorlar. en azından ben bu yönde fikirbirliğine vardıklarına inanmak istiyorum.

    hmm ya da helpless'in* dediği gibi brody'i ormandaki yaratıkların öldürdüğünü söyleyip bu yaşam formunu devam ettirmeyi oyluyorlar. o zaman brody'nin iki kişiyi öldürmeye kalkışmasına ve sonunda kendisinin ölmesine sebep olduklarını kabul edip vicdan azabı çekmek yerine onun ölümünü kahramanlaştırarak, bunu mevcut düzeni devam ettirebilmek için kullanıyorlar. halbuki gerekli tıbbi ve psikolojik yardımla brody daha az saldırgan ve huzurlu bir yaşam sürdürebilirdi... özetle, sevdiklerinin başına kötü birşey gelmesinden endişe ederek korku dolu bir yaşam sürmemek için sevdiklerine korku dolu ama sözümona korunaklı ve güvenli bir yaşam sunuyorlar.
    ---
    spoiler ---


    (beatific - 21 Kasım 2004 00:11)

  • comment image

    tam da sinemada artık yeni bir hikaye anlatılamaz, yeni bir şey bulunamaz dediğimiz anda m.night shyamalan diye bi hintli geliyor ve yepyeni fikirlerle dolu yepyeni bi şeyi önünüze koyuyor, biz de böyle ağzımız açık bakıyoruz.

    sinema izleyicisi artık çok değişti. filmi film olarak değerlendirmektense film dışındaki herşeyle bağlantılı bir şekilde eleştiriyorlar.

    fragmanı korkunçtu, film değildi. e bu çok normal değil mi? fragman fragmandır, film filmdir.

    twist'i tahmin ettik. e bravo. bu bir m.night shyamalan filmi. ama aynı zamanda bir film. sinema deneyimi, ne zaman filmin büyüsüne kapılıp perdenin içine girdğimiz sihirli bi maceradan çıkıp, bir sonraki sahneyi tahmin etmek, finali tahmin etmek üzerine gerzek bir egzersize dönüştü?

    ben 2 saat boyunca o köyde yaşadım. tek planlarla dolu, inanılmaz oyunculuklarla, müthiş çizilmiş karakterlerle ve diyaloglarla dolu, çok küçük bir meseleden tüm dünyayı ilgilendiren bir meseleye bağlanan "hayat değiştirici" bir film izledim.

    bence sixth sense ve unbreakable kadar iyidir ve kesin bir başyapıttır.


    (yorb - 22 Kasım 2004 13:53)

  • comment image

    seyircinin disaridan, ormanin disindan izledigi film. ve o icerideki dunyayi yaratan da, koruyan da (filmin icinde, bizzat) shyamalan'in kendisi. ve belki de ormanin disindan, bize tuhaf gelen bir seyi izledigimiz icin, ve filmin sonunda aslinda 'simdi ve burada' oldugumuzu anladigimiz icin, aramizdan bazilarinin kotuleyebilecegi film. ama unutmayin, bazen yapmak istedigimiz anlasilmasin diye, bazi seyleri yapmayiz, bu filmi sevmek gibi. shyamalan'in trier'e cevabidir bu ve en az dogville kadar iyi bir filmdir. spoiler falan yok, boyle bir film izleyip sadece spoiler/twist dusunuyosa insanlar, biz zaten spoil olmusuz.


    (favez - 22 Kasım 2004 23:24)

  • comment image

    --- spoiler ---

    ivy'ye ormandaki yolu bulmasına kadar eşlik edecek iki genç vardı. bi tanesi baştan caydı, diğeri ivy'yle devam etti ama sonradan şu nedenle o da caydı: noah sınırı geçtiğinde yaratıklar onu öldürmedi, şimdi de ivy'yi öldürmeyeceklerdi ama bu genci öldüreceklerdi. çünkü bu gence göre noah deli olduğu için, ivy de kör olduğu için yaratıklar onlara acıyolardı, o yüzden öldürmüyolardı. genç burda mantıksız olanı mantıklı hale getirdi. onlara öğretilene göre yaratıklar sınırı geçeni öldürecek, sonra da köye saldıracaklardı. bu artık onların mantığıydı. noah'ın sürekli sınırı geçmesi ama yine de öldürülmemesi mantıksızlığını da genç bu şekilde kendi kendine mantıklı hale getirdi. böylece yaratıkların noah ve ivy'ye saldırmamaları sadece istisna olacaktı. yani herkes hala tehlikedeydi. ki noah'ın yaratık kılığında ivy'ye saldırması bunu daha da pekiştirdi. ayrıca bu olay gerçeği öğrenen ivy'nin bile tekrar kandırılabilmesine de neden olacaktı. filmde böyle bişey yok. ama bence ivy tekrar rahatlıkla kandırılabilir. ormandayken yaratıkların gerçek olmadığını bilmesine rağmen noah'ın yaratık olduğuna inanmıştı. böylece babası ivy'ye ben sen korkma diye yaratıklar yok demiştim aslında yaratıklar var bak sana saldırmışlar diyebilir. zaten filmin sonunda yaşlılar bu oyuna devam etme kararı alıyolar. sözde yaratıkların noah'ı öldürmesi ve ivy'ye saldırmaları ise başta bahsettiğim istisnaları da ortadan kaldıracak. ama daha önce dediğim gibi önemli olan gencin ve diğerlerinin en başta noah'ın öldürülmemesini sorgulamayıp istisnadır demeleridir. bana çocukluğumdan çok şey çağrıştırdı.

    ---
    spoiler ---


    (st germain - 19 Aralık 2004 19:02)

  • comment image

    korku filmi izleme beklentisi olanlar tarafından beğenilmeyen,önyargısız olarak izlendiğinde büyük keyif veren,özellikle kör kızı oynayan bryce dallas howardın gönülleri fethettiği film.

    --- spoiler ---
    cocuklarının geleceklerinden endişe duyan insanların neler yapabileceği bu kadar güzel anlatılabilir.ayrıca baş elder olan amcanın neden ısrarla kör kızını ilac almaya yalnız göndermesinin anlasılmasıyla daha ne olsun senaryoda kardeşim dedirten filmdir ayrıca.
    ---
    spoiler ---


    (withered - 15 Şubat 2005 03:38)

  • comment image

    m night shyamalan gibi bir yönetmenin 3. sınıf bir korku filmi çekmeyeceğine göre bizlere başka bir şeyler demeye çalışmaktadır.
    suni korkular tam da soğuk savaş döneminde yaratılan korku senerayolarıyla örtüşürken, kırmızı tam da kızıl olanı temsil ederken amerikan toplumunun izole edilme çabalarını gözümüze sokmaktadır. bunun aşırı yorum olduğunu düşüneceklere de denecek çok şey var aslında ama burası yeri değil.


    (malloryknox - 2 Mart 2005 09:53)

  • comment image

    okunması gereken film. doğa mı daha tehlikeli, şehir mi, evin içerisinde mi daha güvendeyiz, dışarısında mı, ormana, bilincimizin karanlık tarafına, korkularımıza arkamızı dönebilir miyiz, kör olsak, tüm korkularımızı bir kutuya kitlesek onlardan kurtulur muyuz, ama en büyük düşmanımız kendimiz, kendimizi mahzene kapatsak, gene de her şey inandığımız gibi devam eder mi?

    kamera açısından haraketine, senaryosunun başından sonuna beklenmedik iniş çıkışlarına kadar her şeyi okunmalı bu filmin. aksi halde, korkmadık, gerilmedik bile, çok sıkıldık diyenlere yanlış filmi izlemişsiniz derim.

    ormanın sonunda ormandan çok daha korkunç bir yer var. geri dönmek istedim, gördüklerimi unutmak ve tamamen ormana ait olmak istedim.


    (anahita - 13 Haziran 2005 03:25)

Yorum Kaynak Link : the village