Oyuncular
  • "canimi acitirsan agzina sicarim!"
  • "başrolünde mavi bir renault 9 broadway oynar."
  • "selçuk yöntem'in boynuz yiyen kocayı oynadığı ilk filmdir. dizi versiyonu için:(bkz: aşk-ı memnu)"
  • "apartman boşluğunu anlatan filmdir. ben öyle anladım."
  • "selçuk yöntem'in simsiyah sakallı ve bıyıklı imajıyla zeki demirkubuz'a oldukça benzediği film. hatta ilk gördüğümde zeki demirkubuz sandım."
  • "serap aksoy, zuhal gencer ve fikret kuskan'in oynadigi, yonetmenligini zeki demirkubuz'un yaptigi film"




Facebook Yorumları
  • comment image

    demirkubuz bu ilk filmi ile güzel bir çizgi yakalamıştır. eksikleri bol olan bir filmdir, ama yine de benzerine türk sinemasında pek fazla rastlayamayız. tülay karakterinin dengesizliği, dikbaşlılığı ve onu yiyip bitiren arzuları, haneke'nin la pianiste'indeki erika kohut karakteri tadında bir etki yaratmaktadır. teknik olarak çok başarılı bir filmdir. demirkubuz'un dediği üzere kendisi tutumlu film çekmeyi prensip haline getirmiştir, buna rağmen yıllarca yönetmen yardımcısı olarak çalışmış olmanın verdiği tecrübe ile muhteşem sahneler çekmiştir. filmin afişinde gördüğümüz o plan ya da tülay'ın kocasının hizmetçinin arkasında belirdiği o sahne gibileri yeterince etkileyicidir. elbette acemilik kokan tuhaf kesmeler, garip açılar, plot holelar da vardır ama demirkubuz gibi bir yönetmen için güzel bir ilk adımdır. fikret kuşkan ise söylenenin aksine o sessiz ve garip kapıcı karakterini başarı ile canlandırmıştır.


    (je androcoen - 25 Aralık 2006 22:38)

  • comment image

    filmin sonlarına doğru hastane bahçesinde oturmuş emmilerden birinin, bir huma kuşu yorumu vardır ki... al o filmi, kes orasını, kur rakı sofrasını, bir taraftan dinle, bir taraftan iç içebildiğin kadar.


    (cmzrfdl - 22 Aralık 2007 03:26)

  • comment image

    demirkubuz'un bütün filmlerini daha önce izledim. hatta bir kısmını birden çok izleme ihtiyacı duydum; yazgı ve masumiyet'i başucu filmlerim arasına koydum. c blok'u ise izlememiştim. diğer demirkubuz filmleri gibi onun da dvd'si 4.99'a satılıyormuş, görür görmez aldım. ama izleyince garip bir duygu içine girdim. anlatması zor fakat şöyle özetlemek mümkün: bu film bana tam olarak 90'lı yıllarda yaşanan türk sinemasındaki sanat filmleri tartışmasını hatırlattı. kentli insanın bunalımını ve kendini aramasını anlatan filmler seyirciye ulaşamadıkları için türk sineması yıllarca acılar içinde kıvranmıştı. c blok'ta seslendirme, oyunculuk ve görüntüler hep o yıllara aitti. ömer kavur'un, atıf yılmaz'ın, yavuz özkan'ın filmlerindeki o koku vardı onda da. 90'lı yıllara ait bir filmi 2000'lerde izlemiş olduğum için bir hüzün yarattı bende c blok. bütün bu duygulardan bağımsız olarak düşünürsem eğer, "zeki demirkubuz'un bir daha izlemem dediğim tek filmi" derim.


    (didaydidayday - 13 Kasım 2008 14:22)

  • comment image

    zeki demirkubuz'un pek sevmediği benimse oldukça beğenimi kazanan bir ilk filmdir. üstelik diğer filmlerinde bolca barınan o arabesklik bu filminde çok daha az olmasına karşın (o arabesklik ki zeki demirkubuz'un tavan yaptığı masumiyet'te bolca yer alır) yine de buram buram zeki demirkubuz kokmayı başarır. belki de benim kasvetli filmlere karşı sahip olduğum dayanılmaz hoşgörü ve sevgi yüzünden filmin tüm eksiklerini "görmek istemiyor" oluşum da olumlu düşünmemde büyük bir etkendir. sonuç olarak ise, mutlaka izlenilmelidir.


    (triancula - 21 Aralık 2008 15:20)

  • comment image

    dışarıdan bakıldığında; uzaktan, hiç bir şeyi umursamadan alabildiğine eğlenebilen insanlara attığı bakışlar ile gönüllerde yer eden demirkubuz filmi.
    en yalnız anında bile yanıbaşında bulduğu samimi dostu arabasını, özgürlük silahı ehliyetiyle, nereye gittiğinin bir önemi olmadan sadece gittiği yollara süren yalnız metropol kadınını ve sorunlu genci anlatır.
    demirkubuz sinemasında, genellikle ikinci plana atılır gibi gözüküp aslında konuyu oluşturan esas faktör olan kadını ön planda gördüğümüz nadir filmlerden biridir. demirkubuz filmlerinde alışkın olmadığımız tarzda, anlatmaya kasmadan anlatmak yerine bir şeyler anlatılmak istenmiş filmde. demirkubuz'un "şimdiki aklım olsa asla çekmezdim!" dediği filmidir. yönetmenin gelişimini izlemek isteyenler için harika bir kaynaktır.

    (bkz: 90larin ilk yarisindaki bunalimli film cekme ekolu)


    (cobongo - 16 Şubat 2009 11:44)

  • comment image

    denildiği gibi yönetmenin* ilk filmi olmasından kaynaklanan bir hamlık barındıran filmdir , ama zeki demirkubuz'un ve türk sinemasının gelişimine olan katkılarını anlamak için de olsa izlenmelidir kanımca...

    "türk sinemasına ne katkısı olacak lan hıyar!" diyenler var aranızda , lütfen...! madem inanmıyorsunuz bir örnek vereyim hemen;
    konu itibariyle mustafa hakkında herşey'e fikir babalığı yaptığını düşünmekteyim bu filmin ben...
    hatta "efendim , bu mustafa hakkında herşey , c blok'un devam filmidir. zira işbu filmde halit rolünde "eden" fikret kuşkan , mustafa hakkında herşey filminde mustafa rolünde "bul"muştur.* "diyen olsa da inanırım yani... zira iki filmde de , neden sebeptir bilinmez yaşamakta olduğu hayattan sıkılan , bir anlamda rahat batan metropol kadını , mevcut kocasından daha vasıfsız , daha basit olan başka bir erkekle aldatır kocasını ve olaylar bunun üzerine gelişir.

    mustafa hakkında herşeyle benzeşir bu film dedik ama mustafa hakkında herşey'e göre daha kompleks bir sevişmeler* silsilesine sahiptir c blok şöyle ki ;
    filmin başlarında evin hizmetçisi olan aslı*, kapıcının oğlu olan halit'i* halihazırda hizmetçisi olduğu eve atar ve afedersin bir güzel siker*. bu arada eve gelen evin hanımı olan tülay* da bu durumu görür ve ses çıkarmadan evi terkeder. ama halit'in performansından etkilenmiş olacak ki filmin ilerleyen , muhtelif zamanlarında birkaç kere de bu çakar* garibim halit'e ... önüne gelen koymaktadır* halit'e ...filmin sonuna gelindiğinde ise tülay'ın kocası olan selim* "olm , anladığım kadarıyla bu halit denen dallama benim karıyı düdüklüyor* , e ben de onun hatuna vurayım* lan madem" diyerekten evin hizmetçisi aslı'ya kayar*... sonra nasıl oluyor , ne hakla bilinmez bu durumu gören tülay hanım da "bir an onu öldürmek istedim , iğrenç bakıyordu , aşağılayıcı , buz gibi ...." der.
    dikkat ettiyseniz iki saattir konuşuyoruz bir kere sevişmek demedik ,son paragrafa geldik 7(yazıyla yedi) farklı şekilde telaffuz ettik o kelimeyi.******* bu ne demek? artık yazıya güzel bir son bul bitir demek...mesela şöyle bir son;

    üç zeki demirkubuz klasiğinden*** sadece ikisi görülmektedir bu filminde zira birisi* teknik olarak mümkün değildir ilk filmi olduğu için...diğer ikisini de şöyle değerlendirelim ve bitsin ;
    ufak da olsa kendinin filmde rol alması : filmin en sonunda ise tülay akıl hastanesine gittiğinde karşısında oturan şahıs rolüyle zeki demirkubuz görünür.
    kadın başrolün küfretmesi : başrol kadın olan tülay hanım* hizmetçisi aslı'yı kocasıyla yakaladığında sarfettiği "... şimdi toparlan ve siktir git bu evden , siktir git" cümlesi bildiğin eğreti durmuştur bu hanımefendinin ağzında...en azından zeki demirkubuz'un daha sonra çekeceği filmlerdeki başroldeki kadınlara** daha çok yakışmıştır küfretmek...


    (kubu - 3 Mart 2009 21:02)

  • comment image

    bi çok açıdan eleştirilebilitesi olsa da, kesinlikle bekleme odası' ndan daha iyi olan film.

    --- spoiler ---

    kapıcının oğlunun, akıl hastanesinde kaldığı binanın adının da c blok olmasını beklerdim. böylelikle yönetmen, çok katlı ve çok daireli devasa sitelerle, akıl hastaneleri arasında bir benzetme yaparak; hayatta hiçbir meselesi olmayan ve bolluk içinde yüzmesinden ötürü hiçbir hedefi, hayali, ideali kalmamış metropol kadınının yalnızlığının temelini atabilirdi. bir apartman kapısına asılı c blok levhasıyla başlayan ve bir akıl hastanesi binasının kapısına asılı c blok levhasıyla sona eren bir film, çok sıkı göndermeler barındırmış olurdu kanımca. lakin, demirkubuz çıkıp da, "benim derdim nedenler değil, sonuçlar" derse, "peki abi" der, susarım.

    ---
    spoiler ---


    (kivikocan - 18 Haziran 2009 16:09)

  • comment image

    serap aksoy ve fikret kuşkan’ın başrollerini paylaştığı zeki demirkubuz’un 1994 yılında çektiği ilk filmidir. film, kısaca, kapıcı halit’in, hizmetçi aslı ile ilişkisini gören ve kendisini sorgulamaya başlayan tülay’ın yaşadığı depresif halleri anlatmıştır. ancak bu filmde gözden kaçmayan en önemli öge, yan karakterlerin diyaloglarını sanki bir kağıttan okuyor gibi duygu yoğunluğu ve bütünlüğünden uzak, soğuk bir şekilde yansıtmalarıdır. sözlük formatı ile düşünecek olursak, misal ünlü bir kişinin başlığında, sözüm ona sesleniyor ve “şunu şunu yaptın ama, bu durumun böyle böyle olmasına engel olamadın” ya da önemli bir telefon görüşmesinden önce bir konuşma metni hazırlayıp bunu bir kağıda yazarak, telefonla karşınızdaki kişiye bu sözleri duraksamadan okumak gibi bir durum ortaya çıkmıştır. bu gibi sorunların hepsini daha sonra zeki demirkubuz, oyuncuların hiçbir hatası yok, tamamen benim yönetememe sorunum, minvalinde sözleriyle üstlenmiştir. teknik detaylardan anlamayan biri olarak benim bu filme dair en çok dikkatimi çeken nokta bu olmuştur.


    (wesiye - 26 Temmuz 2009 23:02)

  • comment image

    zeki demirkubuz'un ilk ve en kötü filmidir. kendisi de aynı şekilde düşünmektedir ki; röportajında "mesaj kaygımın değil, sinematografi kaygımın olduğu filmimdir." demektedir. gerçektende diyalogların kopuk ve ruhsuz olduğu, arada güzel resimlerin yakalandığı garip bir filmdir. unutmamak gerekir ki c blok olmasaydı, yazgı olamazdı.


    (fezader - 4 Ekim 2009 21:14)

  • comment image

    görüntüleri muhteşem; ancak senaryosu kopuk bir filmdi.
    bi kere, o site muhteşemdi. tam bir ankara havası vardı; ama ataköy'müş orası. 90'larda çekildiği için, araçlar, kıyafetler, evlerin içi gibi detaylar, tarifsiz bir özlem yarattı bendeniz 90'lar aşığına.

    filmin iki sahnesinde fikret kuşkan çıplak olarak görülebilir. takdirimi kazanmıştır bu yüzden.
    selçuk yöntem kaynamış gitmiş bir de.

    --- spoiler ---
    o cinayet olayı nerden çıktı?!
    ---
    spoiler ---


    (black sabahat - 13 Kasım 2009 21:05)

  • comment image

    demirkubuz'un, nuri bilge ceylan kategorisinden olan filmi. zira filmde akışkanlık yerine çoğu kez fotoğraf çekmeyi yeğlemiştir.

    --- spoiler ---

    her ne kadar dönemin popüler teması olan kent hayatındaki yalnızlık ve buhran işlenmiş olsa da, bunu izleyiciye aktarabilmesi bakımından oldukça başarılı bulduğum yapıttır. hikayesi anlatılan ailenin modernizme geçiş adı altında bocalaması konu ediliyor aslına bakarsanız. anladığımız kadarıyla fakir* bir aileden gelen tülay hanım, bir türlü kendisini bulamıyor dev blokların arasında. filmin sonunda annesinin evinde yabancılık çekmediğini anlatması, gerçekte oraya ait olduğunu ispatlar nitelikte. tülay ve eşinin koskoca masayı yemek için hazırlatmaları, boş kalan sandalyelerin soğuk yüzünü açığa vuruyor. çocuksuz ailelerin neşesiz halini* , işkolik adamların eşlerinin yalnızlığını ifşa etmeden işlemiş değerli yönetmenimiz.

    aldatmanın çoğu kez, özgüveni kırılmış kadınların sadece önemli olduğunu hissetme arzusundan kaynaklandığı da ortada. yalnız kalan tülay, kime teslim olursam onun için çok değerli olur, onu çıldırtırım diye düşünmüş olmalı ki, kendisini kapıcının akli dengesi bile yerinde olmayan oğluna bırakıyor. bir erkeğin gözlerinde, kendisine sahip olmanın ayrıcalık olduğunu görmek istiyor çünkü. akıl hastanesindeki ziyaretinde de aşktan ziyade acıma ve şefkat duyguları hakim tülay'a.

    ---
    spoiler ---

    ataköy'deki rus binalarını andıran bloklar, bir çok yapımda da sonraları görülmüştür. ıssız adam'da bir gece aniden kalkıp yaşlıca bir kadının evine giden ve sonrasında vazgeçen esas oğlanın arkasından örneğin. (bkz: gereksiz bilgiler)

    akıl hastalarından birinin seslendirdiği huma kuşu ile hoş bir duygu yakalayan film, bu kadar anlam çıkarılabilmesine rağmen masumiyet'in yanında devede kulak kalır diyor ve yazıyı bitiriyorum.


    (lass mich in ruhe - 20 Eylül 2011 00:03)

  • comment image

    zeki demirkubuzun ilk filmi, senaryosunu yazmayi bitirmeden oyuncularin eline 7-8 sayfalik bir metin verdigi filmdir ayni zamanda. yonetmen bu filmde atakoydeki bu blklarin arkasinda yasamis olmanin verdigi bir gecmisler nasil gozuktugunu anlatmak istemis. ilk filmi oldugu icin butun filmleri icinde degerlendirildigi zaman basarisiz diyerek hakkini yememek gerekse de sonlarda bir filmidir.


    (kudra - 27 Mart 2005 16:26)

  • comment image

    yönetmenin hakkında "oyuncu yönetimi konusunda en başarısız filmimdi" diye nitelendirdiği filmidir. lakin oyuncu yönetimini gecelim ,bu filmin hikaye anlatımında da kopukluklar var , bolcana film izleyip film çekmeye çalışan yönetmenin işi gibi görünmekte . kurguda problemli , araya kopuk manzaralar giriyor 2 3 saniyelik.
    kadının psikolojisi , trajedisi çekici olsa da yönetmen filmi sıkıcı hale sokmuş . ilk filmi olması üstüne gidilmemesini gerektirir. lakin zeki demirkubuz un ibretlik filmi de denilebilir , sonradan filmi tekrar tekrar izleyip hatalarını düzeltmeye çalıştığını, düzelttiğini ve sonraki filmlerini bu şekilde başarılı kıldığını sanıyorum.


    (ditriell - 15 Nisan 2006 22:13)

Yorum Kaynak Link : c blok