• "editörün hışmına kurban giderek silinmiş bir ayardır. copy-paste yöntemiyle aynı yorum siteye yine eklenebilir, editöre ayar tazelemesi yapılabilir."
  • ""guardian be clever !" yorumuyla fenasikerim rumuzlu arkadaşın artık işin bokunu çıkardığı ayar verme olayı."
  • "hıncal uluçvari bir şekilde bu olayın parsasını toplamak için emre kardeşimize gel başka vereceğin ayarları eksisozlukde benim rumuzumla yaz diyecek kadar begendiğim ayar"




Facebook Yorumları
  • comment image

    bugünkü "democracy and law" yazılarında ergenekon ve akp'nin kapatma davalarını ele alırken türkiye ile ilgili cehaletlerinden ötürü yanıltıcı yorumlar yazan the guardian editörlerine emre isimiyle yorum yazan kişinin verdiği ayardır. ayar yorumu akıcı ve güzel bir ingilizceyle yazılmış olup ayardan avrupa parlementosu da nasibini almıştır.

    "the british media's obsession with elites, popular movements, etc is nothing if not evidence of the usual british obsession with class and completely ignores the extreme fluidity of business and social status and political power in turkey. given the continuing monarchy, i understand the difficulty of someone in the uk grasping that turkey is country where of the 11 presidents since its foundation, nine have come from lower-middle-class backgrounds, one from landed wealth and one from the middle class. such things do not happen in the uk, where of course you do have elites."

    tamamı için: http://www.guardian.co.uk/…8/jul/02/turkey.religion

    edit:the guardian'ın web editörleri az önce sansür uygulamış ve sayfadan kaldırmıştır.

    yazının tamamı:

    one wonders whether the editor realises that the supposed ergenekon gang, the plotters of a supposed coup, is so far comprised of the long-time leader of turkey's hard-core left, two retired generals, two editors-in-chief of newspapers at opposite ends of the political spectrum and further assorted mavericks who wouldn't normally take tea together. just how dogu perincek, the jailed leader of the former revolutionary workers and peasants party and, say, sinan aygun, the chairman of the ankara chamber of commerce could get over their differences of opinion (to put it mildly) to trust each other enough to plot to overthrow a government is unknown. after more than 12 months of investigations, approximately 100 detentions and 50 arrests, we have yet to see a formal court case opened.

    for those of us with longer memories of turkish politics than the editor, the current situation reminds us of nothing so much as the last dying gasps of the dp, the first truly democratically elected party in turkey which, when it saw its power ebbing away, went bonkers and began to arrest its opponents.

    the akp, which began with an auspicious reform program, which the western press so rightly lauds, has done nothing to move eu-related legal changes along since the echr voted near-unanimously that a ban on headscarves in some circumstances was not an infringement of human rights. more importantly, the akp was not re-elected last year after having asked for a mandate to reform the constitution or modestly islamicise the country. nor was it re-elected so that inflation would once again rise into double digits. quite the opposite. it is therefore no wonder that after a year in which their centrepiece legislation has been the (failed) attempt to allow university students to wear headscarves, people are feeling slightly fed up. i repeat: we did not vote for the akp so that it could pander to its fringe.

    talk of turkey's joining the eu any time soon seems hopelessly naive. not only has the akp government not introduced any significant eu-related legislation in over three years, but even if turks were united in their efforts to please the commission and the members - indeed, even if turkey were to attain scandinavian levels of european niceness (though, one would hope, not their levels of alcoholism, suicide, and family disfunctionality) - france, austria and quite possibly germany would prevent accession. with no carrot comes no stick. but the editor is right in one thing: turkey's eu dreams will, alas, have to deferred. only it will be from some indefinite date in the far future to another indefinite date somewhat later.

    the british media's obsession with elites, popular movements, etc is nothing if not evidence of the usual british obsession with class and completely ignores the extreme fluidity of business and social status and political power in turkey. given the continuing monarchy, i understand the difficulty of someone in the uk grasping that turkey is country where of the 11 presidents since its foundation, nine have come from lower-middle-class backgrounds, one from landed wealth and one from the middle class. such things do not happen in the uk, where of course you do have elites.

    if these kemalists are elites, then they are elites formed by intense hard work and perseverance. and that is where british papers completely misunderstand how things will play out. let the editor imagine a country where the vast majority of businessmen are first or second-generation entrepreneurs, where the head of the constitutional court was born in a blighted village in some backward part of the country and where the generals are almost invariably from (to use british terminology) working or lower-middle-class families, where the same is true of most of the top civil servants and almost invariably true of the politicians. no queen, no duke of westminster, no bewigged and be-honoured m'luds, precious little inherited wealth. (by the by, the achievements of these "elites by perseverance" only highlights the tremendous achievements of turks over the past four generations, who have essentially rebuilt their country over the past 85 years.) in such a society, does the editor truly expect the kemalists to go the way of, say, the whig landed gentry?

    and one final note. would the editor do us the courtesy of assuming that we, as turks, do know what our national interests? on a side note, it would behoove the editor to read the indictment against the akp before commenting on it. comments are free, facts are sacred.


    (guve - 2 Temmuz 2008 12:00)

  • comment image

    ayar aldıktan sonra entry silmek gibi bir gelenekleri olmadığından olsa gerek, sevgili the guardian ayarı silerek demokratik ve açıklayıcı bir yöntemle durumu ekarte etmiş.

    kendilerinden acilen açıklama bekliyoruz. benim comment i de silerler herhalde.
    edit: silmek ne kelime, yazamıyoruz ki ak
    edit2: bekliyoruz silsinler bakalım...çok akıllılar ya.


    (amethyst - 2 Temmuz 2008 12:14)

  • comment image

    editörün hışmına kurban giderek silinmiş bir ayardır. copy-paste yöntemiyle aynı yorum siteye yine eklenebilir, editöre ayar tazelemesi yapılabilir.


    (kruva san - 2 Temmuz 2008 12:26)

  • comment image

    tekrar tekrar okuyorum. cidden güzel ayar.

    bu kadar olgun, bu kadar şık, bu kadar anglo kültürüne ve siyasetine hakim olup, ingilizceyi de bu kadar iyi kullanan şu emre bey her kim ise tekrar tekrar takdir ediyorum.

    size saygıyla reverans yapıyorum efem.


    (amethyst - 2 Temmuz 2008 12:51)

  • comment image

    "guardian be clever !" yorumuyla fenasikerim rumuzlu arkadaşın artık işin bokunu çıkardığı ayar verme olayı.


    (cursedsw - 2 Temmuz 2008 13:21)

  • comment image

    youtube yorumcularının olaya dahil olmasıyla ingilizlere ayarın kraliçesini vereceğimiz ayar

    fuck english girls your mothers fucked pussy turkish man!!!

    p.s. yorumun silinmesi inanılmaz. how very british!!


    (mabl - 2 Temmuz 2008 13:31)

  • comment image

    hıncal uluçvari bir şekilde bu olayın parsasını toplamak için emre kardeşimize gel başka vereceğin ayarları eksisozlukde benim rumuzumla yaz diyecek kadar begendiğim ayar


    (joepiscopo - 2 Temmuz 2008 13:43)

  • comment image

    kirlenmek üzere olan ayardır.
    arkadaşım, emre bey'in yorumunun (entry'sinin?) silinmesine olan tepkimizi siksok yorumlarla verdiğimiz sürece, yarraktribün taraftarından farkımız olmayacak.

    "be clever" veya "çarşı?!" gibi abuk subuk ifadelerin sahipleri burada yazar mıdır, yoksa sözlük okuyucusu olup olayın gazına gelmiş ve böyle saçmalamış mıdır bilmiyorum.

    tepkimizi uygun dille ifade ederiz, ki zaten the guardian hala "reasonable" bi açıklama yapmamış olması ile- hatta daha asil bir davranış olabilecek şekilde, emre beyin yorumunu geri yüklememiş olması ile- yiğitliğine bok sürdürmüştür.

    siz, bu tarz yorumlar yaparak bizim tavrımızı niye kirletiyorsunuz ki?

    emre bey'in yazısını niye kirletiyorsunuz ki?

    şimdi bir şey söyleyeceğim ve çok büyük ihtimalle yine bana kıl olacaksınız ama, böyle sksok yorumları the guardian'a yazacakların alayının o yazıyı ve hatta editörün yazısını anlamadığına kalıbımı basarım.

    burası tribün değil. the guardian da değil.
    hadi biz burada yeri gelince dalağından girip böbreğinden çıkıyoruz usulünce ama her yer ekşi sözlük değil; her duruş da bunu kaldırmaz.

    efendi olalım.

    önemli edit: the guardian delikanlı davranıp emre bey'in yorumunu yerine koymuştur. ellerimize sağlık.

    tavsiyem, bel altı yorumların yazarlar tarafından silinmesidir.

    güncel: editör, hatayla silmişiz, düzeltiyoruz, eyvallah tadında bir not bırakmıştır.


    (amethyst - 2 Temmuz 2008 14:14)

Yorum Kaynak Link : the guardian editörüne ayar