Süre                : 2 Saat 12 dakika
Çıkış Tarihi     : 12 Temmuz 2002 Cuma, Yapım Yılı : 2002
Türü                : Drama
Taglar             : çocuk velayeti,Tek baba,velayet savaşı,koruyucu aile,Baba kızı ilişkisi
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  New Line Cinema , Avery Pix , The Bedford Falls Company
Yönetmen       : Jessie Nelson (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Kristine Johnson (IMDB)(ekşi),Jessie Nelson (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Sean Penn (IMDB)(ekşi), Michelle Pfeiffer (IMDB)(ekşi), Dakota Fanning (IMDB)(ekşi), Dianne Wiest (IMDB)(ekşi), Loretta Devine (IMDB), Richard Schiff (IMDB), Laura Dern (IMDB)(ekşi), Stanley DeSantis (IMDB)(ekşi), Doug Hutchison (IMDB), Rosalind Chao (IMDB), Ken Jenkins (IMDB), Wendy Phillips (IMDB), Scott Paulin (IMDB), Bobby Cooper (IMDB), Kimberly Scott (IMDB), Michael B. Silver (IMDB), Caroline Keenan (IMDB), Eileen Ryan (IMDB), Mary Steenburgen (IMDB), Marin Hinkle (IMDB), Pamela Dunlap (IMDB), Brent Spiner (IMDB), David Nathan Schwartz (IMDB), Kathleen Robertson (IMDB), Karen Bankhead (IMDB), Katie McGloin (IMDB), Steven Maines (IMDB), R.D. Call (IMDB), John Paizis (IMDB), Russ Fega (IMDB), Julie Claire (IMDB), Tony Abatemarco (IMDB), Will Wallace (IMDB), Nicholas Mele (IMDB), Elle Fanning (IMDB), Roma Maffia (IMDB), Michael McElroy (IMDB)

I Am Sam ' Filminin Konusu :
Sam Dawson beyninde bir gelişme problemi olan, bu nedenle de yedi yaşındaki bir çocuğun zekasına sahip olan, karısı tarafından terk edilmiş, kızıyla birlikte yaşayan bir babadır. Tüm zihinsel engellerine rağmen iyi bir sosyal çevresi ve mutlu bir ailesi olan Dawson'ın asıl sorunları kızı yedi yaşına geldiğinde başlar. Kızı Lucy'nin doğum günü partisinde eve gelen bir sosyal güvenlik çalışanı baba ve kızı trajik bir sona sürükleyecektir. Oscar olmak üzere çeşitli törenlerde ödüle aday gösterilen filmin başrollerinde ünlü oyuncular Sean Penn ve Michelle Pfeiffer bulunuyor.


  • "aynı günde 2 kere seyredilebilen (ki daha önce de seyredilmiştir) ve bu iki seferde de ağlatan filmdir. (bkz: ben yaptım oldu)edit: (bkz: yaptım yine yaparım)2. edit: (bkz: yine yaptim, yine oldu)"
  • "zeka geriliğiyle hayata 1-0 geriden başlansa da: sevgi, sadakat, dürüstlük kavramlarıyla nasıl 3-1 öne geçileceğini anlatan film."
  • "film ile en güzel tanım yine sam den gelir: that's a wonderful choice"
  • "bence the beatles için yapılmış en büyük övgüyü barındırır bu film.-baba yalnızca kızlar mı yalnızdır yoksa yalnız erkekler de var mıdır? ve varsa onlara ne denir?-onlara "beatles" denir."
  • "muhteşem bir film. sean penn'in bu filmle oscar alamaması akademi'nin ayıbıdır."
  • "sean penn'in müthiş bir oyunculuk sergilediği müthiş film. (bkz: mutlaka izlenmesi gereken filmler)"




Facebook Yorumları
  • comment image

    bu filmi seyrettiğim süre boyunca salya sümük vaziyetteydim, ama şimdi üzerinden 2 sene geçmişken aklımda kalan tek bir repliği var, o da beni kocaman sırıttırıyo: sam, dikkatli ol, şu kadın tüm söylediklerini yazıyo


    (deinnorra - 17 Mayıs 2009 01:24)

  • comment image

    şu yıla kadar izlememiş olmanın utancını yaşatan filmdir. defalarca önüme gelmiş "amaan, sonra izlerim" diyerek ertelediğim zamanlara gidip kendime o civarlardan bir güzel sövmek isterim.
    sean penn'in sam rolünü ne kadar üst düzey bir biçimde yaşattığının derecesini vurgulamaya gerek yok tekrar tekrar. aksini iddia edebilecek insan yoktur zira. kendisini saygıyla anıyoruz. neyse. dakota fanning'e sözü getireyim.. sanmıyorum ki lucy rolunda başkası olsa, sadece s.pean aşmış sam rolu ile tek başına filmdeki süreğen etkileyiciliği açığa çıkarabilsin. sanmıyorum değil hatta eminim diyerek kararı netleştiriyorum. baba-kız diyaloglarında, yakalayabiliyorsanız, rolündeki kişinin o anki hissini mimikleriyle nasıl olağanüstü, birebir şekilde yaşattığını da farketmişsinizdir. hem de o yaşta rol değilmişcesine gerçekleştiriyor bunu. doğuştan kanında var arkadaş dedirtiyor adama oyunculuk.

    filmden -benim için- en hoş, sevimli sahneyi de yazıp entry'mi sonlandırmak niyetindeyim.

    --- spoiler ---

    sam, kızıyla belirlenen görüşme saati yaklaştığından durakta otobüs beklemektedir. kucağında paketlenmiş pasta kutusuyla durakta oturur. otobüs gelir, biner ve birkaç saniye sonra "bir dakika, otüsü durdurun" şeklinde bağırarak iner; otobüse binerken pastayı yanına almayı unutmuştur zira. koşar halde gider pastayı kapar. fakat otobüse binmek için dönerken sam'i tınlamayan otobüs basar gider. bu sahneden hemen sonra sam'in görüşmeye yetişmek için 5 dakikası kaldığı öğreniriz. kızı tarafından umut, sabır, özlem bileşenleri bünyeye biriktirilip beklenen baba, bağırarak hedefe yaklaşmaktadır.. sesi koridorda bekleyen lucy'ye ulaşır nihayet. daha görüntüye sam girmemiştir, sesini duyarız, lucy de sam'e seslenir.
    sam sahneye gelir ve önünde geçmesi gereken 3 basamaklık bir engel kalmıştır son olarak. bunu başarılı bir şekilde atlatamayıp profesyonelce, yumuşak kontrollu bir inişle yere kapaklanır. taşıdığı pasta yere düşme anında artık pert olmuştur. ama önemi yoktur, kızı karşısındadır. "hepsini döktüm, özür dilerim" dedikten hemen sonra yanına eğilmiş lucy'yi öpmek için uzanır sam. dudaklarını büzüştürür, lucynin yanağına bırakılmak istenen öpücük için sam bulunduğu koordinattan uzanmaya başlar; fakat(belki doğaçlamadır belki zaman tutturulamamıştır, bilmiyorum) kolayca tek hamlede öpemez. uzanma anında böyle çok küçük bir iki dengeyi kaybetmemeye yönelik vücut hareketiyle hedefe esnerken sam'in "yüzündeki ifade, öpme anı ve akabindeki birkaç saniye" ... lşte tam bu an müthiştir, akılda kodlanmıştır artık en güzel haliyle.

    ---
    spoiler ---


    (ckskldmlmln - 16 Temmuz 2010 10:39)

  • comment image

    filmin tadını tek izleyişte yazmak ayıp olur. otuzuncudan sonra gelip entrymi editleyeceğim. ancak iki üç hoşuma giden detayı belirtmeden edemeyeceğim.

    --- spoiler ---

    birincisi rita sam'in çalıştığı starbucks'a gittiği zaman caddede arabadan indiğinde etrafta dört beş tane starbucks görür. 'hangisi ulan?!' olur. starbucks ile ilgili güzel bir tespit yerleştirilmiş olur filme.

    ikincisi de filmin en duygusal sahnelerinden birinde köpeğin hapşurması ve sam'in almanca 'çok yaşa' demesi. yerlere yattım çok tatlıydı.

    ---
    spoiler ---


    (aranan hayvan - 16 Mart 2011 05:26)

  • comment image

    üç tuvalet kağıdı be...
    üç tuvalet kağıdı bitirdim bu filmi izlerken (göz yaşlarımı sildim).

    ben babasıyla arasındaki mesafeleri çocukluğundan beri aşamamış bir kız çocuğuyum. babasıyla arasında sürekli uçurumlar olmuş ve bu uçurumların her geçen gün büyümesiyle günbe gün baba hasreti, baba eksikliği çeken birisi için ne ızdırap vericidir bu film.

    benim sineme açtığı yara hala kapanmadı ki bu filmi ilk izlediğimden beri hiç izleyemedim.

    benim babam sıradan bir adam değildir. yetenekli bir adamdır, her şeyi becerir, yapar. gördüğüm en zeki insandır. ama zihinsel engelli bir babanın kızına gösterdiği sevginin çeyreğini dahi bana göstermişliği yoktur. keşke diyorum o filmi izlediğimden beri... zihinsel engelli bir babam olsaydı da bir kerecik bir ancık sevebilseydi beni. ne bencilce bir arzu dimi, ama ben babamın kızıyım bencillik genimde var.


    (trumanshow - 23 Temmuz 2011 19:37)

  • comment image

    merhamet duygunuza yaptığı dokunuşla iki saat gözü yaşlı, sam'in gözlerinde kaybolarak izliyorsunuz filmi. insana yetmesi gerekenin sadece sevgi olduğunu gösteren, zihninizi değil kalbinizi yoran film.

    --- spoiler ---

    ''geçen gece sana mektup yazıyordum. sonra kelimeler uzadıkça uzadı tamam mı?''

    ---
    spoiler ---


    (remembrance - 15 Ocak 2012 16:13)

  • comment image

    bence the beatles için yapılmış en büyük övgüyü barındırır bu film.

    -baba yalnızca kızlar mı yalnızdır yoksa yalnız erkekler de var mıdır? ve varsa onlara ne denir?
    -onlara "beatles" denir.


    (tenten10 - 3 Nisan 2013 14:35)

  • comment image

    michelle pfeifferın patladığı sahnede yüzündeki damarlarda kaç litre kan olduğunu gördüğüm, sam starbuckstan sonra pizza hutyerine dunkin donuts da çalışmaya başlasaydı ne olurdu diye merak ettiğim film...

    lucy : "sessizce süzüldüler.|nasıl bu kadar fark..fark..fark.." bu kelimeyi söyleyemiyorum.
    sam : evet, yapabilirsin. o "f" le başlayan kelime.
    l : yoruldum.
    s : sana inanmıyorum.
    l : bana yalancı mı diyorsun?
    s : evet. kelimeyi okuman gerekiyor.
    l : hayır.
    s : evet, kelimeyi okuman gerekiyor.
    l : hayır.
    s : evet. işte. işte süzüldükleri resim. şimdi kelimeyi oku.
    l : hayır! okumıycam !
    s : ben senin babanım...ve sana okumanı söylüyorum. söylüyorum çünkü ben senin babanım.
    l : ben aptalım.
    s : aptal değilsin.
    l : öyleyim.
    s : aptal değilsin, çünkü o kelimeyi okuyabilirsin.
    l : sen okuyamıyorsan ben de okumak istemem.
    s : hayır, çünkü bu beni mutlu ediyor. senin okuduğunu dinlemek beni mutlu ediyor.evet. sen okurken ben mutlu oluyorum.
    l : "uzun bir süre sessizlik içinde süzüldüler.nasıl bu kadar farklıyız..."


    (kablam - 10 Eylül 2003 03:15)

  • comment image

    dakota fanning'in küçük yaşta sergilediği çok yerinde hareketleri, michelle pfeiffer'in harika güzelliği ve sean penn'in öyle her oyuncunun gerçekleştirebileceğini sanmadığım bir karakteri canlandırırken bu denli rolü iyi benimsemesi ve performansının yine bayağı sağlam olduğu, 2001 yapımlı film.


    (michonne - 23 Ağustos 2013 03:50)

  • comment image

    (bkz: erkekleri ağlatan filmler)

    lan şu saatte dolu gözlerle sigara yaktım balkonda entry giriyorum. o nasıl bi oyunculuk sean penn ? neyin peşindesin allahsız ? senaryoyu kim yazdı lan ? o müzikler kimin başının altından çıktı oğlum ? teker teker gelin ulan !


    (zweiness - 6 Eylül 2014 02:03)

  • comment image

    baba olmanın ne olduğunu, nasıl olması gerektiğini anlatan film. çocuğunuz varsa onunla beraber seyredin. kızım benim ağladığımı, bir babam ameliyat olduğunda, bir de bu filmi izlerken gördü. ikisinde de babacım ağlama diye bana sarıldı ve ben bir kez daha anladım ki baba olmak dünyanın en güzel duygusu.


    (tathar - 16 Aralık 2005 10:23)

  • comment image

    bana bir ilki tattırmış, #3319937 deki diyalogu nedeni ile 2-3 damlamın atmosfere karışmasını sağlamış ve bir erkeğe hiç yakışmayacak şekilde büyük çoğunluğunu elimde kağıt mendil ile izlediğim filmdir bu.. gözleri dolduracak, tüyleri diken diken edecek o kadar sahne var ki.. sam'in ilk mahkemeye çıktığında tek başına oturduğu masadan 3 sandalyesi de dolu karşı masaya bakıp, tüm saflığıyla "hey burda bir sürü boş yer var, buraya gelebilirsiniz" demesi içleri fazlasıyla burkar.. ağlamak, içinizi boşaltmak için ideal bir filmdir..


    (koparnick - 16 Aralık 2005 12:50)

  • comment image

    gözleriniz yaşlıyken aradaki ince ayrıntıları yakalayıp gülümsemenizi de sağlayan 132 dakikalık duygusal film. başroldeki 3 kişinin* oyunculuğuyla enfesleşen film aynı zamanda.

    koşuşturmayla geçen hayatta bazılarımızın yanlış değerler peşinde koşup, insani değerlerimizi unuttuğumuza dair güzel bir eleştri içeren film, sam ile rita arasındaki güzel bir tezattan çıkış noktası yakalamıştır. hangisi daha mutlu? hangisi daha sorunsuz? önceliklerimiz neler olmalıdır? sorularıyla bizi başbaşa bırakmıştır.

    sponsorlar; starbucks, ihop, pizza hut, seven eleven olmalıdır.

    --- spoiler ---
    7 yaşındaki çocuk zekası ile aynı çocuk saflığını da muhafaza eden sam, dürüstlüğünden vermediği ödün, insanlara* gösterdiği hassasiyet ve karşılıksız sunduğu sevgi ile işte "insan" budur ya da bu olmalıdır dedirtmektedir.

    kamera çekimleri filmi sıradan bir film olmaktan çıkarmış olmasının yanı sıra, sam'in bakış açısını yansıtmada da oldukça başarılıdır: kucağında bebeğiyle şehrin ortasında yalnız kalışı, mahkemede hararetli tartışma içinde kayboluşu... vs.

    lucy'nin öğrenmeyi reddetmesi, sam'in hesap ödeyişleri, rita'nın kendi özel hayatını anlattığı sahneler harici akıllara kazınan diyaloglardan bazıları (hatırladığım kadarıyla);

    lucy: "sen neden diğer babalardan farklısın?"
    sam: "ne demek istiyorsun?"
    lucy: "sen diğerlerinden farklısın biraz..."
    sam: "ne demek istiyorsun?" derken iyice gerilen ve garip tepkiler veren sean penn..

    ve babasının elinden tutup onu sakinleştiren kızı;
    lucy: "olsun baba, ben şanslıyım. diğerlerinin babaları parka gelmiyor..." !?! -*
    ---
    spoiler ---

    --- spoiler ---
    yiğit özgür'ün malzeme çıkarabileceği türden bir diyalog;

    lucy'nin arkadaşı x: "baban gerizekalı gibi?"
    lucy: "öyle zaten"
    x: "sen de mi gerizekalısın?"
    lucy: "hayır"
    x: "nerden biliyorsun?"
    lucy: "babam söyledi."
    x: "o gerizekalı."
    lucy: "tamam işte bunu ondan daha iyi kim bilebilir ki?" -*
    ---
    spoiler ---


    (mirimax - 16 Aralık 2005 14:49)

Yorum Kaynak Link : i am sam