Süre                : 2 Saat 13 dakika
Çıkış Tarihi     : 25 Ağustos 1999 Çarşamba, Yapım Yılı : 1999
Türü                : Gizemli,Heyecanlı
Taglar             : Nadir kitap,Kütüphanecilik,şeytani
Ülke                : İspanya,Fransa,ABD
Yapımcı          :  Artisan Entertainment , R.P. Productions , Orly Films
Yönetmen       : Roman Polanski (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Arturo Pérez-Reverte (IMDB),John Brownjohn (IMDB),Enrique Urbizu (IMDB)(ekşi),Roman Polanski (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Johnny Depp (IMDB)(ekşi), Frank Langella (IMDB)(ekşi), Lena Olin (IMDB), Emmanuelle Seigner (IMDB)(ekşi), Barbara Jefford (IMDB)(ekşi), James Russo (IMDB), Allen Garfield (IMDB), Jane Bradbury (IMDB)(ekşi), Christopher Goodman (IMDB)

The Ninth Gate (~ Den niende porten) ' Filminin Konusu :
Dean Corso, zengin koleksiyoncular için eski ve çok değerli kitapları araştıran ve bulan bir araştırmacıdır. Yaptığı görev kültürel birikim, hüner ve çelik gibi sinirler gerektirmektedir. Corso, ünlü bir kitapsever olan Boris Balkan için Satanik ayinleri anlatan bir seri kitabın sonuncusunun peşine düşer. Rivayete göre bu kitap Karanlıklar Krallığının dokuz kapısını açacak bir el yazmasıdır. Geri kalan iki kopyası Avrupa’dadır. NewYork’tan Toledo’ya, Portekiz’den Paris’e giden yollarda Corso labirent gibi tuzaklarla, vahşi ve gizemli ölümlerle karşılaşır. Kendisini koruyan güçler yardımı ile kendisinden çok daha güçlü bir varlığa karşı adım adım yaklaşmaktadır. Zamanla asıl görevinin bir kitabı bulmaktan çok daha farklı olduğunu anlar.


  • ""there is nothing more reliable than a man whose loyalties can be bought with hard cash. " gibi şahane bir cümle geçer içinde."
  • "bana dokuzuncu kapinin kadinin ami oldugunu dusunduren film..."
  • "lena olin'in seksiliğinin tavana vurduğu film."
  • "sadece şeytanla ilgili kitapların koleksiyonunu yapan boris balkan'ın kendine ait özel cam muhafazalı arşivine 666 güvenlik şifresini 13. dakikada girdiği film."
  • "bin defa daha izlesem izleyeceğim film."
  • "roman polanski'nin $aheserlerinden, keyifle defalarca izlemekten bikmayacagim konulu demo gibi film.. goruntuler sahneler acayip guzel.. adventure oyun bile olur.."
  • "ikiz kitapçıları aynı kişinin oynadığı jenerikte yazıyordu... eylenceliydiler bence... film de gayet güzeldi bana kalırsa, özellikle açılan kapılarla jenerik çok başarılıydı..."
  • "insani sigara icmeye ozendiren filmlerden di bu. johnny depp in ictigi egri bugru lucky strikelar i gordukce icimde kabaran sigara icme arzusunu bastirmak icin araya zor attim kendimi."
  • "bu adam* kesinlike her filmde bambaşka dedirten film. tarot kartlarının sembolizminin bol kullanıldığını, hatta filmin genelinin tarot kartlarının sırasıyla gittiğini düşünüyorum nacizane fikrim."




Facebook Yorumları
  • comment image

    "there is nothing more reliable than a man whose loyalties can be bought with hard cash. " gibi şahane bir cümle geçer içinde.


    (dorian greyfurt - 6 Şubat 2007 01:23)

  • comment image

    başka işi gücü olmayan çok zenginlikten gözü dünmüş koleksiyoncuların şeytan uğruna yaptıkları ego savaşını anlatan film. johnny depp'in hatırına izlenebilir.
    kitapta da bu kadar sıkıcı ve düz müydü bilmiyorum ama filme uyarlayınca olmamış. tuhaf sarışın sanıyorum ki önemli karakterlerden biriydi* fakat film daraltmaya başlayınca ortaya çıkan kurtarıcı melek gibi yandan yandan daldı olaylara. azıcık artaksiyon olmaya başlayınca da kayboldu zaten. ha bi de o araba iç çekimleri ve motorsiklet sahneleri doksan dokuz yılında böyle miydi lan dedirtti. sona yaklaştıkça belki de sonuyla bizi vuracaktı ondan bu kadar bekletti derken kendimi akan yazıları izlerken buldum.


    (kim yenmis kaderi duayla - 3 Eylül 2009 22:17)

  • comment image

    sadece şeytanla ilgili kitapların koleksiyonunu yapan boris balkan'ın kendine ait özel cam muhafazalı arşivine 666 güvenlik şifresini 13. dakikada girdiği film.


    (tzameti - 16 Ocak 2010 19:02)

  • comment image

    normalde belirgin bir akışı takip etmeyen veya öyle ya da böyle bir sona ulaşmayan film/kitaplardan pek hoşlanmam. ancak nedense sevdiğim bi filmdir bu. dün akşam üçüncü kez izledim. geldim burada yazılanları okudum, ağırlıklı olarak beğenilmemiş. çok normal. garip bir film bu. ben beğendim ama oturup beğenmeyenlerle tartışsam büyük ihtimalle onları haklı bulurum sonunda.

    garip bir elektriği var bu filmin. ortaçağ mitlerinden hoşlanıyorsanız, inançsız olmanıza rağmen doğaüstü olaylara garip bir merak duyuyorsanız, direkt korku yerine bitmeyen bir gerilim ve bir şeyleri sembolize eden egzantrik karakterlerden hoşlanıyorsanuz; bu filmi sevebilirsiniz.

    ancak "son" konusundaki eleştiriye katılıyorum. bu filme "ah şu şöyle oldu bu böyle oldu, o da onun amcasının oğluymuş oradan tanışıyorlarmış, öyle olunca kitabı o okudu en bi acayip-çılgın oldu" şeklinde bir son gitmezdi tamam. ancak biraz daha derinlikli ucu açık veya gizli bir son yerine, tek bir basit sahneyle kotarılmak istenmiş. kısa ve öz bir son yapılmak istenmiş ama yetersiz kalmış düşüncesindeyim.

    biraz da geyik diyoruz ve muhabir arkadaşımıza bağlanıyoruz;

    --- spoiler ---
    bir de, sonra ne oldu kısmı eklense iyi olabilirmiş;

    corso:şeytana ulaştı. boku buldu. balkan'dan aldığı çekle kral gibi yaşamak varken, üzerine yüklenen gereksiz yükün ağırlığıyla bunalıma girdi. 83 kez intihar etmek istediyse de, sahip olduğu yeni güçler sebebiyle başaramadı.

    balkan:adıyla uygun bir şekilde yanarak köfte oldu. balkan köftenin isim babası oldu. cehenneme varınca lucifer tarafından "sen benim adımla sağda solda haraca dadanmışın." suçlamasına maruz kaldı. açıklama yapamadan tekme tokat dövüldü.

    şeytani, cadımsı kız:corso ile yaşadığı beraberlik sonucunda hamile kaldı. daha sonra corso'yu bulmak istediyse de başaramadı. single mother olmanın verdiği yorgunlukla münzevi bir hayatı tercih etti. uçma, kaçma olaylarını bir kenara bıraktı.

    telfer:balkan tarafından öldü zannedip bırakıldı. ancak ölmedi. iyileştikten sonra kendini islam'a verdi. 7 kere hacca gitti. nurbanu ismini aldı.

    telfer'in tokmakçısı-tetikçisi zenci albino:o da ölmedi. müzik işine girdi. "east coast alayına gider" şarkısıyla listelerde üst sıralara tırmansa da, bir gangsta olayında 9 kurşun ile hakkın rahmetine kavuştu. eski sevgilisi gibi onun da ölmeden önce müslüman olduğu iddiaları magazin basınını meşgul etti.

    lucifer:kendisine tapanların toptan mal olmasının verdiği üzüntüyle kendini içkiye verdi. sarhoş kafayla "isa'dan össür diljem, öpüjem onu barışçam. bilemedik kıymetini..." diye cennetin kapılarına dayandı. kötü ile iyi arasındaki son savaşın çıkmasına sebep olmak üzereyken bir grup sağduyulu zebani tarafından koluna girilerek cehenneme geri götürüldü.

    ---
    spoiler ---


    (witchking - 11 Ekim 2010 13:52)

  • comment image

    arturo perez reverte in dumas klubu adli kitabindan uyarlama olan filmde kitap dedektifini corso rolunu johnny depp oynuyor.yonetmen de roman polanski
    corso "de umbrarum regni novem portis"(karanliklar ulkesinin 9 kapisi) adli kitabin kayip olan diger 2 nushasini bulmak ve obur nusha ile karsilastirmak icin tutulur ve olaylar gelisir..


    (loop - 27 Haziran 2000 16:16)

  • comment image

    ikiz kitapçıları aynı kişinin oynadığı jenerikte yazıyordu... eylenceliydiler bence... film de gayet güzeldi bana kalırsa, özellikle açılan kapılarla jenerik çok başarılıydı...


    (portakal - 29 Ekim 2000 21:45)

  • comment image

    arturo perez-reverte kitabı "el club dumas o la sombra de richelieu/dumas kulübü"nden sinemaya uyarlanan film.

    ama uyarlandığı kitapla farklılıkları çoktur. kitabın konusuna sadık kalınmamıştır çoğu noktada.

    örneğin:

    --- spoiler ---

    ~kitapta lucas corso ve "kız" ilk olarak cafe'de karşılaşırlar, filmde ise bu karşılaşma konferans sırasında olur.

    ~kitaptaki kurgunun asıl odağı alexandre dumas ve "üç silahşörler"dir, filmde ise ne yazarın adı geçer ne de kitabın.

    ~kitapta liana telfer ve boris balkan "dokuzuncu kapı" peşinde falan değildir, onların dertleri tamamen farklıdır; filmde ise şeytanın hizmetkârı olmak için birbirlerini yiyen ikisidir.

    ~en önemli farklardan biri ise kitabın karanlık karakteri varo borja'dır, filmde ise böyle bir karakterin esamesi yoktur, onun yerine b. balkan geçirilmiştir.

    ~hepsinden vazgeçtik, filmin baş kahramanın adı farklıdır bir kere. lucas corso, sayfalardan beyaz perdeye geçiş yaparken dean corso oluvermiştir.

    ---
    spoiler ---

    kısacası, kitabın birkaç karakteri ve konusundan bir kısımcık taşınmıştır beyaz perdeye, maceranın asıl önemli kısımları sayfalar dünyasında kalmıştır.

    ama yine de fena film değildir, wojciech kilar imzalı müzikleri ve johnny depp hatırına bunu diyebiliriz en azından.

    tabii bir de o kitaplar, kütüphaneler hatırına.


    (martin jacques mystere - 12 Ekim 2011 01:14)

  • comment image

    herkesin sonunu kötülediği ama sonundan ne anladığını söylemediği film.

    --- spoiler ---

    naçizane ben filmin sonunu filme uygun ve yerinde buldum. izlerken sarışın kız melek mi şeytan mı gel gitler yaşadım ama %60 şeytan tarafındaydı görüşüm. filmin sonunda da %100 emin oldum. kız şeytanın hizmetkarı. filmin sonunu çözmeye çalışırken ilk aklıma gelen balkan'ın corso'ya söylediği şu cümleler oldu:

    "biliyor musun corso? aramızdaki anlaşmazlıklara rağmen sana karşı yumuşak bir noktam var. ikimizin ortak bir noktası var. aynı tutkuyu paylaşıyoruz. aynı saplantı sizde de ortaya çıkıyor, değil mi? sizin için çok yazık, malesef yalnızca birimizin kaderinde bunu gerçekleştirmek var."

    sonra bu sözleri söyleyen balkan amcanın yanlış gravürle bu işe girişmesi ardından yanarak can vermesi. daha sonra arabada corso'nun isimsiz sarı kızımıza 'şimdi ne olacak? hepsi bu mu? oyun bitti mi?' diye sorması. kızın 'balkan için evet, senin için bitmedi' demesi. ve özellikle yine aynı sahnede corso'nun 'gerçek olan gravür nerede? onu istiyorum' diye kararlı konuşması. sonra kızın corso'yu ceniza kardeşlere yönlendirmesi. corso'nun orda eksik olan orjinal gravürü bulması. ve geri döndüğünde dokuzuncu kapının onun için açılması.

    aslında çok korkunç olan bu 'kötü' sonu böyle sade ve yumuşakça göstermesi de çok manidar. sonuçta corso kaderinde yazılı olan (artık herneyse) şeytana hizmet etme görevi için dokuzuncu kapıdan girer. çok fena bir son...

    ---
    spoiler ---

    bir de film çoğu kişide sigara içme isteği falan doğurmuş sanırım; bende kitap alma isteği doğurdu. ama öyle kitap değil, bir sahafa gidip 'abi dükkanındaki en eski kitabı çıkar mısın' diyesim geldi.


    (saladze - 1 Aralık 2011 22:01)

  • comment image

    anahtar kelimeler:
    -anaerkillik/bilge kadınlar-->anaerkilliğin yozlaşması/kara cadılar
    *ataerkilliğin kadına baskı kurması ve öldürmesi
    -ataerkillik-->kadını "öldürerek" yükselen sonrasında da, güç hırsı ile kendini yok eden adam
    gerçek güç: erkeğin gittiği, kadının götürdüğü, ilahi dişiye varılan, ikinin bir olması
    kapı=vajina ve rahim(kapılı bir sistem var biyolojik yapısı itibariyle de)
    dokuzuncu kapı/dokuzuncu ev: astrolojik sistemde maddenin ötesi, evrenselliğin başladığı nokta. sekiz sırların, gizemlerin olduğu(akrep), dokuz sırlara vakıf olunan, ermiş mertebesine ulaşılan ev/kapı(yay). dokuzuncu kapı ancak eril ve dişili bütünleştirebilene açılacak. o yüzden kadınla birlikte olduktan sonra dokuzuncu kapının sırrı kucağına düşüveriyor. böylece fizik ötesine davetiye almış oluyor. ışıklar içinde kayboluyor (çok basit bir son gibi ama bu olayı nasıl anlatsalardı görselde?)
    filmde anlatılmak istenen kelimelere dökülürse filmdeki anlamını kaybeder. simgeler kelimelerden çok daha fazlasını ifade eder o yüzden anlatmak anlamlı olmaz.


    (suser - 30 Mayıs 2013 03:27)

  • comment image

    bir roman polanski filmi... filmde olayların geçtiği kale için yönetmen öncelikle ve özellikle trabzondaki zil kaleyi kullanmak istemiş ama o dönemde sigorta şirketleri riski alamadığı için başaramamıştır... diye de bir rivayet vardır.(bkz: zil kale)

    edit:akşam tekrar izledim zil kale gerçekten daha iyi olurmuş..


    (levanderterapy - 6 Ağustos 2013 13:13)

  • comment image

    biraz yavas olsa da icindeki sembolleri ve anlamlari bilenler veya arastiranlar icin gayet derin ve guzel bir film. sadece oyunculuklar ve muzikler biraz kolpa kalmis sanki. eyes wide shut ile ayni klasmanda fakat daha detayli sembollere sahip filmdir ayrica.

    --- spoiler ---

    filmin sonu corso icin kotu bitmemis olabilir. filmin kurgusuna gore lucifer (isik getiren) iyi de olabilir kotu de. cizimlerde de bu ikililik vurgulaniyor, bir nevi neyin ne oldugu tam belli degil. bu anlamda ayni tutkuyu paylasan balkan ve corso paralel gibi gorunse de farkli sonuclara ulasiyorlar. balkan karanliga gomulurken corso isiga cikiyor. elbette bunu tam tersi olarak yorumlamak da mumkun. sarisin kadina gelince. kendisi anlasildigi uzere lucifer veya onun elcisidir. zaten abuk subuk sahnelerde ucmasi ve gozlerini parlatmasiyla dogaustu bir varlik oldugunu gozumuze yeterince soktular. bence kendisi bizzat lucifer'di zira corso ile trendeki diyaloglarinda ismi soruldugunda tahmin et diyerek cevapladi. ayni sekilde filmin sonlarinda telferin pesinden giderken corsonun sen herseyi biliyorsun demesi laplacein seytanina gonderme yapiyor gibiydi.
    ---
    spoiler ---


    (cnnmtl - 15 Ocak 2014 19:47)

  • comment image

    insani sigara icmeye ozendiren filmlerden di bu. johnny depp in ictigi egri bugru lucky strikelar i gordukce icimde kabaran sigara icme arzusunu bastirmak icin araya zor attim kendimi.


    (zaknafein - 12 Haziran 2001 08:09)

  • comment image

    meraklısına filmde yer alan sahneler hakkında bazı bilgiler:

    - kitaptaki resimlerden birinde olan "u" harfine benzeyen şekil ibrani alfabesinin "tet" (teth) harfidir. bir inanca göre "iyi" anlamındadır, diğerine göre "inverted" (ters dönmüş) bir şekil olduğu için kötülük (iyiliğin tersi) olarak kabul edilir (düz pentagramın iyiliği, ters pentagramın şeytanı ifade ettiğinin öne sürülmesi gibi). bazı ekollerde yılanı sembolize eder; çünkü eski ibrani alfabesinde "o" harfine benzemektedir ve "ouroboros" (sonsuzluk simgesi olan kuyruğunu ısırmış yılan figürü) olarak algılanmıştır.

    - kitabın ilk sayfasında yazan "sic luceat lux" sözcüğü latince bir değimdir ve anlamı "bırak ışığın parlasın"dır. matta 5:16'daki "sizin ışığınız insanların önünde öyle parlasın ki, iyi işlerinizi görerek göklerdeki babanız'ı yüceltsinler!” ayeti ile ilgili görülür.

    - kitaptaki ağaçtan sarkan ve kuyruğunu ısırmış yılan figürü ise cennette sözde insanı aldatan yılan ve onun sonsuzlukla ilgili olduğuna gönderme yapmaktadır. asıl figür ağaçtan sarkan çift yılandır ve bunlar lilith ve eşi samael'dir (paganizmde tanrılar ve şeytanlar genelde eşlidirler.)

    - liana telfer'ın jartiyerli çorabının üzerinden görünen dövme de aynısıdır.

    - sözde satanik ritüelde her yandan yılanlar fışkırmaktadır. yılanın ise şeytanla ilgili olmadığı artık pop kültüre dek inmiş bir bilgidir. yılan, tek tanrılı dinler öncesinin çok farklı bölgelerde tapılan bereket ilahlarındandır ve daima insan dostudur. bilgi verir, sağlık verir, yetenek verir... filmin senaristi ne yazık ki günümüzde eczacılık ve doktorluğun simgesinin bu yüzden yılan olduğu, hz. musa'nın bile kavmini çölde gezdirmesi sürecinde çıkan salgından "neşutan" adlı yılan ilah ikonu yaparak kurtardığı (bu yüzden yahve'den ceza gördüğü), adını ilk çağların ünlü şifacı doktoru ve yılanlarla tedavi eden asklepios'tan alan "eskâlüp" yılanının hala şifacılıkta kullanmakta olduğu noktasına gelememiştir.

    - kitaptaki resimlerden bir olan 7 başlı bir yaratığa binmiş uzun saçlı çıplak kadın "babil fahişesi"dir (whore of babylon). incil vahiy bölümünde 12:3 bindiği yaratıktan söz edilir. ("ardından gökte başka bir belirti göründü: yedi başlı, on boynuzlu, kızıl renkli büyük bir ejderhaydı bu. yedi başında yedi taç vardı.") kadının adının babil fahişesi olmasının nedeni antik babil'deki iştar, aşera, astarte gibi cinsellik ve bolluk tanrıçalarının tapımını yahudiliğin yüzyıllarca yenememesidir. nefret bu yüzden büyüktür. (küçük bir not düşeyim: incil, vahiy bölümünde canavar, ejder, fahişe, şu-bu gibi lanetli figürlerin insana aldatmaktan başka ne kötülük yaptıkları belirsizidir. insanları –detaylı olarak anlatılan korkunç işkencelerle- öldürenler hep temiz meleklerdir.) aleister crowley kendi çizdirdiği tarot kartlarında xı numaralı kartta (lust) adı altında babil fahişesinin figürünü kullanmıştır.
    http://www.bibliotecapleyades.net/…images/lusta.jpg

    - 1600lerden kalma bir kitabın kapağında ters pentagram olması imkansızdır; çünkü ters pentagramın çıkışı olan baphomet, levi tarafından yaratılmıştır.

    detayı bilgi için (bkz: #51000960)

    - filmdeki "şeytan illa seksi kadındır" kalıbının 21. yüzyılda bile ısıtılıp modern süslemelerle dayatılması baymaktadır.

    - filmin en çarpıcı sahnelerinden olan (fazla detaya girmeyeyim) sevişme sahnesi inanılmaz ölçüde ataerkildir; çünkü "muhteşem (şeytani) bir seks illa ateştir, kadın üsttedir ve coitus (duhul, git-gel) orijinlidir" mizanseni koca bir ataerkil palavradır. seks, ancak sevgi, uyum, aşk (ki özveri ve kendini feda duygusunun en büyük tetikleyicisidir) bağlamında muhteşem ve akıl yırtıcıdır. ateş, aslında şeytani bir şey değildir, bir element bile değildir. kadının üstte olduğu pozisyon kadının orgazmı için idealdir, ama yüzyıllardır bastırılmış sıradan, ya da her kadını bu belirleyicilik safhasına getirmek erkeğin maharetidir. sevişmenin "duhul" safhası en son ve en kısa bölümüdür. dişi ve erkeğin cinsel organlarının yapısından ve uyarılma biçimi/süreci/süresinden bile bellidir bu.

    - çağımızın tarot destelerinde (hepsi orijinalleri yok edilmiş ve ataerkil ekollerin hatalı görüşleri ile bozulmuş kartlardır) üzerlerine kabalist uydurmaların döşendiği "asılmış adam" kartında hiçbir ezoterik, gizemli, sırlı yan yoktur. tarot kartlarının ilk örneklerinde (ortalama 1440) bu şeklin kullanılma nedeni tarot kartlarının ilk ortaya çıktığı o zamanki italya'nın politik durumudur. o dönemde vatan hainleri tek bacağından asılarak cezalandırılmaktadır.

    filmin bir sahnesinde boris balkan (sözde satanik orjiyi basınca bağırmaktadır):
    "look around you, all of you, what do you see? a bunch of buffoons, in fancy dress. you think the prince of darkness would actually deign to manifest himself before the likes of you? he never has and he never will. never!"

    bu konuda kendisi ile tamamen hemfikirim: şeytan'ı sözde "ahlaksızların" (kimseyi rahatsız etmeden, eğlencelerinin propagandasını "en iyisi budur, siz de yapın" benzeri davranışlarla yapmadan, arada sırada toplanıp çok eşli biçimde sevişenlerin) arasında değil; insan mutluluğu değil, kendi hazzı adına siyaset yapanların, masum insanların dinsel duygularını kullananların, hangi alanda olursa olsun konuya hırs içinde, saldırganca, baskı yaparak yaklaşanların arasında aramak gerekir bence.

    şeytan iki ayrı biçimde yansımıştır insanlığa ve bu yüzden içinden çıkılamaz bir hal almıştır.
    1. asıl şeytan saf kötülüktür. insana acı veren herşeyin gerisindeki bilinçli metafizik güçtür.
    2. ataerkil dinler geldiklerinde o zamanların anaerkil ortamının sekse tapımına dayalı bereket kültlerini şeytan diyerek lanetlemişlerdir.

    yani şeytan, asıl şeytan ve ataerkil dinlerin şeytan dediği olarak ikiye ayrılır. anaerkil bereket kültlerinin "asıl şeytan" olamayacağı o inançtaki ülkelerin yüksek uygarlığı ve barışçılığı ve ticari başarısından bellidir. örneğin yakın doğu uygarlıkları (nebatlar - petra), lidya, frigya, babil vb.


    (cheza seeker - 8 Mayıs 2015 21:14)

  • comment image

    bu adam* kesinlike her filmde bambaşka dedirten film. tarot kartlarının sembolizminin bol kullanıldığını, hatta filmin genelinin tarot kartlarının sırasıyla gittiğini düşünüyorum nacizane fikrim.


    (anahita - 15 Ağustos 2004 23:32)

  • comment image

    not: spoiler vermeye kıyamadım.. haksız da sayılmam..
    ilk sahnelerinde; kahramanın, tekerlekli sandelyeye düşmüş sahibinin ardından koleksiyonu elden çıkartmaya niyetlenen mirasçılara, hem rakibinin kazık atıp havadan kar sağlamasını engelleyecek şekilde kitapların gerçek ederini söylemesi hem de daha şık bir hareketle kütüphenin can alıcı ve muhtemelen tüm kitaplarla eşdeğerdeki iki-üç kitabı yok pahasına almasıyla takdirleri kazanmıştır..


    (esharnt - 3 Mart 2005 20:59)

  • comment image

    jeneriği ya da johnny depp ve roman polanski'nin hatrı için izlenecek bi film. çok bi özelliği yok bence.

    başroldeki kadın (yanılmıyorsam roman polanski'nin karısıydı) oldukça korkunç bi tip. filmin çekimleri bittikten sonra kaşlarının ona şeytani bi bakış verdiğine kadar verip kaşlarını almıştı. o zamana kadar farketmemesi enteresan.

    ara sokakta dedektifin üstüne dökülen tahtalar abartılı bi biçimde omen'i çağrıştırıyordu.


    (belit - 28 Kasım 2001 05:14)

Yorum Kaynak Link : the ninth gate