• "(bkz: cehennem abazı)"
  • ""korkudan tir tir titremek varken tanrıyı sevmek de ne ola" azabıdır.. ki, bu da yaşamın boyunca görüp-göreceğin en büyük azaptır sanırım."
  • ""abi cehennem azabı önünde bi engel ya, çabucak aradan çıkar bak rahat edersin ben sana söyliyim"-- düz adam, eylül 2009"
  • "(bkz: kabir azabı)(ara sıcak azap isteyen kâfirler için)"
  • "dişleri fırçalamadan yatılan gecenin sabahına uyanmaktır."
  • "(bkz: cehennem ızdırabı)"




Facebook Yorumları
  • comment image

    "korkudan tir tir titremek varken tanrıyı sevmek de ne ola" azabıdır.. ki, bu da yaşamın boyunca görüp-göreceğin en büyük azaptır sanırım.


    (etomcuk - 2 Ocak 2010 02:27)

  • comment image

    "abi cehennem azabı önünde bi engel ya, çabucak aradan çıkar bak rahat edersin ben sana söyliyim"

    -- düz adam, eylül 2009


    (hermes - 2 Ocak 2010 02:29)

  • comment image

    kur'an-kerim'deki verilen örneklere, burada maddeler halinde yazılan çeşitlere ( aynen sınav sorusu gibi mübarek: cehennemde azap çeşitleri nelerdir? önem sırasına göre maddeler halinde yazınız. töbe töbe) bakarsak aslında bizlerin anlaması gerekenin şu olması gerekiyor: "insanın başına gelebilecek bedensel ve ruhsal en şiddetli azabı düşünün: ateşte yanmak, dehşetli bir yalnızlık ve acı bir perişanlık, devamlı hüsran, ne tam yaşama ne de ölme durumu, ve bu dünyada düşünebileceğiniz herhangi birşeyden daha yoğun ve daha farklı acılar, karanlık ve çaresizlik."

    burada altı çizilmesi gereken birşey var: "bu dünyada düşünebileceğiniz herhangi birşeyden daha farklı" ifadesi. cehennem gibi kavramlar aslında bizim tahayyül edemeyeceğimiz türden kavramlar. işte aslında kur'an'ın bizlere verdiği örnekler birer sembolizm ifadesi. sadece az da olsa bu azabın ne kadar şiddetli olacağı hakkında ipucu vermek gibi bişey. yoksa ilkokula giden çocuk aklıyla cehennemde azap şekillerini bilmemiz ve bunları şekillere indirgememiz bizim ezberciliğimizin ve kur'an'ı anlamadığımızın bir ifadesi olsa gerek. aynı şekilde cenneti de ırmaklar ve huriler olarak değil de: insanın tadabileceği en keyif verici bedensel ve ruhsal heyecanlar olarak düşünmek daha mantıklıdır. yani asıl demek istediğim tahayyül edemediğimiz türden kavramları kur'an bize bazı örneklerle açıklıyor ki ipucu olsun bizlere. cennetteki huriler, cehennemdeki ateş bizlerin bu dünyada tam olarak anlayamayacağımız kavramlar için birer ipucu. tabi ki en doğrusunu da allah bilir.


    (eccentric - 2 Ocak 2010 03:13)

  • comment image

    mantıksızdır, örnekleyeyim;

    çok feci suçlar işlemiş iflah olmaz bir insanı al. yeni keşfettiğin süper bir tıbbi işlem ile ölümsüz hale getir. getir ama, acı hissinden hiçbir şey eksilmesin. ona 20 yıl ağır işkence cezası ver. kazana at, yak, kaynat, derisini yüz, jiletle dilimle, dondur, ez, kopart, ölmesine izin verme, tekrar tekrar yap... dostum, bırak 20 yılı, sadece 20. günde, işkenceyi yapan kişi bile "yeter artık" der. zaten kişi ne yapmış olursa olsun, 20 yıl bu eziyeti çektirmenin hiçbir akıllı mantıklı tutarlı tarafı yoktur. bunu yaptığın kişi "hitler" bile olsa, insaf yahu, yok böyle bir şey...

    fakat burada "imanları yüzünden sonradan cennete gidecekler hariç", insanlara "sonsuza kadar" azap çektirileceği söyleniyor. eh sonsuz bu yahu, bitmiyor... bir insan ne yapmış olabilir ki sonsuza kadar azabı haketsin? hadi 6 milyon insanı eziyet çektirerek öldürmüş, 50-60 milyon kişiye de sefalet içinde bir hayat yaşatmış, birkaç yüz milyon kişiye de işkence etmiş olsun. bu insan bile, sonsuza kadar çekilecek cehennem azabını haketmez. mantığı yok çünkü. olay "ceza vermek" ise, abartıp 100 sene cehennem azabı yaşatırsın, olay biter. haaa cenneti haketmiyor mu? koyarsın dünya gibi bir yere, sonsuza kadar orada yaşar gider...

    yahu biz (yani insanlık) bile, idam cezasını kaldırmışız. yetmemiş, cezaevinde suçu ne olursa olsun yatan insanlara "insanca" yaşama hakkı (en azından dünyanın bazı yerlerinde) tanımışız. yani biz, bir insan ne yaparsa yapsın, ona verilecek cezaya bir sınırlama getirmişiz. çok ağır cezaları "insanlık dışı" ve "zalimce" görmüşüz.

    ama tanrı diyor ki; "şunu şunu yapmadıysan, şu günahı, şu suçu işlediysen, ve hepsinden önemlisi 'bana inanmadıysan' sonsuza kadar, üstelik aklının alamayacağı kadar ağır bir şekilde azap edeceğim sana".

    bunun hiçbir mantıklı yönü yok.


    (anafor - 2 Ocak 2010 03:48)

  • comment image

    amcamın yaptığı bir shot karışımına verdiği isim.

    yapılışı şöyle;
    cezvenin içinde 1-2 kaşık şekeri (esmer şeker olabilir, hatırlamıyorum tam) eritiyor. üzerine rakı döküp alev aldırıyor. (ama bize yaptığında alev almamıştı.)
    bunu sıcak sıcak içiyorsun, çok sarhoş olduğun bir gecenin sonunda ve acı çekiyorsun. çünkü korkunç bir tadı var.
    gerçekte böyle bir shot var mı bilmiyorum ama işe yaradığı kesin.

    3 yaz önce amcamların bahçesinde yaptığımız mangal partisinin sonunda, gece boyunca içilen bilimum şarap, bira ve vodkanın üzerine kuzenimle içmiştik. şimdi olsa içemem heralde. öyle korkunç bir tadı vardı.


    (goldentitan - 10 Mayıs 2012 20:25)

  • comment image

    konuyla ilgili soyle de bir fikra vardir efenim:

    kiyamet kopmus, ahir zaman gelmis. cennet, cehennem ve araf sinirlari belirgin hale gelmis. gunah ve sevabina gore herbir fani ait oldugu mekana yerlesmis.

    gel zaman, git zaman soyle bir manzara cikmis ortaya karisik; her aksam hava karardiginda cehennemde vur patlasin cal oynasin tipi bir etkinlik. havai fisikler, calgilar, sarkilar, turkuler... uzaktan davulun sesi hos geliyormus, o derece...

    gunun birinde, yalanci dunyadan kanka olan ve halen cennette ikamet etmekte olan memet, olan/ bitene merak sarmis. bir aksam cennetle, cehennemi ayiran dikenli tellerin yanina yaklasip eski ahbabi kamili cagirtip sormus:

    “sadic bu ne ya hu? her gece, biz cennetliklerin akil sir erdiremedigi bir sasaa, sanki sonsuz bir eglence. hatunlar/ kizlar girla gidiyor. bizim burada ise tik yok. her sey, her yer sutliman. nedir olayiniz?”

    kamil abi ise olaya su sekilde aciklik getirmis:

    “kardesim burada her gece bambaska bir alem var. yedigimiz onumuzde, yemedigimiz ardimizda. dunyada gormedigimizi burada yasar olduk. hamdolsun tanrimiza o derece...”

    bu ballandirmanin akabinde memedimiz, kamil abimizden bir sekilde, kendisini de cehenneme aldirmasi icun arzuhal dilekcesine sunmus. neyse efenim hamili yakinlik muessesesi ile memedimiz de cehenneme dahil olmus...

    yemis, icmis, oynamis, ziplamis. bir ara kamil abimiz, memede yaklasik su suali sormus :

    “lan memed. huri de ister misin?”
    memet de, istemem yan cebime koy demememis tabii ki...

    neyse efenim...memet efendiye getirmisler sutun gibi bir hatun. baslamislar yikama ve yaglama merasimine. sira gelmis marpucu uflemeye. lakin, o da ne? onca aramaya, taramaya ve tetkike ragmen, hatunda delik namina bisii yok. mali yorungeye sokmak icin en ufak bir girizgah ufukta belirmiyor...

    memetimiz bu duruma bir aciklik getirecegi inanci ile kamil abimize yonelmis ve :

    “sadic! mal sahibi, mulk sahibi hani lan bunun deligi, bulamadim bi turlu” diye kekelemis. o vakit kamil efendi muallak duruma acikligi getirivermis:

    “eee ince memedim, kok komurum, zonguldaklim. cehennem azabi dedikleri sey de budur iste. uzme tatli canini, oksa sahih memecanini...”*


    (olmayanaergi - 17 Temmuz 2005 02:54)

Yorum Kaynak Link : cehennem azabı