• "hem gündüz hem gece kuşağında izleyip acayip keyif aldığım film. diyaloglar çok süperdi. ancak ben en çok george(idi galiba)'un mad housewifeımıza olan tavırlarını beğendim. izlenmeli muhakkak."




Facebook Yorumları
  • comment image

    sadece bir kez izlemiş olmama rağmen, aklımdan hiç çıkmayacak denli beni etkilemiş olan film.

    film, tipik bir mutlu aile tablosu ile başlıyor, iyi para kazanan, kariyerli bir erkek, güzel döşenmiş evinde, modern görünümlü -ama esası itibariyle kocasını mutlu etmek için çırpınmasıyla önceki nesillerden çok da farklı olmayan- esas kadınımız, çocuklar, evde verilen partiler, kültürlü kültürlü konuşmalar, gençlik, güzellik, para, sağlık, ne lazımsa işte...

    sonra içine girdikçe anlamaya başlarız, bunlar yeterli olmadığı gibi, aslında gerekli de değildir bazıları.. tina, onu anlayabilecek bir erkek ister, ondan sürekli "annesininki gibi ev yapımı limonata" istemeyen, hastalanıp naz yapmaya yer aramayan, fikrini söylediğinde onu aşağılamayan.. mesela bir parti yüzünden tartışırlar, gösterişçi kocası milleti etkileyeceğim derken açıldıkça açılır, tina'nın makul önerilerine "sen ne anlarsın kadın!" tarzı cevaplar vererek...

    kadınımız gittikçe yalnızlaşır, dışarıdan bakıldığında hayal edilen hayata sahip gibi gözükmesine rağmen, ne kocasıyla sıcak bir diyalogu vardır, ne de bu kendisine içkin hissedemediği ortamda çocuklarına içten bir sevgi ve bağlılık gösterebilir.. bir umut, aşk'ı arar, gerçekten aşık olursa, belki kurtulabilir..

    bundan sonrası aşk üçgenleri-dörtgenleri-beşgenleridir... kişi, kendisini, olmayı istemediği şeyden kurtarmadıkça, olmak istediğine evriltmedikçe, bunun sonu yoktur, kurtuluş başkalarından gelmeyecektir... kahramanımız tina da bunu yavaş yavaş fark eder...

    --- spoiler ---

    filmin beni en çok vuran yeri, sonundaki grup terapisi sahneleriydi. adı üstünde, grup terapisi, herkesin bir sorunu var ki oradalar... herkes sırayla anlatıyor. tinacık da anlatıyor masum masum, böyle yaptım, şöyle ettim, işte böyle mutsuzdum, sonra böyle oldu diye... ve -az önce birbirinden kötü ve beter şeyler anlatanlar başkalarıymış gibi- gruptakilerden sesler yükselir "bu ne kendini bilmezlik!", "sen ne biçim bir kadınsın?!", "her şeyin varmış, bir de bunları mı yaptın!", "cık cık cık nankör!"...

    o günden beri anlamışımdır, insanlara -en azından önüne gelene- dürüst olup içini açamazsın, kendine bakmayı unutup seni karalayacak, lekeli görecektir. senin, yaptıklarını ne kadar doğal anlattığının hiçbir önemi yoktur. üstüne basa basa, neden böyle davrandığını açıklamış olman da seni kurtarmaz, hala "ayol her şeyin varmış işte!" derler. insanların gözü, çoğunlukla aksini iddia etmelerine rağmen maddiyattadır.. ve unutma, daima aldatan ve gidenler suçludur, daima geride kalan masumdur..

    ---
    spoiler ---


    (polly jean - 25 Kasım 2011 00:49)

  • comment image

    hem gündüz hem gece kuşağında izleyip acayip keyif aldığım film. diyaloglar çok süperdi. ancak ben en çok george(idi galiba)'un mad housewifeımıza olan tavırlarını beğendim. izlenmeli muhakkak.


    (iyor - 31 Ağustos 2005 09:13)

  • comment image

    evlilik, seks, aldatma, aşkın dönüşümü üzerine çok tatlı bir film. eşinin kötü davranışlarından bezip evlilik dışı bir ilişkiye yönelen tina bir zaman sonra sevgilisinin de kocasına dönüştüğünü görür ve anlarız ki ilişkileri şekillendiren en önemli unsur kim olduğumuzdur. partner seçimi, kabul edilebilir davranışlar tölerans sınırını hep bu belirler ve siz siz oldukça her ilişkinin varacağı yer aşağı yukarı aynıdır.
    tina rolünde izlediğimiz carrie snodgress bu filmdeki oyunculuğuyla en iyi kadın oyuncu oscarına aday olmuş. ama sadece bir film daha çektikten sonra neil young ile evlenip sinema oyunculuğunu bırakmış ve çocuk-kadın imajından kısık sesinden abartısız oyunculuğundan mahrum bırakmış bizi ne yazık ki.


    (flying snow - 2 Mayıs 2006 20:25)

Yorum Kaynak Link : diary of a mad housewife