yönetmenliğini jonathan mostow'un yaptığı basrolü bruce willis'in üstlendiği robotlar ve insanlar temalı 2009 bombası. aksiyon patlaması olacağına kesin gözüyle bakılan filmden simdilik pek fazla söz edilmiyor. 2009 yazı blockbusterlarının gisede sergileyecekleri performansa göre surrogates filmi gündeme gelecektir. yaz bombaları yapımcıların ellerinde patlarsa medya bu filme yönelebilir, yok her sey yolunda giderse bir de bruce willis aksiyonu vardı buna da bakın diyerekten medyada yer alabilir. takipteyiz.

2009 için bkz.
(bkz: x-men origins wolverine)
(bkz: star trek)
(bkz: terminatör salvation)
(bkz: transformers revenge of the fallen)

(ercin - 28 Nisan 2009 13:27)

(bkz: the surrogates) adli cizgi romandan uyarlanmaktadir.

(dreamania - 28 Nisan 2009 13:40)

http://www.traileraddict.com/…er/surrogates/trailer

(blowseq - 22 Mayıs 2009 18:17)

fragmanlardan anlaşılacağı üzere biraz i robot, biraz island biraz da minority report olmuş. klişe bir bilimkurguya benziyor. artısı bruce willis.

(comudus - 2 Haziran 2009 11:12)

çok sağlam bi bilim-kurgu geliyo izlenimine kapıldığım fragmana sahip bruce willis başrollü film.."teknoloji insanı bozuyor sonumuzu getiriyor" lafını benimseyenleri destekleyen türden olmuş..

(lake of the hell - 12 Haziran 2009 12:26)

fragmanında i robot, the island, minority report'u görmenin yanında yanında, robot modellemelerinden, daha doğrusu kafatasına kapatılan deriden terminator'e uzanabiliriz. daha doğru bir benzetme tscc olabilir. olmadı westworld e bile uzandım, iyi bilim kurgu özlemi çektiğimden bruce willis'ı, deckard sanmaya bile hazırdım.

tabi yönetmen imzasında jonathan mostow'u görünce hayallerimden çabuk uyandım. adamı yerin dibine sokmayalım, terminator 3 te en azından bir aksiyon bilimkurgu filmini, teknik anlamda çekebileceğini gösterdi. vasat senaryoların, ortalama yönetmeni. fragman sonunda klişe havasını soluyanlardanım ama belli para harcamışlar. büyük setler, büyük sahneler var. tabi ki en önemli artısı muhtemelen 20 milyonu cebe indirmiş olan bruce willis.

neyse, çocukluk starlarım birbir giderken bu adamı beyazperde'de hala koştururken, atlayıp zıplarken, aksiyon yaparken görmekten garip bir mutluluk duydum. bana kendimi genç hissettirsinde isterse 1 milyar dolar alsın, bilet parası helalimdir.

izleyeceğim galiba bu filmi, mavi ay'lı günlerin hatırına. fragman linki için tıkla:

http://www.apple.com/…ailers/touchstone/surrogates/

(anoktale - 27 Haziran 2009 20:05)

filmin vizyona girmesine paralel, türkçe baskısının da yayınlanacağını düşündüğüm çizgi roman.

(ucanokuz - 23 Eylül 2009 12:18)

bütün bir yaz surrogates’i beklemekle geçti. kah fragmanını izleyip durduk, kah bilgi edinmeye çalıştık. bir başka deyişle artık filme hazırdık. ilk seanstan kalktım gittim salona. inşallah “liseli güruhu” yoktur diye dua ederek. neyse ki horlayan bir adam dışında neredeyse herkes pür dikkat izliyordu.

bir sinemasever eminim gidecektir. ama “acaba güzel mi” diye düşünenler için en başta söyleyeyim, evet, surrogates güzel bir film olmuş. çizgi roman uyarlaması olduğundan maça 1-0 galip başlıyor. hikayesi tescillenmiş, önceden beğenilmiş muhakkak. geriye sadece efektler, anlatım, oyunculuk..vs. kalıyor ki hepsi de başarılı.

ama ortada bir olumsuzluk var-ki bu olumsuzluk filmden kaynaklanmıyor- o da fragman sorunu. fragmanda neredeyse her şey anlatılmış. film sanki fragmanın extended versiyonu gibi. film boyunca hiç şaşırmadım, buna filmin sonu da dahil. bu sahnede şimdi şöyle olacak deyip durdum içimden. ama fragmanı benim gibi ezberlememişseniz daha çok zevk alacağınız kesin.

filmin konusunu hemen hemen herkes biliyor. yakın bir gelecekte artık insanların çoğu pek çok nedenden dolayı artık “suret” adı verilen robotlar ile günlük yaşamını idame ettiriyor. siz evinizde yatıyor halde onu kumanda ediyorsunuz. (ilginçtir filmden önce bol bol wii reklamları gösterildi) . ilk başta eğlenceli gibi gözüken bu durumu kötüye kullanmak isteyen bir dizi cinayetler başlıyor. aslında sizin suretiniz ölünce size bir şey olmuyor tabii. başka bir suret ile "hayat" a giriyorsunuz. ama bir şekilde bu cinayetlerde gerçek insan (buna filmde operatör deniyor) ölüyor. devamını filmde izlersiniz. şimdi filmin nacizane yazarınızda bıraktığı tortuyu yazmak isterim.

işin ilginci ben de dahil pek çok insanın bu “suret” olayına ilk başta hayır diyemeyeceği. film arasında arkamdaki iki kız “ay ne kadar iğrenç bir durum, yapaylık” diyordu ama dünyadaki kozmetik sektörünün cirosuna ne demeli? ya dişlerini yaptıranlar? saç ektirenler? hatta kredi kartları! evet, kullandığımız kartlar paranın bir sureti değil mi? sadece fiziksel olarak değil, karakter olarak bile farklı “kabuk” larda ortalarda salınıyoruz. sims, red light center oyunlarına hiç girmiyorum bile. yani hepimiz olduğumuzdan farklı gibi görünmeye çalışıyoruz. çünkü "sistem" dedikleri şey, bizim kendimizden hoşnut olmamamızı sağlıyor. internette bile. örneğin ben şu anda bu yazıyı yazarken “sinema eleştirmeni” suretine girmiş durumdayım. kaç kere edit ettiğime inanamazsınız. bir bayan arkadaşımız arabamıza binse hemen avam zevke hitap eden cd leri yok etmez miyiz? hatta (ben yeni taşındım) salonumun sehpasını afili dergiler ile süsledim. neden acaba?

meselenin özü filmin sunduğu durum biz insanlara hiç yabancı değil ve bir fırsatı olsa hepimizin (en azından) denemek isteyeceği bir tecrübe. bu film ise bu hevesimizin yakın gelecekteki bir izdüşümü adeta. bu bizim doğamızda var. o çağın teknolojisi her ne ise, bu dürtümüzü bir şekilde hep tatmin edeceğiz.

--- spoiler ---

-konusu demeyelim de olay örgüsü minority report u hatırlattı. onda da "kötü adam" teknolojiyi yaratandı.
-filmde hiç öpüşme sahnesi yok. bana ilginç geldi.
-eğer filmin sonlarında "yes" tuşuna basılsaydı ne olurdu. dvd de alternatif son bu olmalı.
-bir de, o şişman arkadaşımız galiba bbg rolünü üstleniyor. bütün dünyayı nasıl gözleyebiliyor? bunun için apayrı ve kapsamlı bir birim kurulması gerekmez miydi?
--- spoiler ---

(kumrengi - 25 Eylül 2009 16:50)

fragmanı ile beklentilerimi oldukca yükselten, konusu ile beni heyecanlandıran bir film idi.fakat filmi izledikten sonra hayal kırıklıgına ugradım.
--- spoiler ---
öncelikle filmde karakter sayısı bence cok sınırlı ve bu nedenle kötü adamın kim oldugunu az cok cıkartıyorsunuz ve süpriz bir son yok filmde.filmin akısı içinde ne olacağını cıkartabilmek filmin sürükleyiciliğini ve heyecanını alıp götürüyor.ayrıca varolan karakterler de pek fazla derinleştirilmemiş.
bence senaryodaki hatalardan ya da eksikliklerden biri insanların kullandıgı bu "suret" lerin insanların hayatlarında yol actıgı olumsuz sonuclara fazla değinilmemesi.cok üstünkörü bir sekilde geciliyor bu tip önemli detaylar.sürekli suretlerin kazandırdıkları üzerinde duruluyor.olumsuzluk olarak bruce willis yumruk yiyince kahin gercek acıya benzemiyor diyor mesela ve buradan anlıyoruz aslında kullanılan bu suretlerin hissettikleri seyleri tamamen beyine aktaramadıklarını.suretlerin yaratıcısı insanları özgürleştirmekten söz ediyor ama bunun dayanaklarını tam olarak acıklayamıyor.bence sahip oldugunuz bir kimlik ile toplumun size dayattıklarını yasamak yerine, elde edeceğiniz bir sanal kimlikle özünüzde aslında nasıl bir insansanız onu yasayabilmeniz kişiyi daha da özgürleştirir.bu durumdan dolayı suretlerin yaratıcısı gözümde ileri görüşlü bir kişiden ziyade geri kafalı bir fanatik imajı olsuturdu.
bruce willis ve eşi arasındaki ilişki daha iyi işlenebilirdi.depresyondaki, suret üzerinden kendini genc hissetme ve bu sayede hayata tutunmaya calısan, hayatın verdiği zevklerden sürekli faydalanmaya calısan bir kadının hikayesi bile biraz ugrasılsa bir film senaryosu yapabilir ama sanki araya öylesine sokusturulmus bir gönül ilişkisi gibi olmus.
çizgi roman uyarlamalarında orjinal kaynağı okumadan film hakkında yorum yapmanın haksızlık oldugunu düşünen biriyim.bu filmde bazı eksiklikler oldugunu düşündüğüm için de önce cizgi romanı okuyup sonra filme gitmek daha mantıklı olacaktır.cizgi romanı okumadım fakat orada karakterlerin daha detaylı olarak işlendiğini ve konunun daha akıcı ve ayrıntılı oldugunu tahmin etmekteyim.bu yüzden öncelikle cizgi romanı okumanızı öneririm.
--- spoiler ---

(keah - 25 Eylül 2009 21:45)

--- spoiler ---

film biter bitmez şöyle bir geyiğe yol açtı, zaten fazla ciddiye almaya gerek yok.

+ abi senin surrogate kaç gün gidiyo
- fazla konuşmazsan üç gün gidiyo hacı
+ ahahahaa

--- spoiler ---

(fitneci - 26 Eylül 2009 00:42)

matrix'in donanım versiyonudur. bildiğiniz gibi matrix'de herkes dünyaya yazılım olarak bağlanıyordu burada ise herkes donanım ile dünyada dolaşıyor. güzel bir konu yanında bir sürü bug da taşımaktadır. çok fazla aksiyon sahnesi yoktur. filmin bir yerinden sonra olayları ve kötü adamı tahmin etmek çok zor değil.

vizyona giren yeni filmler arasında en iyisi bu gibi durmaktadır.

(menos grande - 26 Eylül 2009 08:09)

konusunu anlayıp, fragmanını izledikten sonra söyleyebilirim ki; işlenen konu mükemmel. umarım derin ve şaşırtıcı bir senaryo bizi bekliyordur. en az iki devam filmi daha çıkar böyle bir konudan.

(regedit - 26 Eylül 2009 09:42)

çok sevdiğiniz bir arkadaşınızın (m.ş.) ısrarı sonucu bile gidilmemesi gereken, 88 dakikalık film.

(kafadanbacakli - 26 Eylül 2009 10:52)

konu çok güzel, ama sanki yönetmenin elinde harcanmış gibi... her şey oldu bittiye getiriliyor... film çok kısa olmuş... oysa bu suretlerle yaşam detaylandırılabilirdi, aksiyon daha fazla olabilirdi... film sanki konuyu özet geçmiş gibi... bruce willis rolüne yakışmış orası ayrı bir konu tabi... sonuçta film izlenebilirliği yüksek, ortalama bir film, ancak bu konudan çok daha mükemmel işler çıkabilirdi bence, o açıdan yazık olmuş...

(bewhy - 26 Eylül 2009 14:31)

olmamış bu be. bir hafta önce izlediğim gamer'da insan insanı "sürer" iken bunda insan robotu "sürüyor", lakin gamer gayet sürükleyici bir filmdi sadece sonu olmamıştı, surrogates ise nasıl diyeyim çok "düğümsüz" bir film olmuş, ne bileyim insan kendini böyle senaryoyu daha önceden bilen kameraman asistanı falan gibi hissediyor.

(wassup - 26 Eylül 2009 14:51)

en az 2 filmlik konunun 88 dakikaya sığıdırılığı film. ama yine olmuş.

(zelsuk - 26 Eylül 2009 19:40)

iyi bir filmin "surrogate"i olan film.

--- light spoiler ---

halbuki bruce willis + ilginç konu + iyi trailer gayet umut verici duruyordu. hatta filmin en başında "bundan 14 sene önce beyin gücüyle mekanik kol çalıştıran maymun" haberi bir an için bundan 14 sene önce sinemada seyrederken oturduğum yerde oha diye tepinip maymuna döndüğüm 12 monkeys'i bile hatırlattı. maalesef devamı öyle gelmedi. neymiş, demek ki boşuna terry gilliam olunmuyormuş.

--- light spoiler ---

(feritciva - 26 Eylül 2009 20:00)

türkçe isminin suretler değil 'ben mi ......?' olması gereken filmdir.

(floyd - 27 Eylül 2009 15:59)

başrolde bruce willis yerine necati şaşmaz oynasa, robotu yapmaktaki performansıyla, doğal oyunculuğuyla tartışmasız oscar alacağı film.

(kemalisturk1919 - 27 Eylül 2009 19:32)

belki daha iyi bir senaryo ile - daha icerikli, ayrintili; daha bol karakter tahlilli - daha iyi bir film olabilecekmis gibi ama yine de izlenesi film.

--- spoiler ---

ajan greer'in filmin sonunda no tusuna basarak suret'lerin tek tek ölmesine, pata kute hepsinin düşmesine yol acmasi bana direkt olarak age of empiresi hatirlatti. hani oyundan sikildiginda, ya da cikacaginda falan butun koyluleri secip delete tusuna basarsin da hepsi tek tek ölür ya, ahh uhh diye; filmde de robotlar bu şekilde dağildi o no tuşuyla.

--- spoiler ---

(magnetostatik - 27 Eylül 2009 20:32)