Süre                : 1 Saat 32 dakika
Çıkış Tarihi     : 01 Ocak 1973 Pazartesi, Yapım Yılı : 1973
Türü                : Drama
Taglar             : televizyon,erkek kardeş,Otel,eşek,kanser
Ülke                : Türkiye
Yapımcı          :  Arzu Film

Canim Kardesim (~ Kedves bátyám) ' Filminin Konusu :
Gecekonduda yaşayan ,yürekleri sevgiyle dolu iki arkadaşın öyküsü


  • "bence dram türündeki en iyi türk filmidir kendisi."
  • "çok az sayıda kadının gözüktüğü, içine bir aşk hikayesinin sıkıştırılmadığı ender türk filmlerinden biri."
  • "an itibariyle trt 1'de başlamış filmdir.travmaya hoşgeldiniz..."
  • "an itibariyle starda restorasyonlu hali basladi. durduk yere kederlenmek isteyenlere duyurulur :("
  • "star tv de yine bir pazar gününü başımıza yıkmak üzere yayınına başlanan şaheser."




Facebook Yorumları
  • comment image

    çok az sayıda kadının gözüktüğü, içine bir aşk hikayesinin sıkıştırılmadığı ender türk filmlerinden biri.


    (tombalaki - 27 Aralık 2002 00:00)

  • comment image

    filmi ilk kez izliyorsanız televizyon çalındıktan sonra gülersiniz bu filmde. kahraman uyuyordur ya, abileri ona sürpriz yapcaktır. zaten filmler hep mutlu bitmez mi? alttan neşeli bi müzik çalar, tv çalışır. karga gözükür. kral koltuğu hazırlanır. sonra, sonrasının amına koyim, amına.


    (beyaz prensli at - 10 Haziran 2012 22:40)

  • comment image

    bu film benim hayatım sözlük.
    evimizin ortasında yanan ateştir canım kardeşim.ne yaparsak yapalım sönmeyecek ateş.

    yetim kalmış iki kardeşten küçük olanıdır o.annesine aşık,ailesine bağlı,sevgi dolu,saygılı bir çocuk canım kardeşim.
    21 yaşında ölmesine rağmen hiçbir sosyal güvencesi olmayan annesine emekli maaşı bağlayacak kadar çalışmış kardeştir.annesine öldükten sonra bile bakan kardeştir canım kardeşim.

    1 yaş büyük ablasının yüzüne hüznü yerleştirip giden kardeştir.
    onunla büyüdük,oynadık,birlikte oynadığımız oyuncakları toplamadık diye,annemiz çöpe attığında oyuncaklarımızı gidip çöpten birlikte topladık.
    annemiz işten geç geldiğinde,evde sabırsızlıktan bekleyemediğimizden durağa gidip birlikte bekledik.
    küçük yaşımıza rağmen(13-14),karnımızı doyurmak için, fırında makarna,kadayıf tatlısı (hazır) yapmışlığımız bile vardı.
    ulan herşeyi geçtim, beni bir bayram ateri salonuna götürdü canım kardeşim.
    birlikte voltranı oluşturduk, ben en arkadaki küçük vosvos oldum, o en öndeki kırmızı tır.
    ninja kaplumbağları birlikte izledik, ben mikelanjelo oldum,o rafuel.
    bi gün bana yavru kedi getirdi canım kardeşim.(annem tüm sorumluluğunu bana verdi ve ben bakamadım tabi.)
    öyle çok hayvan severdi ki,köpeklere yuva yapar onlarla gezerdi.akşam eve geldiğinde üzeri hep köpek kokardı.
    biraz daha büyüyünce güvercin beslemeye başladı balkonda.yıllarca kuş peşinde çatılarda gezdi,mezatlarda dolaştı.
    çok çetin kavgalarımız oldu,daha doğrusu dayak yedim kendisinden.beni döver sonra 'neden bana bunu yaptırıyorsun' diye ağlardı.
    benim birgün evlenecek bile olamama tahammül edemezdi canım kardeşim.damadı döveceğini sonra beni vereceğini söylerdi.

    babamızı ve ablamızı kaybettik diye mi biz bu kadar duygusal olduk.kardeşim bu yüzden mi kansere yakalandı.ben bu yüzden mi 4 senedir kronik bir hastalıkla uğraşıyorum.
    canım kardeşim mezara sığdıramadığım,mezarda bulmadığım,orda aramadığım kardeşimdir.
    onu düşünmediğim gün kendime haksızlığımdır.
    ben üniversitedeyken o çalıştı.ben okulu bitirince o askere gitti.askerliği bitirip üniversiteye gidecekti.ben çalışıp onu okutacaktım.dönüşü hastane odasına oldu.araba alacaktık biz ev alacaktık.kiradan kurtulacaktık.

    aldık evi can baba,senin anneme sağladığın emekli maaşıyla kredi verdi banka bize.üstü artıyor bile.

    canım kardeşim;içimdeki boşluk,yitirdiğim geleceğim.


    (bisey demiyorum pes diyorum - 28 Nisan 2013 00:08)

  • comment image

    ferdi eğilmez bir gün babasıyla otururlarken televizyonda filmin yayınlandığını anlatır. oturup izlerler, film bitince ertem eğilmez ağlamaya başlar. "nefret ediyorum bu filmden ya.. sinemacı bu kadar kötü kalpli olabilir mi? hem insanların parasını alıyorsun hem de böyle gönderiyorsun. allah benim belamı versin ya" diye bağıra çağıra sitem eder kendine.

    ertem eğilmez'in ödül alamadığı için eleştirilere maruz kaldığı yıllar 70'lerin başları. ertem eğilmez de "sinir etmeyin lan beni ödül almaktan kolay ne var, 80 tane film yapmışım komedi diye önemsemeyip ödül vermemişler lanet olsun vermesinler" kafasında. neden sonra niyetlenip sadık şendil'le birlikte canım kardeşim'i yapmaya karar verirler. başta pek niyetli olmasa da senaryo tamamlanınca filmi çekmek için ciddi bir tutku sarar eğilmez'i. dönemin ana akım sinemasının bu tarz filmleri kaldırıp kaldırmayacağı muallaktır. gişe yönünden pek umut vaat eder görünmese de ertem reyis'in sinemadaki kredisi çoktur ve "yalnızca halit, tarık ben üçümüz izleyecek bile olsak ben bu filmi çekeceğim" der.

    tahmin edildiği gibi gişede bekleneni veremez canım kardeşim. ancak arzu filmin tarihindeki en ödüllü film olmayı başarır.

    çekildiği çamurlu gecekondu mahallesi, dumanlı havası, arkada uzanan yüksek katlı apartmanların tepesindeki anten denizi, oyunculukları, müziğiyle hem sinemamızın hem de ertem eğilmez'in kariyerinin mücevheri niteliğinde canım kardeşim.

    - ben ölecekmişim.
    - ölürsen misketlerini bana verir misin?
    - iyi tamam...


    (peterpann - 27 Aralık 2014 18:09)

  • comment image

    ilk izlediğimde siyah beyaz tv'miz vardı. bu da 1982 ya da öncesi demek oluyor. arada tv'de denk gelmişimdir ama ilk defa otuz küsur yıl sonra bugün tarık akan'ın anısına tekrar baştan sona izledim. farklı olarak youtube üstünden chromecast ile lcd tv'ye cast ederek.

    beni en çok şaşırtan filmin basbaya 18+ olması oldu. sürekli halit akçatepe'nin porno dergi arşiviyle yüzleşiyoruz. küfür de var. baya kör gözüne parmağım eşcinsel ilişki esprisi bile var. bir yerde çocuk abisini mastürbasyon yaparken basıyor. küçükken izlediğimde hem trt sansürü hem çocuk kafasından filmin %30'unu kaçırmışım.

    kırk yılda dil baya eskimiş. filmde "zıbar", "metelik", "gırgır" gibi çok uzun zamandır duymadığım kelimeleri duydum. eskiden bunların günlük dilde çok kullanıldığını bildiğimden kaybolmalarını fark etmek ilginç geldi. aynı şekilde çocukların sokakta misket oynaması da bana çok doğal geliyor ama bugün bir çocuğa bir şey ifade ediyor mu bilmiyorum. var mı bu oyunlar sahi? çocuklar gerekli bilgiyi versin. (edit: bir ebeveynden rapor geldi, çocuğu sokakta diğer çocuklarla çamur toprak içinde misket oynuyormuş. hala varlar)

    "bugün artık hastane koridorlarında kuyruklar yok" denen kuyruklara kısmen bu filmde şahit olabiliyoruz. filmdeki hali tenha bile sayılır. benim çocukluğumda baya belediye otobüsü içi gibi dolu olurdu hastane koridorları. nefes alınamazdı.

    kadro efsaneymiş! ben halit akçatepe ve tarık akan dışındakilere dikkat etmemiştim. adile naşit, kemal sunal, metin akpınar başta olmak üzere sürüyle tanıdık oyuncu var. eski izlediğim zamandan hiçbirini hatırlamıyorum. hatta çocukların babaları olduğunu bile unutmuşum. ancak aralarında en iyi kast bence kahraman'ın "ölücem" demesi üzerine misketlerine çöreklenen çocuk. oyunculuğu dublajı falan da iyi tutmuş.

    yönetmenlik ve kurgu özellikle dönemine göre iyi. izlerken mekan değişimlerinde oradaki kalabalıktan 4-5 sahne göstermesi acaba ertem eğilmez'e özel bir imza mı yoksa çok bilindik bir sinema tekniği mi merak ettim. film baştan sona sıkılmadan izleniyor. film üzüntü vaadediyordu ve bunu verdi.

    senaryo şaşırtıcı derecede modern geldi bana. hatta aynı senaryoyu coen brothers çekse oscar alır. net olarak iyi ya da kötü olarak tanımlanamayacak karakterlerle geçen, mutsuz ve eksik kalmışlık hissiyle uğurlayan bir film. klasik coen.

    tarık akan'ın her sigara içtiği sahnede akciğer kanserinden ölmesini hatırlamadan da olmuyor. sigarayı bırakın.

    -son- arzu film


    (ssg - 17 Eylül 2016 10:44)

Yorum Kaynak Link : canım kardeşim