çılgın atılan bir oyun olmuştur kendileri, oyuncakçıdan maske falan alıp bu zombiciklerin kafasına takmak bence çok cici bi olay, 15 20 tanesine takınca bunlardan çarpışan araba gibi birbirlerine çarpıyolar, ortada güzel görüntü oluyo, kaldı ki elemanın üzerindeki kan, beyin gibi parçaların da detaylandırılması başarılı bir hamle, alışveriş merkezi teması biraz sıkıcı gibi görünse de içerde bolcana dükkan ve yapılacak bolcana iş var, örnek şöyle verilir ki, çok mu sıkıldık çıkıyoruz bi restorana alıyoruz yağı unu kabartma tozunu, güzel bir kek yapıyoruz veya giriyoruz antikacıya alıyoruz hattori hanzoyu sırtımıza da bir tane devasalarından axe atıyoruz sadettin teksoyculuğa koşuyoruz, capcoma olmuş diyor tebriklerimizi sunuyoruz.

(krusty - 7 Aralık 2006 14:58)

(bkz: dead moon rising)

(vitruvius - 7 Aralık 2006 15:29)

ibnelerin yaptığı oyunlardan, hatta orospu çocuklarının yaptığı oyunlardan hatta ve hatta capcom'un yaptığı oyunlardan.

bir oyun nasıl bu kadar eğlenceli tasarlanıp aynı zamanda içine sıçılır örneğidir bu oyun. en basitinden ölünce 2 seçenek çıkar. 1. load, 2. ise oyundaki tüm geçmişinizin silinmesidir. daha önceden de bahsedildiği üzere tek slot olduğu için 2. seçeneği seçen adam baştan başlar, gariban kalmasın diye biraz stat verirler o kadar. zaten bu save sistemini de daha önceden ps2 için yaptıkları breath of fire: dragon quarter oyunundan c/p yapmışlar. sonra hayvan ötesi pisikopat'ları, zor ötesi boss'ları vardır. kısacası oyun zor olabilmekten çok sinir bozucu olabilmek için elinden geleni ardına koymamış. ne bileyim case'ler birbiriyle bağlantılı, birinin vakti kaçarsa diğerleri de iptal oluyor. tam bunu yapayım derken karşınıza başka bir görev çıkarıyor, onu yapayım derken öbürü geçiyor, oyun çat diye bitiyor. ben de dvd'sini kırıp çöpe atıyorum.

sonra oyunun karakter kısmına gelirsek. karakterimiz öküz, statları bok gibi. capcom 80'lerden bu yana zerre adım atamadan bu günlere gelmiş bunu anlıyoruz. 2009 yılındayız ulan, kutu kutu şeklinde hp mi olur. yap şunu 100 üzerinden ama yoook gerizekalı capcom her saldırıyı tek tek sınıflandıramadığı için her zombi saldırısında bir kutu düşürelim diye düşünmüş. zombilerle savaşan adamın koşması 3 kutu mesela, zamanla level atlayıp kutu kazanıyorsunuz, zekası 3, amı 5 derken oyun kutularla geçiyor. sandığım üzere, bu tamamen kolaya kaçmanın ürünü. rpg öğesi bu oyunu vezir edebilecekken, rezil etmiş.

mis gibi dawn of the dead filminin unoffical oyunu olan bu mallık örneğin, sırf fikri bok ettiği için nefret ediyorum. bu fikirle mükkemmel bir oyun yapılabilecekken şimdi kimse dead rising kopyası olacak diye yapmayacaktır.

allah belanı versin capcom, bari dead rising 2'nin amına koyma.

(carnicero - 10 Ağustos 2009 19:16)

pc icin 13 eylul 2016 da cikacaktir. steam de on siparisi acilmistir. bu tarz oyunlarin yillar sonra olsa da pc icin cikmasi halo serisinin pc ye cikma umitlerimi taze tutuyor.

(dialago - 10 Ağustos 2016 14:21)

serinin ilk oyunu.

2006'da sadece konsollar için çıkmışken, aynı adla şimdi remastered olarak pc'ye de çıktı.

steam'de 40 tl.

http://store.steampowered.com/app/427190/

(publius vergilius maro - 13 Eylül 2016 12:55)

bir alışveriş merkezinde geçen, mükemmel tasarlanmış oyun. etrafta görebileceginiz her şeyi silah olarak kullanılabilmekte, zombilere ister balta, ister sandalye veya bahçe makası ile girişe bilir, piknik tüpünü aralarına atıp tabanca ile patlatabilirsiniz. tek kötü tarafı sadece ama sadece xbox 360 için çıkıyor olması.

(nooneelse - 12 Haziran 2006 16:30)

maalesef sadece alışveriş merkezi kapsamlı olacağı açıklanan oyun.

alışveriş merkezinde altgeçitler geniş alan parklar ve çok sayıda dükkan olacağı söyleniyor ama nereye kadar be capcom.

gerçi gta'nın kocaman şehrinde içine girilemeyen evlerden başka birşey de yoktu ya neyse. en azından dead risingde her dükkana girip her kıyafeti giyebilecek, elimize bowling topundan katana'ya kadar birçok silahı alarak zombilere kafa göz girişebileceğiz.

neticede sadece yollardan ibaret sayılabilecek (haksızlık olmasın arada işe yarar çok mekan da var) kocaman bir şehir mi yoksa içleri envai çeşit edevat ile dolu dükkanları barındıran bir alışveriş merkezi mi daha iyidir ben karar veremedim.

bu arada aynı anda gösterilebilecek zombi sayısı 100 değil 1.000 (bin) miş. oha diyorum.

edit: demosunu indirdim, oynadim, müşahade ettim. sürekli zombi öldürme şemsiyesi altında zincirleme görevler, çeşit çeşit silahlar içeriyor. fotoğraf makinanızla aldığınız görüntülerin ilginçliğine göre de puanlar alıyorsunuz. bu da insanı yaratıcı olmaya itiyor. örneğin tüfek ile kafasını patlattığınız zombi daha yere düşmeden -ki bu çok kısa bir süreyi ifade ediyor- fotoğraflayabilirseniz iyi puan alıyorsunuz. peki puan alıyorsunuz da ne oluyor? e elli bin türlü unlockable item ve moves açılıyor tabi daha ne olsun.

(jean - 7 Ağustos 2006 15:00)

serious sam'dan sonra (karsilastirma yapmiyorum, dikkatinizi cekerim) stress alici olarak kullanilabilecek baska bir guzel oyun. favori hareketlerden biri orak ile kafa kesme ki, oragi zombinin ensesine oturtup ayagi gogsune dayayarak kopartiyorsunuz kafayi. dogal olarak her yer kan. yere dusen zombilere balyozla girisebilmek ise alisveris esnasinda sizi itip kakan teyzelerden sanal intikam almanizi sagliyor.

(ogamiitto - 14 Ağustos 2006 06:01)