produktorluğunu rupert everett'ın yaptığı, kadrosunda rupert everett, colin firth, stephan fry ve mischa barton gibi isimleri bulunduran komedi filmi. aralık 2007 itibari ile abd'de vizyona girmesi beklenmekte.

(anti nutella anti pink floyd - 13 Kasım 2007 12:43)

feci boktan bir ingiliz komedisi. britişse sağlamdır dememek lazımmış yani. klasik amerikan lise komedilerinin abzürd versiyonu denebilir. ama kadrosunda esaslı isimler de var.
filmin sonunu bekleyip, muhteşem love is in the air coverını dinlemek en doğru seçimdir zannımca.

(another blink of the owl - 21 Nisan 2008 18:58)

yaklasik 8 dakika kadar dayanabilip 8. dakika sonrasi arkama bakmadan kactigim film olmustur. bir filme baslamissak en azindan emege saygidan bitirmek lazim gelir diye dusunurdum. bunu gordukten sonra " senaristler bana saygi duymamissa ben onlara ne saygi duyayim. banane" seklinde dusunuyorum artik. gidip gormeyin . kotu film.

(sirius black - 3 Eylül 2008 00:33)

çok boş vaktiniz varsa gözalıcı "yeni nesil ingiliz aktrisleri geçit töreni" için izlenilebilecek bir film. benim vardı, izledim ben. sırf kişisel olarak gıcık aldığım oyunculardan birine "şuna bak, ne kadar da salak" diye nefret kusmak için. ilk başta "aman bu ne böyle saçma sapan çatlak liseli filmi" diye açsam da itiraf ediyorum eğlendim ben izlerken, üstüne bi de nefret ettiğim aktrise ufacık bir sempati beslediğimle kaldım. ama tabi biz hababam sınıfı ile büyüdüğümüz için bi "e ben bunu daha önce görmüştüm sanki" hissi yaşatmıyor değil biraz. ama burdaki kızlar daha bir kriminal ruhlu sanki, evlerden kasalardan ırak. yine de kopya konusunda bizim çocuklar kadar yaratıcı değiller, enerjiyi daha büyük işlere harcadıklarından kopya falan küçük iş kalıyor tabi onlar da haklı. ama teknoloji o kadar gelişmişken hala 30 sene önceki hababam tekniklerine takılmışlar, izleyip ders alsalarmış bari^*.
bunun dışında tanıdık londra manzaraları^** da içinizi kıpır kıpır ettirip filmi sevmenize büyük etkide bulunabilir.
bir de gemma arterton faktörü var tabi, bahsetmeden geçilmemeli.
ha bir de colin firth var tabi. şu meşhur mr darcy ıslak gömlek yürüyüşü aynen bu filme de monte edilmiş güzel bir şekilde. ister kralı oynasın ister gay profesörü, bu adam ölene kadar ingilizlerin^* gözünde darcy olarak kalacak anlaşılan arzu nesnesi olarak. haksız da sayılmazlar ya neyse. bi de colin demişken, filmin her yerinden bir pride and prejudice referansı çıkıyor.
ayrıca rupert everett, senin dişlerine kurban. kadın olmak bir erkeğe anca bu kadar yakışırmış heralde, artık bu bir selam çakma mıdır bilemiyorum ama shakespeare döneminde yaşamalıymışsın sen^*
bir de söylemeden geçemeyeceğim, şu kızların erişimi dahilinde koca londra'dakinden fazla kamera var, her köşeden bir ekran fışkırıyor. ki londra'nın sokak kameraları düşünülürse işin boyutlarının farkına varılabilir!!

(jean grey - 15 Şubat 2011 01:02)

bir de bi kısmı şu şekilde olan bir okul marşları vardır bu manyakların:

you bite us, we’ll bite you back
better be scared when we attack
feel the fear, we’re maniacs
st trinian’s

check out our battle cry
a song to terrify
no one can stand in our way

we are the best, so screw the rest
we do as we damn well please
until the end
st trinian’s
defenders of anarchy

(jean grey - 15 Şubat 2011 01:06)

film hakkinda iki not:

filmin soundtrackine bayildim. tam bir genciz, hadi hep beraber cildiralim tadinda sarkilar silsilesi - tabi ki sozum, colin firth ve rupert everett tarafindan seslendirilen love is in the air disindaki sarkilar icin gecerli. o sarki zaten ayri bir bomba.

ikinci notum ise sana rupert everett: sen bir harikasin. ayrica ne zaman stephen fryli bir film gorsem, sen karsima cikiyorsun. ikinizin olumune kanka oldugunu dusunmeye basladim.

(meva - 30 Ağustos 2012 18:13)

londra aşıkları için birkaç manzara sunması dışında fazla bir artısı olmayan tırt ingiliz filmi.

(previously on lost - 26 Haziran 2014 14:17)