Süre                : 1 Saat 30 dakika
Çıkış Tarihi     : 22 Ekim 2009 Perşembe, Yapım Yılı : 2009
Türü                : Korku,Gizemli
Ülke                : Kanada,ABD,İngiltere,Avustralya
Yapımcı          :  Twisted Pictures , A Bigger Boat , Saw VI Productions
Yönetmen       : Kevin Greutert (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Patrick Melton (IMDB)(ekşi),Marcus Dunstan (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Tobin Bell (IMDB)(ekşi), Costas Mandylor (IMDB)(ekşi), Mark Rolston (IMDB)(ekşi), Betsy Russell (IMDB)(ekşi), Shawnee Smith (IMDB)(ekşi), Peter Outerbridge (IMDB)(ekşi), Athena Karkanis (IMDB)(ekşi), Samantha Lemole (IMDB), Tanedra Howard (IMDB), Marty Moreau (IMDB), Shawn Ahmed (IMDB), Janelle Hutchison (IMDB), Gerry Mendicino (IMDB), Caroline Cave (IMDB), George Newbern (IMDB), Shauna MacDonald (IMDB), Devon Bostick (IMDB), Darius McCrary (IMDB), Shawn Mathieson (IMDB), Melanie Scrofano (IMDB), Karen Cliche (IMDB), James Gilbert (IMDB), Larissa Gomes (IMDB), Dan Duran (IMDB), Billy Otis (IMDB), James Van Patten (IMDB), Jon Mack (IMDB), François Sagat (IMDB), Elle Downs (IMDB), Tenika Davis (IMDB), Karl Campbell (IMDB), Ginger Ruriko Busch (IMDB), Jessie Rusu (IMDB), Mpho Koaho (IMDB), Chris Owens (IMDB), Vickie Papavs (IMDB), Catherine Rix (IMDB), John Watson (IMDB), Brendan Carmody (IMDB), Joris Jarsky (IMDB) >>devamı>>

Saw VI (~ Testere VI) ' Filminin Konusu :
Özel Ajan Strahm öldü ve Dedektif Hoffman Jigsaw ' ın mirasına engellenemez bir şekilde sahip çıkmakta. Lakin , FBI ' ın ona yaklaşmasıyla Hoffman bir oyunu devreye koymak zorunda kalacak ve Jigsaw ' ın büyük planı anlaşılacak.


  • "saw 8 den daha iyi bir filmdir."
  • "süper bir felsefi korku filmi, polis akademisi kıvamına nasıl getirilir sorusunun cevabı."
  • "(bkz: o kadar oldu mu ya)"




Facebook Yorumları
  • comment image

    kahramanların posta gazetesinin bulmaca ekini çözmesini konu alan insanı koltuğuna mıhlayan bir gerilim filmi.

    "soldan sağa iki; rusçada evet, iki harfli!"

    edit: doğal olarak senaryosu ateş böceği ercan'a aittir.


    (kaba simsek - 12 Kasım 2007 15:06)

  • comment image

    az önce galasından döndüğüm film. tüm ekip oradaydı, tobin bell’le konuştum haberler kötü. sözlükçüler akıllı olsunlar dedi, bir siki de beğensinler, hesaplarının değerini bilsinler alırım ifadelerini dedi, benden söylemesi. şaka bir yana filmin sıkı bir takipçisi olarak izledim ve yorumlarım şöyle. let the entry begin!

    --- spoiler ---

    öncelikle bu film olmuş. batmak üzere olan seriyi tutup kolundan suyun yüzeyine çıkarıyor, rahat bir nefes aldırıyor. son iki filmin aldığı negatif eleştirilerden bunalmış olacak ki ekip buna daha fazla emek ve zeka koyma gereği duymuş. bu filmde fark yaratan ne peki, neyi daha iyi? bir kere testereyi testere yapan jigsaw ve onun felsefesi. neydi o felsefe? hayatın değerini bilmeyenler yaşamayı hak etmiyor. ilk filmden bu yana tartışıyoruz ve diyoruz ki testereyi diğer suç ve gerilim filmlerinden ayıran ve onların önünde bir yere koyan en önemli elementi bu felsefenin güzel işlenmesi. fakat son iki filmdir bu mesaj kabak tadı vermeye başlamıştı. alakasız insanları teste koymalar, kolpa polislere tuzak kurup durmalar derken vaktimizi ve kendi kredisini boşa harcadı. benim bu filmden beklediğim başka daha büyük bir şey vardı ve bu kez onu yapmışlar.
    jigsaw’un hayatın değerini bilin felsefesini amerikan sağlık sektörünün çarpıklığıyla, kurnazlığıyla ve akıl almaz açgözlülüğüyle harmanlayıp ortaya müthiş bir toplum eleştirisi getirmişler. bunu nasıl yapmışlar? öncelikle bu filmde kurbanlar bir sigorta şirketi çalışanları. esas teste tabi tutulan abimiz de bu şirketin müdürü. yani burada gazeteci, polis, tecavüzcü, emlak satıcısı gibi önemli fakat çok büyük sükse yapmayan denekler değil daha büyük bir planın parçası kişiler hedef alınıyor. burada ‘ben insanları öldürmüyorum, onlara hayatlarının değerini anlamaları için bir şans veriyorum’ diyen jigsaw ‘kimin ölüp kimin yaşayacağına karar veren sağlık sektörü’ lideri ile karşı karşıya getiriliyor. müthiş bir çatışma. işte diğer filmlerde eksik olan buydu, bir çatışmadan yola çıkıp daha geniş bir mesaj verme kabiliyeti. bunu çoğu kişi tarafından saf şiddet olarak görülen testlerde tek tek tecrübe ediyoruz ve son teste gelindiğinde görüyoruz ki jigsaw tüm seri boyunca bu filmi beklemiş. hatta tüm seri boyunca yüzünü gizlemek için kullandığı maskeyi de atmış. ilk film dahil kurulan en zekice tuzak bu filmde diyebilirim. neden peki? makinelerin malzemesi mi daha iyi, daha mı şekil, hayır. sadece vermek istenen mesajla birebir örtüşen testler her biri. sağlık sektörünün başındaki adamı bu testlere sokarak önce onu sonra biz seyircileri empati kurmaya zorluyor. çünkü son teste gelindiğinde adam kimin yaşayıp kimin öleceğine karar veren bir kişi olmaktan çıkıp kendi hayatı başkasının ellerinde olursa ne hisseder onu görüyor. burada jigsaw bu kararı kasıtlı olarak bir aileye bırakıyor. ana oğul ikilisi bu noktada belli ki toplumun en küçük öğesi aileyi temsil ediyor ve sağlık sektörünün bu acımasız, sinsi planlarının son bulup bulmayacağının bize yani halka bağlı olduğu mesajını veriyor. ‘yaşa ya da öl, seçimini yap!’.
    ‘kimin ölüp kimin ölmemesi gerektiğini kendi yarattığın bir formül sayesinde belirleyebileceğini sanıyorsun. ama bilmiyorsun ki ölüme yaklaşan bir insanın göstereceği yaşama azmi bütün her şeyi değiştirebilir’ diyor jigsaw ve sağlık sektörüne ve de dolayısıyla onu besleyen politikaya sağlam bir tokat çakıyor. sözlükte de uzun uzun tartışılan bir konu bu ve özellikle amerikada son dönemde tartışmalar tavan yapmış vaziyette. haa bu noktada denilebilir ki kim sallar testerenin vereceği mesajı, hele konu bu kadar büyük ve tartışma bu kadar ciddiyken. o konuya tekrar girmek yersiz, saatlerce tartışılır, sayfalarca yazılabilir. benim için önemli olan bir gerilim filminin bu mesajı bu kadar net ve anlaşılır bir şekilde, çok da sırıtmadan verebilmesi. bu film gibi bu konuyu ele alıp bu kadar güzel aktaran başka bir film izlemedim şahsen. michael moore belgesel yaptı, bunun üzerine komedi vs. bir sürü muhabbet döndü ama korku türünde örnek yok, bu yüzden takdir edilmeli bu cesaretli duruş. çünkü korku türü genelde apolitik, karakter derinliği veya toplum eleştirisi getirmekten kaçınılan çerez bir tür olarak görülmüştür çoğu kişi tarafından. testere serisi bu açıdan bir tabuyu yıkmayı amaçlamaktadır ve gayet de başarılıdır.
    bunun dışında testere cephesinde yeni bir şey yok. yine aynı şaşırtmaca oyunları, karizmatik ölümler, polisiye entrikaları vs. hoffman denilen adama bir zoom yapılmış biraz, tarihe geri dönüşler var. ki sevmiyorum ben hoffman’ı, çakma jigsaw. baston yutmuş gibi yürümesi, her geçen bölüm şişmesi de cabası. çakma makma dedim ama 7. filmde o birilerine fena çakacak gibi bir his de mevcut bünyede, öyle ki filmin finalinde ‘sen teste tutulmayacak mısın sandın’ yiğidim diyerek bir şok daha yaşatmış oldu jigsaw. ve anladık ki yaşayan her canlı bir gün teste tabi tutulacak.

    ---
    spoiler ---


    (snob - 29 Ekim 2009 21:59)

  • comment image

    efenim filmi bilgisayardan izlerken altyazıda şöyle bir şey vuku bulup beni benden almıştır:
    +did you learn something from that?
    -i have lost my aaaarrmmm!!!
    altyazıda ise
    +bu olaydan ders aldın mı?
    -kol gitti be koooll!!


    (xolotl - 7 Aralık 2009 23:53)

  • comment image

    blogumda bununla ilgili bir yazı yazmıstım ben 3 aralık tarihinde, onu kopyalayıp altında ufak bir ekleme daha yapmak istiyorum. aradan tanımı cıkaralım su sekilde : daha giris sahnesinden anlasılacagı uzere serinin "vahset" ve "kan" konusundaki en sert filmi.

    23 ekim 2009 günü yerkürede çoğu ülkede gösterime girdi film ama türkiye'ye 11 aralık 2009 günü uğrayacak. bu filmle kafayı bozmuş birisi olarak izlememem kaçınılmazdı elbette. yanlış anlaşılmasın bu demek değil ki sinemada izlemeyeceğim. 11 aralık 2009 cuma günü ilk seansta sinema salonundayım. bunlar işin detayı, ben filme geleyim de henüz izlemeyenlerin ağzını sulandırayım..

    filmin içine geçmeden önce henüz izlemeyip vizyona girmesini merakla bekleyenlere ise pişman olmayacaklarını söylemem lazım. serinin şimdilik en kısa filmi olması sebebiyle zaten bir çırpıda bitiyor, sıkılacak bir zaman yok. daha da önemlisi, bildiklerimiz-bilmediklerimiz o kadar güzel karışıyor, yeni yeni şeyleri o kadar güzel öğreniyoruz ki film iyi ki 6 değil de 9 filmden oluşan bir seriymiş diyorum içten içe.. daha kafa yorup şaşıracak bir çok konu var, bu filmle netleşen şeyler seriyi sonlandırıp basitleştirecek şeyler değil, izlemeyenlerin içi rahat olsun..

    --- spoiler ---

    bu noktadan sonrası "spoiler" oluyor, filmi izlemeyip de okuyacak olanlar bunu göze alsınlar lütfen :

    filmin tüm konusu 5. filmden kalan kutuyla ilgili değil, öncelikle onu diyeyim. yani tüm filmi bu kutudan çıkanlara yormayın derim. kutu yine filmin gidişatına etki ediyor ama tüm film bunun üzerine kurulu değil. filmin temelinde john'un jigsaw'a dönüşmesine sebep olan olaylara yapılan flashbackler ve john'un kendisine zarar veren isimlere yaptığı o bildik oyunlar var. hastalığının ilk çıktığı anlara bir flashback var ki daha can alıcı bir flashback var ki o da jill'in kapıya sıkışıp bebeğini düşürdüğü ana yapılanı. jill'in karnını kapıya sıkıştırıp bebeğini düşürten adamı ve o sahneyi önceki filmlerden hatırlıyoruz. o sahnede bilinmeyen bir şey ortaya çıkıyor, jill'i kapıya sıkıştırıp karnındaki bebeği öldüren kişinin basit bir soyguncu olmadığını öğreniyoruz.. amanda'nın john'un yanına neden dahil olduğu güzelce ortaya çıkıyor bu filmde. şimdiye kadar bizim bildiğimiz şey amanda'nın tuzaktan kurtulup john'un yanına o şekilde girdiğiydi. ve yine bildiğimiz şey amanda'nın ilk oyununda sadece uyuşturucu bağımlısı olduğu için yer almasıydı ancak işin aslı öyle değil. uyuşturucu kullanmasının kelebek etkisi misali john'un doğmamış bebeğinin ölümüne sebep olduğunu görmek sürprizdi benim için. ayrıca hoffman'ın araştırmanın seyrini değiştirecek cinayetleri beni şimdiden heyecanlandırdı 7. film için. son sahnede hoffman ölür mü ölmez mi henüz belli değil, 1 seneye yakın bir süre de öğrenemeyeceğiz bunu. ölürse seri çok daha kafa karıştırıcı bir hal alacaktır ama benim tahminim ölmeyeceği yönünde. ölmesini istiyorum ama ölmeyecek. "saw vii" başlıklı trailerları dört gözle bekler oldum, bu film john'un neden jigsaw olduğuna dair önemli bilgileri sunuyor ki bundan sonra açıklanması gerekenlerden biri lawrence gordon'a ne olduğudur. yaşıyor mu, öldü mü, kurtulduysa nereye gitti, yine kurtulduysa john neden peşini bıraktı, ya da bırakmadı da bizim mi haberimiz yok ? gerçi umbrella health'teki konuşmadaydı sanırım, orada gordon'un pek de suçlu olmadığını gördük de john kramer kendisini oyuna dahil ettiyse bir suçu varmış demek ki. belki de bir suçu yoktu ama john kendine bir ortak arıyordu ve yanına almak için bir bahane lazımdı, olamaz mı ?

    bazı video kayıtlarında jigsaw maskeli adam(john, hoffman veya bir başkası) topallıyordu serinin önceki filmlerinde. acaba o öyle rastgele mi denk geldi yoksa lawrence gordon konusunda gizli bir işaret mi bilemedim. bilindiği üzere serinin ilk filminde lawrence gordon ayağını keserek kurtulmuştu odadan. ayrıca bu 6. filmde jigsaw'un kurbanlarına otopsi yapan doktor, kurbanların cesetlerinden kesilen puzzle parçaları hakkında "bazılarını doktor kesmiş" gibisinden bir laf söylüyor parçaların profesyonel bir el tarafından kesildiğini belirtmek için. bu da benim gordon'a dair şüphelerimi iyiden iyiye arttırıyor. hoffman doktor değil, john zaten değil, jill bir klinikte çalışıyor ve bu klinik uyuşturucu üzerine olduğu için ameliyatla yani deri kesmeyle bir ilgisi yok, amanda'nın doktor olmakla zatne bir alakası yok, 3. ve 4. filmde ölen beyin cerrahı kadın basit bir kurbandan fazlası değil... şimdilik john kramer ve kendisine yardımcı olan ya da kurban ettiği kişiler arasında gordon dışında bu işi profesyonelce yapabilecek kimse yok..

    bu açıdan bakınca ben 9 filmlik serinin kalan 3 filminden birinde -belki de hepsinde- lawrence gordon ismini duyabileceğimizi düşünüyorum.

    ---
    spoiler ---

    blogda yazdıgım kısım boyleydi, son bir sey daha ekleyeyim :

    --- spoiler ---

    lawrence gordon'un gorunmeyen kahraman oldugu teorimi guclendiren bir sey daha var ki o da jill'in hastenede bir doktora bıraktıgı zarf.. o doktorun kim oldugu konusunda bir ipucu yok ya da ben kacırdım.. belki de john oldukten sonra gordon'a bıraktı o zarfı veya bilmedigimiz biri var.. ancak benim iddiam gordon olabilecegi yonunde, o otopsideki doktorun kubranların cesetlerindeki puzzle parcalarını profesyonel bir elin kestigini ima etmesi ve bir hastaneye zarf bırakılması bu seyi guclendiriyor..

    gorelim bakalım, kısfmet..

    ---
    spoiler ---


    (frtslck - 13 Aralık 2009 01:42)

  • comment image

    şu filmin altıncısını izleyip de "yedincisine gitmem hacı" diyen lavuktur. bu filmi izleyen, yedisi çıkarsa ona da gider, otuz yedincisi çıksa ona da gider ne laga luga yapıyorsunuz? kötü bir film ama ben zaten bu serinin tüm filmlerini sondaki müziği için izliyorum, hello zepp. bu filmde daha bir hayal kırıklığına uğradım zira şarkı öyle güzel güzel çalmadı, aralık aralık dandirik dandririk bir de remix tarzı bir şey yapmışlar. bir dahaki filmde de müzik böyle çalarsa gitmem sekizincisine.


    (peder zickler - 20 Aralık 2009 12:09)

  • comment image

    serinin boku çıkmamıştır; asıl bok jigsaw'ın da aslında oyun içinde olduğunu görünce çıkacaktır.

    -hello john, içine çok pis tümor yerleştirdik, eğer yeterli sayıda insanı hayata bağlamazsan ölücen, zaten biz kanserin tedavisini de bulduk, insanları kurtar tedaviyi vericez.

    işte bok böyle çıkar.


    (john petrucci - 2 Şubat 2010 05:10)

  • comment image

    yıllık olağan gösterime giren saw serisinin 2009'un son aylarında görücüye çıkan filmi. 3 tane daha çekileceği söyleniyor. serinin 7. filminin bu yıl gösterime gireceğini biliyoruz. bu filmde de jigsaw hikayesiyle ilgili yeni bilgiler öğreniyor ve yine bir sınava tanık oluyoruz.

    --- spoiler ---

    -amanda'nın jigsaw'ın ölen çocuğuyla alakalı olduğunu, böylece amanda'da neden ısrar ettiğini de öğrenmiş olduk.

    -kutudan çıkanları görmüş olduk.

    -sağlık sistemi eleştiri süper fikirdi. ilk defa jigsaw'ın hayırlı bir iş yaparak tam dayaklık birini adam etmeye çalıştığını gördük.

    -jigsaw'a zamanında ne kadar yamuk yapan adam varsa bir şekilde başına iş açmış oluyor. kazara adama yolda çarpıp bir yere geç kalmasına neden olduysak yandık demektir.

    -finalde kocası ölen kadının live or die seçeneğinden die'ı seçtiğinde hoffman'ın kafasındaki tuzağın da devreye girmesi aslında baştan beri sınanan adamın hoffman olduğu ve deneklerine yaşamanın kutsallığını öğretemediğinde başına neler geleceğini öğreneceğini de gördük. jigsaw yine dahiyane bir plan yapmış. ancak tuzaktan kurtulma umudu yoktu, ki akıllıca bir hamleyle yırttı.

    -final fragmanı yazılarından sonraki sahne ise kafa karıştırdı. amanda öldükten sonra hoffman'ın kurtardığı kıza amanda nasıl olur da "don't trust the one who saved you" der ki? saved you diyor, demek ki olmuş bitmiş olay. yani orda garip bir olay var. 7. filmde buna da bir açıklama bekliyoruz.

    -bir lafım da ajan diye gezinen perez'le erickson'a. lan madem hoffman'dan kıllanıyodunuz - ki bunu şüpheli sorularıyla açık ettiler- hoffman'ın ses kaseti ortaya çıktığı anda insan erketede olmaz mı? lan bu şimdi bize saldırır falan demezler mi? bir de hoffman ortalığa strahm'ın parmak izlerini bırakıp odayı yaktı da parmak izi mi kalır koçum yangından sonra.

    ---
    spoiler ---


    (crowley - 15 Şubat 2010 01:02)

Yorum Kaynak Link : saw vi