Jurassic World: Fallen Kingdom (~ Jurassic World: Yikilmis Krallik) ' Filminin Konusu : Nublar Adası'ndaki Jurassic World tema parkının kapatılmasının ardından 3 yıl geçmiştir. Dinozorlar, bu adada serbestçe hayatlarını sürdürmektedir. Ancak adadaki volkanın yeniden aktifleşmesi, dinozorların oradan çıkarılmasını zorunlu kılar. Jurassic World'ün eski müdürü Claire Dearing (Bryce Dallas Howard) bu amaçla bir kurtarma organizasyonu oluşturur, eski dinozor eğitmeni Owen Grady (Chris Pratt) de ekibe katılır. Amacı, çok sevdiği Blue'yu bulabilmektir. Ancak adaya geldiklerinde çok büyük bir dalaverenin maşası olarak kullanıldıklarını anlarlar. Yakalanan dinozorlar korumaya alınmak yerine satılmaya hazırlanırken, Indoraptor adında hibrit bir dinozor türü dehşet saçmaya başlayacaktır.
Thor: Ragnarok(2017)(7,9-427533)
Deadpool 2(2018)(7,8-335258)
Spider-Man: Homecoming(2017)(7,5-387826)
Avengers: Age of Ultron(2015)(7,4-627310)
Ant-Man(2015)(7,3-495438)
Black Panther(2018)(7,3-546862)
Ant-Man and the Wasp(2018)(7,1-183082)
Jurassic World(2015)(7,0-527370)
Justice League(2017)(6,5-310460)
The Lost World: Jurassic Park(1997)(6,5-336716)
Rampage(2018)(6,1-101980)
The Meg(2018)(5,7-94968)
--- spoiler ---indoraptor adlı yeni hibrit dinozorun açık arttırma fiyatı çok komikti. cenk tosun mu lan bu?--- spoiler ---
(alabamaclarence - 11 Haziran 2018 00:49)
dinozor görmeye gittiğim, dinozor görüp beğendiğim film. daha fazlasını beklememek gerektiğini düşünüyorum.--- spoiler ---konu cheesy. patlayan bir yanardağdan kaçırılmaya çalışılan dinozorlar. hükumetin olaya kayıtsız kalması ve özel bir şirketin taşımayı üstlenmesi ama tabii ki adamların derdinin para olması ve dinozorları satmak için kaçırmış olduklarının ortaya çıkması ve bizim elemanların onları durdurmaya çalışması. burada açıkçası adada geçen sahnelerin, özellikle yanardağ patlamaya başladıktan sonra olanların tam bir görsel şölen olduğunu söylemem lazım, çok doyurucu sahneler izledik. etobur, otobur demeden hepsinin canını kurtarmak için kaçması ama bu sırada etoburların hala millete saldırıyor olması falan güzel sahneleri. ama çok kilit bir sahneyi gösteren fragman yüzünden insanı şaşırtmakta başarısız olan bir sahne var o da t-rex'in carnataur'u paketlediği sahne. blue'nun bebekliğini yirim. sağda solda bebek halinin plush toy veya figürünü görürsem kesinlikle alacağım, o ne tatlılık yarabbim. adadan ayrılırlarken geride kalan brontosaurus'un arkadan acı acı bağırması ve dumanların içinde siluetinin yanması çok acıklı bir sahneydi, başarılıydı. filmin ikinci yarısının kapalı alanda geçmesi güzel olmamış. bazı sahneler düzgün görünmüyor bile. filmdeki yeni hybridimiz indominus rex kadar karizmatik değil. kendisini gösterme fırsatı çok bulamadan öldürüldü zaten, ancak blue ile olan kapışmalarının daha uzun sürmesini isterdim. blue'nun son sahnede benimle gel diyen owen'a kafesi gösterip başını sallaması güzeldi. senle gelip kafeste mi yaşayayım der gibi baktı ve gitti hayvan. son sahnelerde gördüğümüz üzere dinozorlar artık doğaya indi. yalnız bir aslan t-rex'i görse öyle suratına kükremek bir yana kuyruğunu kıstırıp depar atar, onu da söyleyelim. --- spoiler ---ilk film kadar iyi değildi, filmin ilk ve ikinci yarısında gereksiz ve sabır test eden sahneler vardı. ama sonuçta bu bir dinozor filmiydi ve istediğimi ben aldım.
(varos cloudstrider - 11 Haziran 2018 08:51)
''ormanda t-rex, abelisaurus, achelousaurus,amargasaurus hep birlikte kaçıyorsa, orman yanıyor demektir.''siyasi mesajımızı da verelim dedik.filme gelirsek hayal kırıklığıydı.
(satilik - 11 Haziran 2018 09:28)
iyi değildi. bu bariz. lakin dinozor vardı lan işte! dinozor görmeye gidiyoz olm biz bu filme. 3d başarılı değildi. aqua florya cinemaximum’da izledik. oranın gözlüklerinden mi kaynaklanıyordu bilmiyorum ama kapalı alanda güneş gözlüğüyle film izlemişim gibi oldu resmen. hep bi karanlık.--- spoiler ---joseph de souza’yla aynı değere satılan dinozorlar oldu yalnız. ayıptır. milyar dolar etmesi lazım la bu hayvanların. bunun dışında bir kaç güzel sahne vardı filmde. ada sahneleri başarılıydı. gemi ayrılırken adada kalan argentinosaurus yürekleri dağladı. blue’yu görmek her zaman güzel(kalp kalp kalp). ayrıca bir sonraki film için konu yelpazesi çok geniş, dünyaya yayılan dinozorlar söz konusu olunca senaryo her türlü olaya açık. adam kızını yeniden yaratmış ve kız da bunu öğrenerek dark side geçişini yaşadı gibi bir izlenim yarattılar. oradan bambaşka şeylere de evrilebilir konu.--- spoiler --- sonuç olarak yine çeksinler, hep çeksinler. iyi de olsa kötü de olsa dinozor görelim oğlum manyak mısınız?
(ayyas maganda - 11 Haziran 2018 10:52)
taam la sinemasal açıdan çok bir şey vermiyor biz de biliyoruz. ancak bu benim her jurassic park filmi gördüğümde heyecanlanmamama ve dinazor göreceğim için sevinmeme engel değil. bu filmde eksik olan şu:ilk film size deplasman hissini veriyordu. yani daha önce bilmediğiniz, görmediğiniz sizden çok güçlü canlıların dünyası. bunu hep iliklerime kadar hissettim ilk iki filmde. bu filmde ise bu öyle bir atmosfer yok. kırk yıllık ahpap-düşman ilişkisi hissediyorsunuz. gerilim dozu freni tutmayan otobüs kıvamında. orjinallik yok. hele ki blue olayının boku çıktı bence. tamam esas oğlanı babası bellemiş olabilir de, raptor olum bu. hep kötü insanları yiyecek bir ahlak altyapısı mı var? az dinazor doğasına vurgu yapın. genetik dinolarla uğraşacağınıza az raptora ateş ettirin.
(evrimin kayip halkasi - 13 Haziran 2018 07:22)
indoraptor nereden tanıdık geliyor diyordum, yahu bu bildiğiniz muharrem ince'ye bilenen yanları altın rengi nagehan alçıalçı: https://ibb.co/iq89ljindoraptor: http://jurassicpark.wikia.com/…edgehog2-dcc96yw.png
(buyuyup buyuk adam olacaktim - 13 Haziran 2018 15:39)
11 haziran 1993 efsanevi ilk jurassic filminin kendi ülkesi abd'de vizyona girdiği tarih. tam 25 yıl önce. ortalığı yıkıp geçmişti, şimdilerde izlediğimizde devamlılık-çekim hataları ve birkaç sahnesinde de senaryodan kaynaklanan (filmin gidişatını etkilememekle beraber) ufak-tefek mantıksal hatalar göze çarpıyor tabii, ama bunlar öyle ilk seyredişte, bir kez izlemekle değil; tekrarlarla, defalarca seyredince ve/veya üzerinden yıllar geçtikten sonra farkına varılan cinsten.neticede 25 yıl öncesinin filmi.fakat hala kendini ilk günkü gibi zevkle izlettiriyor ve hala izlenirliliği yüksek, hala beğeni toplamayı başaran ender yapımlardan biridir.çünkü görkemli. görkemli olduğu kadar da gerçekten iyi düşünülmüş, iyi tasarlanmış yaratıcı ve hafızalara kazınan, unutulmaz sahnelerle dolu. filme esin kaynağı olan aynı adlı romanın yazarı michael crichton'ın parlak fikrinin payı büyük. her ne kadar çıkış noktası bilimsel gerçeklere ters düşse bile. ama gerçekten dinozorların klonlanması mümkün olsaydı nasıl olurdu? muhtemelen crichton'ın jurassic park romanındaki gibi olurdu. yani yaşam bir yolunu bulurdu.jurassic park filmi bir cgi devrimi olduğundan sinema tarihinde teknik anlamda önemli bir yere sahip. cgi öncüsü bir film olarak resmen sinemada çığır açtı, herşeyi değiştirdi. görsel efektlerde stop motion tekniği cazibesini kaybetti, tamamı stop motion olan animasyon filmler değilseler eğer.(bkz: industrial light and magic)(bkz: dennis muren) öncesinde the abyss ve terminator 2 judgment day gibi james cameron filmlerinde-ki aynı animatörlerin imzası var- cgi sinemaya girmişti ama onların hiçbiri bu çapta işler değildi. tabii jurassic park'ta sadece cgi değil; dinozor maketleri de (animatronic) gerçekçi ve inanılmaz etkileyici görünüyorlardı. hala da öyle bence. (bkz: stan winston) (bkz: phil tippett) jp, steven spielberg'ün gerilim yaratmadaki ustalığı bakımından da takdire şayandır. biraz da spielberg'ün vizyoner yönetmenliği sayesinde hala bıkmadan usanmadan kendini izlettirebiliyor çünkü.o yıllarda başka bir yönetmen herşeyi eline yüzüne bulaştırabilirdi.ama spielberg gibi ne istediğini çok iyi bilen, teknolojiyi filmlerinde çok iyi kullanan bir sinemacıdan, yönetmenden bahsediyoruz. hele bilimkurgu, gerilim ve macera türünü buluşturan böylesi bir hikayeden, bir canavar filminden her yaştan izleyiciyi yakalayan bir iş çıkarmak herkesin harcı değil.bu onun dokunuşlarıyla mümkün oldu. blockbuster nedir, nasıl yapılır'ın en iyi örneklerinden biridir 93'teki film.bugün geldiğimiz noktada jurassic park'sız -ve/veya spielberg'süz-amerikan/hollywood sineması'ndan bahsetmek mümkün değil.jp, çocukluğu 90'lara denk gelen pekçoklarımızı sinemanın büyüsüyle tanıştıran ilk film olma özelliği de taşıyor.misal benim sinemada izlediğim ilk filmdi. yer zonguldak belediye sineması. abimlerle birlikte. daha 5 yaşına bile basmamıştım. film ülkemizde orjinal dilinde türkçe altyazılı olarak vizyona girmişti. benim henüz okuma-yazmam yoktu. ama zaten diyalogları, konuşulanları anlamak önemli değildi, görüntüler ve dinozorların ürkütücü sesleri büyülenmemize fazlasıyla yetti. o zamanlar yaş uyarıları falan da yoktu tabii. iyi ki de yokmuş, şimdiki çocuklara üzülüyor insan. benim zamanında 4 yaşımın sonlarındayken sinemada izlediğim jurassic park'ın bugün yenisini 10 yaşımdaki yeğenim sinemada izleyemiyor, salona alınmıyor düşünün. ki jurassic world fallen kingdom belki de serinin en kansız filmiyken üstelik. sadece çocukluğumdaki dinozor merakını değil;hali hazırdaki film tutkunluğumu da jurassic park'a borçluyum.ağızları açık bırakan, olağanüstü bir sinema deneyimiydi. etkileyici görselliğiyle sizi yakalayan bir sinema olayı. dinozorlar adeta kanlı-canlı perdedeydi. john williams imzalı muhteşem tema müziğini de atlamamak lazım. film 2013'te yani 20. yılında yeni dijital ses ve görüntü,3d versiyonuyla yeniden vizyona girmişti. jurassic park'ın ardından gelen iki devam filmi (97 yapımı ve yönetmenliğini yine spielberg'ün üstlendiği the lost world jurassic park, 2001 yapımı joe johnston'ın yönetmenliğindeki jurassic park 3) senaryoların zayıflığı ve yeni, daha fazla dinozor görmemize rağmen kendini tekrar etmeye başlamasıyla çıtayı düşürdü.yine de eğlenceli ve görkemli filmlerdi-ikincisinde t-rex'in godzilla ve king kong ile yarışacak türde şehirde yarattığı terör görülmeye değerdi-ama bu kez o ilk filmdeki yaratıcılıktan eser yoktu. açıkçası biraz da hikaye olarak zorlama filmlerdi, özellikle de üçüncüsü. ta ki 2015'te gelen jurassic world'e dek.ilk jurassic filminden sonra gelen serinin en iyi bölümü olmayı başarıyordu. yönetmeni colin trevorrow, 93'teki ilk filmin izinden gitti. ve nihayet john hammond'ın önceki filmlerde gerçekleşemeyen hayalinin, yani canlı dinozor parkının halka açılışına tanık oluyorduk. ama insanlar artık dinozorlara bir file bakar gibi bakmaya başlayınca genetik açıdan yaratılan melez ve bir hayvan için oldukça zeki olan etobur bir dinozor fikri (indominus rex) iyiydi.ve bu sayede film yeni bir üçlemenin başarılı ilk halkası oldu. jurassic world fallen kingdom ise, her jurassic filmi gibi görsel açıdan yine oldukça zengin ve doyurucu. özel efektler her zamanki gibi harika. açılış sahnesi çok iyi.hollywood'a transfer olan katalan asıllı ispanyol yönetmen j. a. bayona teknik anlamda işin altından kalkıyor. bu da sürpriz değil zaten.bayona bundan bir önceki filme nazaran serinin yeni filminde daha çok dinozor maketi kullanmayı tercih etmiş, tıpkı eskilerinde olduğu gibi.bu da olumlu. ama genel olarak bakıldığında fallen kingdom'un anlatacak yeni bir hikayesi,yeni bir fikri de yok.ikinci yarının kapalı-tek mekan gerilimine kayışını saymazsak.yine melez bir dinozor türü var; indoraptorgenetik bir mucizenin ürünü olan, insan eliyle yeniden yaratılmış dinozorların adadaki yanardağın aktif hale gelerek yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmaları-yeniden-fikrini sevdim. özellikle filmin başında ve sonunda gördüğümüz jeff goldblum'un canlandırdığı ian malcom'un amerikan senatosuna yaptığı açıklamalarla daha bir anlam kazanıyor bu.ama yine gözünü para hırsı bürümüş insanoğlunun açgözlülüğü ve aptallığı,herşeyi kontrol edebileceğini sanması, tanrıcılık oynaması felaketle sonuçlanıyor. adadan kurtarılan dinozorların açık arttırmayla milyarderlere satılmasını kimileri çok absürd bulabilir. ama ben sorun etmedim.rahatsız olduğum birkaç şey var.birincisi franklin karakteri.fazlasıyla sinir bozucu.ikincisi filmdeki avcı karakteri klişe ve karton tip. sözümona the lost world: jurassic park'taki pete postlethwaite'in roland tembo karakterine benzetilmeye çalışılmış, ama olmamış.the lost world demişken fallen kingdom zaten daha çok 97'deki bu ikinci jurassic filmiyle benzerliklere sahip.üçüncü olumsuzluk filmde bir acecilik hakim.herşeyi bir anda ve bir an önce,çarçabuk gösterme isteği problemli.remake olan the planet of the apes üçlemesinin senaristleri rick jaffa ve amanda silver bir önceki filmin senaryo ekibindeydi.bu kez onlarsız devam edilmiş.yoklukları hissediliyor. zaten cesar-blue benzerliği gözden kaçmıyordu.jeff goldblum'u fragmanlarda görünce çok heycanlanmıştım. ama fragmanlarda gördüğünüzden fazla bir rolü yok.bir de film vizyona girmeden önce o kadar çok fragmanı, teaser'ı, tv spot'u yayınlandı ki filmin kendisini ilk seyredişinizde bile birazdan neler olacağını biliyor hale geliyorsunuz.fallen kingdom çok ağır eleştiriler aldı.sonuçta dinozorlarla ilgili filmden beklenilen herşeyi veriyor mu, evet veriyor.hatta ilk yarıda yok olmak üzere olan dinozorlara üzülüyoruz.chris pratt- bryce dallas howard iyi bir ikili oldular.elbette owen-claire ikilisi eski filmlerdeki gibi efsanevi karakterler değiller.günümüzde kitle sineması, gerçeklikten kaçış filmi, popüler sinema, eğlence sineması, ticari film/gişe filmi, blockbuster denilince artık marvel filmleri, çizgi-roman uyarlamaları akla geliyor. maskeli ve/veya pelerinli süper kahraman filmlerinden açıkçası size de gına geldiyse fallen kingdom'a bir şans verin.edit: devam filmi 2021'de.spielberg ile birlikte filmin yürütücü yapımcısı olan trevorrow yeni filmde artık melez dinozorların olmayacağını ve devamının daha bilimkurgu-korku türünde olacağını söylemiş.
(violatorclown - 15 Haziran 2018 17:20)
benim gibi ilk filmin hayranlarını üzecek film.maksat bol bol dinozor görmek ise efekt bakımından fazlasıyla tatmin edici. fakat nostaljik takılan benim için tam bir hayal kırıklığı. ikinci filmden sonrası ilk iki filmde yaratılan evreni tamamen bitirmiş. (seri açısından) devamlılık hataları diz boyu. o kadar ki yeni serinin ilk filmini bile takip edememiş. ilk filmin(1993) tüm hatıralarını yerle bir etmesi de cabası. terminatör, yıldız savaşları derken sıra jurassic park'a gelmiş gibi görünüyor. bu kadar belaya bulaşmak için ne kadar gerizekalı adam gerekiyorsa hepsi mevcut. akılla izah edilemeyecek her türlü davranış var. sonuçta bir film değil işte. 25 yıl önce sinemada ağzım açık izlediğim bir başyapıtın cenazesi var ortada.
(sipilborg seven adam - 18 Haziran 2018 11:41)
her devam filminde olan zorlama hissini bu kez yaşamadığım film. 2 saatten uzun bir film için de oldukça sürükleyici diyebilirim.--- spoiler ---dinazorlar in the house fikrini çok beğendim. şatoya kocaman sürüngenleri doldurmak oldukça eğlenceli olmuş. lazer güdümlü hibrit oldukça ilgi çekici, ama lazer güdümü olayı sanki biraz es geçildi. klon kızımız oldukça şirin, fena da oynamamış. trex le burun buruna ve benzeri sahneler tuttukça artıyor ama ben de izlemeyi seviyorum. hatta genel olarak hasretle bı dev yaratıkları izlemeyi seviyorum. --- spoiler ---bir sonraki film şehirde geçecek gibi görünüyor. isterseniz yerin dibine sokun ben yine izlerim. jurassic park len bu bugün trex şakası yapabiliyorsanız bu film sayesinde.
(withmyself - 30 Haziran 2018 02:05)
--- spoiler ---içerisinde bir türlü ölemeyen owen içeren film.lavlar burnunu dibine girdi adam terlemedi bile. denize düşen lavlar yuvarlacık zımbırtının su geçirmez camlarını delip geçerken, owen abimize değmiyor bile. ne efsunlu adammış.senaryo tırt ama dinazorlar muhteşem..blue'nun hastasıyım!--- spoiler ---
(alwayssleepy - 30 Temmuz 2018 00:45)
Yorum Kaynak Link : jurassic world fallen kingdom