Süre                : 1 Saat 31 dakika
Çıkış Tarihi     : 14 Ocak 2011 Cuma, Yapım Yılı : 2011
Türü                : Drama
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Olympus Pictures , Blossom Films , MWM (MadisonWellsMedia)
Yönetmen       : John Cameron Mitchell (IMDB)(ekşi)
Senarist          : David Lindsay-Abaire (IMDB)(ekşi),David Lindsay-Abaire (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Nicole Kidman (IMDB)(ekşi), Aaron Eckhart (IMDB)(ekşi), Dianne Wiest (IMDB)(ekşi), Miles Teller (IMDB), Tammy Blanchard (IMDB)(ekşi), Sandra Oh (IMDB)(ekşi), Giancarlo Esposito (IMDB)(ekşi), Jon Tenney (IMDB)(ekşi), Stephen Mailer (IMDB), Mike Doyle (IMDB), Roberta Wallach (IMDB), Patricia Kalember (IMDB), Ali Marsh (IMDB), Yetta Gottesman (IMDB), Colin Mitchell (IMDB), Deidre Goodwin (IMDB), Julie Lauren (IMDB), Rob Campbell (IMDB), Jennifer Roszell (IMDB), Marylouise Burke (IMDB), Jay Wilkison (IMDB), Ben Hudson (IMDB), Salli Saffioti (IMDB), Ursula Parker (IMDB), Phoenix List (IMDB), Sandi Carroll (IMDB), Teresa Kelsey (IMDB), Sara Jane Blazo (IMDB), Brady Parisella (IMDB), Derek Blakeney (IMDB), Ed Kalegi (IMDB), Jake Levy (IMDB), Shannon McGann (IMDB), Chris Werkmeister (IMDB), Shoshanna Withers (IMDB)

Rabbit Hole (~ Mutlulugun Pesinde) ' Filminin Konusu :
Mutlu bir evlilikleri olan Becca ve Howie Corbett’ın yaşamı, oğulları Danny’nin bir trafik kazasında ölmesi ile alt üst olur. Çift karşılaştıkları bu yoğun acı ile baş etmeye çalışırken, bir taraftan da kendi ilişkilerinin çıkmazları ile karşılaşır. Howie’nin acısı onu tuhaf bir nostaljiye kaptırır ve geçmişini yeniden sorgulatırken, Becca’nın yas süreciyle başa çıkma yöntemi çok daha farklı olacaktır. Becca oğlunun ölümünden sorumlu olan Jason adlı genç ile bir dostluk kurar ve onun dünyasını anlamaya çalışır. Acı Corbett çiftini farklı seçimlere sürüklerken, tehlikeli ve sürprizlerle dolu bir kendini keşfetme süreci onları beklemektedir.


  • "acını, yana yakıla yaşamak dururken, sanki hiç yokmuş gibi davranarak, en zor olanın seçildiği, iki kişilik bir yalnızlık filmi."
  • "iyi bir film olsa da oyunculuk olarak aaron eckhart ve miles teller daha bir akılda kalmıştır. "nicole kidman nasıl olur da oscar'a aday olur" diyenlerle tamamen aynı fikirdeyim."
  • "kesinlikle bende herhangi bir his uyandırmayan bir filmdir. nasıl üzülmedim anlam veremiyorum. ayrıca nicole kidman yaşlıdır bu filmde."
  • "sıkıcı bir film. olumlu yorumların hiçbirini hak etmiyor."
  • "sakin, soğukkanlı, yönetmenine göre ''içinden mutluluk geçen hüzünlü bir şarkı'' gibi olan film."
  • "yani ööeeööhhhh. izlemesen çom şey kaybetmezsin, izlesem niye izledim demezsin. öyle bir film."




Facebook Yorumları
  • comment image

    bu yıl vizyona girecek nicole kidman ve aaron eckhart'lı john cameron mitchell filmi.

    çocuklarının geçirdiği kazadan sonra hayatı altüst olan bir çifti anlatıyor ve john cameron mitchell'in senaryosunu yazmadığı ilk filmi olma özelliğini taşıyor. filmle ilgili ilginç bir hikaye ise, aaron eckhart'ın filme nicole kidman'ın isteği ile girmesi. aaron'ın kendisi bizzat "bu filmde oynadım çünkü nicole kidman benim filmde benim olmamı istemiş. bilirsiniz, nicole kidman biriyle çalışmak isterse çalışır." demiştir.


    (kadir - 26 Ocak 2010 14:15)

  • comment image

    --- spoiler ---
    gereksiz bir film olmuştur kendileri .....

    defalarca işlenen, gerçekçi işlenen her versiyonunda olduğu gibi durgun, ağır, hüzünlü kimi zaman çok anlayamadığınız ama belli durumlarda hak vereceğiniz çeşitli insanlık hallerinin sergilendiği film olmuş. nicole kidman sanki her zamanki gibi kendini ya da kendi üzerine yakışan / yapışan rolu canlandırıyor; soğuk, mesafeli, kimse tarafından anlaşılamayacağına inanmış, biz ölümlülerin bir karış yukarısında bir yerlerde, ulaşılmaz. acısını bile snop, soğuk ve asil yaşıyor .... kendilerinin yeni suratına halen alışamadım.

    aaron eckhart ise aksiyon rollerinin dışında, sıcak, insansı görmek hoştu.

    john cameron hedwig and the angry inch muhteşem bir film yaptıktan sonra, shortbus ile standartını düşürüp, rabbit hole ile de gereksiz bir film yapmıştır. hadi bakalım
    ---
    spoiler ---


    (ride - 5 Ocak 2011 17:17)

  • comment image

    bir ailenin dramını anlatan ve kısmen revolutionary road'a benzeyen bir film.

    --- spoiler ---

    hep aynı muhabbetler. birbirini çok seven bir çift, çocuğunu kaybeder. kadın olayın etkisinden bir türlü kurtulamaz. erkek önce kadına anlayışla yaklaşır sonra o da dayanamaz ve evlilik çekilmez hale gelir. ardından aldatma sınırlarına kadar uzanan mevzular... farklı bir şey yapanı görsem şaşırırım.

    ---
    spoiler ---


    (lawngreen - 8 Ocak 2011 22:36)

  • comment image

    nicole kidman hatırına izlediğim ve bazı kısımlarda tahammül ettiğim film.

    --- spoiler ---
    bir kere howie karakterinin geceleri kaybettiği çocuğunun aynı görüntüsünü izleme takıntısı ile gündelik hayatta hiçbir şey olmamış gibi davranması arasındaki çelişkili davranışlar, oyunculuk açısından iyi yansıtılamamış. burası benim açımdan havada kaldı. nicole kidman'ın sosyal ilişkilerindeki kayıtsız ve soğuk tavırları ise verilmek istenen mesaja tam olarak oturmuş. bundan sonra onu böyle rollerde daha sık göreceğiz gibi. auggie karakteri çok gereksiz olmuş ve filmin hiçbir yerinde en ufak bir katkısı yok neredeyse. filmin en beğendiğim yeri kazaya yol açan gencin ailenin evindeki karşılaşma sahnesi idi. burada kimin ne tepki vermesi gerektiği çok iyi bir şekilde dramatize edilmiş.
    ---
    spoiler ---


    (skipper99 - 19 Ocak 2011 12:27)

  • comment image

    tavşan inine geçiş yapmak için alice olmak gerekmiyor. ya da geçtikten sonra ordaki dünyanın renkli olması da.

    film boyunca sorunlu gördüğümüz ve bu aşamada sıkıcı gelen film son anda "gibi davranarak" nasıl da sosyal hayata tutunulduğunu gösteriyor. söylenen yalanlara bir süre sonra kendileri de inanıyor ve biz filmde ki ilk hareketli anda kendimize geliyoruz. ve film bitiyor.

    yani j.c.mitchell ağır akan bir filme etkili bir son koyuyor. ama filmin sonu gerçekten etkili mi yoksa tüm film bizi o sona hazırladığı ve aslında film sıkıcı olduğu için mi son iyi geldi bilmiyorum. ama önceki işlerinde sertliğin ve başkaldırışın bir simgesi haline gelen john cameron mitchell bu filmle bizleri şaşırttı. ben daha sert bir konu ve daha dramatik bir yapı bekliyordum.

    *


    (porco rosso - 20 Ocak 2011 14:22)

  • comment image

    daha sert bir konu ve daha dramatik bir yapı beklentilerini karşılayamamış john cameron mitchell filmi. sert konu derken ne kastedildi acaba? yani bu filmin konusu ve dramı üzerine daha ve daha sert ne olabilir ki ?
    istiyoruz ki acıyı görelim, acıyı sıcağı sıcağına görelim, kan olsun, parça olsun, o "an" ne varsa, nasıl yırtıldıysa ses telleri onu duyalım o "an" a şahit olalım, zannediyoruz ki acı orda, o sahne de.
    john cameron mitchell i bilmem etmem, ilk defa bu filmle adını duydum ve gösterdikleriyle iliklerime kadar acıyı hissettim, nicedir senamada dudağımı büzüştürüp çenemi titreten, hüngürdeten, salya sümük eden bir acıya tanıklığım olmamıştı. reality show yapmamış, alevi, kanı, yayagarayı verip kaçmamış, asıl zor olanı göstermiş...o an geçer gider ama ya yıllar yıllar süren sonrası? ya en değerli şeyini kaybettiysen ve önünde 30-40 yıllık bir ömür varsa?
    bahçene sessizlik çöktüğünde seni o tavşan deliğinde kaybolmaktan ne kurtaracak ? neye dayanacaksın neyde arınacaksın ?
    filmde cevap yok.. saf acının tarifi var.. teselli yok.. ya inanacaksın, ya oyuna devam edeceksin, ya da tavşan deliğinde kaybolacaksın!

    becca ile annesinin bodrum'daki diyaloğu filme mola verdirecek kadar ağır....

    --- spoiler ---
    -hiç acısını dindirdiğin oldu mu?

    -hayır.
    dineceğini sanmam.
    en azından benim için. 11 yıl olacak.
    yine de değişiyor.

    -nasıl?

    -bilmiyorum.

    ağırlığı sanırım.
    bazen çekilebilir oluyor.
    gizlice cebinde taşıyabileceğin...
    ...bir tuğla parçası gibi olur.
    bir süreliğine...
    ...unutabiliyorsun bile. ama sonra her ne
    sebeple olursa olsun vasıl oluyorsun.
    işte orada. "doğru ya."

    daha kötüsü ne olabilir ki.
    ---
    spoiler ---


    (keysersouze - 22 Ocak 2011 00:57)

  • comment image

    nasıl oluyor da nicole kidman o botokslu suratıyla oscara aday olur diye merak edip izlediğim film oldu.
    ve gerçekten anlamadım neden aday olduğunu. yüzünde o kadar botoks var ki, krize girmiş bir şekilde ağlarken bile suratında bir değişiklik olmuyor.
    hey oscar! manyak mısın?!


    (rossgaller - 6 Mart 2011 23:51)

  • comment image

    mercedes r serisi'nin gizli reklamını yapmak için çekildiğini düşündüğüm filmdir. zira, başrol oyuncusu ne nicole ne de aaron'dı. kımıl kımıl rengiyle merso r kasa, filmi almış tek başına izletmiştir. özellikle robotik bagaj kapağı şukelaydı. filme dair başka da bi şey yoktu zaten.

    --- spoiler ---

    tamam, o kadar da haksızlık yapmayalım; son derece hüzünlü filmdi. insanın içine işliyo ebeveynin hüznü...

    ---
    spoiler ---


    (kivikocan - 22 Mart 2011 21:13)

  • comment image

    kesinlikle bende herhangi bir his uyandırmayan bir filmdir. nasıl üzülmedim anlam veremiyorum. ayrıca nicole kidman yaşlıdır bu filmde.


    (ruzgarliagac - 22 Mart 2011 21:18)

  • comment image

    yönetmen filmini baştan sona kendi minimal dünyası içinde tutmayı başarıyor. ne becca'nın çocuklarına çarpan arabayı kullanan genç ile kurduğu yakınlığa dair herhangi bir sözel açıklama gereği duyuyor, ne de 'kaza anını göstermek' gibi seyirci üzerinde duygusal etki yaratacak sulara giriyor. hedefini iyi belirlemiş ve o yönde hiç sapma yapmadan giden ve iyi çalışan bir senaryo var...

    (http://hayatimizsinema.blogspot.com/…inde-2010.html)


    (diamant - 24 Nisan 2011 07:18)

  • comment image

    hikayesini, duygu sömürüsü yapmadan, çok yalın ve insanın içine işleyecek şekilde anlattığı için benden pekiyi almıştır. ağlamamak için kendimi sıktığım için de başımda müthiş bir ağrı oluştu filmin sonunda. bir de bu film, etkisini en çok gerçekte çocuğu olanlar üzerinde gösterir, kendimden biliyorum .


    (kimya enginari - 25 Nisan 2011 00:04)

  • comment image

    daha baştan, ismine vurulduğum film. sonra da kendisine... ölüm, biz insanların duygusal olarak verebileceği en büyük mücadele. bu konuyu işleyen tüm filmler iç sıkıcı olabilirler, böylesi bir mücadeleye zihnen de olsa ortak olmak istemeyen bünyeler için. böylesi filmleri izlemek için öncesinden bir psikolojik hazırlık gelir kesinlikle. artık çakra açmak mı, kalp gözünüzü açmak mı dersiniz bilemem. ama insan bile bile kendini asla ama asla olmak istemediği bir durumdaki bir karaktere empati yapacağı bir filmi izler mi? izler. hem kendini sınamak, hem ufkunu genişletmek için.

    --- spoiler ---
    bu filmi tebrik ediyorum, özellikle de bir türk seyircisi olarak. bu senaryo türkiye'de yazılsaydı, çocuğun öldüğü sahnenin filmde olmama olasılığı neydi sizce? sıfıra yakın dediğinizi duyar gibiyim, haklısınız da. peki annenin sinir krizleri geçirip annelerimizi ağlatmaya gebe sahneler izlememe olasılığımız? cevap aynı, değil mi. duygusal yükü bu kadar ağır bir filmin sömürüden bu kadar uzak çekilebilmesi bence takdir edilmesi gereken bir şey.

    filmin bir diğer önemli yanı, bu gibi durumlarda dramın çıkarılacağı ilk insan anne üzerinde değil, eşit miktarda baba üzerinde de yoğunlaşması. ikisinin de ölümle mücadelesi farklı seyirlerde ilerliyor. iki karakterin de acısını silmek konusunda, daha da önemlisi hayatlarına devam etmek konusunda farklı öncelikleri var. bunların çatışması da, kesişmesi de çok güzel işleniyor doğrusu.

    nicole kidman botoksludur ve estetiklidir bilemem, bunu anlayacak kadar bilgili değilim bu konuda. ama zaten "donuk"luk yıllardır kariyerinin ve popüler kimliğinin ayrılmaz bir parçası olan nicole kidman'ı bu filme o kadar yakıştırdım ki, bırakın oscar'a aday olmasını garipsemeyi, black swan'daki natalie portman performansının çarpıcı farklılığı olmasa ödülü bile alabileceğini düşündüm. bazen öyle bir acı çekersiniz ki, uyuşursunuz. hissetmezsiniz hiçbir şey. filmdeki karakter de aynen bu durumda. elleri kolları bağlı, uyuşukluğun geçmesini bekliyor. bir yandan dünya tarafından, kader tarafından, kocası tarafından, ailesi tarafından sınanıyor; bir yandan da tek başına kalıp önüne çıkabilecek tüm engebeleri baştan saf dışı bırakma isteğiyle mücadele ediyor. bir şeyler yapıp hayata devam etmek ile olduğu yerde uyuşuk kalmak arasında gidip geliyor. grup terapisi işe yaramadığı zaman çok zor da olsa kendi terapisini yaratıp jason ile iletişime geçmesi tesadüf değil elbette. bir düşünün, öyle ya da böyle oğlunuzun ölümüne sebep veren neden sonuç ilişkilerinin en son halkası ile karşı karşıya oturduğunuzu. köpek satın alınmayabilirdi, tasması takılabilirdi, kapı kapatılabilirdi, çocuğu yalnız bırakmayıp iki dakikalığına eve dönülmeyebilirdi... fark etmez. o çocuk o arabayı oğlunuza çarpmayabilirdi. son halka kendisi. gözünün içine bakıp, hem kendi hem de çocuğun hayatını değiştiren becca'yı ben çok iyi anlıyorum. o ifadesizliğini de, kocasındaki esrar kokusunu sorgulamamasını da, kardeşinin hamile oluşunu içine atmaya bu kadar uğraşmasını da.

    ayrıca becca'nın tanrı'yla ilgili görüşlerini belirttiği iki sahne de muhteşemken ilk grup terapisi sahnesi favori sahnelerim arasına girdi bile. rachael getting married filminde anne hathaway de benzer bir içtenlikle tüm duygularını kusmuş, beni koltuğuma çivilemişti. yine aynı şekilde hissettim. bir insanın içini kimin ne düşüneceğini umursamadan, sonuçları aklına getirmeden dökebilmesi kadar kıymetli bir şey olmayabilir belki de.
    ---
    spoiler ---

    rabbit hole bir başyapıt değil belki, ama gücü olanlara çok esaslı bir duygu jimnastiği sunduğu kesin. karakterler konuşurken gözlerinin içine bakın, aaron eckhart'ın kasları ya da nicole kidman'ın botoksuyla değil ağızdan çıkan cümlelere ve atmosferden gelen ağırlığa kendinizi teslim edin. yalan değil, içiniz çok sıkılacak. ama her film siz eğlenin diye çekilmiyor. böylelerine de ihtiyaç var.


    (under rug swept - 18 Temmuz 2011 14:31)

  • comment image

    hayatında görmediğin, yaşamadığın şeyleri beyaz perdede görmek isteyebilirsin, görmek istemeyebilirsin; hayatında görmekten bıktığın şeyleri, hayatının sıkıcılığını bir de beyaz perdede görmek isteyebilirsin, görmek istemeyebilirsin. bunlar bir izleyici olarak senin tercihindir. ben şu sıkıcı hayatıma benzer sıkıcılıkta, durağanlıktaki hayatları sinemada da görünce o filmden zevk alabiliyorum. o sahnelerle, o karakterlerle günümün herhangi bir anında karşılaşabilme ihtimalimin olması o filmi benim gözümde çok farklı bir yere taşıyor. bu bahsettiğim özelliklere sahip bir film rabbit hole. sıradan bir ailenin, evlat acısının üstesinden gelme çabaları anlatılıyor. bu kadar sıradan bir öykü olunca hikayedeki herhangi bir karakter yerine kendinizi çok rahat koyabiliyorsunuz bu da filmin sizi kolayca içine çekmesini sağlıyor.
    bu durağan film için kayıp 2 saat diyebilirsiniz elbette ama en azından benzer sıkıcılıkta geçen kendi hayatınızın da bir o kadar kayıp olabileceğini aklınızın bir köşesinde bulundurun.


    (vennus - 29 Nisan 2012 13:14)

  • comment image

    sakin, soğukkanlı, yönetmenine göre ''içinden mutluluk geçen hüzünlü bir şarkı'' gibi olan film.


    (lepridik - 5 Ekim 2012 18:25)

  • comment image

    eastern conference champions eseri. sözlerini de yazayım tam olsun:

    i've been thinking about getting out
    packing bags and just heading south
    you won't be there on the road
    but to just see a town would help me so

    whether you're there,
    i'll go

    you remind me of home
    but i grew up in a rabbit's hole
    you and me seem like a fit
    but stutter step and you're over it

    but i won't quit

    cause let me get out, ya
    cause let me get out, ya
    cause let me get out, ya
    cause let me get out, ya

    i've been thinking about leaving town
    giving up and just throwing towels around
    i'd been hoping you would change you're mind
    up and save her! you're all sane, you're all slaves

    cause let me get out, ya
    cause let me get out, ya
    cause let me get out, ya
    cause let me get out, ya

    i am holding breath for so long
    i am waiting for the phone call
    i am weighed

    cause let me get out, ya


    (gaikokujin - 24 Kasım 2014 19:18)

Yorum Kaynak Link : rabbit hole