Süre                : 57 dakika
Çıkış Tarihi     : 18 Mayıs 2003 Pazar, Yapım Yılı : 2003
Türü                : Cinayet,Drama,Gizemli,Romantik,Heyecanlı
Ülke                : İngiltere
Yapımcı          :  British Broadcasting Corporation (BBC) , Endor Productions
Yönetmen       : David Yates (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Paul Abbott (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : John Simm (IMDB)(ekşi), Kelly Macdonald (IMDB)(ekşi), Bill Nighy (IMDB)(ekşi), Philip Glenister (IMDB)(ekşi), David Morrissey (IMDB)(ekşi), James McAvoy (IMDB)(ekşi), Amelia Bullmore (IMDB)(ekşi), Benedict Wong (IMDB)(ekşi), Marc Warren (IMDB), Rebekah Staton (IMDB), Polly Walker (IMDB), Michael Feast (IMDB), Johann Myers (IMDB), Tom Burke (IMDB), Maureen Hibbert (IMDB), James Laurenson (IMDB), Deborah Findlay (IMDB), Christopher Simpson (IMDB), Sean Gilder (IMDB), Shauna Macdonald (IMDB), Rebecca Ryan (IMDB), Charlie Ryan (IMDB), Stuart Goodwin (IMDB), Patrick Brennan (IMDB), Madeleine Potter (IMDB), Anthony Flanagan (IMDB), Natasha Wightman (IMDB), Geraldine James (IMDB), Carla Du Bois (IMDB), Elizabeth Elvin (IMDB), Pui Fan Lee (IMDB), Aleksandar Mikic (IMDB), Aaron Neil (IMDB), Sophie Walding (IMDB), Matt Hickey (IMDB), Ian Hughes (IMDB), Nicola Parfitt (IMDB), Michael Pennington (IMDB), Ofo Uhiara (IMDB), Michael Gould (IMDB) >>devamı>>

State of Play (~ Den tredje makten) ' Dizisinin Konusu :
Amerikan Kongresi’nin yakışıklı, soğukkanlı ve temkinli üyesi Stephen Collins (Ben Affleck), bağlı olduğu siyasi partinin geleceğini temsil eder. Savunma harcamalarını denetleyen komitenin başkanlığı gibi onurlu bir görevi vardır. Yaklaşan başkanlık seçimleri için partisinde tüm gözler onun üzerine çevrilmiştir. Onun araştırma asistanının ve metresinin vahşice öldürülmesi üzerine o güne kadar derinlerde bir yerde gömülü duran sırlar birer birer ortaya çıkmaya başlarAraştırmacı gazeteci McCaffrey’nin bu olaya ilgi duymasının iki sebebi vardır. Birincisi Collins onun eski arkadaşıdır, ikinci sebebi ise acımasız editörü Cameron’dan (Oscar ödüllü Helen Mirren) bu olayı araştırma görevi almıştır. Gazeteci, katilin kimliği üzerindeki esrar perdesini kaldırmaya yaklaştıkça ülkenin güç dengelerini sarsacak bir tehdit oluşturmaya başlar.Sahte doktorların ve yozlaşmış zengin politikacıların var olduğu bir kentte çok önemli bir gerçeği öğrenecektir: Milyar dolarlar tehlikeye girmişse hiç kimsenin sadakati, güvenirliliği, sevgisi ve hayatı güvence altında değildir.

Ödüller      :

BAFTA:BAFTA TV Award-Best Actor


  • "the departed, the bourne ultimatum,enemy of the state gibi filmlerin yanında esamesi bile okunmayacak 10 üzerinde 5 kuru kafa eden vasat film."
  • "gördüğüm en iyi sonlardan birine sahip film.(bkz: long as i can see the light)"
  • "konusu bakımından klişe sayılabilecek fakat kurgusu fena olmayan filmdir. ayrıca finali yüzünüzde tebessüm bırakan, merakla izlettiren bir özelliği de vardır."
  • "russell crowe'un şişmanlıktan patlamak üzere olduğu zaman, çektiği film.ayrıca;(bkz: dolma parmak sendromu)"
  • "an itibariyle atv de yayınlanan film."




Facebook Yorumları
  • comment image

    brad pitt'in son anda senaryodaki bazı noktaları bahane ederek kadrodan ayrıldığı filmdir. universal film şirketi pitt'i dava etme aşamasındadır. her türlü hazırlık tamamlanmış, çekime iki hafta kala kendince haklı sebeplerle filmi bırakmıştır. brad pitt'in ilk defa yaptığı bir şey değildir, zira darren aronofsky'nin the fountain filminde de aynı kıllığı yapmış, yönetmeni zor durumda bırakmıştır. ancak bana kalırsa iyi olmuş çünkü efendim hugh jackman filmde çok daha iyi durmuştur.


    (inventionofsolitude - 27 Kasım 2007 12:13)

  • comment image

    2003 yapimi sahane bbc mini dizisi. bbc dizisi takipcileri icin all star gibi kadrosu var: life on mars'in basrolundeki eleman, hustle'in basrolundeki eleman, morrissey dizisinin morrissey'i, sonra bill nighy. 6 bolum, her bolum 85 dakika. bir milletvekilinin evlilik disi iliskide oldugu yardimcsinin oldurulmesi uzerine olayi arastiran muhabirlerin uc dort gunluk haberi olusturma oykusu. bas muhabirin milletvekilinin yakin arkadasi olmasi, sonra aldatilan karisiyla iliskiye girmesi bu arada cinayetin arkasinda tabi ki daha buyuk hesaplarin cikmasiyla ortalik karisiyor. muthis bbc atmosferi, bill nighy ve bas muhabir onde olmak uzere acayip oyunculuklar var. amerikada filme uyarlanacakmis; olurdu olmazdi diye tartismaya gerek yok. zaten olmayacagini biliyoruz da basrol milletvekili rolunde ben affleck kazmasini oynatmak ne oluyor? resmen bbc'ye hakaret..

    edit: yazmadan olmaz genç fırlama muhabir ve bill nighy'nin oğlu james mcavoy da süper.


    (relic - 6 Eylül 2008 08:23)

  • comment image

    ülkemizde 17 nisan 2009 tarihinde gösterime girecek olan 2009 amerikan yapımı sinema filmi. filmin yönetmeni kevin macdonald. süresi 118 dakika olan filmin konusu kısaca;

    --- spoiler ---

    cal mcaffrey (russell crowe), mali durumu çok iyi olmayan bir gazetede çalışan başarılı bir muhabirdir. bir gece esrarengiz bir cinayet işlenir ve bu hikayeyi takip etme görevi, fazla otoriter bir yönetici olan cameron lynne (helen mirren) tarafından cal mcaffrey’e verilir. stephen collins (ben affleck) ise hükümet adına savunma ihalelerini takip eden başarılı bir milletvekili, aynı zamanda kongre üyesidir. aynı günün sabahı kongre adına bir açık oturuma girmeden önce, savunma ihalelerinde araştırmacı olan sonia baker’ın (maria thayer) ölüm haberiyle sarsılır. bu ani gelişme üzerine stephen collins’in verdiği beklenmedik tepkiler, onun sonia baker ile bir ilişkisi olduğu yönünde dedikodulara sebep olur. stephen collins, cal mcaffrey ve stephen collins’in karısı anne collins (robin wright penn) üniversiteden beri çok fazla içli dışlı bir arkadaş grubudur. sonia baker cinayetinin takibi ise cal mcaffrey ile aynı gazetede çalışan genç ama gözü pek muhabir della frye’e (rachel mcadams) verilir. ancak zaman geçtikçe ve cinayetlere dair ipuçları bulunmaya başlandıkça ilginç bir gerçek ortaya çıkacaktır; cal mcaffrey’in araştırdığı cinayet davası ile sonia baker davası aynı noktada düğümlenmektedir. daha da ilginci ise, sonia baker davasının arkasında değeri milyon dolarları bulan akıl almaz oyunlar vardır. cal mcaffrey bu oyunları çözmeye çalışırken, mesleği, duyguları ve gerçekler arasında bir seçim yapmak zorunda kalacaktır.

    ---
    spoiler ---

    (bkz: http://www.bidunyafilm.com/film_detay.aspx?id=6317)


    (korkmam yalandan yilandan kadar - 10 Nisan 2009 01:40)

  • comment image

    olmamis bir film degil tabi ki, 2 saat ilgiyle oturduk izledik sinemada, russell crowe gayet iyiydi her zamanki gibi ama film tam oturmamis, bbc dizisini bilemiyorum ama 10 saatlik bir diziyi 2 saate her yonuyle sikistirmak istemisler gibi geldi, hem ozel iliskiler tam oturmamis o yonden zayif, biraz medyanin bugunku durumuna vs deginmek istemisler gibi geldi onu da yapamamislar, savunma sanayisinin ozellestirilmesi gibi onemli bir konuyu biraz deselim demisler ama cok yuzeysel kalmis...

    yine de keyifli bir iki saat gecirdik, allah razi olsun:)


    (ayamik - 20 Nisan 2009 07:50)

  • comment image

    benim gibi oyuncu kadrosuna bakıp ümitlenen kişiyi dumurlara sevk eden film.

    --- spoiler ---
    adını unuttuğum çaylak muhabir kız dışında herkesin kötü adamı oynadığı bir film olmuş.filmin başlarında, finalde sürpriz birşeyler olacağını tahmin ediyorsunuz, sadece eldeki bir kaç oyuncuya bu sürprizi yuklemek kalıyor.filmde, cal'in katilin evine gittiği sahne ve otoparkta oynadıkları saklambaç oyunu hariç pek bir hareketlilik yok.

    ---
    spoiler ---

    gidip, güzelim 2 saatinizi bu klasik trt1 filmine harcamayın derim.


    (bermod - 21 Nisan 2009 01:29)

  • comment image

    içerdiği esprili diyaloglar, sürükleyici senaryosu ve süpriz sayılabilecek sonuyla, zaman geçirmenin çok daha ötesinde, ne çok iyi, ama ne de çok kötü, ortalamanın üzerinde, akıllarda kalacak, kendini izlettiren, russell crowe hayranıysanız da kesin izlemeniz gereken güzel bir film.*


    (drdolantin - 27 Nisan 2009 22:18)

  • comment image

    (bkz: http://www.imdb.com/title/tt0473705/)

    çok başarılı değil. hatta gerilim vermeye çalışan müziklerine rağmen sıkıldığım yerler oldu. tv filmlerinin üzerinde ama gece yarısına doğru kanal d, show tv gibi aptal kanallarda yayınlanan ortalama veya ortalamanın biraz üstünde(tabi dublajla becerilmiş yine) hollywood filmleriyle bazen kafa dagıtmak zorunda kalıyorsanız vaktinizi harcayabilirsiniz. zira 1-2 düzgün oyuncu görüyoruz yine.

    not: ben derhal sildim. imdb puanı şu an yüksek ama sağlam düşecek. ya da ben yamulacağım.
    not2:russell crowe'ın kendini tekrar ettiği fikrine aynen katılıyorum. acayip bi şekilde body of lies'ı ve diğer bazı rollerini anımsattı.


    (cryosync - 1 Eylül 2009 12:45)

  • comment image

    tipik bir "holivut filmi" olmaktan öteye geçmeyen bir film. hani izlerken ilgi çeken ama izledikten sonra izlemeseydim de olurmuş hissiyatı yaratan filmlerden. zaten bazı yerlerde sıkılıyorsunuz. "amma uzun filmmiş ha!" diyosunuz ama bi bakıyosunuz aslında uzun değilmiş. neyse anlatamadım. ha bi de ben affleck rolüne çok uymuş. dare devil'de filan olmamıştı zaten. bu eleştiri pearl horbor'u 3-4 kere sırf onun için izlediğim halde onun gidip jennifer ismi üzerinden yaşadıklarından değil. cidden.


    (uctupak - 20 Eylül 2009 01:02)

  • comment image

    had safhada hoşnut kaldığım film.

    son zamanlarda iyi plan/iyi çekim/iyi anlatım içeren filmler türk futbol camiasındaki zeka pırıltısı kadar ender çıkıyor önümüze. ortalık ilkokulda giriş-gelişme-sonuç kısımları içeren sıradan ve standart bir kompozisyon yazma eğitimi almadan yönetmenliğe atlamış insanlarla dolu sanki. hele ki en son imdb'de falan yere göğe konamayan ama ciddi şekilde nefret edip bilim-kurgu türüne hakaret olarak kabul ettiğim district 9'u izledikten sonra umudu kesmeye başlamıştım sinema dünyasından. ama bu film - açıkçası zaman geçirmek için hiç bir beklentim olmadan başladım izlemeye - ilk sahnesinden itibaren insanı içine alıyor. çekimlerde, renk kullanımında, kullanılan geri planda hep bir özen görüyor insan. hani bir efsane vardır, heat'in çekimleri sinema okullarında okutulurmuş, sahneler müthiş ipuçları içerirmiş çünkü filmin gidişatıyla ilgili (gerçi michael mann da bir daha asla heat'in kenarına kıyısına uğrayamadı). burda o kadar abartılı olmasa da sahnelerin anlattığı ayrı bir metin var ve bunu izlemek büyük keyif. oyuncular yeterli (hatta russell crowe'u a beautiful mind'dan beri ilk defa pek beğendim), senaryo fena değil, film akıyor bir şekilde.

    filmin yönetmeni kevin macdonald'ı tanımıyorum ama bundan sonraki filmleri beklenecekler listeme girmiş durumda kendisi.


    (feritciva - 27 Eylül 2009 16:30)

  • comment image

    konusu bakımından klişe sayılabilecek fakat kurgusu fena olmayan filmdir. ayrıca finali yüzünüzde tebessüm bırakan, merakla izlettiren bir özelliği de vardır.


    (psychedelic tv - 16 Aralık 2009 21:23)

  • comment image

    --- spoiler ---

    filmde asıl ele alınması gereken pointcorp* denen şirketin yaptıkları olması gerekirken ve ilk yarısı itibariyle böyle bir hava yaratılmışken olay boka sarmakta ve vekilin aşk hikayesine, oradan da kişisel hırslara falan girilmekte. genel olarak izlenilebilir buldum ben. hikaye akıcı, oyunculuklar biraz sıradan ama fena değil.

    yanılmıyorsam al pacino'yla russell crowe'un oynadığı sigara şirketlerinin döndürdüğü dolaplar üzerine bir film vardı. ben ona benzettim bayaa. bu sefer russell gazeteci rolündeydi. şimdi düşündüm de neredeyse kopya bir kurgu var diğer filmle. işinizin gücünüzün olmadığı bir pazar akşamı izlemenizi tavsiye ederim.

    ---
    spoiler ---


    (hevipeyra - 16 Ocak 2010 21:49)

  • comment image

    alışılmışın aksine russell crowe u birinden kaçarken görebileceğiniz filmdir. bilindiği üzere normal şartlarda kavgadan, dövüşten kendini sakınmayan russell crowe bu filmde oynadığı karakter bir gazeteci olduğundan olsa gerek güce başvurmuyor.
    filmden bahsedersek rahatlıkla güzel denebilir; russell crowe için izlenebilir.


    (mutasyon oncesi sessizlik - 9 Şubat 2011 03:34)

  • comment image

    --- spoiler ---

    hiç meme gözükmeyen film.

    koskoca şirketlerden, ordulardan ve devlet içi oyunlardan bahseden bir filmde sadece 1 adet askerin (aynı zamanda tetikçi) olması bile filmin ne kadar basit çekildiğinin göstergesi. içinde company (global derin örgütlenme) barındıran filmlerde çok sayıda mib görmeye alıştığımızdan olsa gerek çok yadırgadım.

    bi de bu kadar güçlü derin şirketler olmasına rağmen ufak çaplı bir gazetenin haber için gerekli tüm bilgilere rahatça ulaşabilmesi kimsenin bunu engellememesi çok saçmaydı. congrassman ferguson bile sadece tehdit etmekle yetindi. boktanmış beee.

    ---
    spoiler ---


    (avrasya - 29 Haziran 2011 18:20)

  • comment image

    "gazeteciliğe giriş 1" adlı dersi en iyi anlatan film.

    --- spoiler ---

    efsane bir gaztecilik filmi ile karşı karşıyayız. gazteci raşıl, bize gazteciliğin incelikli iş olduğunu, ne yazarsan onu biçersin’i anlatıyor. izliyoruz reyiz.

    siyasetçilerin ve siyasetin; politikacıların ve politiklerin iğrenç bayağılıkları bu filmde an be an görsellerle deşifre ediliyor. gittikçe daha apolitikleşiyoruz. keşke herkes yine kendi kendisinin efendisi olsa. hiyerarşi dediğimiz şey önce kanın kokusunu, sonra da kanın kendisini getirerek hepimizi yüzyıllardır kandırıyor.

    filmin tam da başında hem komik hem de trajikomik bir kare ile karşılaşıyoruz: “asla bir editöre güvenme!”

    gazteciler çoğu zaman polislerden bir adım öndedir. ve gazteciler tüm polisiye zımbırtıları hayatın içine de uyarlayacak kadar iyi bilirler ve benimserler. karakterlerinin bir parçası olur adeta. besleme çekerken bile içinde bir polisiye, bir gizem düşüncesi olur. şüphecidirler, çoğu ateyizdir, çoğu da atayiz. bu film bana bunu gösteriyor. ben gösterileni yazdım. gösterileni yazmak ahmaklık değilse nedir?

    ilk sağlam atar geliyor: “içi boş bir haber. ben gazteciyim. reklamcı değil.”

    başganın aldatılan sarışın ve çekici karısı erkek avına çıkıyor. bir yandan da yardırmayı ihmal etmiyor: “bir arkadaşlığı mahvetmenin en iyi yolu: seks,” derler.

    gazeteciler, nasıl desek, genelde önce işlerini düşünürler. onların işi gereği önce işlerini düşünmek zorundadırlar. arkadaşlık çok çok sonradır. “iş başka, arkadaşlık başka,” lafını ilk geveleyen kişinin bir gazeteci olduğunu tahmin etmek çok da zor değil. ama tabii ki öyle değil, lakin ki öyle değildir. bu film biraz daha yorucu detaylar içeriyor sadece o kadar.

    bizim gazeteci reyiz, birkaç ölüm tehlikesi daha atlatıyor. iyi gazeteciler sürekli ölüm tehlikesi atlatırmış, annem öyle söylemişti. babam da söylemiş olabilir, tam hatırlamıyorum. onlar hâlâ gazete okuyorlar çünkü. gazete okumak, gidip bayiden gazete satın almak… ne ilkel bir davranış. her şey öyle sıkı gelişiyor ki bu filmde, adını yazmayı unutuyor bir gazeteci.

    ---
    spoiler ---


    (saykoblack - 8 Ekim 2012 19:10)

Yorum Kaynak Link : state of play