• "bir tartma isleminde tartilacak nesne kendi kendine hakim olamayacak gibiyse , hem onun hem bizim sagligimiz icin bir kabin icine konur; oyle tartilir. bu islemde kabin agirligina dara denir."
  • "(bkz: darius)"




Facebook Yorumları
  • comment image

    gün geçmiyor ki bir yöremiz daha, aydınlanmasın, mutlu ve kutlu günlere yelken açmasın. mardin de bulunan ve geçmişinden dolayı darius un ismin taşıyan bir köydü. fakat bu köyün ismi ne hikmetse oğuz a çevrilmiş. yöredeki birçok yer gibi amacının ne olduğu asla anlaşılmamış, anlaşılmayacak isim değiştirme eylemi olarak kafada yer etmekten öteye gitmeyecektir. diğer isim değiştirmeleri gibi en azından kısa vadede pek ititbar da edileceğini sanmıyorum.
    (bkz: tillo/@cyrus the virus)


    (cyrus the virus - 12 Ocak 2007 21:30)

  • comment image

    prof. dr. metin ahunbay'ın neredeyse ömrünü verdiği köy. kendisinin başkanlığında mardin müzesinin kurtarma kazısı şeklindeki kazılar, yaz aylarında yapılmaya devam etmektedir. fakat, dara'da roma/bizans yapı katlarının üzerine doğrudan oturmuş yüzlerce ev, tarihi kalıntıların yıllar boyunca yeni evleri yapmakta kullanılması ve köyün sit alanı ilan edilmesinin gecikmesi gibi sebeplerle, darada tahribat inanılmaz boyutlara varmıştır.


    (ishtargate - 4 Kasım 2007 23:32)

  • comment image

    masal şehir mardin'in bir başka hikayesi; dara. unutulmuş, kıyıda kalmış bir antik kent.

    şehrin ilk göze çarpan (ya da çarpmayan) özelliği dümdüz ovada saklı oluşu. ev olarak adlandırılan kayaya oyulmuş yerler minik birer hobbit kovuğu gibi. yerel halkın anlattığına göre dara'da yaşamış kavim, düşman saldırılarından korunmak için özellikle bu tarz bir yerleşim kurmuş. daha güvenilir bir kaynaktan duyulana göre ise dara askerlerin yaşadığı bir garnizon şehri. yanından geçildiği halde farkedilmeyen kovukları bir nebze sindirdikten sonra zindan a varmak ikinci bir şaşkınlığa yol açıyor. üzerine kondurulmuş köy evinin ahırına girdiğimizi düşünüp burda ilgi çekici ne olabilir ki diye mırıldanırken bu mahzen, tapınak, ya da sarnıçla yüzyüze gelmek, içeride sizi neyin beklediğini bilmiyorsanız şaşkınlıkla kalakalmanıza yol açıyor.
    daha sonra karşılaşılan su kemeri, sarnıçlar, kurumuş dere yatağı üzerindeki köprü, mezarlık, yıkık şehir kapısı vb. birçok yapı devasa bir antik şehirin üzerinde dolaştığınızı anlamanıza vesile oluyor. efes'le yarışacak bir şehir olmasına rağmen sadece çoban çocukların sahip çıktığı bu harabeler sahnede olmasına rağmen kimsenin dönüp bakmadığı bir güzellik gibi.


    (serseri marti - 20 Nisan 2008 11:45)

  • comment image

    bir tartma isleminde tartilacak nesne kendi kendine hakim olamayacak gibiyse , hem onun hem bizim sagligimiz icin bir kabin icine konur; oyle tartilir. bu islemde kabin agirligina dara denir.


    (bwh - 2 Mayıs 2000 19:23)

  • comment image

    o kadar insana bir fırının bile olmadığı, sac ekmeği yapılıp yenen, civciv sesleriyle başlayan günleri durağan ve dinlendirici, sıcağa karşı geceleri açık havada, damda geçen köy.
    kerpiç evlerin bahçe duvarları tarihi alıntılardan aşırılmış taşlardandır. içinden cılız bir su akar, üzerinde turla gidilse herhalde uğranmayacak yapılar vardır. adamın bahçesinden mozaik çıkar, tarlasından tarihi su kanalları. yerin altından dev bir yapı. çocuklar ve yerel halk heyecanla zindan der buraya, halbuki ne olduğu daha çözülememiştir. su sarnıcı olabilir, başka şeyler de olabilir, ama zindan değildir. orada yaşayanların hayatlarında ise yeraltından çıkan heyecan verici ve gizemli zindandır, ne hikayeleri vardır kim bilir, yıldızların altında uyunan köy gecelerine ne anlatılar çıkar oradan.
    nekropolün yanında turistler için bir nekropol kafesi vardır, gördüğüm kadarıyla 2 de bakkalı. bir de geceleri dev ışıkları köy üzerinde gezdiren askeriyesi. köyün adını darayken oğuz yapan devleti ve akşamüstü damdan bakarken karşıda görünen suriye şehirlerinin ışıkları.
    sarı düzlükler içinde zeytin ağacı gölgelerinde birkaç gün ve anastasiopolis kazısının yeridir.


    (anxiety - 9 Haziran 2010 14:30)

  • comment image

    çok büyük bir mirasın-tarihin üzerine kurulu köy.

    beni efes'ten çok etkiledi desem yeri var. zindan diye bilinen su sarnıcı, mezarlar ve köyün girişindeki evlere "insan gerçekten hayret ediyor".

    bütün bu tarihten çok dikkatimi çeken ve sevindiğim yanı ise köyün eskileri her ne kadar bu tarihin üzerine ev yapmış olsalar da çocukları gayet güzel tarihin ve değerinin farkında.
    hele bir "şında" var zindanın orada, bugüne kadar onun gibi bir rehber tanımadım. (12 yaşında) kardeşlerine verdiği kürtçe komutlardan :) sonra harika bir diksiyon ve tonlamayla bir arkeolog-tarihçi gibi anlattı köyünü. ayrıca tüm köylünün tok gözlü ve misafirperver olduğunu söylemek lazım.

    mardin'e sadece 26 km uzaklıktaki(mardin-nusaybin yolu üzeri) bu yer değil mardin'e gittiğinizde türkiye'de iseniz ve tarihe merakınız varsa kesinlikle görmeniz gereken bir yer.

    edit: hiçbir rehber sizi oradaki çocuklardan iyi gezdiremez.


    (oyle demeyeydim iyiydi - 9 Eylül 2014 02:07)

  • comment image

    dariustan gelmektedir dara ismi , onun farsçası aslında, kürtçede de kullanılan bir isim ayrıca, ilk anın üzerinde şapka var yani ilk a uzatılarak okunuyor, anlamı eskilere daynıyor bereket, bolluk anlamına gelir kürtçede, günümüzde kelime olarak pek kullanılmıyor, erkek ismi olarak hatırı sayılır bir kullanımı vardır.
    aynı zaman da iran hükümdarı dara yuvanişin tarafından yaptırılmış ve kendi adını vermiş olduğu mezepotamyanın bu ünlü şehri mardin'den 30 km güneydoğuda, mardin-nusaybin karayolu üzerinde bugün orta büyüklükte bir köy haline gelmiştir.
    şehir milladın ilk asırlarına kadar iranlılar ile romalılar arasında el değiştirmiştir. 7. yüzyılda arapların eline geçen şehir, 15. yüzyıla kadar yerel beylik ve devletler tarafından yönetilmiş, 15. yüzyıldan sonra da osmanlıların eline geçmiştir.
    harabelere ve kalıntılar arasında ara sıra bulunan paralara bakılacak olursa dara'nın tarihte büyük ve mühteşem saraylara, köprülere, su kemerlerine ve daha birçok yapılara sahip zengin bir şehir olduğu kolaylıkla anlaşılmaktadır. şehrin kurucusu dara tarafından yaptırılan muhteşem zindan, bugünde bütün heybeti ile ayakta durmaktadır.


    (redo - 26 Haziran 2005 20:57)

  • comment image

    persçede ismi darayavahuş*, antik yunancada ise dareios olan büyük pers hükümdarının günümüz persçesiyle isminin dile getirilişi.
    ilk darius 550-486** yılları arasında yaşamış olup, 522-486** yılları arasında pers krallığının tahtında oturmuştu.
    darius* ahameniş* hanedanının en büyük hükümdarlarından biriydi ve bilinen en önemli özellikleri yönetici zekası ve kendi devrinde yaptırdığı yapı projeleriydi.
    darius part* ülkesi valisi* vişpasta* nın oğluydu. darius un dönemine ait temel kaynaklar kendi yazıtları ile beraber özellikle bisütun da bulunan ve tahta geçişini konu alan üç dildeki yazıtlardır.

    -büyük darius un tahta geçişi-

    yunan tarihçileri olan herodotos ve ktesias bu konuya ilişkin açıklamalarda bulunurken kanıt olarak bu yazıtları kullanmışlardır, ancak yaptıkları açıklamaların içerisine bir miktar efsane serpiştirildiğide gerçektir.
    herodotos a göre kuraş*(576-529**) ın tahta karşı gizli planlar yapan bir kişi olarak kuşku duyduğu darius, kuraş tan sonra başa geçen kuraş ın oğlu üçüncü kambyses*(529-522**) in özel muhafız birliğine girdi ve onunla birlikte mısır seferine katıldı. kambyses dönüş yolunda suriyeye geldiğinde kardeşi bardiya* nın ayaklanarak tahta el koyduğunu öğrendikten kısa bir süre sonra öldü(522**). media ya dönen darius eylülde altı pers soylusunun yardımıyla smerdis i öldürdü ve tahta geçti.
    darius bisütun yazıtlarında, aslında kambyses in kardeşini daha önce gizlice öldürttüğünü ve kendisini kral ilan eden kişinin aslında smerdis kılığına giren gomatas* adlı bir mecusi olduğunu ve onu öldürmekle tahtın ahameniş hanedanına dönmesini sağladığını öne sürdü. oysa kendisi hanedanın ikincil bir kolundan gelmekteydi; üstelik dedesi ve babası hayatta olduğundan onları atlayarak tahta geçmesi de olanaksızdı.
    bunun yüzünden bazı araştırmacılar darius un gomatas öyküsünü davranışını haklı göstermek amacıyla uydurduğunu ve öldürülen kralın kuraş ın gerçek oğlu olduğunu savunmaktadırlar.
    darius, tahta geçtikten sonra karşılaştığı genel direniş nedeniyle yönetimini zorla kabul ettirme yoluna gitmiştir. smerdis i öldürmesinin ardından özellikle doğu eyaletlerinde, imparatorluğu kargaşaya sürükleme tehlikesi ile karşı karşıya bırakan geniş çaplı ayaklanmalar başladı. elam*, babil*, media ve sagartia da genellikle eski hükümdarların soyundan geldiğini öne süren kişilerce bağımsız yönetimler kuruldu. babil de iki elam da ise üç kez ayaklanma çıktı. iran da vahyaşdata* adında biri smerdis olduğunu öne sürerek halktan geniş bir destek gördü. ama bütün bu ayaklanmalar kendiliğinden oluşmakta ve birbirinden kopuk bir nitelik taşımaktaydı. darius küçük ordusuyla gelip bu hareketleri teker teker bastırmayı başardı.
    bisütun yazıtlarına göre darius ondokuz savaşta dokuz ayaklanma önderini yenerek tutsak etti. elam daki üçüncü ayaklanmayı bastırdığı 519** yılına doğru ülkenin doğu kısmını bütünüyle denetim altına aldı. bu arada yönetimini tanımayan sardis valisi oroites ile mısır valisi aryandes i de öldürtmüştür.

    -imparatorluğun güçlenmesi-

    ülke içerisinde düzeni sağlayan darius, sınır güvenliğini sağlamak ve göçebe kabilelerin akınlarını engellemek için bir dizi sefere girişti. 519** yılında hazar denizi nin doğusundaki iskitler e saldırdı ve birkaç yıl sonra indus vadisi ni ele geçirdi. 513 yılında trakya nın doğusunda yaşayan halklara boyun eğdirdikten sonra, tuna ırmağını aşarak avrupa skythia* sına girdi. ama iskit göçmenleri geri çekilirken geride bıraktıkları toprakları yakıp yıktıklarından, erzak yetersizliği nedeniyle bu seferden vazgeçmek zorunda kaldı. darius un anadoluda bulunan valileri trakya ve makedonya nın fetihlerini tamamlayarak limni ve imroz adalarını aldılar. böylece yunanistan a giden yollar ve karadeniz den boğazlar yoluyla yapılan tahıl ticareti perslerin denetimine girdi
    ve asya daki yunan topraklarında kurulan pers yönetimini avrupa nın müdahelelerinden korumak için yunanistan ı fethetmek zorunluluk haline geldi.
    herodotos a göre daha scythia seferinden önce gemilerini yunan kıyılarına gönderen darius, atina ve eretria nın 499** yılında pers yönetimine karşı ion ayaklamasını desteklemelerine kadar askeri bir harekata girişmedi. bu ayaklanmanın bastırılmasından sonra darius un damadı mardonios*, atina ve eretria ya karşı bir sefer düzenlemekle görevlendirildi. ama pers donanması 492** yılında aynaroz açıklarında fırtınaya yakalanarak batınca bu seferden vazgeçildi. 490** yılında bi med olan datis* in komutasındaki yeni bir ordu eretria yı
    yakıp yıkarak halkını tutsak ettiyse de, daha sonra marathon da atina ordularına yenildi. mısır da çıkan ayaklanma yüzünden ertelenen üçüncü sefer hazırlıkları tamamlanamadan darius vefat etmiştir.

    -darius un yönetim alanındaki etkinlikleri-

    önceki kralların fetihlerini sürdürerek pekiştiren darius, pers tarihine en büyük katkıyı yöneticiliyle yapmıştır. kyros un başlattığı imparatorluğun valiliklere* bölünerek örgütlenmesi işini tamamladı ve valiliklerin yıllık vergi ödemelerini düzene soktu. hükümdarlığı döneminde imparatorluğun ticaretini geliştirmek yolunda geniş çaplı ve uzak görüşlü projelere girişildi.
    para, ağırlık ve uzunluk ölçüsü birimleri standartlara bağlandı; kara ve deniz yolları geliştirildi. karyandalı* skylaks* ın önderliğinde bir keşif heyeti indus ırmağından aşağı giderek ırmağın ağzından mısır a ulaşan deniz yolunu bulmuştur. ayrıca m ö 7. yüzyılda mısırlı yöneticilerden ikinci neko nun nil ırmağı ile kızıldeniz i birbirine bağlamak amacıyla yapımına başladığı sanılan
    ve yarım kalan kanal onarılarak tamamlanmıştır.
    darius imparatorluğun değişik halklarını bir ortak yönetim altında toplamak için çeşitli önlemler almakla birlikte, kyros un yerel dinsel kurumlara karşı saygılı tavrını sürdürmüştü. mısır da tanrı amon adına harga vahasında bir tapınak yaptırdı. idfu* daki tapınağa bağışlarda bulundu ve başka tapınakların onarılmasına ön ayak oldu. sais tapınağındaki tıp okulunun yeniden açılmasını sağladı; mısır valisine yerli din adamlarına danışarak mısır yasalarını yeniden düzenleme emrini verdi.
    mısır efsanelerinde darius ülkenin en büyük yasa koyucularından ve hayırsever hükümdarlarından biri olarak geçer. 519** yılında yahudilere kyros fermanı çerçevesinde kudüs tapınağını onarma izni verdi.
    kyros un yunan tapınaklarına tanıdığı ayrıcalıkları sürdürdü. bazı uzmanlara göre darius un kendisi, yazıtlarınında gösterdiği gibi, zerdüşt* öğretisinden etkilenmiş dinsel inançlar taşıyordu. zerdüşt dininin imparatorluğun resmi dini olması da genellikle darius a bağlanmıştır
    darius bayındırlık işlerinde de ahameniş hanedanının en büyük hükümdarı oldu. döneminde, iran mimarisinin kazandığı üslup, imparatorluğun sonuna kadar değişmeden kalmıştır. 521 yılında susa* yı başkent yaparak kentin surlarını yeniledi; ayrıca bir taht salonu* ve bir de saray yaptırdı. yazıtlarında sarayının yapılması için imparatorluğun her yanından nasıl malzeme ve usta
    getirttiğini anlatır. kendi yurdu fars ta bulunan persepolis te, pasargadae deki eski başkentin yerini almak üzere yeni bir krallık konutu yaptırmıştı. kentin surlarının, abadana, toplantı salonu, hazine odası, ve kraliyet sarayının tamamlanmasını göremeden ölmesine rağmen, bu yapılar onun eserleri olarak kabul edilir. ayrıca ecbatana ve babil de onun döneminden kalma yapılar da vardır.

    **milattan önce


    (cuma - 27 Temmuz 2005 21:38)

  • comment image

    insanın içini ağlatan köy. rahmetli mususi alınmasın, uganda'da bile olsa, bundan daha iyi korunurdu gibime geliyor. jandarmanın kızmasına rağmen çobanımız hayvanlarını oradan otlatabilir, hayvanlar da... neyse. dolaşırken içim acıdı doğrusu. böyle bir güzelliğimiz var sanki yok etmek için çırpınıyoruz. muhteşem denilen zindanla ilgili de küçük bir not düşeyim müsaadenizle. lütfen oraya inerken dikkatli olun. adımlarınızı her an kaymaya programlı atın ve bir elinizle de tutunun. yoksa benim gibi tarihle daha yakından haşır neşir olabilirsiniz. içimdeki tarih sevgisinden olsa gerek, kaç basamak indim mabadı şahanemin üstünde dirseklerimi sürerek. yosun tutan taşlar şarkıda güzel de, hakikatte tehlikeli olabiliyormuş.


    (arvo - 4 Eylül 2006 10:26)

Yorum Kaynak Link : dara