Süre                : 1 Saat 53 dakika
Çıkış Tarihi     : 18 Aralık 2003 Perşembe, Yapım Yılı : 2003
Türü                : Macera,Aile,Fantazi,Romantik
Taglar             : peter pan character,captain hook character,smee character,wendy darling character,Kanca
Ülke                : Avustralya,ABD,İngiltere
Yapımcı          :  Universal Pictures , Columbia Pictures Corporation , Revolution Studios
Yönetmen       : P.J. Hogan (IMDB)(ekşi)
Senarist          : J.M. Barrie (IMDB)(ekşi),P.J. Hogan (IMDB)(ekşi),Michael Goldenberg (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Jason Isaacs (IMDB)(ekşi), Jeremy Sumpter (IMDB)(ekşi), Rachel Hurd-Wood (IMDB)(ekşi), Lynn Redgrave (IMDB)(ekşi), Richard Briers (IMDB)(ekşi), Olivia Williams (IMDB)(ekşi), Geoffrey Palmer (IMDB)(ekşi), Harry Newell (IMDB)(ekşi), Freddie Popplewell (IMDB), Ludivine Sagnier (IMDB), Rupert Simonian (IMDB), George MacKay (IMDB), Harry Eden (IMDB), Carsen Gray (IMDB), Mathew Waters (IMDB), Bruce Spence (IMDB), Dan Wyllie (IMDB), Jacob Tomuri (IMDB), Patrick Hurd-Wood (IMDB), Tory Mussett (IMDB), Ursula Mills (IMDB), Saffron Burrows (IMDB)

Peter Pan ' Filminin Konusu :
Mutlu bir aile tablosunun parçaları olan Wendy ve kardeşlerinin en sevdiği anlar, yatağa girdiklerinde ablaları Wendy'nin uyumaları için hikayeler anlattığı masal seanslarıdır. Babalarına göre Wendy artık kardeşleriyle aynı odada kalamayacak kadar büyümüştür ve böylece büyülü masal seansları sona erer. Bu haber küçük kardeşleri fazlasıyla üzse de bu durumdan fazlasıyla etkilenen tanımadıkları bir kişi daha vardır. Her gece gizli gizli bu odanın penceresine konuk olan Peter Pan bu öykülerin en büyük takipçisidir. Wendy'nin gidişini fark eden Peter Pan tüm kardeşlere fantastik mi fantastik bir dünyanın kapılarını açacaktır.

Ödüller      :

Academy of Science Fiction, Fantasy & Horror Films:Saturn Award-Best Performance by a Younger Actor


  • "butun kırılgan cocuklar gibi canı daha fazla yanmasın diye unutmus gibi yapar peter pan."
  • "" never say goodbye because goodbye means going away and going away means forgetting. ""
  • "yetişkinlikle ciddi problemleri olan bir kafanın ürünüdür. yazarı sir barrie, altı yaşındayken abisinin ölümüyle büyük bir şoka girmiş ve ölümü hayatı boyunca asla kabullenmemiştir."
  • "robin hood'un çocuk hali."
  • "michael jackson kendisini ozdeslestirdigi karakter (bkz: neverland)"
  • "çocukken bir gece gelip beni alacağına bulutların üzerinde olan 'varolmayan ülke'ye götüreceğine inandığım kahraman. ya ben salaktım, ya peter pan alçak. tabi ki gelmedi, tabi ki hala burdayım."
  • "once upon a time daki en kötü kötüdür, daha fazla tiksinemezsin bir kötüden. benim için robin williams'ın en sevimli, en canlı halidir, hep öyle hatırlayacağım. bir de carpe diemi ile."
  • ""sen benim güzel düşüncemsin, sen olmazsan uçamam ki" diyen ve buna her inanmayışımda bir perinin öldüğünü söyleyen hayal ürünü(m)."
  • "kendisini kurtarmak için zehir içen tinkerbell'i hatırlamaz ya masalın sonunda... okudukça acıtır... hâlâ sevemedim onu..."




Facebook Yorumları
  • comment image

    butun kırılgan cocuklar gibi canı daha fazla yanmasın diye unutmus gibi yapar peter pan.


    (imorh - 22 Kasım 2006 16:19)

  • comment image

    kapalı pencerelerle ilgili büyük sorunları olan, hiç büyümeyen çocukların lideridir, fazla unutkandır, fazla umursamazdır, arasıra gölgesini kaybeder, uçmak en büyük hobisidir, yürümek eğlenceli değildir onun için. neverland'de yaşar. devam kitabı, ilk kitaptan daha karmaşık olmuştur. ve psikolojik olarak peter da daha ince elenip sık dokunmuştur ikinci kitapta. ilkine göre daha içselleşmişitir peter pan'in öyküsü. yine de ikinci kitapta, en az birincisi kadar güzel ve hemen neverland'de gitmek için, gece yatarken, kışın ortasına dahi, pencereyi açık bıraktıracak cinsten.
    --- spoiler ---
    nasıl büyüdüğünüzü mü merak ediyorsunuz? eğer,
    -büyüyünce ne olacaksın?, sorusuna cevap verirseniz o andan itibaren büyümeye başlarsınız.
    ---
    spoiler ---


    (gehenna - 27 Şubat 2008 01:03)

  • comment image

    az önce cnbc-ede filmini izlerken farkettim ki çocukken ne kitabını okuduğumda ne de filmini izlediğimde hiçbir şey anlamamışım peter pan'den. çünkü çocukken insan büyümenin güzel bir şey olduğunu sanır ve hemen büyümek ister. ancak büyüdüğünde bunun ne kadar iğrenç bir şey olduğunu farkeder. oysa peter pan daha çocukken bunu farkediyor ve buna karşı koymak için neverlandde yaşıyor. ancak varolmayan bir ülkede büyümeye karşı koyabiliyor çünkü böyle bir ülke gerçekten varolmayan bir ülke.

    bir de filmde en çok dikkatimi çeken ayrıntılardan birisi captain hook'un her zaman kaybetmeye mahkum olması, bunun da onun yaşlı ve yalnız bir insan olmasına bağlanmasıydı.

    sonuç olarak filmin son sahnesinde de dediği gibi "bütün çocuklar birgün mutlaka büyürler"

    edit: sonradan aklıma geldi. kaptan hook peter panin nasıl uçtuğunu sorduğunda daha doğrusu uçmasını nasıl önleyeceğini sorduğunda wendy o mutlu şeyler dışında bir şey düşünmez demişti. fakat kaptan hook petera wendynin kendisini terk edeceğini ve "kocası" adını vereceği başka bir erkeğin peterın yerini alacağını söylediğinde peter uçamamış, yere düşmüştü. sanırım ilk aşk her zaman en çok canımızı yakan oluyor tıpkı peterda olduğu gibi. pencereden bakıp "beni unutma" diyen wendy'ye gözlerimiz yaş dolu "unutmam" demekten başka bir şey elimizden gelmiyor sanırım.


    (love hurts - 2 Mart 2008 22:22)

  • comment image

    peter pan büyümekten korkuyordu cünkü büyümek ayni zamanda bir zaman sonra ölecegini bilmek de demektir. ne diyordu fight club'da tyler durden: "one day, you are gonna die." / "bir gun sen de oleceksin."

    peter pan bence bu yok olustan kacmak icin neverland'de yasiyordu; cünkü yasam ayni zamanda sevdiklerinin birer birer kaybolup gitmelerine tanik olmaktir ve bu insana cok aci verir. daha aci olani ise insanin bir gün kendisinin de ölecegini bilmesidir.

    not: ne karamsar bir entry bu böyle.


    (question the answers - 12 Kasım 2008 22:59)

  • comment image

    --- spoiler ---

    wendy: jelousy?
    peter: tink*.
    wendy: anger?
    peter: hook*.
    wendy: love?
    peter: love?
    wendy: love.
    peter: i've never heard of it.
    wendy: i think you have, peter. i daresay you've felt it yourself for something or ... someone.
    peter: never! even the sound offends me! why do you spoil everything? we have fun, don't we? i taught you to fight and to fly. what else could there be?

    diyerek aşksız kalmak pahasına da olsa büyümeyi reddeden masal kahramanı.
    filmini az önce izledim ve durduramadığım bir okuma isteği var şuan içimde. kitabını bulup okumak istiyorum. bu yaşa gelip de nasıl daha önce okumamış yada izlememişim diye de kendime kızıyorum.

    filmden aklımda kalan birkaç sahne daha var.

    mrs. darling korkak eşinden bahsederken "kendinden önce başkalarını düşündüğü ve hayallerinden başkaları için vazgeçtiği için babanız çok cesur biri" der çocuklarına. "hayallerini bir çekmeceye koydu. ara sıra açıp bakıyoruz onlara ve her defasında çekmeceyi kapamak daha da zorlaşıyor. ama babanız kapatıyor." der. gerçekten hayallerden vazgeçmeyi mi gerektirir cesaret yoksa hayallerin peşinden gitmeyi mi?

    tinker bellin yalanı yüzünden çocuklardan biri wendy'yi okuyla vurur. wendy'nin ölmediğini farkederler. çünkü ok wendy'nin boynuna astığı meşe palamuduna saplanmıştır. ve peter şöyle der: " it's my kiss. my kiss saved her." gerçekten bir öpücük hayat kurtarır mı yoksa sadece masallarda mı vardır uyandıran öpücükler?

    all children grow up, except one.

    ---
    spoiler ---


    (beatitude - 6 Mayıs 2011 01:27)

  • comment image

    perilerin ortaya çıkışını wendy'ye şöyle anlatır:

    --- spoiler ---

    "you see, wendy, when the first baby laughed for the first time, its laugh broke into a thousand pieces, and they all went skipping about, and that was the beginning of fairies."

    tedious talk this, but being a stay-at-home child she liked it.

    "and so," he went on good-naturedly, "there ought to be one fairy for every boy and girl."

    "ought to be? isn't there?"

    "no. you see children know such a lot now, they soon don't believe in fairies, and every time a child says, 'i don't believe in fairies,' there is a fairy somewhere that falls down dead."

    ---
    spoiler ---


    (yuzdeyuzipek - 8 Mayıs 2011 22:42)

  • comment image

    yetişkinlikle ciddi problemleri olan bir kafanın ürünüdür. yazarı sir barrie, altı yaşındayken abisinin ölümüyle büyük bir şoka girmiş ve ölümü hayatı boyunca asla kabullenmemiştir.


    (zazie - 14 Şubat 2003 18:26)

  • comment image

    aslında esin kaynağının pek de mutlu bir olaydan beslenmediği bir karakterdir peter pan.

    tıpkı çoğu hikaye gibi, misal andersen'in the little mermaid'i ya da ugly duckling'î gibi. gerçi andersen'den örnek vererek yazıya girişmek ne kadar doğru oldu bilemiyorum. sözün özü, çoğu hikayenin ardındaki itkinin aslında - genellikle - olumsuz bir yaşanmışlıktan kaynaklanmasıdır. şimdi yazarken aklıma geldi mesela jonathan swift'in gulliver's travels adlı eseri. günümüzde çocuk romanı olarak - maalesef ki - görülmekte olan bu roman, sevimli gulliver'in cüceler ülkesine, devler ülkesine, atlar ülkesine yaptığı ziyaretlerden ibaret olmayıp, aslında ağır mizantrop swift'in insanlığa karşı verdiği mücadelenin sembolü idi.

    her ne ise konu fazlası ile dağılmadan peter pan'in özü de şu şekilde:

    peter pan'in yazarı j.m barrie 8 yaşında iken, ağabeyi olan david 13 yaşında hayata gözlerini yumar. bu trajik olay üzerine barrie'nin annesi ağır bir çöküntüye uğrar. küçük barrie de annesinin bu durumuna bir çözüm bulmak amacı ile ağabeyi david'in anısını yaşatmak adına onun kıyafetlerini giymeye başlar. zaten ağır bir travma geçiriyor olan annesi ise zamanla barrie'nin kişiliğini bir kenara itip, hayatta olan küçük oğlunu hepten ölen oğlu david gibi görmektedir.

    hatta bir gün küçük barrie'nin odasına girdiğinde onu david sanarak "sen misin?" diye heyecanla sormuş, bunu yaparak da gerçekliği hepten yadsır hale gelmişti. barrie de bir yazısında, aslında çocukluğundaki ruh halini yansıtan şu sözleri sarf etmişti:

    "and i said in a little lonely voice, 'no, it's no' him, it's just me.'"*

    zavallı küçük barrie, annesinin nazarında ölü ağabeyinin belki de sadece bir maketi olarak görülmekteydi. yalnız bir çocuğun, ölü bir kimlik içerisinde sıkışıp kalması ise tüm insanlığın ileride bilecek olduğu bir karakteri yaratmasına vesile olmuştu. ne kadar ilginç, yalnız bir çocuğun yarattığı bir karakterin ne kadar da kalabalık bir zümre tarafından sarmalanıyor oluşu.

    sanırım peter pan karakteri ise her şeyi niteleyen bir özellikte: hiç yaşlanmayan, her daim çocuk kalan, lost boys*grubunun lideri.

    peter pan hem kendi kişilik özellikleri, hem de yazarının yani yaradanının kişilik özellikleri tarafından çok boyutlu olarak psikanalitik kuramlara ilgi duyanlar tarafından ele alınabilecek bir karakter. barrie'nin hayatının önemli bir yansıması.

    ____________

    * ve küçük, yalnız bir ses tonu içinde şöyle dedim, 'hayır, hayır o değil, sadece benim'"


    (kedu - 27 Ekim 2013 00:39)

  • comment image

    çocukken bir gece gelip beni alacağına bulutların üzerinde olan 'varolmayan ülke'ye götüreceğine inandığım kahraman. ya ben salaktım, ya peter pan alçak. tabi ki gelmedi, tabi ki hala burdayım.


    (angie - 21 Mayıs 2004 10:35)

  • comment image

    çocukluğumda uzun yıllar etkisinde kaldığım kahramandır. kahraman dediysek pencereden balkondan uçmaya çalışmıyorduk.

    hiçbir bölümünü kaçırmadan pür dikkat izlemişimdir tüm serisini. ulan ne güzel uçuyor çocuk, kulaklar sivri falan ama göze görünmüyor. babamdan daha çok idol oldu herif, o derece.

    her gün izleye izleye sağda solda peri arar oldum artık, kafa sıyrılmaya başlanmış haberim yok. bahsettiğim dönem ilkokula daha başlamadığım dönemler.
    çok iyi hatırlıyorum her bölümün sonunda alttan billur sesli bir ablamız "eğer peter pan'a gerçekten bir şey söylemek isterseniz, yağmur bitene kadar ona bir mektup yazın ve yağmur sularına bırakın. çok geçmeden o da size bir mektupla cevap verecektir." derdi. lanet karı. tabi önceleri billur sesli ablaydı şimdilerde lanet karı demeyi daha uygun görüyorum.

    her şey çok güzel ama en büyük sorun ben ne okuma ne yazma biliyorum. acilen öğrenmem gerekli. gel zaman git zaman yazı yazmayı öğrendim fakat bu kez de yağmur yağmıyor arkadaş. yağmur yağsa ben evde olamıyorum mektup yazacak ortam bulamıyorum. kış bitmek üzere hala yağmur yok. atıştırıyor gidiyor. kağıdı şapka yapıp taksam daha çok ıslanır o kadar az.

    aylardan nisan oldu artık. yaz bitti hayaller seneye kaldı diye düşündüğüm anda yavaş yavaş hızlanan yağmurla birlikte ümitlerimde başak gibi canlandı.

    dünya umurumda değil tabi. şimdi ne yazdım hatırlamıyorum. o kadar hızlı gemi yapıyorum ki seri üretime geçsem filo çıkartırım o kadar hızlıyım. yağmur da benimle yarışır gibi hızlandıkça hızlanıyor. allahım bu ne güzel bir gün. (gökyüzü kapkara, yıldırımların arkası kesilmiyor. :)

    acil cevap bekliyorum bu yüzden ilk bulduğum akıntıya bıraktım mektuptan gemimi. allahım ne güzel de gidiyor bir sağ bir sol sallana sallana. arada taşlara değiyor kendiliğinden kurtuluyor. diyorum yeminle peter pan'a gideceğini biliyor gemi.

    tabi herşeyin bu kadar kolay olmaması gerekiyordu, olmadı da. bizim gemi logar kapağından hooooop curk diye içeri düştü. peter pan uçan kaçan bir varlık lağamda ne işi var bunun diye düşünüyorum. ama bir yandan da yer çekimine karşı mektup gelecek diye bekliyorum olmadı uçar yani, peter panın mektubu sonuçta.

    gelmedi arkadaş o mektup gelmedi. üstünden 20 yıl geçti olayın, ben hala o logar kapağına bakınca aklıma gelir hep.

    o billur sesli ablamın adı da artık "lanet karı", buna hakkım var diye düşünüyorum.
    peter pan'ın adı da artık "pitır pen" olarak değişmiştir.

    her yağmurda hala akla gelirsin pitır pen.
    hainsin çocukluk gittin mi gelmiyorsun.

    not: wendy hatıralarımda değişmeyen tek karakterdir. ne güzel kızdın sen wendy, kahkülünü sevdiğim.


    (komikcorapli - 23 Temmuz 2014 11:52)

  • comment image

    küçüklüğümün en sevdiğim hikayesi ve gözlerimi dolu dolu etmiş, neredeyse birebir uyarlanmış filmi... hikaye zaten çocukken anlaşılamayan altmetinleriyle olsun, binbir türlü orjinalliğiyle olsun dört dörtlüktür... paul j hogan(ki benim yaptığım gibi paul hogan ile karıştırıp dumur olmayın) bu hikayeye yaratılabilecek herhalde en güzel atmosferi yaratmış ve işlenebilecek en güzel şekilde işlemiş... o kadar masalsı bir atmosferi var ki filmin, bu kadar yoğun ama yerinde bir efekt çalışması görmek bile filmden keyif almak için başlı başına bir neden... oyunculuklar konusunda zaten yardıran bir jason isaacs var, hem baba hem de hook rolünde... özellikle hook olarak oynarken kendinden geçmiş... wendy rolündeki rachel hurd-wood isimli kız da yılların oyuncusuymuş gibi bir performans vermiş... peter pan rolünde ise jeremy sumpter isimli birisi oynamakta ki başlarda filmin hayalgücümle uyuşmadığı tek noktasını oluşturuyordu ancak film ilerledikçe ne kadar başarılı bir seçim olduğunu anladım...

    son olarak diyorum ki:
    "i do believe in fairies... i do! i do!"


    (madcan - 27 Mayıs 2004 19:22)

  • comment image

    wendy evcil bir kızcağızdır, hanım hanımcık dikiş diker, diğer çocuklara (hepsi oğlanlar) annelik eder. peter pan da wendy'i kaptan kancadan kurtarır, liderlik vasfı vardır v.s. bu açıdan çok da cinsiyetsiz değildir. zaten wendy sonunda "büyümeyi" seçiyordu hatırladığım kadarıyla. ama en ilginç olan çocukken okuduğunuzda peter pan'ı desteklersiniz için için. olmayan ülke maceralarla doludur ama güzeldir, deniz kızları şarkı söyler, periler dolanır ortalıkta, çocuklar ağaç evlerde birarada oturur (onları belli bi saatte eve çağıran yoktur)v.s. burada da subtextler sözkonusu denebilir. şimdi böyle bir ortamı bırakıp salak salak salak eve dönen wendy'e kızmamak mümkün müdür?


    (labelledamesansmerci - 9 Ağustos 2001 15:39)

  • comment image

    "sen benim güzel düşüncemsin, sen olmazsan uçamam ki" diyen ve buna her inanmayışımda bir perinin öldüğünü söyleyen hayal ürünü(m).


    (fire in the rain - 8 Nisan 2005 20:30)

  • comment image

    "to die would be an awfully big adventure" dio bu ufaklık..
    herşeyi yaparım zannediyo..
    bi de perisi var, çanak çömlek yapan*.. maceradan maceraya koşuyolar..
    bi de hook un "iyi miyim kötü müyüm" takıntısı var.. bi çocuk kitabında ahlakın bu kadar derin incelenmesi bayaa ilginç gelmişti bana...


    (ripley - 7 Ocak 2000 01:22)

  • comment image

    en çok korktuğum şeydi büyümek. çocukluğumun o sınırsız düşleri, sevinçleri, dertsizlik, tasasızlık. hayatı üzülmeden sadece mutlu olmak için yaşamak. tırmandığım mandalina ağaçları, kopardığım erikler...
    hayatta mutlu olmak; sadece o iri eriği koparmaktı benim için. büyüdüm ve hayatım elimden alındı. artık ne bir erik mutlu edebiliyor beni, ne bir elma şekeri.
    peter pan bunu başardı, büyümeyeceğine inandı ve o mutlu düşler ülkesindeki çocuk olarak kaldı. sorumluluk almadan, dert tasa olmadan. keşke bende peter pan gibi olsam. pamuk helvaların, sokakta top peşinde koşup saatin kaç olduğunu unutsam tekrar.
    zaman geçiyor ve ne yazık ki ben de büyüyorum. içimde ki peter pan' i kaybetmedim ama çok da inancım kalmadı. tek tesellim tekrar filmlerinden birisini izlediğim de** gözlerimden akan yaşlarla tekrar çocuk olacağım diyerek evde koşuşturmam. belki gün gelir yatağımdan uçarak kalkıp olmayan ülkeye doğru bende gitme fırsatı bulurum..
    ve bu arada bende perilere inanıyorum*....


    (foca fatihi - 29 Ocak 2006 13:47)

Yorum Kaynak Link : peter pan