The Hundred-Foot Journey (~ Ask Tarifi) ' Filminin Konusu : Çok yetenekli bir aşçı olan Hasan Kaddam, ülkesindeki siyasi kargaşanın annesinin ölümüne sebep olması üzerine Hindistan'ı terkeder ve Fransa'ya göç eder. Burada yeni tanıştığı Marguerite'in de cesaretlendirmesiyle bir Hint restoranı açar, ancak restoranın tam karşısında bulunan Madam Mallory'nin lüks restoranı, aralarında amansız bir rekabetin doğmasına neden olacaktır.
The Best Exotic Marigold Hotel(2012)(7,3-84664)
Chef(2014)(7,3-170059)
The Second Best Exotic Marigold Hotel(2015)(6,6-28389)
Burnt(2015)(6,6-97218)
helen mirren, charlotte le bon, manish dayal gibi oyuncuların rol aldığı 12 eylül 2014'te ingiltere'de vizyona girecek olan film. fransa'ya gelen ve michelin yıldızlı bir fransız restoranının karşına bir restoran açan hintli ailenin hikayesi.oprah winfrey ve steven spielberg filmin yapımcıları.fragmanedit: uk fragman
(zeddicus zu l zorander - 13 Mayıs 2014 23:01)
richard c. morais'in 2010 da yazdığı ilk romanıdır, aslında.şimdilerde filmi de yapılmış, vizyona girse diye beklediğimiz.
(hamlaus - 18 Eylül 2014 12:21)
imdb değerlendirmesi overrated olan lasse hallström'ın son filmi. bol klişeli ama rahat izlenen ortalama bir film.6,5/10
(hamlaus - 15 Kasım 2014 13:03)
az önce izlemeyi bitirdiğim ve gayet sevdiğim film.her romantik yapımın sahip olduğu klişelere sahip tabi ki kendisi, ancak izlendiğinde insanın dimağında hoş bir hissiyat bırakıyor, sonuç itibari ile asıl önemli olan da zaten bu sanırım, değil mi?
(swollenmember - 16 Kasım 2014 14:37)
hoş bir seyirlik. içeriğindeki klişeler bir hollywood klişesinden çok, çiçek abbas, turşucular gibi yerli film sıcaklığında olması ve bu filmlerde yer alan rekabet, hayata tutunma vb öğelerle benzerlik göstermesi filmi samimi ve dikkat dağılmadan izlenebilir kılıyor.
(bana zarlar hileli - 21 Kasım 2014 02:41)
bu senenin jon favreau imzalı chef'iyle birlikte yemek üzerine yapılmış filmlerden. eğlenceli, hoş, sıcak bir film. izle, biraz eğlen ve sonra unut. bir kalıcılığı yok. bu aralar bu türden filmleri çok sık yapıyor lasse halström. formüllere bağladı iyice sinemasını. formülleri uygula, tamamdır. formülleri iyi uyguluyor neyse ki ama işte, sonuçta ortaya koyduğu filmler kalıcı olmuyor. hatırlanmayacak filmler bunlar: dear john, safe haven, salmon fishing in the yemen. tadı hoş olan ama yedikten 10 saniye sonra tadı damaktan silinen abur cuburlara benziyor bu filmler. hoş, eğlenceli ama ötesi değil. lakin hallström kötü bir sinemacı değil kesinlikle. daha iyisini yapabilir ama bu aralar fabrikasyona bağladı. benzer filmleri çekip duruyor. mesela bu filmdeki konuyu yıllar önce juliette binoche-johnny depp'li chocalat'ta daha iyi işlemişti. 14 sene sonra tekrar benzer bir film çekti. tabii gene yabancıları anlatış şekli, yabancıların coğrafyasına odaklanış şekli, esprileri, karakterleri ile önceki filmlerinden salmon fishing'i de hatırlatıyor. formüller yüzünden benzer filmleri çekip duruyor. biraz çizginin dışına çıksa fena olmayacak.eğlenceli bir film. klişeler yoğun. karakterler hoş ama derinliksiz. temalar hoş ama derinliksiz. hoş ama derinliksiz bir film. chef'i daha çok beğendiğimi söyleyeyim. chef'e göre daha hafif bu film. bunu da belirtmek gerek. çok şey beklemeden izlenir. *charlotte hoş bir kadın. ileride adını daha çok duyacağız (robert zemeckis'in yeni filminde oynadı). *yabancılar gene ingilizce konuşuyorlar. kendimi düşünüyorum. ingiltere/fransa/abd'de olsam yanımda yabancı dil (ingilizce) bilen biri yoksa ailemle niye zorlanarak konuştukları ingilizce'yle iletişim kurayım ki? bırakamadınız bu klişeyi.*filmin senaryosunu steven knight yazmış. knight bu filmden sonra bradley cooper'ın aşçıyı oynadığı gene yemeklere odaklanan isimsiz bir filmi yazmış. umarım bu kez daha iyi, daha az klişeli bir film yazmıştır. yoksa cooper'a eşlik eden müthiş cast'a yazık olacak.
(sherlock holmes 90 - 21 Kasım 2014 14:15)
sonu başından belli bir senaryoya sahip sımsıcak film. işin içine mutfak ve en sevdiklerimden hint mutfağı da girince tadından yenmez olmuş. --- spoiler ---madam mallory ve hassan'ın babası ne tatlı çift oldunuz siz öyle. kedi canınızı sizin.--- spoiler ---
(abukkraker - 27 Kasım 2014 00:20)
mutfak ve yemek zevkiniz ise bu filmi de seveceksinizdir.huzur bulmak için bile seyredilir.
(travenian - 4 Aralık 2014 19:32)
--- spoiler ---richard c. morais'nin aynı adlı kitabından steven knight'ın senaryolaştırdığı ve lasse hallström'ün yönettiği 2014 yapımı eğlenceli film. başrollerde helen mirren, om puri, manish dayal, charlotte le bon ve amit shah oynuyor. yeni bir hayat umuduyla hindistan'dan fransa'ya göçen kadam ailesinin, fransa'da bir hint restoranı açması ve yolun karşı tarafındaki madame mallory'nin (mirren) klasik fransız mutfağı sunan şöhretli restoranıyla rekabete girmesini konu alan bir film. filmde daha çok komedi özellikleri ve yemek teması ön plana çıkıyor. helen mirren'ın fransız aksanlı ingilizcesi bence gerçekçi ve iyi olmuş. filmin soundtrack seçiminde ise hareketli hintçe şarkılar ve bazı fransız klasikleri göze çarpıyor; http://www.imdb.com/title/tt2980648/soundtrack ayrıca (bkz: michelin yıldızı)--- spoiler ---
(sanver - 8 Aralık 2014 00:07)
başrolünde güzeller güzeli saint-antonin-noble-val var.
(ventolin - 13 Aralık 2014 00:12)
bana en cok zevk veren filmlerden; basari, ask, hareket, uretkenlik ve gayet asil guzel bir kiz.. izleyenin pisman olacagini sanmiyorum.
(gitti gelecek - 14 Aralık 2014 22:56)
--- spoiler ---güzel bir chef filmiydi özellikle hint karışımı olması ilgimi çekti. fransız mutfağı ile hint mutfağı, fazlasıyla iddaalı geldi bana. sıcacık bir film sıfatı kesinlikle bu film için barındırılabilinir. aile, sevgi, aşk, hayaller, farkındalık çok fazla karışım mevcut filmde. arzuladığımız hedefler her zaman bizi mutlu edemez yanında o başarının değerini birlikte yaşayabileceğimiz insanlar olmadıkça. çabala ve gör! fakat ne istediğini iyi biliyorsan ve kesinleştirdiysen seni kendinden başka kim tutabilir ki.--- spoiler ---
(deppp - 3 Ocak 2015 19:14)
helen mirren'ın zarafetine, charlotte le bon'un duru güzelliğine ve "mutfak" olayının sunduğu tüm o seyirlik olanaklara rağmen vasatı aşamayan bir film. yeşilçam'da varlıklı ablalar tarafından keşfedilip kaset yapılan arabeskçilerin anlatıldığı filmlere benziyor. bu sefer varlıklı abla arabeskçi yerine arabeskçinin babasına yazıyor, dikkat çekici tek farklılığı bu galiba. lan bi an elemanın yaptığı yemekleri o filmlerdeki albümler gibi gelişigüzel masaya atacaklar diye beklemedim değil.
(kahmut - 5 Ocak 2015 16:43)
bu ne biçim film denmez ama bence reklamı,sansasyonu kadar iyi olmamış bir film.
(bagel and waffle - 5 Ocak 2015 16:49)
konusunu okumadan izledigim ve cok sevdigim film. boyle yeme-icme-restaurant temali filmleri zaten seviyorum. isin ilginc tarafi ise filmi izlemeden once restaurant acma konusunda; cok degerli bir arkadasimla konusuyorduk. hatta instagram'da cunda'da terkedilmis bir manastirin fotografini gormustum; onu yolladim arkadasima burayi restore edip acalim restauranti diye. filmi izleyince baya bir sasirdim acikcasi. bunu kendime bir isaret olarak algilamaktan da geri kalmadim. o manastira gidip bir bakacagiz; suyu elektrigi var mi diye. michelin yildizi cunda'nin da hakki.
(dieforyou - 7 Ocak 2015 14:21)
asla bitmesini istemeyeceğiniz harika bir film. oyunculuklar-hikaye-görüntüler-müzikler herşeyi ile mükemmel . bu filmi hiç unutmayacaksınız !!! hakkında güzel bir yazı . the hundred foot journey
(tumbler - 13 Ocak 2015 23:26)
huzur dolu bir film izleyeyim diyorsaniz iste o film bu film. pazar geceme tam uydu.
(your majesty - 18 Ocak 2015 23:41)
122 dakikalık tatlı film. ikinci yarısı, ilk yarısından daha iyi diyebilirim.filmi izlerken yanınıza atıştırmalık şeyler alın, iştah açabiliyor.
(imjustkillingtime - 28 Ocak 2015 20:24)
(bkz: neşeli günler)ki farketmemiştim turşucular diyerek anılmış ve hatta isabetle çiçek abbas da anılmış.bbc de rick stein'ı izlemiştim haftasonu; hindistan'da curry avına çıkmıştı ve ingiltere'de yokluktan (orjinal malzeme yokluğundan) yapılan hint yemeklerine olan özlemiyle hindistan'da aynı yemekleri tekrarlıyor; bu arada yeni lezzetler keşfediyor vs.onun tersten olanı gibiydi; ya da düzden bilemedim. aynı kalitede yemek ve mutfak görüntüleri + fransa manzaraları ile konuya kulak kabartmadan da izlenecek bir film.
(kozniku - 19 Mart 2015 00:53)
Yorum Kaynak Link : the hundred-foot journey