Süre                : 25 dakika
Çıkış Tarihi     : 22 Ağustos 2014 Cuma, Yapım Yılı : 2014
Türü                : Animasyon,Komedi,Drama
Taglar             : 21th century
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Tornante Company , ShadowMachine , Netflix
Yönetmen       : Martin Cendreda (IMDB), J.C. Gonzalez (IMDB)(ekşi), Joel Moser (IMDB)(ekşi), Amy Winfrey (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Raphael Bob-Waksberg (IMDB)(ekşi),Peter Knight (IMDB)(ekşi),Laura Gutin (IMDB)(ekşi),Joe Lawson (IMDB)(ekşi),Scott Marder (IMDB)(ekşi),Kate Purdy (IMDB),Mehar Sethi (IMDB),Caroline Williams (IMDB)
Oyuncular      : Will Arnett (IMDB)(ekşi), Amy Sedaris (IMDB)(ekşi), Alison Brie (IMDB)(ekşi), Paul F. Tompkins (IMDB)(ekşi), Aaron Paul (IMDB)(ekşi), Jaime Aymerich (IMDB), Ivette Gonzalez (IMDB)(ekşi), Gustavo Mena (IMDB)(ekşi), Fabiola Stevenson (IMDB), Eduardo Roman (IMDB), Adam Conover (IMDB), Patton Oswalt (IMDB), Dave Segal (IMDB), Stanley Tucci (IMDB), Keith Olbermann (IMDB), Rafael Sigler (IMDB), Rachel Bloom (IMDB), Kristen Schaal (IMDB), J.K. Simmons (IMDB), Kevin Bigley (IMDB), Raphael Bob-Waksberg (IMDB), Chris Cox (IMDB), Mike Hollingsworth (IMDB), Cedric Yarbrough (IMDB), Wyatt Cenac (IMDB), Wendie Malick (IMDB), Margo Martindale (IMDB), Nicole Sullivan (IMDB), Olivia Wilde (IMDB), Heléne Yorke (IMDB), Maria Bamford (IMDB), Yvette Nicole Brown (IMDB), Fielding Edlow (IMDB), Larry Clarke (IMDB), Kelen Coleman (IMDB), Ken Jeong (IMDB), Phil LaMarr (IMDB), Jon Daly (IMDB), Judy Greer (IMDB), Anjelica Huston (IMDB) >>devamı>>

BoJack Horseman ' Dizisinin Konusu :
BoJack Horseman, 90’ların ünlü sitkomlarından olan Horsin’ Around’un sevilen yıldızıdır. Şimdi bu dizinin üzerinden yaklaşık olarak 20 sene geçmiş ve BoJack yeniden büyük bir çıkış yapmak için kollarını sıvamıştır.


  • "o derinligi daha 2. 3. bolumden veren, cok hisli bir atin basrolde oldugu muhtesem yapim."
  • "intro muzigi uyusturucu kafasiyla bestelenmis gibi hissettiren, ending theme i ise cok tatli olan bir cizgi dizidir.basta bos bir komedi gibi dursa da sonradan derinlesen bir dram soz konusudur."
  • "evren acımasız umursamaz bir boşluktur. mutluluğun anahtarı anlam aramak değildir. kendini önemsiz saçmalıklarla meşgul etmektir. ve sonra ölürsün.* at tepiği gibi dizi..."
  • "(bkz: ı'm more horse than a man)*(bkz: ı'm more man than a horse)"




Facebook Yorumları
  • comment image

    ilk sezonun ortasına kadar öylesine olaylar işleyen sıradan bir komedi dizisiyken ikinci yarısında bojack başta olmak üzere karakterleri derinleştirmeye başladı.

    11. bölümle ise altın vuruşu yaptı. pelte gibi yatıyorum yatakta 12'yi izleyecek cesaretim yok.


    (bubezleeb - 21 Eylül 2014 01:08)

  • comment image

    o derinligi daha 2. 3. bolumden veren, cok hisli bir atin basrolde oldugu muhtesem yapim.


    (zad - 26 Eylül 2014 04:25)

  • comment image

    rick & morty, gravity falls ya da adventure time tadında birşeydir herhalde düşüncesiyle izlemeye başladığım çizgifilm. fakat bu saydıklarımla hiçbir alakası yok. bir kere, her hafta karakterine başına komik olaylar gelmesi, her hafta yeni bir macera tadında ilerlemiyor. her bölüm normal bir dizi gibi öncekinin kaldığı yerden devam ediyor. bayağı bayağı dizi olarak çekseler izlenirmiş o derece.


    (hgeg - 10 Ekim 2014 14:11)

  • comment image

    deeeh dül dül.

    kim tutar seni ayrılda gel!

    netflix'in bombası! hiç bitmesin dedirten, hatta ilk sezonu bitmesin diye ağırdan ağırdan izlediğim, sezon bittikten sonra boşluğa düşüp tekrar 2 defa daha izlediğimdir. --- spoiler ---

    diane için mr. peanutbutter ile kapışması, çoğu bölüm sonunda diane tarafından hayal kırıklığına uğramak gelenek haline gelmiştir.
    ---
    spoiler ---

    bojack'in ev arkadaşı todd'u braking bad'den bildiğimiz aaron paul seslendirmektedir.
    etraftaki hayvanların özellikleriyle gayet yaratıcı esprilere sahiptir.

    bad tribe girdikleri ve diane ile mr. peanutbutter'ın ilişkisi olduğunu öğrendikten sonraki tepkisi en favorilerimdendir.

    horsın' around

    back in the 90's


    (thereisalp - 28 Aralık 2014 07:00)

  • comment image

    sadece giriş jeneriğindeki müzik için bile izlenebilecek dizi. nitekim ben de tam olarak bunu yaptım. öncelikle şu şarkıya (bojack's theme) denk gelip hayran kaldım, sonra bu şarkıya sahip olan bi dizi her türlü izlenir diyerekten oturdum izledim. belki muhteşem diyemem ama kesinlikle beklentilerimin çok üstünde çıktı. bu arada şarkıyı da the black keys grubunun bateristi patrick carney yapmış. sonra bi ara oturup the black keys albümlerini de dinledim. güzel yani.

    ayrıca bitiş şarkısı da 10 numaradır...


    (kapinin kolu - 23 Şubat 2015 18:55)

  • comment image

    90larda bir sit-com'da başrolde oynayarak ünlenmiş fakat yıllar geçtikten sonra adı silinmeye başlamış, insanların kendisini iyi bir şekilde hatırlamasını isteyen bir atın öyküsü. kesinlikle komedi dizisi değil. çerezlik ya da gülmek için izlenebilecek türden değil, tamamen duygusal, depresif bir animasyon. yan karakterlerin derinine inilmesi, ayrıntılar vs. dizinin çok sağlam olduğunu gösteriyor. giriş ve bitiş şarkıları da ayrı mükemmeldir.


    (metroda ucretsiz gecmeye calisan sahis - 4 Eylül 2015 17:42)

  • comment image

    sozluk camiasinin buyuk bir kisminin hala kesfetmedigi, 3. sezonunu bekledigimiz animasyon dizidir. sanirim turkiyedeki sitelere daha dusmedi buyuk ihtimal entry girenlerin cogunun neftlix erisimi var. her neyse boyle gulersin "keh keh" sonra metin oyle bi sicar ki agzina -kalirsin-. bir family guy ya da simsons degildir yani. ayrica deli detay var bi cogunu farkedemiyorsun hatta buzzfeed usenmemis yazmis ben yeminle cogunu kacirmisim:http://www.buzzfeed.com/…you-doing-here#.rm5gvlwnyo


    (misfit - 11 Eylül 2015 15:21)

  • comment image

    dizi sıradan bir animasyon olmanın çok ötesinde. bana göre bir başyapıt. türk seyircisinin (hadi haksızlık etmeyelim, amerikan seyircisi hariç hiçbir seyircinin) en önemli esprileri ve göndermeleri anlaması maalesef mümkün değil. ancak diziyi bu kadar harika yapan da bu göndermeler ve espriler.

    örnek:
    2 sezonun 8. bölümünde, j.d salinger bir yarışma programının yapımcısı rolünde konuk edilmiş. jd salinger aslında gerçekten yaşamış, amerikali bir yazar. bir sahnede salinger, yarışma programı çok sevildiği için keyifleniyor ve "biri bana muz balıklı sandviç ve redbull getirsin" diyor. bojack'in ev arkadaşı todd "ben getiririm. redbull için mükemmel bir gün" diyor.

    buradaki göndermeyi anlamak için j.d salinger'ın "muz balığı için mükemmel bir gün" adında bir hikayesi olduğunu bilmek geekiyor, ki bunu bilen insan sayısı bir elin parmaklarını geçmez.

    böyle bir dizidir...


    (doctor jivago - 18 Mart 2016 17:22)

  • comment image

    2014 yapımı yetişkin animasyon dizisi. south park family guy karışımı gibi geldi bana. şöyle çok da güzel bir diyaloğu barındırır:
    --- spoiler ---
    bojack: güzel olduğun için iğrenç şeyler yapmaya hakkının olduğunu düşünüyorsun. ve bunun iğrenç olduğunun farkında da değilsin. ama iğrenç olduğunu bilmemen seni daha az iğrenç yapmaz.
    kız: sence ben gerçekten güzel miyim?
    ---
    spoiler ---


    (kralsiz tac - 5 Nisan 2016 03:25)

  • comment image

    mukkemmel bir 3. sezona sahip dizi

    dizi izledigim en depresif dizi sanirim. bu kadar surreal bir temel etrafinda islenmesine ragmen -hayvanlar vs.- insani bu kadar etkileyebilmesi cidden ilginc.

    izleyin izlettirin. cidden muhtesem


    (desmond jones - 27 Temmuz 2016 01:19)

  • comment image

    birkaç bölüm izleyip alıştıktan sonra eşitlik ütopyası gibi gelmeye başlamıştı bana. tüm hayvanlar en az insan kadar mental gelişmişliğe sahip; aynı denklikte aynı medeniyet saçmalığı paylaşılarak yaşanıyor filan. bu donelerden fantastik bir savaş filmi de çıkabilecekken günümüze ithafen böylesine incelikli bir kara mizah örneği var karşımızda. tabii diziyi %100 kavrayabilmek için amerikan gündemine ve kültürüne çok hakim olmak gerekiyor. anlaşılmayan, havada kalan göndermeler olmuyor değil. ama diğer yandan da çok ilginç bi şekilde arada bir bağ varmış gibi yakalıyor insanı. mesela bu dizide en çok güldüğüm an dr. hu sahnesinde sarah'nın bojack için "sometimes i just laugh after he talks, so he'll leave me alone." demesi olmuştu. normalde izler ve unuturum. defalarca aklıma geliyor diye açtım tekrar tekrar izledim, ilk izlediğim andaki gibi gülemedim. ikincide hiç de komik değildi aslında. sinirlerimin aşırı bozuk olduğu bi anda çok gülmüşüm ve kafamda büyütmüşüm belli ki. hiç izlemeyen için okuması zerre komik değildir sanırım. ama diziyle ilgili de -en azından birinci sezon kapsamında- en en en sahne olarak aklıma gelen ilk şey bu replik. kesinlikle dizinin o an o bağ yerinden yakalaması, anlatılınca tüm anlamını yitiren yaşanmış komikliğin dramı resmen. bojack'in her gün kendi dizisini izlemesi gibi bir şey belki. keşke ikinciye de güldürseydi. :(


    (cua - 26 Ekim 2016 21:55)

  • comment image

    bojack'in annesinin 2. sezonun ilk bölümünde dedikleri can yakıcıdır:

    --- spoiler ---

    sen arızalı doğdun, doğuştan böylesin. artık hayatını projelerle, kitaplarla, filmlerle ve kız arkadaşlarla doldurabilirsin ama bunlar seni bir bütün yapmayacak.
    sen bojack horseman’sın ve bunun tedavisi yok.

    ---
    spoiler ---


    (dedim dunya bu kadar - 3 Kasım 2016 12:19)

  • comment image

    intro muzigi uyusturucu kafasiyla bestelenmis gibi hissettiren, ending theme i ise cok tatli olan bir cizgi dizidir.
    basta bos bir komedi gibi dursa da sonradan derinlesen bir dram soz konusudur.


    (carioca - 27 Kasım 2016 14:24)

  • comment image

    uzaktan vakit geçirmelik, eğlencelik görünüyor ama,

    ilk sezonuyla eğlendiren
    ikinci sezonuyla güldürürken düşündüren
    üçüncü sezonuyla hepten sıkıntıya sokan animasyon dizisi.

    j.d. salinger'a yer verdikleri bölümlerde zevkten dört köşe oldum. izlenir. izleyin.

    spoiler

    -salinger ölmedi mi?
    +hayır inzivaya çekildi

    spoiler


    (okurumokursunokur - 2 Aralık 2016 22:50)

  • comment image

    açıkçası, burnubüyüklük gibi gözükeceğini bile bile söylemem gerekir ki, yazım aşamasını ve yaratıcısını gerçekten kıskandığım projelerden biri. çünkü varoluş problemlerinin, depresyonun ve kişilik buhranlarının mizahi bir şekilde dışavurumunu sevenlerin tad alacağı bir yapım, kara komedinin sadece eski ingiliz dizilerindeki gibi şahısların gündelik hayatlarına hiç dokunmadan yalnızca diyaloglarıyla ve muhteşem felsefi, edebi göndermelerle yapılmasından ziyade bayağı dümdüz bir erman çağlar stili kara mizah sevenlerin mutlaka izlemesi gereken bir dizi. ve gerçekten böyle bir şeyi yaratabilmiş olmayı çok isterdim. amerikan yapımı olması nedeniyle evet kişilik genellemeleri belki bizim toplumumuzdan uzak, ama toplumumuzda da sosyal ağların yaygınlaşmasıyla görülen küresel akımlar, diziyi yine bize çok yabancı hissettirmiyor.

    diane nguyen karakteri üzerinden ortaya serilen "feministim, dünyayı değiştirebileceğime inanıyorum fakat henüz kendi hayatım üzerinde bile kontrole sahip değilim ve zengin biriyle evlenerek kendi hayatımı bir şekilde düzene sokabileceğime güveniyorum" duruşu ile dalga geçilmesinden büyük bir keyif alıyorum mesela, çünkü çok gerçek, akımlar güçlü olabilir ama kişiler o kadar güçlü değildir. kişiler idealleriyle tutarlı hareket edemedikleri zaman girecekleri kişilik buhranlarına da hazır değildir çünkü bir ideali benimsemek kağıt üzerinde her zaman çok kolay.

    bojack horseman karakterinin sadece "düşmüş bir eski ünlü" olarak izlenmesini de kolaycılık gibi görüyorum, bojack aslında hepimizden bir parça taşıyor. başarısız olacağını hiçbir zaman düşünmeyen, kendi hayatının yaşanabilecek en iyi hayat olduğuna inanmayı seven, başkalarının hayatlarını eleştirirken çok cömert davranan fakat kendisiyle yüzleştiği zaman karşı karşıya geldiği gerçeklere katlanamayan biri, bu yüzden kendisini sadece eski bir hollywood ünlüsü olarak izleyip gülmek yerine gayet suçluluk duygusu hissettirecek kadar acımasız gerçekleri kara mizah tadıyla izlemek aşırı güzel bir şey. ben de mesela eski, düşmüş bir ünlü değilim ama hayatta şu an bulunduğum yere geleceğimi bir on yıl önce tahmin etmezdim, on yıl önce, şu an birçok şey yapabilmiş olacağımı düşünürdüm, düşündüğüm hiçbir şeyi yapamadım ve on yıl sonra da yapamayacak olma ihtimalim çok yüksek. kendimi iyi biri olarak görüp başarılı, iyi bir hayat yaşadığımı düşünmek kendime katlanabilmemi sağlıyor fakat bazı gerçeklerle yüzleştiğim zaman, ne kadar başarısız, sıradan, kötü, çekilmez bir insan olduğumu gördüğüm zaman kendimi sevmiyorum. kendi hayatımın başka birinin gözünden yazılmış bir biyografisini okusam ben de küplere binerdim ama otobiyografimi kendimi yücelte yücelte yazacak kadar bile kendime yönelmeye gelemez ve ben de tıpkı bojack gibi yazmayı erteler, başka birine yazdırmaya razı olurdum.

    günümüz dünyasının akımları ile (hipster akımı, lezbiyen yönetmen, amacından sapmış sanat akımları, veganlık, gezen tavuklar, ünlülere duyulan gereksiz aşırı hayranlık...) dalga geçmesinin ötesinde insani yönleri çok yüksek olduğu için çok vurucu bir komedi bu. "kanser hastası olan ve sizden nefret eden, ölüm döşeğindeki eski bir dostunuzu, yıllardır konuşmamış olmanıza rağmen o ölmeden, vicdan azabından kurtulmak adına kendinizi affettirmek için ziyaretine gider miydiniz?" sadece bu soru bile içinden bir roman, bir film çıkaracak bir konu ve o kadar ince çözümlemeleri o kadar insani bir şekilde yirmi küsür dakikada size izletip bir de güldürüyor, acı acı gülme deneyimini size yaşatıyor, vallahi helal olsun. ilk bölümü izlerken yaratılan evrene adapte olmaya çalışıp sudan esprilere gülerken "haha hehe, hayvanlar da insanlar gibi davranıyor ve eski ünlülerin gözden düştükten sonra geldikleri hallerle dalga geçiyor, komikmiş..." diyordum, rick and morty'nin yeni sezonunu beklerken izlenebilecek dizi önerilerinde sürekli karşıma çıkan şeyi galiba rick and morty'den daha çok sevmiş olabilirim, gazorpazorplar affetsin.

    ayrıca, içindeki yine günümüz yapımlarına ince göndermeleri de çok keyif veriyor, birdman göndermesini, birdman'i de birlikte izlediğimiz sevgilimle aynı anda, daha ilk saniyelerde yakalayıp keyiften oturduğumuz yerde oynamaya başladık:

    https://www.youtube.com/watch?v=yq3hnipbovg

    yine yukarıdaki sahnede kalp yüzlü güzel baykuş wanda pierce, lisa kudrow tarafından seslendiriliyor ki bu aralar neye elimi atsam içinden beklenmedik bir şekilde phoebe buffay sıçrıyor ve bunlar hep neşe boost'u.

    yine aynı sahnede j. d. salinger görülüyor ki evet, bu dizinin karakterlerinden biri de j. d. salinger. çünkü amerikan entelektüellerinin iki yüzlülüğünü ortaya koyan ve bu dizide yer alması gereken yazar da tam olarak kendisi. dizide sürekli sadece the catcher in the rye okumuş olmasına rağmen kendini büyük bir salinger fanatiği, hatta iyi bir okur, muhteşem bir edebiyat takipçisi gibi göstermeye çalışan; salinger'in bir popüler kültür ikonu haline gelmekten kaçınmasına rağmen yazarı inatla bir ikon haline getirmeye çalışan tüm beyaz yakalıları ters köşeye yatırmak için elbette j. d. salinger bu dizide kendine yer bulacaktı. (kitaplığında iki j. d. salinger kitabı olan biri olarak bu cümleleri yazmayı kendime hak gördüm, eğer o ikinci kitap olmasaydı ben de ters köşeye yatacaktım.) (tüm bu paragrafı, sadece kürk mantolu madonna okuyan sabahattin ali hayranlarına ve instagram okuru olanlara da adayabiliriz.)

    lafı amma çok uzattım, sadece izlediğim en iyi kara mizah örneklerinden biri olduğunu söyleyecektim ama kişiselleştirmekten entry'i bitiremedim, daha önce milyor kere söylenmiştir fakat bir animasyon dizinin girişi bu kadar mı güzel olur, hiçbir izleyişte atlamıyorum ve her izleyişimde bir at, gözüme daha karizmatik geliyor.

    kapanış şarkısı ise bayağı normal dinleyebileceğim bir şarkı gibi, adeta bir the black keys şarkısı, bir mumford & sons şarkısı gibi.

    bojack'in todd chavez ile olan arkadaşlığı üzerinden de muhteşem çıkarımlar ve özeleştiriler yapacak, arkadaş kavramı ve yalnızlık üzerine de yine birsürü şey karalayacaktım ama hakikaten sanırım bazı şeylerin üzerine ne kadar şey yazılsa da esas yapım kadar anlaşılır olmaz, seriyi izlemeyen, yapışkan ve zevzek bir arkadaşın bile yalnızlıktan daha iyi olduğunu düşündüğü için kendini bilerek kullandıran birinin hissiyatını bu kadar iyi anlayamaz.

    editle gelen ek: bazı bölümlerde bazı ünlüler konuk oluyor, kendilerini seslendiriyorlar, paul mccartney, naomi watts ve daniel radcliffe kendi karakterlerini seslendirdiler, o yüzden çizilen ve kendi adıyla bahsedilen bir ünlü gördüyseniz muhtemelen onu seslendiren de kendisidir.


    (sweet leaf - 18 Ocak 2017 15:53)

  • comment image

    ahah bu dizide önemli yeri olan secretariat, gerçek bir atmış ve daha da önemlisi gerçekten secretariat adında bir film de varmış:

    http://www.imdb.com/title/tt1028576/?ref_=nv_sr_1

    hatta sözlükte de filmden ve attan daha önce bahsedilmiş, benim mevzubahis ünlü atla ilgili bu diziye dek zerre kadar fikrim yoktu. daha da önemlisi, gerçekten film olan secretariat'ın oyuncularından biri de margo martindale. bizim dizide sürekli "en iyi karakter oyuncularından margo martindale" olarak bahsedilen margo martindale. allahım, kaçırdığımız referanslar arkamızdan geliyor. margo martindale, bojack horseman'da da kendini seslendiriyor, imdb sayfasında dizideki karakterinin adı da "character actress margo martindale" ahaha:

    http://www.imdb.com/name/nm0553269/?ref_=tt_cl_t4

    ayrıca seslendirenler kadrosu o kadar geniş ve dizide o kadar diyalog var, o kadar hızlı konuşuluyor ki seslendiren ünlü isimleri yakalamak da o kadar kolay olmuyor. todd'u aaron paul'un seslendirdiğini elbette herkes biliyor olsa gerek. turtletaub'u, whiplash'teki sinirli, kel orkestra şefini oynayan j. k. simmons, cuddlywhiskers'ı da westworld'de bernard'ı oynayan jeffrey wright seslendiriyor mesela.

    üçüncü sezon itibarıyla çılgınlar gibi amerikan kültürü referansı akmaya başladı, ilk sezonda bu durum çok yetişilir haldeydi fakat ikinci sezon ve üçüncü sezon için biraz daha amerikan kültürüne aşina olmak gerekiyor.

    bir de her hayvan, bölümlerde bazen durduk yere kendi hayvan güdülerine uygun davranıyor ya hani, mesela mr. peanutbutter'ın kapı çalınca kulak kabartması, it gibi sadık ve neşeli olması, princess carolyn'in dikkatinin çabuk dağılması falan gibi... bu ufak hayvansı karakter güdülerini bir tek bojack'e hiç koymamışlar, dikkat ederseniz her bölümde hayvanlar, mutlaka geri planda da olsa, ana karakterlerden biri de olsa hayvani doğasına uygun bir hareket yapıyor. bir at olan bojack kardeşimiz ise bir bölümde koşmaktan nefret ettiğini söyledi ya, işte bu yüzden bojack iyice artık benim gözümde bizden biridir, kendisi artık insan olmuştur.

    bir de, bir bölümde jessica biel'e kendisini seslendirtip justin timberlake'ten bahsettirdiler, ben bu insanların birbirleriyle olan magazinsel ilişkilerini bilip referansları yakaladığım için kendimden utandım, başta bojack horseman'i ben de desteklemiştim ama sonra amacından uzaklaştı şfsdlj resmen amerikan kültürüne, güncel hollywood magazinine falan hiç de sandığım kadar uzak değilmişim, yazıklar olsun.


    (sweet leaf - 22 Ocak 2017 07:41)

  • comment image

    1. sezonun 11. bölümü sezon finali olacak kadar iyi bir bolum esasında.
    --- spoiler ---

    bojack'in süpürge yaparken süpürge dolduğu için süpürgenin içindeki pislikleri başka bir süpürgeyle çekmesi ve o da dolunca gidip bir sürü süpürge alması
    kendi hayatının kitabını yazarken yazdığı fontu beğenmeyip başka fontlar denemesi ve font seçerken 6 saat geçmesi
    ---
    spoiler ---
    gibi efsaneler içerir.


    (electra kompleksi - 7 Temmuz 2017 16:43)

Yorum Kaynak Link : bojack horseman