The Hunting Party (~ Ölüm avi) ' Filminin Konusu : Savaş muhabiri Simon Hunt (Richard Gere) ile kameraman Duck (Terrence Howard), Bosna’dan Irak’a, Somali’den El Salvador’a kadar dünyanın en tehlikeli savaş bölgelerinde görev almışlardır. Mermilerden sakınmaya çabalarken en doğru haberlere imza atmış, çok sayıda gazetecilik ödülü kazanmışlardır. Bir Bosna köyünde görev yaptıkları o müthiş günde herşey bir anda değişir. Ulusal televizyondaki bir canlı yayın sırasında Simon’ın çöküşü başlar. Simon’ın yüksek profilli kariyeri sona ererken Duck’ın yükselişi devam eder ve ikisinin yolları ayrılır. Aradan beş yıl geçer ve savaşın bitiminin beşinci yıldönümü kutlamalarına katılmak üzere Duck yeniden Saraybosna’ya döner. Yanında çaylak gazeteci Benjamin de (Jesse Eisenberg) vardır. Simon adeta geçmişten gelen bir hayalet gibi çok özel bir fikirle boy gösterir. Dünyanın en çok aranan savaş suçlusu “Fox”un (Tilki’nin) nerede saklandığını bildiğine Duck’ı ikna etmeyi başarır. Yüzeysel bilgilerle donanmış olan Simon, Duck ve Benjamin, kendilerini derin düşmanlık dolu bölgelere götürecek karanlık ve tehlikeli bir misyona odaklanacaklardır. Karşılarında hayatlarının en büyük hedefi vardır ama haberi yapacak kadar yaşayabilecekler midir?
The Trap(1966)(7,7-1569)
Sitting Target(1972)(7,1-1060)
Lawman(1971)(7,0-3475)
The Last Hunt(1956)(7,0-1224)
The Hunting Party(2007)(6,9-23607)
Soldier Blue(1970)(6,9-4480)
Prime Cut(1972)(6,8-3954)
Bite the Bullet(1975)(6,8-4313)
E Dio disse a Caino...(1970)(6,7-753)
March or Die(1977)(6,4-2643)
The Revengers(1972)(6,0-734)
Doctors' Wives(1971)(4,3-202)
richard shepard'ın senaryosunu yazıp yönettiği, richard gere, terrence howard, jesse eisenbergve james brolin'in rol aldığı 2007 yapımı film. konusu kısaca şöyle: genç bir gazeteci, tecrübeli bir kameraman ve gözden düşmüş bir gazeteci, hiç kimseden yetki ve izin almadan kendi kişisel çabaları ve imkanlarıyla bosna savaşının bir numaralı savaş suçlusu radovan karadzic'i bulmak için faaliyete geçer. ekip ülkede yanlışlıkla cia timi zannedilince kendilerini ciddi bir tehlike altında bulurlar. 14 eylül'de vizyona girecekmiş afm sinemalarında. imdb'den 8.7 almış.
(cren - 7 Eylül 2007 11:31)
beklenmedik derecede akici ve hareketli film. ozellikle cia, bm, nato cart curt kim varsa dunyayi biz var ediyoruz diyen hepsine bir guzel geciriyor. cok begendim. iki basparmak yukari.aciklama: benim seyrettigim 2007 yapimi richard gere'nin oynadigi film. madem soz bu adama geldi belirtmeden gecemiyecegim: ben bu adamin tipine uyuz oluyorum. ozellikle her filminde bir psikolojik travmalara giriyor ve seyirci bir sekilde yuzune yapilan yakin cekimlerle carpik curpuk dislerine ve dudak hareketlerine odaklanmak zorunda birakiliyor. yaradilisina birsey dedigim yok. sahsi problemim de yok kendisiyle -kari kiz, miras, sende var bende yok olayi gibi- ama ne bileyim bana itici geliyor iste.
(terp - 16 Eylül 2007 13:40)
sıkıcı bir ankara gününde sıkıntıdan kurtulmak amaçlı gidilmiş ve görevini layıkıyla yerine getirmiş bir filmdir kendisi. senaryonun akıcılığı, kurgunun ustalıkla yapılması sayesinden ortalama oyunculuklar bile filmi kötüleştirememiş özellikle görüntü yönetmeninin elini sıkmak isterim bosnada kurguladığı yerel detaylar göz dolduruyor.bunun yanında müslümanları terorist göstermekten başka işi gücü olmayan holywooda da çok güzel bir cevap olmuştur alnından öperim yapımcılarını.
(laos - 16 Eylül 2007 19:51)
son zamanların en güzel filmlerinden biri. hem güncel meselelere verdiği ayarlarla, hem sağlam oyunculuklarıyla hem de güzel diyaloglarıyla. müslümanları ve doğu kültürünü de böyle olumlu gösterirken, uluslararası kuruluşları ve amerika'yı böylesine eleştiren bir hollywood filmi zor bulunur herhalde. izleyiniz.
(nesilsiz - 1 Ekim 2007 22:30)
sonuna bayıldığım bir filmdir. filde bile olsa öyle birşey görmek yüreğimin yağlarını eritti. amma velakin ışıklar yanınca uyandım, kendime geldim.--- spoiler ---duckie ile simon kahvede -hakkat bildiin kaavede- sohbet ederken fonda yüksek yüksek tepelere çalıyor--- spoiler ---
(parlevuereglulu - 8 Ekim 2007 16:54)
terrence howard'ın senelerin aktörü richard gere'e göre yedi gömlek daha iyi oyunculuk sergilediği,oscar'lık olmasa bile, gayet keyifli, akıcı, iyi kurgusuyla dikkat çeken filmdir.
(soloz - 15 Ocak 2008 09:19)
--- spoiler ---etkileyici bir film olmasıyla beraber şu soruyu sormadan geçemeyeceğim filmdir.son sahnelere doğru duck , simon ve diğer gencin olası kıyımı sırasında o koskoca helikopterin sesi nasıl duyulmadı..? onun dışında genel olarak iyiydi herşey ve fox denen herifin dünyanın önemli güçleri olmadan 3 gazeteci tarafından bile kolayca yakalanabileceği önemli bir noktaydı ve zaten simon'da bunu sormuştu yetkililerden birine...--- spoiler ---
(efelerin efesi - 1 Şubat 2008 11:35)
alıştığımız based on true stroy kalıbını aşmış film." only the most ridiculous parts of this story are true"
(hasanez - 15 Mart 2008 11:11)
hakan albayrak'ın dün 24 haber kanalında grbavica filminden daha fazla beğendiğini beyan ettiği film.
(moroccom - 7 Mayıs 2008 17:03)
film'deki tilki sonunda yakalandı (bkz: radovan karadzic). umarım sonu filmin sonundaki gibi olur.
(sabutay - 22 Temmuz 2008 22:40)
savaşa dair söyleyecekleri olan ve bunları çok da güzel söyleyen bir film ama asla bir savaş filmi değil. örneğin tam bir savaş filmi olan schindler's list i izlerken bütün film boyunca yüzünüzde en ufak bir tebessüm bile olmaz ama the hunting party de aralarda chuck norris i gördüğümüz öyle sahneler var ki izlerken kahkayı basıyor insan. bunun yanında müslüman saraybosna da filmde oldukça iyi yansıtılmış. doğu kültürünün birçok öğesi es geçilmemiş. simon ve duck'un bildiğimiz kahvehanede, bildiğimiz türk kahvesi içtiği bir sahnede fonda da bildik bir melodi duyuyoruz. yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar.. melodisi.sonuç olarak film çocuk yaşta televizyonlardan da olsa tanık olduğumuz bosna savaşı'na dair sözler söylüyor ve bunu alışılmışın aksine eğlenceli ve özellikle de sonlara doğru sürrealleşen bir macera üzerinden yapıyor. ben hem ana karakterlerin başından geçen macerayı hem de savaş ve sonrası hakkında ortaya koyulan görüşleri çok beğendim. birbirine benzeyen filmlerden sıkılanlara tavsiye ederim.
(laff a lympics - 21 Mayıs 2009 12:51)
her ne kadar aralık 2011 itibariyle imdb puanı olan 6.9'u hak etmese de..bosna katliamını ve dramını gözlerimize sokması açısından çok önemli ve dünyaya gösterilmesi gereken bir film..richard gere gibi kimsenin reddedemeyeceği bir ismin başrolde olması son derece mühim..finali sorunlu evet.. ama resmettiği saraybosna böyle bir yer.6 ay önce gittim gördüm..ve o otelde kaldım, holiday inn..filmi seyredince şoke oldum.. dolaştığım sokaklar, kaldığım otel ve odası.. aynı..saraybosna böyle arkadaşlar.. bir anadolu kasabasından çok cami gördüm orada.. kilise de var ama cami kadar değil..ve saraybosna müslümanların yaşadığı bir şehir..tipik bir anadolu kenti..film, aynen beyazperdeye taşımış bunu.. kimse kınamasın..orası avrupa değil..yapımcıları ciddi bir tebriki hak ediyor..neticede, "çağrı" filmi çekmiyorsunuz.. içinde bazı abukluklar olacak..yüzde 90'ı itibariyle tarihe ve gerçeklere hizmet ediyor ki.. bu da yeterli..
(journalist - 24 Aralık 2011 21:52)
muhteşem bir zamanlamayla izlediğim film. birkaç gün önce dubrovnik gezisi için gittiğimde, mostar'a da gittim.ki gitmesem olmazdı. dubrovnik'ten daha çok heyecanlandırıyordu mostar beni.oraları gezip gördükten sonra otobüste bu filmi izledik. ilk izleyişimdi, zamanlama cok oturdu.ve amerikalılar'ın veya hollywood'un diyelim; bu kadar gerçekçi yaklaşmasına da epey şaşırdığım realistik filmdir.
(susam krokan - 1 Eylül 2012 21:30)
hak ettiği değeri görememiş filmlerdendir. amerika, birleşmiş milletler ve nato'ya çok sağlam geçirir. başlangıcında dediği gibi, bu filmdeki en saçma şeyler gerçektir. izlenmesi şiddetle tavsiye olunur.fragmanı;http://www.youtube.com/watch?v=slnr74cqx9k
(miyagi san - 4 Nisan 2013 23:31)
müslümanların terorist olarak işlenmediği nadir amerikan filmlerinden biri.izlemesi güzel akıcı film.
(submarine solo - 15 Mayıs 2013 17:29)
living things albümü için dediğim "babalar geri döndüler" tükürüğünü yalayarak aynen bu albümün üzerine yapıştırıyorum. evet, o kadar hardcore deneysel işler yaptılar ki meteora'dan sonra böyle iğrençlikler de yaptırdılar bana. böylesine bir alternative metal albümü duyabilmek babalardan ilaç oldu. bazı gruplar farklı şeyler denerken çamura, hatta bataklığa saplanır; amma velakin linkin park öyle bir albüm yapmış ki "lan bizde potansiyel var, delirtmeyin adamı" demiş çıkarmış vurmuş masaya. war adlı şarkı bayağı bayağı hardcore punk bu arada.
(cd rom failure - 11 Haziran 2014 11:59)
rebellion, war, gibi iki tane baya baya metal esintileri taşıyan iki şarkıya; final masquarede gibi mükemmel bir ballad'a sahip albümdür. riff canavarıdır. grubun gitaristi brad delson 14 yıldır en çok bu albümde çalışmış olsa gerek. grubun bateristi ve bence işini en iyi yapan ve standardını hiç bozmayan rob bourdon bu albümde kariyerinin zirvesini görmüş bence. double bass ne kadar da yakışıyormuş meğer lp şarkılarına. all for nothing adlı şarkıda nakaratı page hamilton söylemiş, ortaya şahane bir şarkı çıkmış, iyi ki de o nakaratı bu abiye söyletmişler, oraya chester veya mike'ın sesi yakışmaz idi. albümün tek eksiği mike shinoda'nın çok fazla vokal yapması. arkadaşım rapçisin sen, şarkı söyleme. 2007'de bi huy edindi bu adam albümlerde şarkı söylemeye başladı, hayır 7 senedir bir gelişme de yok. tekdüze bir sesle bu işi yapamazsın. sesin de gayet çirkin. anlamıyorum grupta chester bennington adlı son 20 yılın en güçlü vokallerinden, yeri geldiğinde adele şarkısı söyleyip hayran bırakan, kimi zaman klasik 80'ler rock şarkılarını mükemmel yorumlayan, linkin park'ın yarısı eden biri var, sömürsene adamı. iyi albüm iyi. dediğim gibi, rebellion çok can yakar.
(veritaserum42 - 11 Haziran 2014 15:26)
malum ortamlara düşen wastelands, guilty all the same ve until it's gone şarkılarına bakılacak olursa gayet başarılı bir öze dönüş albümü olacaktır. meteora'dan sonra ilk defa bir linkin park albümü beni bu kadar meraklandırıyor. aferin çocuklara, girdikleri boyband'lik yolunun bok yolu olduğunu anladılar.
(veritaserum42 - 2 Haziran 2014 19:04)
alternatif klasmanda türler üstü bir albüm. tanımı zor linkin park albümü. beste kabiliyeti ve yaratıcılık bazında linkin park'ın en iyi albümü olma yoluna girebilir bu albüm. kaliteli müzik.
(karinca beli - 22 Eylül 2014 19:59)
son albümü rebellion'a kadar dinlemem yetti bile; olmuş. önceki albümlerde şarkıları atlayarak dinlemiştim. sert, beklenen, hoş, konserlik, festivallik, enerjik dinlenesi şarkılar.
(meymarefendi - 19 Ekim 2014 18:13)
Yorum Kaynak Link : the hunting party