Süre                : 2 Saat 3 dakika
Çıkış Tarihi     : 28 Mart 2003 Cuma, Yapım Yılı : 2003
Türü                : Biyografi,Drama,Romantik
Taglar             : bisexual woman,lezbiyen,Seks sahnesi,Başlığı kadın yönetmen,bisexual lead character
Ülke                : ABD,Kanada,Meksika
Yapımcı          :  Handprint Entertainment , Lions Gate Films , Miramax
Yönetmen       : Julie Taymor (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Hayden Herrera (IMDB)(ekşi),Clancy Sigal (IMDB)(ekşi),Diane Lake (IMDB),Gregory Nava (IMDB),Anna Thomas (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Salma Hayek (IMDB)(ekşi), Alfred Molina (IMDB)(ekşi), Antonio Banderas (IMDB)(ekşi), Valeria Golino (IMDB)(ekşi), Diego Luna (IMDB), Mía Maestro (IMDB)(ekşi), Edward Norton (IMDB), Saffron Burrows (IMDB)(ekşi), Roger Rees (IMDB), Ashley Judd (IMDB), Roberto Medina (IMDB), Lila Downs (IMDB), Ehécatl Chavez (IMDB), Elliot Goldenthal (IMDB), Didi Conn (IMDB), Geoffrey Rush (IMDB), Omar Chagall (IMDB), Benjamín Benítez (IMDB), Andrés Montiel (IMDB), Eszter Zakarias (IMDB)

Frida ' Filminin Konusu :
Sanat dünyasının 'ilk'lerinden ve en özel kişilerinden biri... Bir ressam: Frida Kahlo... Kocası Diego Rivera ile oldukça ilginç ve modern bir ilişkisi vardır. Bunun yanısıra politik ve cinsel özgürlüğün asla kısıtlanamayacak özgürlükler olduğuna inanmaktadır. Peki Frida, baskıcı dönemin 'önemli' ve 'tek' kadın ressamı olurken neler yaşanmış, neler düşünmüş ve neler konuşmuştur?

Ödüller      :

Venedik Film Festivali:Mimmo Rotella Foundation Award
Academy Awards - Oscar:En İyi Film Müziği, En İyi Makyaj ve Saç Tasarımı
Golden Globes:Golden Globe-Best Original Score - Motion Picture


Gerçek Aşk / 10 Ressam / 19
  • ""i drank to drawn my pain, but the damned pain learned to swim..." sözünü söyleyendir.meali:"ağrımı boğmak için içtim; ama lanet olası ağrım yüzmeyi öğrendi...""
  • "tam bir (bkz: yikilmadim ayaktayim) abidesi!(bkz: saygiyla egiliyorum)"
  • "ressam diego rivera'nın karısıdıredit : ben bu entryi yazdıgımda ustunde uzunca bir hayat hikayesi vardı. ek yapmıstım."
  • ""beni anlamadın demeyeceğim.beni anladın.zaten en dayanılmaz acı buydu. sen beni anladın. anladığın halde canımı yaktın diego...""
  • "merhumenin arkasından konuşmak gibi olmasın ama, götürmediği adam kalmamıştır derler..."




Facebook Yorumları
  • comment image

    tastamam bir acı zanaatçısıdır efendim frida hanım.. hatta geçirdiği meşum kazadan sonra "başıma gelen en iyi şey acı çekmeye alışmaya başlamam" diyerek olanca manasızlığını tattığı yaşama devam etmeye karar vermiştir.. keza, ruhunun ve öz yaşamının kederleri bir yana, zaten olanca acı dolgulu bir zaman ve mekanda varolmuştur ya frida'anım..

    "önce başka bir otobüse binmiştik. ama küçük şemsiyemi unuttuğumu görünce, aramak için indik, beni harabe eden otobüse böylece bindik. kaza bir kavşakta oldu... insanın çarpışmanın farkına vardığı, ağladığı doğru değil. gözümden bir tek damla yaş akmadı ve demir çubuk, kılıcın boğayı delmesi gibi beni deldi geçti." diye dillendirdiği kazanın reçetesi üçüncü ve dördüncü omurga kemikleri kırılması; kalçada üç, sağ ayakta onbir kırık, sol kalçadan giren ve vajinadan çıkan demir çubuğun yol açtığı derin yara, cinsel organda sol dudak yırtılması olan kahlo, uzun süreler alçı ve acı korsesi içinde yaşamına devam etse de, aktif siyaset hayatından bile geri durmamış, zapata'nın bir mirasçısı olarak komünist partiye üye olmuştur..

    sonrası ise aşk ve tutku günleridir, nitekim ailesinin çokçok şişman bir breughel olarak tanımladığı sabık aşkı diego rivera kahlo perdesinin başrolünü kapmıştır bu günlerde.. akabinde yan rollerden birine de troçki beyi almıştır a, troçki'nin zevcesi hadiseyi çakozlayınca, frida terketme makamından çalmıştır..

    ne senle ne de sensiz diego'yla devamlı y eksenini zorlayan eğriler çizen ilişkisi, kahlo'nun tek yaşam enerjisidir.. sağlığı asla düzelmemiştir, içindeki ölümden gına getirmiştir handiyse; işte o debdebede uçan kaşlarının ortasındaki diego beyden de ayrılmaya karar vermiştir, -tabii diego'nun aşırı karı-kız düşkünlüğü de mühim bir sebeptir buna, kendi de düşkündür gerçi ya.. lakin ayrılık, frida hanımın günlüğüne şöyle yansımıştır:

    "başlangıç diego/
    yapıcı diego/
    çocuğum diego/
    ressam diego/
    babam diego/
    oğlum diego/
    sevgilim diego/
    kocam diego/
    dostum diego/
    anam diego/
    ben diego/
    evren diego"

    bu temsili ayrılık, diego beyin de yoğun çabalarıyla sona ermiştir elbet: 8 aralık 1944'de rivera'nın doğumgününde ikinci kez evlenmiştir bu iki ucu aşklı değnek.. frida hanımın, 1953'de kesilen bacağının ardından bıraktığı son not da şu olmuştur:

    "çıkış yolunun güzel olacağını ve asla geri dönmeyeceğimi umarım".. hulâsa, dünyadan çıkış yolları'ndan birini bulması hasedimin yegâne sebebi olmasa da, olmuş gibi yapayım ben şimdilik efendim..


    (atlantisten gelen zekiye - 13 Haziran 2002 01:38)

  • comment image

    frida'dan rıvera'ya yazılmıs bır yazı...
    gecelerim carpan kocaman bir yurek gibi.gecelerim aysiz;pencereden
    suzulen gri isiga gozunu kirpmadan bakiyor.gecelerim agliyor.yastigim nemli ve soguk.gecelerim beni yokluga itiyor.seni ariyorum,yanimdakini dev bedenini,solugunu kokunu ariyorum.neredesin?bedenim su sakat kulce,senin sicakliginda bir an kendini unutmak istiyor.gecelerim pacavraya donmus yurek.gecelerim beni askla tutusturuyor.ama senin
    eksikligini cektigini biliyor ve bu gercek karanlikta bir bicak gibi
    parliyor.gecelerim sana ucabilmek,seni uykunda sarmalayip bana getirebilmek icin kanatlari olsun istiyor.ama gecelerim her turlu
    yasak oldugunu ve duzensizlik yarattigini biliyor.gecelerim senin ve benim hazza eristigimizi gormek icin rontgencilik yapmak istiyor,ama bedenim birkac sokagin ya da adi bir cografyanin bizi ayirdigini anlamiyor...


    (infe - 6 Kasım 2002 00:25)

  • comment image

    maruz kaldigi kazanin, vajinasina tekabul etmesi ve vajinasinin goruntusunden hoslanmamasi nedeniyle, oral seks takintisi/duskunlugu olan ressam.
    bundan dolayidir ki kahloismle gonul izdivaci yapmis ve hayat bicimi haline getirmis, hatun kismisinda da (sadece) oral seks yapma takintisi ve ozentisi hakimdir. *


    (olmayanaergi - 3 Ocak 2003 15:48)

  • comment image

    "i drank to drawn my pain, but the damned pain learned to swim..." sözünü söyleyendir.

    meali:"ağrımı boğmak için içtim; ama lanet olası ağrım yüzmeyi öğrendi..."


    (mucizevi hayatta kalan - 12 Mart 2011 15:47)

  • comment image

    dünyanın en yüzeysel adamı günlüklerinden:

    - bir insan, tek başına bu kadar çirkin olabilir.
    - abi, onun güzelliği çirkinliği değil ki olayı. sanatçı o, duygusal ve asi bir sanatçı. uçlarda yaşamış hep. toplumu falan da dışlamış mesela.
    - önce davranan olmak istemiştir.


    (trenchkot - 20 Mart 2011 21:12)

  • comment image

    meksikalidir. ailesinde avrupalilar da bulunmaktadir. gecirdigi kaza sonrasinda bircok kemigiyle birlikte kirilan legen kemigi yuzunden cocuk sahibi olamami$tir. bu, kendisini cok etkilemi$tir. bazi resimlerinde legen kemigi yada omurlar cizmesinin nedeni budur. en azindan 3 kere hamile kalmi$tir fakat bu hamileliklerin hepsi cocugun du$mesi veya alinmasiyla sonuclanmi$tir. kendisi, kocasi gibi siki bir komunisttir. 13 temmuz 1954'te kaldigi hastanede olmu$tur.


    (agamemnon - 13 Şubat 2003 01:52)

  • comment image

    kötü günümde yanımda olmadığın zaman vazgeçtim.

    bana yalan söylediğini anladığım zaman vazgeçtim.

    ağrılarımı dindirecek sıcak sevgiyi bana vermediğinde vazgeçtim.

    sadece kendi mutluluğunu ve geleceğini düşünerek beni hiçe saydığın için vazgeçtim.

    bencil olduğun için vazgeçtim.

    bunlardan sadece bir tanesi senden vazgecmem için yeterli değildi, çünkü sevgim yüceydi.

    ama hepsini düşündüğümde senin benden çoktan vazgeçtiğini anladım.

    bu yüzden ben de senden vazgeçtim.

    frida kahlo

    sadece bir ressam degildi frida kahlo sadece bir devrimci de degildi sadece bir kadin hic degildi.

    o sadece "insan"di.

    gormezlikten geldigimiz, ayipladigimiz, yok saydigimiz yani bizi insan yapan ne varsa en sonuna kadar yasamayi basarmis kadin.

    insan.


    (fridanin parcalanmis omurgasi - 3 Ocak 2013 18:42)

  • comment image

    ressam diego rivera'nın karısıdır
    edit : ben bu entryi yazdıgımda ustunde uzunca bir hayat hikayesi vardı. ek yapmıstım.


    (meorca - 10 Şubat 2001 00:57)

  • comment image

    ressamlık,sosyalistlik,feministlik,şairlik,yazarlığın vücut bulmuş hali..ama en mükemmelinden..

    sen kalkmış yok kaşları,yok bıyıkları diye vik vik ötüyon..otur bi aynadaki yansımana bak önce!!!

    *frida severler için okunası yazı;

    1900'lü yılların başında , meksika devrimi yıllarında doğmuş , sürrealist bir ressam

    meksikanın en büyük ressamı

    otoportre konusunda dünyanın en büyük ressamı

    sosyalist ve feminist bir kadın

    biseksüel ve sıradışı bir kadın

    aşkın ve acının, rahatsız edici bir sanatın ressamı :

    frida kahlo...

    " tuhaf bir çarpışmaydı bu ; şiddetli değil, ağır ve yavaştı, herkesi sarstı, beni daha çok sarstı. insanın çarpışmanın farkına vardığı, ağladığı doğru değil. gözümden tek damla yaş akmadı ve demir çubuk, kılıcın boğayı delmesi gibi beni deldi geçti. "

    kendi sözcükleri ile anlattığı bu trajik kaza, ilk sevgilisi alejendro ile birlikte, henüz 18'inde iken yakalar frida'yı. ve tüm yaşamının en belirleyici unsuru olur.

    bütün yaşamı korseler , dayanılmaz acılar içinde geçecektir artık. ama bu trajik kaza belki de , onun rahatsız edici sanatının en belirleyici unsuru olarak, sanatın acıdan doğduğunun kanıtı olacaktır.

    ilk resmini, alçılar ve acılar içinde yatağa bağlı olduğu zaman içinde, annesinin kendisini oyalamak için tavana yerleştirdiği büyük aynada, kendini seyrederek gerçekleştirir :

    "bu üzerime gelen aynanın altında, birden şiddetli bir resmetme arzusu uyandı bende. kolay değildi, insan kendisinin en bariz modeli olsa bile aynı zamanda en zor modelidir. insan hem kendisi hem de bir başkasıdır "
    sözcükleri ile ifade eder, otoportre konusundaki ısrarını.

    "bir defa, seçme şansım yoktu. ve aslında pek de önem vermeksizin resim yapmaya başladım. böylece bana eziyet edip her an beni sorgulayacak az kalsın kimliğimi elimden alacak olan aynadan görüntüyü çaldım " diye de ekler.

    bu acı ile geçen yılların birinde meksikanın ve devrimin dev ressamı ile kesişir yolları.

    diego , meksika toplumu içinde özellikle de entellektüellerin ve sanatçıların dünyasında kendisine sağlam bir yer edinmiş olan bu etkileyici, skandal meraklısı, " efsanevi ya da efsane yaratma hatası, çirkin, zampara bir adam..."

    evlendiklerinde frida yirmiiki, diego ise kırküç yaşındaydı. ikisi arasındaki tezat çarpıcı idi. diegonın yanındaki frida, fotoğrafçıların objektifine de tıpkı tablolarını seyredenlere olduğu gibi gözünü kırpmadan , küstahça ve dik dik bakan gözleri ile bir çocuğu andırıyordu. fridanın yanındaki diego ise, olduğundan da yaşlı görünüyordu, çizgileri ağır, belirgindi. frida incecikti. diego ise dev gibi. fridanın kızkaredeşi matilde haklıydı : beyaz bir güvercinle fili andırıyorlardı...

    kominist diego ile evliliği, fridayı büyük bir değişim sürecinin içine çeker. erkek elbiselerinden, bahçıvan pantolonlarından, oğlan çocuğu havasından vazgeçerek, jüponlar ,dantelli uzun etekler giyen, saçlarına kurdeleler takan , aşırı meksikacılığa yönelen , ancak argo konuşan bir aztek prensesi görünümüne bürünür. ve bu değişim resimlerine de aynen yansır. .

    frida , diego ile evlilikleri için şöyle söyler: " bu bir aşk beraberliği idi. bize uygun, taşkın bir akarsu gibi delişmen, nikaragua şelalesi ya da iguazu çavlanları gibi coşkulu, denizlerin dibi gibi derin ve gizemli, odysseus' un akdenizi gibi fırtınalı, patzcuaro gölleri gibi uysal ve aztek chinampaları (yüzen bahçe) gibi verimli, çöller gibi yorucu ve altın gibi pırıltılı, yırtıcı hayvanlar gibi ürkünç, yaşayan evren gibi rengarenk... "

    diego, 1930 yılında bir dizi duvar resmi yapmak üzere amerika'ya davet edilir. davetler, sergiler, neşe ve acılar, düşükler , karşılıklı ihanetler içinde geçecek amerika yılları başlar böylece.

    çok solgun ve zayıf ve bitkindi. yaşama, kendisine acı çektiren şeyin resmini yaparak sarılıyordu.

    ispanya iç savaşı yıllarında , ispanyaya verilen destek, sürgündeki troçkileri meksikaya davet, mavi evlerindeki konukluk günleri, troçkilere verilen destek, natalya troçkiye rağmen, frida ile troçki arasında filizlenen aşk...

    iki insanın zorlu dünyası, yaşamın içinde bir yerlerde kesişmiştir. ve bu ilişkiyi, natalyaya, izlenmelere ve bunca zor koşullara, kıskanç diegoya rağmen sürdürmek hiç de kolay değildir.

    paris sergisi, picasso ve çağdaş ressamlarla tanışma, onların beğenilerini kazanma ve bütün bu yaşamların ortasında acı ve aşk...

    acılar içindeki sakat bedeni hamileliklere dayanamaz ve bütün tehlikesine rağmen iki kere hamile kalır ve iki kere de düşük yapar. yine acılar içinde. ve yine acılarını , düşüklerini, kanlar içindeki parçalanmış bedenini, doğmamış çocuklarını resmeder...

    " yaşamım boyunca kaç korse kullandım ? kabaca otuz diyebilirim. onları süsledim ; boyalarla,küçük kumaş parçaları yapıştırarak, renkli tüyler, minik ayna parçaları ile süsledim onları.

    yine de , bu alçı parçaları ya da çirkin demirlerle donanmış yaralı bedenime karşın, bretonun deyimi ile " çılgınca sevilmiş" olduğumu kabul etmeliyim. aşk tanrıçası benimleydi herhalde.

    sevildim, sevildim, sevildim...yine de yeterince değil, zira insan asla yeterince sevemez, bir ömür buna yetmez. ben de hep sevdim. aşkla, dostlukla. erkekleri, kadınları.

    bir erkek, bir seferinde bana lezbiyen gibi seviştiğimi söylemişti. kahkaha ile güldüm. bir müttefiğin tanınması , idi benim için. kendininkinin benzeri bir bedeni daha derinden tanımak...hem sonra ,kazadan sonra yani , bedenim incindikçe, onu kadınlara teslim etmeye daha çok gereksinim duydum. sessiz anlaşma, dolaysız yumuşaklık...

    bence insan çoğuldur : erkekler kadınsılığın izlerini taşır, kadınlardaysa bir erkek öğesi vardır. ve her ikisi birden içlerinde çocuk öğesini taşırlar.

    resmimde erotizm var mıdır ? bence sınırdadır. ve bence erotizmin gücünü ortaya çıkaran da bu sınırdır.erotizmin tümünün keşfiyle hem gerilim düşecek, hem de gerilimle birlikte bir bakışın, bir elin duruşunun, bir giysi kıvrımının, bir bitkinin, bir gölge ya da rengin içerdiği şehvet duygusu azalacaktır.

    resmimde kan var, ölüm var, yaralı bir kadın olarak ben varım. imzam nerdeyse hep kan kırmısızı...

    insanın ifade edemediği şeyin gücü paylayıcı, hasar verici, kendi kendini yıkıcı bir güçtür. ifade etmek, kurtulmanın başlangıcıdır. "

    diegonun gözü ile frida " sanat tarihinde ilk kez bir kadın, tam bir içtenlikle, yalınlığı ve sakinliği içinde acımasız denebilecek bir içtenlikle, yalnızca kadını ilgilendiren genel ve özel olguları dile getirmiştir "

    son tablosu... iştah açıcı, kesilmiş kırmızı karpuzlar : yaşasın yaşam adında bir natürmort.

    47 yaşında iken, güncesine yazdığı son sözleri :

    " çıkış yolunun güzel olacağını ve asla geri dönmeyeceğimi umarım."

    frida'nın bedeni dolores'teki sivil krematoryumda yakıldı.

    diego cebinden not defteriyle bir kalem çıkardı ve orada başı eğik, ağlayarak, bu son anları, alevler arasında giden frida'yı kağıda geçirdi.

    *görsel şölen için; (bkz:http://www.youtube.com/…ayer_embedded&v=fcxnfupd3we)


    (pinkpinokyo - 9 Mayıs 2013 22:23)

  • comment image

    frida kahlo'nun sevgilisine mektubu.

    diego riverama..

    seni sevmeye başlayalı çok uzun zaman oldu. küçük bir kız çocuğu idim, seni sevmeye başladığımda. şimdi ise bedeni çürümeye başlayan yaşlı bir kadınım. bütün bedenler çürüyor aslında diegom. eskiyor bütün bedenler.

    ama acı çeken yüreği var ise bir bedenin, daha hızlı çürüyor o beden.
    benim acı çeken bir yüreğim var diego. seni sevmeye başladığım o günden beri, acı çeken bir yüreğim var.

    beni anlamadın demeyeceğim. beni anladın. zaten en dayanılmaz acı buydu. sen beni anladın. anladığın halde canımı yaktın diego.

    ben de seni anlamak istedim. tüm hayatımı, hayatımın her bir zerresini seni anlamaya adadım. sen nereye gittiysen, ben de gittim. sen neye güldüysen ona güldüm. sen kimi sevdiysen onu sevdim. hangi kadınla seviştiysen o kadınla seviştim. bende bulamadığın ve başka kadınlarda aradığın şeyi keşfetmek için, senin öptüğün kadınları öptüm. dokunduğun kadınlara dokundum.

    senin sevmediklerini de sevdim ben diego. neden sevmediğini anlamak için, onları… sevdim. ya da sevmeye çalıştım. içimdeki, sana dair olan öfkeyi dindirmek için yaptım belki. öfkem dinmedi diego.

    her defasında körkütük aşık olarak, sana döndüm. ya da aslında senden hiç gitmemiştim.

    seninle amerika’ya gelmemi istediğinde, benim olduğunu sandım. en büyük yanılgım oldu bu belki de. sen ne benim ne de başka bir kadının olamazdın. kimseye ait olamazdın sen. ruhun buna izin vermezdi. oysaki ben, sana ait oldum hep. yattığım tüm adamlar ile sana ait olarak yattım diego. acı çekerek seviştim onlarla.

    bir tek senin çocuğunu doğurmak istedim. ah diegom, bu paramparça rahmimden nefret ettim, bebeğimizi tutamayınca. söküp atmak istedim rahmimi. sana çocuk doğurmayı beceremeyen bir organı taşımak yük oldu bana.

    kanlar içinde kaldığımda beyaz çarşaflar üzerinde, bana nasıl acıyarak baktığını gördüm. nasıl korktuğunu, ölmemden. sırf bundan ölmedim ben diegom. sen acı çekme diye. ve beni terk ettiğinde, o kanlar içinde kaldığım günkü acı dolu bakışlarına sığınarak, acılı mektuplar yazdım sana. çaresizlik kokan, kadınlık onurumu ayaklar altına aldığım mektuplar yazdım. bana acı ve geri dön istedim. buna bile razıydım sevgilim.

    senin çirkin olduğunu söyleyen annemden nefret ettim. sana benim gibi bakamayan herkesten. senin güzelliğini görememelerini anlayamadım hiç.

    kurbağa sevgilim, diegom… bana dünya’nın en büyük acısını yaşattın sen. gün be gün öldüm seni sevmeye başladığım ilk andan itibaren.

    ama sevgilim, bir daha gelseydim dünya’ya yine seni severdim. canlı canlı çürüyeceğimi bilerek!


    (nahbulursun159 - 2 Temmuz 2013 20:18)

  • comment image

    frida kahlonun yasam oykusunu okumaya baslamam ve bir konserve kazası ile sag elimi kullanılamaz halde kesmem aynı zamana rastladı. frida yirminci yuzyılın en onemli kadın ressamlarından biri sayılmasına ramen, hayatını asıl efsanevi hale getiren suphesiz, onun bedensel acıya ve uzun meksika eteklerine surune surune yanında dolasan olume meydan okuyusundaki asalet ve neseydi. onsekiz yasında gecirdigi bir trafik kazasında omurgası onarılmaz halde hasar goren, tek ayagı parcalanan frida, yasamının geri kalanını cogunlukla yatalak olarak gecirdi. ufacık bedenini ayaga dikmek icin kimi zaman aylarca kıpırtısız alcılar içinde yatması, kimi zaman ise, ona her hareketinde korkunc acılar yasatan demir korseler giymesi gerekti. tutkuyla asık oldugu diegodan bir cocuk yapması bu sakatlıkları nedeniyle hic mumkun olmadı.

    onu hem yasama baglayan hemde insanlar dunyasının bir kıyısında gosteren resimlerinde ise anlattıgı duygu tekti: yalnızlık. frida asık olan ve iyi seven buyuk kadınlardandı, sevdigi erkek ugruna kendisini bir efsane haline getirecek buyuk kostumlu bir senlik gosterisi icinde yasadı. pek cok asıgı, dostları, hayranları oldu. satafatlı meksika kıyafetleri ile sanat cevrelerini agırlayan yuksek sosyete partilerinin goz bebegi, ilgi odagıydı. oysa kanvasın uzerine dik bakıslı, bıyıklı ve tek kaslı resmettigi kendinde, yaraları ile onurla savasan, damarlarıyla topraga baglanan tek bir frida goruruz, yalnız. ve gozyasları, onu hayata baglayan insanlara kanvasın uzerinden seslenir, yanımda kalın.

    elimi kestikten az sonra, hastaneye gitmek icin alelacele indigim merdivenlere acıdan uc defa kustugumu hatırlıyorum. baygınlıgın sınırındaki dehsetim tek bir kudretle ayakta duruyordu, yalnız degildim. sonra , elim dikildikten, acı soku gectikten, agrı kesiciler ise yarayıp, aile durumdan haberdar edildikten cok sonra aklıma philedelphia filminde olmekte olan aids hastası tom hanksin su sozleri geldi, “olmekten korkmuyorum, korktugum yalnız olmek”.

    yalnızlık kendimizi, sectigimiz kadar, ana rahmimi gibi kutsal ve iyi edici sıgınaga tıktıgımız zaman guzeldir. oıysa incinebilir oldugumuzu, olumlu oldugumuzu hatırladıgımız andan itibaren bu iyi edici sıcaklık, korkunc bir tuzaga donusur. gercek su ki en kalın derilerin, en iyi kabukların altında bile ruhlarımız nasıl tehlikedeyse, bedenlerimiz de oyle kolayca hastalıkla, acıyla örselenebilir, parcalanabilir.

    kucucuk bir kesik, beni etkisiz hale getirdiginde tek dusunebildigim, yıllarca kutsadıgım yanlızlıgımın, kıcıma donumu giymekte bana kesinlikle yardımcı olmadıgıydı. aslında frida’nın vakur basa cıktıgı, benim cıkamadıgım illet bedensel acı degil, yalnızlıktı belkide. bana “sen kesigin gececegini biliyorsun, o yarasının gecmeyecegini biliyor” diyebilirsiniz, ama hayır okuyucu. o kadar basit degil, kendine acımak veya kendini buyuk gormek icin hayali bir yalnızlıgı kucaklamak aptalca bir oyun. ben kendime acımayı seviyormusum, frida kahlo kendini ve yasamı.

    bu entryden cıkarılacak ders derseniz, ilkin fridanın resimlerine alıcı gozuyle bir daha bakın, onları zor da olsa sevin. onlar bize yasamın zorluklarına ramen ne kadar çekici oldugunu anlatırlar ve sevginin gücünü. bir de konserve acarken dikattli olun. aman diyim.


    (yanilgi - 25 Aralık 2003 10:30)

  • comment image

    6 temmuz 1907 de meksika’da doğmuş. o bir ressam. sanatçı, aktivist ve ressam diego rivera’nın eşidir.

    ''çılgınca partiler verir, bol bol tekila içer, şarkılar söyler, açık saçık fıkralar anlatarak herkesi güldürürmüş. farklı ve renkli elbiseleriyle saçına taktığı çiçeklerle, new york’ta, paris’te dolaşırken trafik onu şaşkın şaşkın seyreden insanlar yüzünden dururmuş.

    frida kalın, siyah kaşlarını otoportrelerinde birbirine bitiştirmiş. herkesi şaşırtan bıyıkları ise, meksikalılar için anlamlıymış çünkü 19. yüzyılda meksika burjuvaları, karılarının bıyıklarıyla övünürmüş. bu, onların köse olan yerli ırkından değil, gerçek ispanyol olduğunu gösterirmiş.

    1953 yılı nisan ayında mexico city’de ilk kişisel sergisini açmış, sergi açılışı için doktor yatağından çıkamazsın deyince yatağıyla sergiye katılmış. aynı yılın temmuz ayında kangren olan sağ bacağı kesilmiş.

    frida kahlo, 13 temmuz 1954’te, son nefesini verdiğinde; geride 143 resim bırakmış ve bunların 55 tanesi oto portresi. gömülmek yerine yakılmayı istemiş “yeterince yattım” diyerek. külleri, mavi ev’de muhafaza edilmekteymiş. öldüğünde intihar söylentisi etrafa yayılmış. günlüğüne yazdığı son cümle: ‘‘çıkış yolunun güzel olacağını ve asla geri dönmeyeceğimi umarım’’ sanatçının ölmeden önce tamamladığı son eser ise “yaşasın hayat” isimli natürmort çalışmaymış.''

    frida’nın kocası diego’ya ayrıldıkları dönemde yazdığı mektup;

    “kötü günümde yanımda olmadığın zaman vazgeçtim. canın sıkıldığında benimle paylaşmadığını, kırılacak veya tedirgin olacak olsam bile düşüncelerini açıkça söylemediğini anladığım zaman vazgeçtim. bana yalan söylediğini anladığım zaman vazgeçtim. gözlerime baktığında kalbinle bakmadığını ve bana hala söylemediğin şeyler olduğunu hissettiğimde vazgeçtim.

    her sabah benimle uyanmak istemediğini, geleceğimizin hiçbir yere gitmediğini anladığım zaman vazgeçtim. düşüncelerime ve değerlerime değer vermediğin için vazgeçtim. ağrılarımı dindirecek sıcak sevgiyi bana vermediğinde vazgeçtim. sadece kendi mutluluğunu ve geleceğini düşünerek beni hiçe saydığın için vazgeçtim. tablolarımda artık kendimi mutlu çizemediğim ve tek neden “sen” olduğun için vazgeçtim. bencil olduğun için vazgeçtim. bunlardan sadece bir tanesi senden vazgeçmem için yeterli değildi, çünkü sevgim yüceydi. ama hepsini düşündüğümde senin benden çoktan vazgeçtiğini anladım. bu yüzden ben de senden vazgeçtim.”


    (elifmanifestosu - 31 Ekim 2013 14:17)

  • comment image

    "beni anlamadın demeyeceğim.beni anladın.zaten en dayanılmaz acı buydu. sen beni anladın. anladığın halde canımı yaktın diego..."


    (ruzgarimsi - 26 Ocak 2014 00:24)

  • comment image

    frida’dan diego’ya;

    sevmekten ne zaman vazgeçtim ? kötü günümde yanımda olmadığın zaman vazgeçtim. canın sıkıldığında benimle paylaşmadığını, kırılacak veya tedirgin olacak olsam bile düşüncelerini açıkça söylemediğini anladığım zaman vazgeçtim. bana yalan söylediğini anladığım zaman vazgeçtim. gözlerime baktığında kalbinle bakmadığını ve bana hala söylemediğin şeyler olduğunu hissettiğimde vazgeçtim. her sabah benimle uyanmak istemediğini, geleceğimizin hiçbir yere gitmediğini anladığım zaman vazgeçtim. düşüncelerime ve değerlerime değer vermediğin için vazgeçtim. ağrılarımı dindirecek sıcak sevgiyi bana vermediğinde vazgeçtim. sadece kendi mutluluğunu ve geleceğini düşünerek beni hiçe saydığın için vazgeçtim. tablolarımda artık kendimi mutlu çizemediğim ve tek neden “sen” olduğun için vazgeçtim. bencil olduğun için vazgeçtim. bunlardan sadece bir tanesi senden vazgeçmem için yeterli değildi çünkü sevgim yüceydi. ama hepsini düşündüğümde senin benden çoktan vazgeçtiğini anladım. bu yüzden ben de senden vazgeçtim.


    (sour - 29 Ocak 2014 17:42)

  • comment image

    basina gelmedik kalmayan meksikali ressam, gecirdigi tren kazasindan sonra sakat kalmis ve yataktan kalkamamis, annesi sikilmasin diye yatagin tepesine aynalar yerlestirmis. bu nedenle herzaman otoportre yapar. diego onu kardesiyle aldatmis ve bunun gibi bir suru badireler, hayati hakkinda cok fazla yalan soyleyen garip bir kadin kocasi ressam diego rivera ya hastalik derecesinde asik olmakla birlikte birde biseksuel, alkol sigara hastasi olmadik yerde olmadik espriler yapip ortami geren bir kadinmis..1959 da intihar etmis ve su notu birakmis:'hope leaving is fine and hope not to turn back..'
    resimlerinde herseyin bir anlami vardir. surrealist degildir(they thought i was a surrealist but i wasnt. i never painted dreams. i painted my reality..)
    hayatinda bir sergi acmis meksikada. doktorlari bu sergiye katilmasini yasaklamis cunku artik ona bil egucu yokmus sonra serginin ortalarina sirenler ve eskordlar! esliginde gelmis ve sergi asiri basarali gecmis..vesaire iste bole garip bi kadinmis

    neden bilinmez (yada bilip bilmeden)tum feminist egilimi kadinlarin favorisidir, bu kadinlarin hacettepe resim bolumunde okuyanlarinin yaptigi resimler ise onunkilerin aynisidir...


    (yumusakca - 10 Haziran 2001 14:29)

  • comment image

    eşi diego'ya yazdığı aşağıdaki satırlarda her kadının kendinden bir şeyler bulmakta zorlanmayacağı sanatçı.

    "senden niye vazgeçtim diego?

    kötü günümde yanımda olmadığın zaman vazgeçtim.
    canın sıkıldığında benimle paylaşmadığını,
    kırılacak veya tedirgin olacak olsam bile
    düşüncelerini açıkça söylemediğini anladığım zaman vazgeçtim.
    bana yalan söylediğini anladığım zaman vazgeçtim.
    gözlerime baktığında kalbinle bakmadığını
    ve bana hala söylemediğin şeyler olduğunu hissettiğimde vazgeçtim.
    her sabah benimle uyanmak istemediğini,
    geleceğimizin hiçbir yere gitmediğini anladığım zaman vazgeçtim.
    düşüncelerime ve değerlerime değer vermediğin için vazgeçtim.
    ağrılarımı dindirecek sıcak sevgiyi bana vermediğinde vazgeçtim.
    sadece kendi mutluluğunu ve geleceğini düşünerek beni hiçe saydığın için vazgeçtim.
    tablolarımda artık kendimi mutlu çizemediğim ve tek neden “sen” olduğun için vazgeçtim.
    bencil olduğun için vazgeçtim.
    bunlardan sadece bir tanesi senden vazgeçmem için yeterli değildi,
    çünkü sevgim yüceydi.
    ama hepsini düşündüğümde senin benden çoktan vazgeçtiğini anladım.
    bu yüzden ben de senden vazgeçtim."

    ayrıca eşine yazdığı mektuplara göz atmak isterseniz: frida&diego


    (felicla - 19 Aralık 2014 10:34)

  • comment image

    merhumenin arkasından konuşmak gibi olmasın ama, götürmediği adam kalmamıştır derler...


    (anzaar - 5 Ekim 2001 16:41)

  • comment image

    gün itibariyle mail boxıma düşen bir mailde çok güzel bir yazısını görüp, paylaşmadan edemediğim ressam.

    sevmekten ne zaman vazgectim?

    kotu gunumde yanimda olmadigin zaman vazgectim.
    canin sikildiginda benimle paylasmadigini, kirilacak veya tedirgin olacak olsam bile dusuncelerini acikca soylemedigini anladigim zaman vazgectim.
    bana yalan soyledigini anladigim zaman vazgectim.
    gozlerime baktiginda kalbinle bakmadigini ve bana hala soylemedigin seyler oldugunu hissettigimde vazgectim.
    her sabah benimle uyanmak istemedigini, gelecegimizin hicbir yere gitmedigini anladigim zaman vazgectim.
    dusuncelerime ve degerlerime deger vermedigin icin vazgectim.
    agrilarimi dindirecek sicak sevgiyi bana vermediginde vazgectim.
    sadece kendi mutlulugunu ve gelecegini dusunerek beni hice saydigin icin vazgectim.
    tablolarimda artik kendimi mutlu cizemedigim ve tek neden sen oldugun icin vazgectim.
    bencil oldugun icin vazgectim!!
    bunlardan sadece bir tanesi senden vazgecmem icin yeterli degildi, cunku sevgim yuceydi. ama hepsini dusundugumde senin benden coktan vazgectigini anladim. bu yüzden ben de senden vazgectim.

    frida kahlo


    (tequila boom boom - 8 Mart 2006 16:31)

Yorum Kaynak Link : frida kahlo