Süre                : 2 Saat 5 dakika
Çıkış Tarihi     : 16 Eylül 1960 Cuma, Yapım Yılı : 1960
Türü                : Komedi,Drama,Romantik
Taglar             : ayna,kanıt,Noel,apartman,Noel arifesi
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  The Mirisch Corporation
Yönetmen       : Billy Wilder (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Billy Wilder (IMDB)(ekşi),I.A.L. Diamond (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Jack Lemmon (IMDB)(ekşi), Shirley MacLaine (IMDB)(ekşi), Fred MacMurray (IMDB), Ray Walston (IMDB)(ekşi), Jack Kruschen (IMDB), David Lewis (IMDB)(ekşi), Naomi Stevens (IMDB)(ekşi), Joyce Jameson (IMDB)(ekşi), David White (IMDB), Edie Adams (IMDB), Dorothy Abbott (IMDB), David Macklin (IMDB), Paul Picerni (IMDB), Hal Smith (IMDB)

The Apartment (~ Garsoniyer) ' Filminin Konusu :
New York'ta büyük bir sigorta şirketinin 31.000 çalışanından biri olan C.C.'Bud' Baxter (Jack Lemmon) Manhattan'daki bekar evini şirketin üst düzey yöneticilerinin kaçamakları için kullanmalarına izin vermesi ile başarı basamaklarını olduğundan daha hızlı bir şekilde tırmanmaya başlar. Sonunda şirkette ikinci idareci asistanlığına kadar terfi eder. Durumdan yararlanmak isteyen başka yöneticiler de apartmanın anahtarını istemeye başlayınca trafik biraz sıkışır ve Baxter kendi dairesini neredeyse kullanamaz hale gelir. Son olarak şirketin patronu Jeff Sheldrake (Fred MacMurray)'ın Baxter'ın garsoniyerine götüreceği kızın, kendisinin de hoşlandığı asansör görevlisi Fran Kubelik (Shirley MacLaine) olduğunu öğrenmesi Baxter'ın kalbini kırar ama yine de evin anahtarını patronuna verir. Kubelik patronların eve 'attıkları' diğer kızlardan farklıdır. Gösterişsiz ve sessizdir. Masum ve melankolik bir görünüşü vardır, yaptığının farkında değildir sanki. Baxter umutsuz bir sevgi arayışı içindeki bu kıza tutulur.

Ödüller      :

Venedik Film Festivali:Volpi Cup-Best Actress
Academy Awards - Oscar:En İyi Film, En İyi Özgün Senaryo, En İyi Yönetmen, En İyi Özgün Senaryo
BAFTA:BAFTA Film Award-Best Foreign Actress, BAFTA Film Award-Best Film from any Source, BAFTA Film Award-Best Foreign Actor


  • "bugünkü anlamıyla romantik komedilerin atası olduğu varsayılır. ingiliz dilindeki wise yapım ekinin en yaratıcı kullanımlarına imza atılmıştır bu filmin senaryosunda."
  • "barda yalnız oturan bir adamın yedinci kadehini içtiği bu filmdekinden daha naif anlatılamazdı."
  • "(bkz: hatunların efendi adam yerine piç tercihi)"
  • "hatunların efendi adam yerine piç tercihi konusuna naif bir bakış atan film. o final gerçek hayatta pek öyle olmuyor hacı."
  • "dünya üzerindeki izlenmesi gereken tek romantik komedi filmi. bunu izleyin ve o türü zirvede bırakın."
  • "pek şık, adam akıllı bir romantik komedidir. film endüstrisinin zamanla ne kadar ucuzlaşmış olduğunu, aktörlerin de ne kadar yapmacıklaştığını fark ettirir şimdi seyredince."
  • "1960 tarihli muhteşem bir billy wilder komedisi. başrollerdeki jack lemmon ve shirley maclaine ikilisi, tıpkı sokak kızı irma'da olduğu gibi bi kez daha harikalar yaratmış."




Facebook Yorumları
  • comment image

    yıllar sonra ancak woody allen'ın yetişebildiği zeka düzeyindeki, nükteli diyaloglarıyla gönüllerde yer eden billy wilder filmidir. şahsıma garsoniyer işinde gelecek var dedirtmiştir!

    fran kubelik: i never catch colds.
    c.c. baxter: really. i was reading some figures from the sickness and accident claims division. you know that the average new yorker between the ages of twenty and fifty has two and a half colds a year.
    fran kubelik: that makes me feel just terrible.
    c.c. baxter: why?
    fran kubelik: well, to make the figures come out even, if i have no colds a year, some poor slob must have five colds a year.
    c.c. baxter: yeah... it's me.


    (axellennox - 4 Nisan 2007 00:13)

  • comment image

    her şey iyi, güzel, çok süper, çok tatlı film. shirley maclaine'i de, kısa saçlarını da çok sevdik. fakat:

    --- spoiler ---

    yau o filmin sonu ne öyle. tamam romantik komedi bu. bir film. ama sizin yüzünüzden hayatı romantik komediler gibi sanar olduk, her seferinde gerçekle yüz yüze geldiğimizde "ama... ama..." diye kalıyoruz.

    bu filmin sonu gerçekçi olsa şöyle olmalıydı: adamımız ne kadar uğraşırsa uğraşsın, ne kadar delikanlı olursa olsun ve hatta shirley ablamız isterse sheldrake denen adamın kendisi hakkında söylediklerini de duysun ("bekarlığın tadını çıkarıcam", "her eğlendiğim kız yüzünden karımdan boşanmam mı gerekir" gibi), eğer o adamı seviyorduysa sevmeye devam edecekti zaten. asla koşup da baxter'ımızın evine gitmezdi adamı yılbaşında yalnız bırakıp.

    gerçekleri anlatın abicim, bırakın bunları. sonra çük gibi kalıyoruz ortalıkta bu masallara inanıp.

    ---
    spoiler ---


    (codename47 - 1 Aralık 2007 23:51)

  • comment image

    oyuncul dialogları ve mizahı ile, "hala" günümüzde post-modern takılan bir çok filme bir kaç gömlek daha "post" gelecek romantik komedi şaheseridir.
    filmimizin anlatıcısı ve başrol oyuncusu jack lemmon'un "ne aptal ne de komik", işini yapan "kaybeden" tiplemesi;
    her ne kadar biz siyah beyaz görsek de kendisini; çok değil beş altı yıl sonra londra'da patlayacak olan çok renkli "swinging 60's" dünyasından fırlamış gibi olan shirley maclaine'in kısacık saçları yüzünden izlemeye doyamadığım filmdir ayrıca..

    before sunset'i izleyene kadar "en iyi" bulduğum bir son dialoğa sahiptir bu film. yazılmaması şaşırtıcı.

    --- spoiler ---

    ms. kubelik kartları kumarbaz edası ile karmakta, kahramanımız cc.baxter sadece ms. kubelik'in yüzüne bakmaktadır. kağıtları kesmesi için baxter'ın önüne koyar.

    - i love you ms. kubelik *

    duymazdan gelir ms. kubelik bunu..çektiği karta bakar..

    - three *

    baxter oyun ile ilgilenmemektedir..bu yüzden ms. kubelik onun kartına da bakmak zorunda kalır.

    - queen *

    baxter işini yarım bırakmayacaktır elbet.. sevdiği kız patronu bırakıp, işsiz kollarına koşmuştur. aslında durum bellidir ama söylenmesi gereken şeyler de havada kalmamalıdır.

    - did you hear what i said, ms. kubelik? i absolutely adore you. **
    `
    ms. kubelik baxter'a şöyle yandan bir bakar ve benim hala herhangi bir romantik komedide görmediğim edası ile..

    - shut up and deal. *

    der.. kartlar dağıtılır.

    ve film biter.

    işte insanlar böyle efsane oluyor.

    ---
    spoiler ---


    (suda balik - 19 Eylül 2008 22:40)

  • comment image

    büyük bir sigorta şirketinde çalışan ve yükselmek amacıyla, evini bafi oteli gibi kullanmalarıı için patronlarına vermekte sakınca görmeyen iyi niyetli genç bi adamın nihayetinde hayatının aşkını bulmasıyla işini kaybetme pahasına yolgeçen hanına dönmüş otelini yeniden mutluluk ocağına çevirmesini konu alan 1960 oscarlı (bkz: billy wilder)imzalı romantik yapım.


    (afrozist - 21 Aralık 2008 22:51)

  • comment image

    billy wilder'ın, 1945 yapımı brief encounter'daki küçük bir sahneden esinlenerek yazdığı söylenen süper film. karakterlerin diyalogları kadar filmin dili de nüktelidir. -mini spoiler- jack lemmon'ın shirley maclaine'e "şurada kız arkadaşım bekliyor" dedikten sonra kadına doğru ilerlemesi, kadının heyecanla etrafa bakınması, ve sonunda jack lemmon'ın dümdüz markete, kadının ise başka bir adamın koluna girmesi -mini spoiler- bugünün seyircisini bile bir güzel faka bastırır.


    (deinnorra - 23 Temmuz 2010 02:01)

  • comment image

    barda yalnız oturan bir adamın yedinci kadehini içtiği bu filmdekinden daha naif anlatılamazdı.


    (portnoi - 31 Temmuz 2010 22:54)

  • comment image

    şöyle resimle anlatılacak şahane bir repliği de içinde barındıran şahane film:

    http://i.imgur.com/cgqa0.jpg

    "nasıl bu kadar aptal olabildim. hâlbuki şimdiye kadar öğrenmiş olmalıydım; evli bir adama âşıksan, rimel sürmemelisin."

    edit: link tazelendi.


    (yerli mal - 31 Temmuz 2010 22:59)

  • comment image

    billy wilder bu filmin hikâyesi için 1945 tarihli brief encounter’daki bir sahneden esinlenmiş ilk olarak*. söz konusu sahne doktor alec’in gizli aşkı laura ile baş başa kalabilmek için bir arkadaşının evini kullanmasıyla ilgiliymiş.

    yine 1950 tarihli billy wilder’ın sunset boulevard filminde de yönetmenin the apartment’ın senaryosu üzerinde çalıştığını görebiliriz. filmde untitled love story olarak anılır, bu hayalî senaryo. ilginçtir, filmde de başka bir senaryodan esinlenen küçük sahne üzerinden yola çıkılır.

    buna göre, film şirketi paramount için okuyuculuk yapan betty, bir senarist olan arkadaşı joe’nun bir senaryosunu değerlendirir. senaryoyu beğenmez ama küçük bir detay hariç. o detay üzerinden bu ikisi yeni bir senaryo yazarlar beraber. untitled love story olarak geçen bu yeni senaryoda biri gündüz diğeri gece okulunda öğretmenlik yapan iki kişinin aynı apartman dairesini dönüşümlü olarak kullanmasından bahsederler.

    nitekim, tekrar the apartment filmine gelirsek, bu filmde de baxter, sheldrake’e olayların ilk nasıl başladığını anlatırken gece okuluna gittiği zamanlarda evin anahtarını iyilik olsun diye bir iş arkadaşına verdiğinden bahseder, olaylar öylece gelişmiştir...


    (juvares - 27 Şubat 2011 17:12)

  • comment image

    shirley maclaine'in kırık makyaj aynasında yüzüne baktığı sahnedeki repliği unutulmazdır. nasıl hissediyorsam bu ayna beni öyle gösteriyor. filmin tektipleşmeye ve robotlaşan gündelik hayatımıza dair sazsız, sözsüz müthiş göndermeleri vardır...


    (earendil - 2 Mayıs 2011 10:07)

  • comment image

    konusu sudur:

    jack lemmon, evini sirketindeki evli patronlarina bir geceligine kiralayip durarak kariyer yapma sürecini hizlandiran bir cesit... yani böyle ibne gibin, pust gibin bir seydir. zira patronlar evi zamparalik icin kullanmakta, evde metresleriyle beraber takilmaktadirlar. sirketin asansörcü kizi shirley maclaine'e gizliden gizliye hastadir lemmon. lakin shirley'nin sirketin patronlarindan fred macmurray ile iliski yasadigini bilmemektedir. olaylar gelisir. yorum filan da yazmiyorum tek diyecegim cok güzel bir film oldugudur. hatta sinema dersidir. senaryo dersidir. ders gibi filmdir ama ders gibi bayik degildir.


    (caponsever - 3 Mart 2004 23:32)

  • comment image

    insanlarin rol kesmedigi, karakterlerin gercekligi ile etkilemi$ zaman zaman cc baxter'in pur-i pak naifligi ile insanin gozlerini doldurabilecek bir film. sinema sanat degil diyen arkada$lara selam ederken cok sanatsever bir ki$iligim oldugunu da vurgulamak isterim*


    (cyrus - 22 Mayıs 2004 21:56)

  • comment image

    mad men'in yapımcıları bu filmden mi esinlenmişler diye düşünmeden edemedim. ofislerde daktilolar, evlerde pikaplar olmasa günümüz plazalarında geçiyor zannedilir. bu hissi izleyenlere 100 yıl sonra da verecekmiş gibi bir havası var. bir de jack lemmon olayı var. o tuhaf ve hızlı komedisiyle ele geçiriyor filmi. bexter karakteriyle üstlerini parmağında oynatarak, ofis çalışanları adına rövanşı sinemada alıyor. primler ve kariyer için göstermediği çabayı bir kızın kalbini onarmak için harcıyor. makarnayı raketle süzme sahnesi için bile izlenir. filmin tek kusuru bexter'ın makarnayı süzdükten sonra musluğun altına sokması. bir de o dönemin filmlerinde sonlara doğru toparlanıp gitme tribi var. kız koşar gelir, engel olur vs. son derece gerçekçi buluyorum bu olayı. kadın seviyorsa, götünü istediğini yaptırmak için değil sevdiğine koşmak için kaldırması gerekir. klişeyse klişe lan. beğenmeyen gitsin kendine dominant feminist bulsun. hepsi bir yana o "adeta tapıyorum sana" sözü baaam diye iniyor bir yerlere.


    (kumesizsoyutidealist - 30 Ekim 2014 23:15)

  • comment image

    dünya üzerindeki izlenmesi gereken tek romantik komedi filmi. bunu izleyin ve o türü zirvede bırakın.


    (azazel13 - 31 Ekim 2014 00:32)

  • comment image

    pek şık, adam akıllı bir romantik komedidir. film endüstrisinin zamanla ne kadar ucuzlaşmış olduğunu, aktörlerin de ne kadar yapmacıklaştığını fark ettirir şimdi seyredince.


    (iyikemik - 15 Temmuz 2004 14:29)

  • comment image

    diyaloglardaki incelik ve orjinallik filmi bir klasik yapmaya yetecekken, buna bir de zamanında duygusallıkta ve güzellikte on meg ryan gücünde olan shirley macliene'ın varlığı ve jack lemmon'un oyunculuğu eklenince yağ gibi kayıp giden bir film çıkmış ortaya.

    (bkz: yangında ilk kurtarılacak)


    (kunculu akit - 3 Kasım 2005 00:57)

Yorum Kaynak Link : the apartment