Süre                : 2 Saat 6 dakika
Çıkış Tarihi     : 09 Ocak 2014 Perşembe, Yapım Yılı : 2014
Türü                : Drama,Romantik,Bilim Kurgu
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Annapurna Pictures
Yönetmen       : Spike Jonze (IMDB)
Senarist          : Spike Jonze (IMDB)
Oyuncular      : Joaquin Phoenix (IMDB)(ekşi), Lynn Adrianna (IMDB)(ekşi), Lisa Renee Pitts (IMDB), Gabe Gomez (IMDB)(ekşi), Chris Pratt (IMDB)(ekşi), Artt Butler (IMDB)(ekşi), May Lindstrom (IMDB)(ekşi), Rooney Mara (IMDB)(ekşi), Bill Hader (IMDB), Kristen Wiig (IMDB), Brian Johnson (IMDB), Scarlett Johansson (IMDB), Amy Adams (IMDB), Matt Letscher (IMDB), Spike Jonze (IMDB), Olivia Wilde (IMDB), Pramod Kumar (IMDB), Evelyn Edwards (IMDB), Steve Zissis (IMDB), Dane White (IMDB), Nicole Grother (IMDB), Luka Jones (IMDB), Gracie Prewitt (IMDB), Claudia Choi (IMDB), Laura Kai Chen (IMDB), Portia Doubleday (IMDB), Soko (IMDB), Robert Benard (IMDB), Lisa Cohen (IMDB), Brian Cox (IMDB), Joan Blair (IMDB), Kathleen Marie Carr (IMDB), Hallie Marie Chaney (IMDB), Laura Colquhoun (IMDB), Andy Dale (IMDB), Sandra Daubert (IMDB), Mathew Dunlop (IMDB), Kim Farris (IMDB), Freedom (IMDB), Belinda Gosbee (IMDB) >>devamı>>

Her (~ Ask) ' Filminin Konusu :
Her is a movie starring Joaquin Phoenix, Amy Adams, and Scarlett Johansson. In a near future, a lonely writer develops an unlikely relationship with an operating system designed to meet his every need.

Ödüller      :

Academy Awards - Oscar:En İyi Özgün Senaryo
Golden Globes:Golden Globe-Best Screenplay - Motion Picture


  • "windows xp'me bir başka gözle bakmamı sağlamış film. mature sayılır neticede."
  • "sesiyle devleşen bir kadınla, bedeniyle yok olan bir adamın öyküsü."
  • "bilgisayar tarafından terkedilen otuzbirci bir gayin hikayesi. olum adamı işletim sistemi bile terk etti lan."
  • ""ask deliligin toplumca kabul gormesi seklidir." tadinda guzel bir tesbite denk geldigim film."
  • "acayip acayip işleri normal normal servis eden filmlere bayılıyorumbu da öyle bi film."




Facebook Yorumları
  • comment image

    kendisine atfedilen bir alıntıda albert einstein şöyle der:

    "it has become appallingly obvious that our technology has exceeded our humanity."
    yani, "artık açık olarak görünmektedir ki teknolojimiz insanlığımızı geçmiştir." ya da başka bir deyişle "oha oha, adamlar neler yapmış!"

    teknolojinin -özellikle de sosyal medya yoluyla-, gerçek kalabalıklardan kaçıp sanal kalabalıklarda hayat bulan korkunç bir yalnızlar ordusu yarattığı ve insan olmaklığımızdan gelen hasletleri çoktan aştığı fikrine katılıyorum. zaman içinde hepimiz yalnızca sanal dünyalarda mutlu olabilen yalnız insanlara dönüşecek ve bunu fark ettiğimizde çok geç olacağından kendimizi içinde bulacağımız ölümcül yalnızlığımızla başbaşa kalacağız. yoksa bu teknoloji bize bol mu geliyor kuzum?

    film bu açılardan çok üzdü, korkuttu ve karamsarlığa itti beni.

    google'ın bana "bunu mu demek istediniz" diye sormasından, gmail hesabımı kontrol ettiğimde, gmail'in bana "yeni e-posta yok, günün keyfini çıkarın" demesiyle mutlu olabilen, bir otel odasına girip televizyonu açtığımda "otelimize hoş geldiniz, iyi tatiller dileriz" diye selamlanmaktan, hadi hepsini geçtim, en basitinden karşıdan karşıya geçerken "lütfen bekleyiniz, lütfen bekleyiniz, lütfen bekleyi...şimdi karşıya geçebilirsiniz" diye yönlendirilmekten ya da "ka-kart yüklemeniz gerçekleşmiştir" cümlelerini duydukça içinde yaşadığımız yüzyıla kısmen yakışır derecede "makineleşmiş" olmaktan dolayı gururla karışık üzüntü duyan bir insanım. bir yandan, odanın sıcaklığına göre kendini ayarlayabilen bir ısıtma sistemine sahip olmayı istiyor, içine attığım çamaşırın türüne göre suyu ve deterjan miktarını kararlaştırabilen "fuzzy logic" ürünü bir çamaşır makinesine para verebiliyor, bir yandan, eve gelirken klimama sms atıp ben ulaşana kadar 24 dereceye yükselmesini sağlamaktan hoşnut olabiliyorum. fakat tüm bunlar bundan birkaç yüzyıl sonra insanlığın ulaşacağı teknoloji seviyesini düşündükçe bir yandan korkutuyor beni ve o devirlerde yaşamayacak olmaktan dolayı sevinebiliyorum da. teknolojinin insanlığı geçmesini istemiyorum sanırım.

    --- spoiler ---

    filmi kendime göre dört bölüme ayırdım, ilk bölümde beni sarıp sarmalayan, ikinci bölümde heyecanıma zirve yaptıran film, üçüncü bölümde beşinci kattan atar gibi aşağı indirip hafiften sıkmaya başladığı anda son bölümde nefis bir finalle kendine yakışır şekilde tamamlanıyor. son zamanlarda izlediğim en -ne desem- şirin, naif, çarpıcı ya da iyi filmdi.

    bunlar dışında, "bir bıyık bir insana ne kadar yakışmaz" sorusunun cevabını da bu filmde bulduğumu söyleyebilirim. joaquin phoenix'in karakteristik dudak yarığını kamufle etmek ve ona farklı bir tip oluşturmak için böyle bir fikir kimden çıktı bilmiyorum ama ben pek tutmadım bu bıyık meselesini, çok tırmaladı gözümü.

    samantha seslendirmesinin scarlett johansson tarafından yapıldığını filmden sonra öğrendim, film boyunca bana "zenci gırtlağı" gibi gelmişti o buğulu ses. ona ait olduğunu öğrenmek ciddi sürpriz oldu.

    filmdeki detaylara çok takılmayacağım, çünkü bence yönetmen de onları yüzeysel bırakarak dikkatimizi karakterlerin duygu yoğunlaşmalarına vermek istemiş. yoksa kılık kıyafetlerin bu derece özensiz oluşuna muhakkak bir kulp bulabilirdim, görmezden geldim. arada sırada görünen flashback'ler hoşuma gitti ama en çok sevdiğim iki sahne: theodore'un metro girişinde oturup samantha ile sohbet ettiği duygusal sahne ve evinde yatağa uzanıp samantha ile ayrılık konuşması yaparken güneş ışığında havada uçuşan toz zerreciklerini izlediğimiz sahneydi.

    filmin sonunda tebrik etmek istediğim bir kişi varsa o da "lan yoksa intihar mı edecekler" diye ödümüzü bokumuza karıştırıp iki "gerçek" insanın "gerçek" bir manzaraya bakarak "insan" oluşlarıyla filme final yaptıran senaristtir. diğer türlü bitseydi depresyonlardan depresyon beğenirdim kendime zaar. ayrıca samantha'nın attığı kazıkla os1'in ne olduğunu da çözdük böylece: orospu seyhan demekmiş. ie'den sonra en çok küfrettiğim işletim sistemi oldu kendisi, tebrikler.

    entry'ye albert einstein'la başlayıp orospu seyhan seviyesinde bitirdiğim için kendimi de ayrı olarak tebrik ediyorum.

    ---
    spoiler ---

    kısacası çok güzel film, izleyin.


    (kirlikedi - 28 Ocak 2014 02:04)

  • comment image

    şu an izlemekte olduğum film. adamın sanal sex yaptığı (sanal sex diyorum çünkü bir bilgisayarla ancak sanal sex yapılabilir) işletim sisteminin adının os1 (osbir) olması türklere atılmış olan bir taşdır diyorum ve filmle dalga geçiyorum. öyle bir film olmuş her.


    (erancha - 29 Ocak 2014 23:10)

  • comment image

    --- spoiler ---

    samanthayı programlayanların arasına türk kızı mı karışmış diye düşündüren film. kendisi aynı anda 642 erkekle flört ederken sevgilisini eski karısından ve kız arkadaşından kıskanması başka şekilde açıklanamaz.

    ---
    spoiler ---


    (vedat z - 28 Haziran 2014 18:13)

  • comment image

    o'nu ilk izlediğimde; gelip buraya, hakkında birkaç kelime yazamamıştım. gördüklerim, o anda, sanal bir ortamda, hissettiklerimi döküp saçmama imkan vermedi. ki bu konuda iyiyimdir. sonra üzerinden zaman geçti, dönüp bakıyorum - çünkü geçmiş ona bakayım diye bekliyor-, bana hissettirdikleri aynı;

    her gün buraya yazılan yüzlerce, binlerce kelime arasından, "ortak" bir şey bulmak için çabalıyor olduğumuz aklıma geliyor. belki de tam tersi "karşıt" bir şey, ama illaki en az "bir" şey. o kelimelerle, sesimizi duyurma ihtiyacına, beğenilme ihtiyacına, anlaşılma ihtiyacına, ortaklık kurma ihtiyacına sesleniyoruz. bazen de kavga etme, küfretme, acı çekme ihtiyacına. buradaki kelimelerin içinde, eşeleyip durduğumuz, bulmaya çalıştığımız duygulardan ancak bazıları bunlar. liste buradaki insanlar kadar uzun. o yüzden; ekranın karşısında bazılarımız birer samantha, bazılarımız birer theodore'uz aslında. aynı güne uyandığına inanmaya hazır, ama farklı kodlarla çevrelenmiş. şanslı olanlar; bu farklılığın olabildiğince geç farkına varabilirler ve tadını sürebilirler bu illüzyonun bir süre. şanssız olanlar ise; erken dönem yüzleşmeleri ile, diğer yüzlerce, binlerce'den bir farkı olmadığını öğreniverir.

    tüm bunların yanında, günün birinde; biri için samantha olmaktan veya birinin benim için theodore olmasından korktuğum için bir şey yazamamıştım, kabul. artık korkmuyor muyum? aksine, daha çok korkuyorum. ama bu korkuma ortaklık edecek birilerini arıyorum. anlayacağınız, değişen bir şey yok. o'ndan önce de, o'ndan sonra da.


    (dolls - 5 Temmuz 2014 16:44)

  • comment image

    --- spoiler ---

    en başta erkek sesini seçsen üzülmeyecektin theodore; hacı bana şu manitanın facebook'unu bul, amatöre yeni video eklenince haber ver, iddiada para basılabilecek kupon yap, uykum var amk patronun konumunu bul ona göre çıkayım, hatun üyesi bol spor salonu bul, kamera açan manitaları listele, sınırsız imkanı kaçırdın allah'ın malı.

    ---
    spoiler ---


    (stockholmesyndrome - 21 Ocak 2015 12:28)

Yorum Kaynak Link : her