trailer'ı da yayınlanan 2015'te vizyona girecek olan film. blake lively'ye, game of thrones'tan daario naharis olarak anımsayacağımız michiel huisman eşlik ediyor.

http://www.youtube.com/watch?v=7uzsekc0loq

(ssnmss - 17 Aralık 2014 13:54)

michiel huisman'ın duştan çıkıp odaya girdiği sahne için bile izlenesi film.

(gliondel - 29 Mayıs 2015 18:37)

(bkz: emre kongar)

(homesick - 4 Haziran 2015 02:01)

güzel bir 2 saat yaşatmış olan filmdir. blake livelynin oyunculuğu filmde üst düzey olmuş. hele ki çocuğu ile arasında geçen o olgun diyaloglar çoğu sahnede duygulandırmıştır.

(bsrzcn - 7 Haziran 2015 21:41)

bize yaşlanmış harrison ford'un emre kongar'a benzediğini gösteren filmdir.

(kurzon - 8 Haziran 2015 00:34)

--- spoiler ---

ellis le babasının arasındaki geçen diyalog:

ona aşık olduğunu nerden biliyorsun?

çünkü hayat onsuz anlam taşımıyor.
--- spoiler ---

(martinandmara - 9 Haziran 2015 20:17)

blake lively'nin gülüşünün ardındaki hüznü çok iyi yansıttığı film. sıkıcı geçen bir yaz akşamını keyiflendirebilir.

(pitikitsa - 15 Haziran 2015 11:56)

güzel vakit geçirilen bir film. blake oyunculuğunu konuşturmuş. konusu da güzeldi yalnız mantıksız yanları var. sıkmıyor, akıcı. erkek erkeğe gitmeyin, gerek yok. 7/10

(psychic - 17 Haziran 2015 18:36)

andrea pirlonun oynadığı ilk uzun metrajlı film olmasına rağmen, çok başarılı bir oyunculuk sergilediği güzel bir film.

(libero - 19 Haziran 2015 00:24)

şu iki haftada 10 film izlediysem, en iyisi buydu. normalde film izlerken sıkça kaç dakkası kaldı acaba diye mouseu aşağı kaydırıp dururum ama bunda öyle bir şey olmadı, su gibi akıp gitti. anlatım, oyuncular, kurgu, göndermeler, arabalar ve özellikle adaline'ın saçı çok güzeldi, bundandır ki filmde sevmediğim tek nokta adaline'nın william'lı flashbacklerindeki saçı diyebilirim, flashback yapıcaz diye güzelim saça yazık etmişler. blake lively müthiş oynamış, artık onun da iyi bir oyuncu olduğunu biliyoruz, üstelik yukarılarda okuduğum rol için önceden natalie portman ve katherine heigl'in düşünülüp de olmaması isabet olmuş, yoksa çok başka ve açıkçası etkileyici bir film olmazdı. ek olarak michiel huisman zaten reyiz, harrison ford ondan reyiz. filmin genel olarak aşırı sempatimi kazandığını söyleyebilirim, o yüzden tutarsız olmasın diye puan vermiyorum.

no+: katherine heigl'ı gereksiz bulduğum için hedelemeye de gerek duymadım, soy ismi de okunmuyo zaten.

(lynch lynch - 22 Haziran 2015 02:21)

blake lively'nin oynadığı karakter oldukça etkileyici ve baştan çıkarıcı. ellen burstyn de yanına gerçekten yakışmış. filmi keyifli buldum. notunu 7 verdim.

(foxie - 29 Haziran 2015 15:19)

ben böyle zaman yolculuklu, zaman durdulu, zaman yavaşladılı filmleri seviyorum. distopyaları, paralel evrenleri filan da seviyorum. dolayısıyla konusu ilgimi çekti, erkek halimle eşimle beraber izledim. bayılmadım ama fena da değildi. evde izlemiş olmam filmin avantajına oldu, 30 lira vermiş olsam bu naiflikte olamayabilirdim. izlenebilir.

artı olarak blake bacımız filmin izlenebilirliğini de artırıyor tabii.

(fatalryhme - 27 Temmuz 2015 23:51)

yer yer saçmalasa ve klişeleşse de mekanlarıyla, kostümleriyle kendisini izleten bir film. adını koyamadığım tuhaf bir zarafet vardı filmde, o yüzden de kendisini izlettiriyor.

(brooklyn carter - 11 Ağustos 2015 04:03)

harrison ford'un adaline die bir seslenişi vardı.o anı izlemek için bile değer bu film.
ölümsüzlük peşinde koşan günümüz hatunları izleseler keşke yaşlanmakla mücadele ederken neler kaçırdıklarını belki farkederlerdi.
`yıllar,aşıklar ve şarap kadehleri insana karşı asla merhamet göstermezler.`
yaşamışlık da acı verir miymiş insana; film gözümüze gözümüze sokuyor.
mantık aramadan filmin romantizmine kendinizi bırakır izlerseniz harika vakit geçireceğiniz bir yapım olmuş.

(bilmiyorumamaogrenebilirim - 3 Eylül 2015 12:09)

filmde adaline'ı kimin oynayacağı konusunda uzun bir kararsızlık dönemi yaşanmış.
bana sorarsanız cate blanchett'tan şahane bir adaline olurdu. şu blake lively denen hatunu nedense sevemiyorum. ki bu filmde dahi sevemediysem başka bir yerde mümkün değil sevemem sanırım.
film iyi ama. sofistike. hikaye bakımından vasat üstü diyebiliriz. çok beklentiyle izlenmediği koşulda mutsuz etmez.

(iz - 14 Eylül 2015 00:51)

bence gelmiş geçmiş en hoş repliklerden birine sahip, oldukça severek izlediğim film. blake lively'nin izindeyiz ulan. o nasıl güzellik, o nasıl asillik.

--- spoiler ---

years, lovers and glasses of wine. these are things that should never be counted.

--- spoiler ---

(iyidikyaboyle - 27 Eylül 2015 21:24)

filmdeki enteresanlıklardan biri de, harrison ford'un gençliğini oynayan adamın^* bundan 7 yıl önce han solo karakterini taklit ettiği video dahil bir çok işe imza atan bir oyuncu olmasıdır.

bu durumu bilmeden filmi izlediğimde çok başarılı bir casting yapıldığını düşündüm, şimdi ise biraz "seni gidi çakal" hallerindeyim. yine de güzel oynamış, star wars devam filmleri için de fan favorite görünüyor kendisi.

(trapped scorpion - 12 Ekim 2015 22:29)

pazar akşamı için cidden hoş bir seçim yapmışım. ilginç olacak ama, ben blake lively'nin oyunculuğunu sevdim, harrison ford oldukça sırıtmış rolünde.

--- spoiler ---

bir annenin davranışı nasıl olacaksa aynen öyle davranıyor kendisinden 3-4 kat yaş fazla görünen kızına. o kadar doğal bir bilgelik ve annelik akıyordu ki yüzünden, şaşırdım kaldım. onun dışında michiel huisman'ın canlandırdığı karakter de gayet başarılı bir aşık rolü oynadı. hele de o banyodan bir tek havluya sarılı ve ıslak ıslak çıkıp arz-ı endam ettiği sahnede.

filmde sırıtan sanki bir tek han solo idi açıkçası.

aklımda kalan 2 sahnesi var, daha doğrusu aklımın takılı kaldığı 2 sahnesi var. biri albümlere bakarken biriktirdiği fotoğrafların hep kendisine arkadaşlık eden köpeklerinin olduğunu gördüğümüz sahneydi. o acısını, hüznünü ben de hissettim. diğeri de kaza geçirdikten sonra odaya, 29 yaşındaki annesine koşan yetmişlerindeki kızı telaşlanmasın diye tıpkı bir anne gibi onu sakinleştirerek ve göz teması kurarak "ben iyiyim" demesiydi.

--- spoiler ---

filmi izlerken ve sonrasında epeyce bir düşündüm, güzellik ve çirkinlik görecelidir evet de, genel kabul görmüş ilkelere göre güzel değil de çirkin bir kadın yaşlanmama hastalığına kapılsaydı, hayat bu kadar güzel aşklar çıkarır mıydı acaba karşısına? ve mutlu sona erişir miydi kendince? filmde kendini yalnızlığa mahkum etmiş bir kadın görüyoruz da, bu kadar güzel olmasaydı, kendisi değil de insanlar onu yalnızlığa mahkum etmeyecekler miydi? sonra şunu fark ettim, filmde kadının güzelliği zarafetinden, samimiyetinden ve o durgun bilgeliğinden kaynaklanıyor aslında. her ne olursa olsun kazanan bunlar oluyor sanırım gerçek hayatta da.

neyse...

(mjorate - 17 Ocak 2016 22:19)

adaline'ın hastanede olduğu sahnede "dr joey tribianni" anons edildi.

tam days of our lives dizisine konu olacak senaryo. hani joey'nin beyin nakli yaptığı dizi var ya =)

(bkz: friends)

(ciddi - 19 Nisan 2016 10:40)

ajda pekkan'ın hayatından esinlenerek çekilen, hoş, sevecen, ılımlı bir film. sevgilinizle beraber izleyiniz.

(barney sikkinson - 19 Kasım 2016 22:45)