paralel evil south park evrenindeki karşılığı, sigorta satıcısı beyaz sıska bir adamdır.

(r7 - 23 Aralık 2007 10:00)

southpark'ın fantezi muzik sanatcısı.

(sonicreducer - 5 Kasım 2002 01:11)

puppet ve cfengine'e rakip, opscode tarafindan gelistirilen sistem otomasyon yazilimi.

uygulama, konfigurasyon kurulumu otomasyonundan, dagitik calistirma araclarina [distributed execution tool] bir cok islev icerir. recipe adindaki ruby ile yazilmis scriptleri hostlarda calistirarak cesitli islevleri yerine getirir, sistem standardizasyonu saglar. belirli bir komutu ayni anda farkli hostlarda calistirir. ruby kullaniyor olmasi disinda kusursuz bence. eger ben bunun management'i ile ugrasmak istemiyorum derseniz hosted olarak servisini de satin alabiliyorsunuz.

bunun disinda community'nin hemen her tur yazilimin kurulumu icin gelistirdigi recipe'leri de bulabileceginiz bir arsivi var.

uzun sure cfengine kullanan facebook'da chef'e gecmis.

http://www.opscode.com/chef/

(guru - 29 Nisan 2013 02:47)

on numero beş yıldız film. oğluş bana bu filmlerle gelin, umut verin, neşe verin, gözyaşım mutluluktan aksın, sevgi kazansın aşk kazansın. sanki maaş peşinde hiç sikilmiyormuşuz, last seen zamanı yüzünden boktan tartışmalar yapmıyormuş gibicesine.

(sut ve nuriye ve kafkaslar - 7 Eylül 2014 20:11)

aç karnına izlenmesi gereken filmdir. sonra hemen mutfağa girişirsiniz. bu çeşit bir açlık ve yemek yapma isteğini julia roberts'ın oynadığı eat pray love filmde hissetmiştim. filmde gördüğünüz yemeklerle mideniz bayram etmese de soundtrackların zenginliği ile kulağınızın pası silinecek. ufak tefek senaryo ve kurgu hatalarını söylemeye bile değmez, film şimdiden benim gözümde efsaneler arasına girmiştir.

yemekli, şaraplı film denince aklıma bir de şu film gelir. (bkz: sideways)

--- spoiler ---

ama o filmin sonu neydi aga ya, anladım mutlu son olsun istenmiş ama doğru düzgün iletişim kurmadığı yakınlaşmadığı üstüne üstün bir de aldattığını öğrendiği eski karısıyla tekrar evlenmesi çok saçma olmamış mı?
filmlerdeki bu genişlik midemi bulandırıyor.
not: orospu skyler

--- spoiler ---

(saksak turizmin yavsak yolcusu - 8 Eylül 2014 08:18)

öküz gibi 1,5 pide yedikten sonra izlememe rağmen yapılan yemekleri canım çekti.
yüz güldüren bir film olmuş. yapımda emeği geçenlere saygılar.

(frankoturk - 10 Eylül 2014 22:05)

tam bir haftasonu filmi, tam. o kadar keyifli ilerleyip tadında bitiyor ki.

uzun uzun gülümseme garantili.

(homewrecker - 13 Eylül 2014 14:06)

zathura ve iron man serisini çeken adamdan böylesine hayatın içinden bir film görmek enteresan. gayet sıcak, akıcı ve merak ettiren bir film. hatta yol filmi. ve baba oğul hikayesi. bence izlenesi bir film.

kaçırmayın.

(porco rosso - 17 Eylül 2014 12:00)

bu sene izlediğim açık ara en güzel film.. insanın kendisini, ideallerini sorgulamaya itiyor.. jon favreau'nun harika anlatımı ve oyunculuğuyla iyicene lezzetli ve komik bir hikaye sunuyor bizlere.. izleyecekseniz tok izleyin, ya da yanınızda iyi bir aşçı bulundurun.. gece gece dolaba koşup aç bitir yiyip, kös kös dönersiniz sonra benim gibi..

(31 - 6 Ekim 2014 13:59)

izlensin diye ünlü koymuşlar ama ünlüler hiç olmasa da gideri olurmuş. sanırım bu riski almaya cesaret edememişler. scarlett, aşkım robert downey jr, sofia...karikatür gibi kalmışlar filmin içinde. karakterlerinden büyükler, sürekli onların ünlü insanlar olduğunun farkında olarak izliyor insan, eritemiyor karakterin içinde.

öte yandan, dibine kadar feel good movie

biraz yüzeyden geçmişler, daha iyisi olabilirdi elbette ama bana iyi geldi. derin bi nefes ve "ohhh" duygusuyla uyuyorum. öpün yanağımdan. oh. mis. tatlı rüyalar.

(demesi kolay tabii - 13 Ekim 2014 00:26)

başından sonuna sırıtarak izlediğim film. öyle alengirli, alavereli dalavereli bir konusu yok ama enteresan bir şekilde ilginizi çekmeyi ve sabit tutmayı başarıyor. müzikleri, sıcaklığı, cızır cızır pişen ekmeklerin görüntüsü yanısıra dostluk, baba-oğul ilişkisi, idealinin peşinden koşma gibi mesajları ile canınızın sıkkın olduğu bir anda imdadınıza yetişebilecek bir film.
bu arada özellikle boğa burçları bu filmi kaçırmasın. kıps

(glorious - 5 Kasım 2014 23:39)

amerikalilarin film sektöründe neden bu kadar iyi olduğunu after credits teki bir dakikalik video ile gösteriyor. elemanin jon favreau a rolü anlatirken tamamen isin ruhunu anlatmasi ve favreau nun filmde gerçekten asci nin ruhunu vermesi... iste film sektorunu muhtesem kilan sey bu bence. bunlari yazmamim sebebi tum film boyunca film izliyormus gibi degil de belgesel izliyormuscasina yasatilan gerceklik duygusu. son zamanlarda izledigim en samimi film.

(belsky - 8 Kasım 2014 20:38)

oldukça keyif aldığım, beni kâh güldürmüş kâh gülümsetmiş güzel bir film. bilhassa sosyal medyanın, günümüz dünyasında ne denli büyük bir güç olduğu mesajını veriyor aslında. twitter başta olmak üzere facebook ve vine kullanımının üzerinde durulması bence güzel bir nokta.
bünyede estirdiği latin rüzgârının etkisi de -gerek sahneleri, gerekse soundtracki ile- filmden sonra kalıcı. açtım buena vista social club falan dinliyorum.
john leguizamo'nun enerjisi ve pozitifliği şahane.
araya serpiştirilen biraz scarlett johansson, az miktar robert downey jr. da güzel olmuş.
bilmeyen bir insan, jon favreau'nün gerçekten bir şef olduğunu düşünebilirdi. daha evvel söylendiği gibi; after credits kısmında, bir şeften ders aldığı ve onu can kulağı ile pürdikkat dinlediği kısa bir video izliyoruz. adam emek vermiş beyler.

--- spoiler ---

restaurant sahibi riva^*'nın, carl^*'a menüdeki yemekler dışına çıkmaması için uyarıda bulunduğu ve restauranta gelen insanların, mevcut menüdeki yemekler için geldiğini örneklediği sahnedeki şu diyalog resmen kahkaha attırdı:

riva: look, if you bought stones^* tickets and jagger didn't play satisfaction, how would you feel? would you be happy?
carl casper: no.
riva: no! you'd burn the place to the fucking ground.

--- spoiler ---

orhun ergül ve nazo82'nin çevirileri de bence gayet güzeldi. "adamsın, adamın dibisin." gibi tabirlerin (başka aklıma gelmedi) kullanımları son derece başarılıydı kanımca.

son bir uyarı: filmi açken izlemeyin.

(mictian - 10 Kasım 2014 03:09)

tam bir aile filmi.
bir film ancak bu kadar aile filmi olabilir.
otur ailenle izle.
çoluk çocuk dizilin ailecek izleyin.
ailenizin filmi.
aile..

(diger camasir suyu - 23 Aralık 2014 03:27)

bir şefin eleştirmenlerin kriterlerine karşı kendi yolunda gitme hikayesi. yönetmen/başrol jon favreau eski eş olarak sofia vergara, yeni sevgili olarak scarlett johansson'u oyuncu seçerken elini hiç korkak alıştırmamış! ben de böyle film yazmak isterim! lezzetli yemeklerle birlikte görsel şov devam ediyor; onun dışında filmin ekstra bir tadı yok.

(disconnectus erectus - 12 Ocak 2015 15:32)

soundtrackleri muhteşem olan film. sıralayalım tam olsun:
01. pete rodriguez - ı like ıt like that
02. courtney john - lucky man
03. grant phabao, carlton livingston & the lone ranger - a message to you rudy
04. liquid liquid - cavern
05. el michel's affair - el michels affair - c.r.e.a.m
06. the martinis - hung over
07. roberto roena - que se sepa
08. louie ramirez - ali baba
09. gente de zona - homenaje al beny (castellano que bueno baila usted)
10. nickodemus & quantic - mi swing es tropical (feat. tempo & the candela allstars)
11. rebirth brass band - bustin' loose
12. hot 8 brass band - sexual healing
13. gary clark jr. - when my train pulls ın (live in austin)
14. ronnie hudson and the street people - west coast poplock
15. perico hernandez - oye como va (live at el jefe)
16. perico hernandez - la quimbumba (live at el jefe)
17. lyle workman - one second every day

(kul kedisi - 31 Ocak 2015 21:02)

feel good movie arayışımda karşıma çıkan ve iyi vakit geçirten eğlenceli film. yazan da yöneten de başroldeki abiymiş sonradan öğrendim. acaba scarlett johansson ve sofia vergara'yı da bu roller için kendisi mi düşünmüş. beyefendi baya baya seçmiş çünkü manavdan karpuz seçer gibi, kendi tipine falan da bakmadan. göz var izan var kimse de demiyor ki bu iki kadın bunda ne buldu. adam kendini tatmin etmek için film yapmış helal.

(dontmesswithme - 6 Şubat 2015 01:24)

evde tost yapma şeklimizi değiştiren film, seyrettiğimiz günden sonra tost makinası vs. üzerine dantel örttük, teflon tavada hafif yağda ekmeği kızartıp arasına malzeme koyup çevirip yapıyoruz artık. mmmmm

(oric - 13 Şubat 2015 02:07)

her zamanki harikulâde sade üslubuyla bir 'günümüz hikâyesini' anlatan mustafa kutlu'nun son kitabı. bankacı hüseyin hüsnü şen ve ailesinin serencâmının 'şeker-şurup' tadıyla okuruz ve herhalde güzel kitap böyle bir şey olsa gerek deriz... fakat, ufak bir tenkidi de şuraya kaydetmeden geçemeyeceğim: kitap üç bölümden oluşuyor; hüseyin hüsnü şen, karısı ve oğlunun diliden olan-biten hikâye edilen kısımlar. hadi hüseyin hüsnü'yü anladık da, bir ev hanımı olan karısı ve yeni yetme liseli oğlunun ağzından o üslup, o kelimeler, cümleler pek garip geliyor. yani bambaşka dünyalara sahip üç farklı kişi anlatıyor ama hepsinde tarz aynı, yadırgatıyor biraz...

(kinegeda - 5 Ekim 2005 20:27)

mustafa kutlu'nun son kitabı.
saatleri ayarlama enstitüsü gibi mükemmel bir kitabı, edebiyat serisinin ilk eseri olarak basması sebebiyle dikkatimi çeken bir yayıneviydi dergâh yayınları. diğer yayınlarını merak edip araştırdığımda mustafa kutlu ismiyle karşılaştım, bu tıpkı ahmet hamdi tanpınar gibi oldukça gecikmiş bir keşifti benim için.
chef kitabını merak ediyor ve almayı planlıyorken bir sabah işe geldiğimde masamın üzerinde buldum, kitabın saygıdeğer müdürüme ait olduğunu öğrendiğimde çoktan yarılamıştım ve bu tam 2 saat içinde oldu. okuduğum en sürükleyici hikayelerden biri olduğunu söyleyebilirim. onca kafa karışıklığına, yorgunluğa ve bekleyen işlerin stresine rağmen su gibi akıyor tüm satırlar gözlerinizin önünden. anlatımı ve anlattıkları keyifli, son derece başarılı bir yazardan, okunası bir eser.
ayrıca görüyorum ki mustafa kutlu'nun chef dışında tam 22 eseri daha yine dergâh yayınlarından çıkmış.
mustafa kutlu'ya ait oldukça keyifli bir kolaj çalışması da bu kitabın kapağında kullanılmış.

(aton karimca - 30 Mart 2006 20:55)