Süre                : 1 Saat 32 dakika
Çıkış Tarihi     : 07 Kasım 2007 Çarşamba, Yapım Yılı : 2007
Türü                : Drama,Heyecanlı,Savaş
Taglar             : Öğrenci,Afganistan,Profesör,Muhabir,Üniversite
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Metro-Goldwyn-Mayer (MGM) , United Artists , Wildwood Enterprises
Yönetmen       : Robert Redford (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Matthew Michael Carnahan (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Robert Redford (IMDB)(ekşi), Meryl Streep (IMDB)(ekşi), Tom Cruise (IMDB)(ekşi), Michael Peña (IMDB), Andrew Garfield (IMDB)(ekşi), Peter Berg (IMDB)(ekşi), Kevin Dunn (IMDB)(ekşi), Derek Luke (IMDB)(ekşi), Larry Bates (IMDB), Christopher May (IMDB), David Pease (IMDB), Heidi Janson (IMDB), Christopher Carley (IMDB), George Back (IMDB), Kristy Wu (IMDB), Bo Brown (IMDB), Josh Zuckerman (IMDB), Samantha Carro (IMDB), Christopher Jordan (IMDB), Angela Stefanelli (IMDB), John Brently Reynolds (IMDB), Paula Rhodes (IMDB), Muna Otaru (IMDB), Clay Wilcox (IMDB), Sarayu Rao (IMDB), Amanda Loncar (IMDB), Richard Burns (IMDB), Kevin Collins (IMDB), Candace Moon (IMDB), Chris Hoffman (IMDB), Louise Linton (IMDB), Jennifer Sommerfeld (IMDB), Wynonna Smith (IMDB), Babar Peerzada (IMDB), Wade Harlan (IMDB), Paul Adams (IMDB), Michael T. Peoples (IMDB), Michael Ahl (IMDB), Lawrence Broughton (IMDB), Mika Brzezinski (IMDB) >>devamı>>

Lions for Lambs (~ Arslani Kuzulara) ' Filminin Konusu :
West Coast Üniversitesi’ndeki iki öğrenci (Derek Luke) ve Ernest (Michael Pena) idealist profesörleri Dr. Stephen Malley’in tavsiyelerini takip ederek edindikleri ilham ile hayatlarında önemli şeyler yapmaya çabalamaktadırlar. Bunun üzerine iki genç, Afganistan’daki savaşa katılmaya karar verirler. Arian ve Ernest Afganistan’da hayatta kalma savaşı verirlerken, başka hikayeler de işin içine girer. California’da, Arian ve Ernest’in tam tersi bir öğrenci olan Todd’a (Andrew Garfield) yaklaşmaya çalışan Dr. Malley. Aynı zamanda, Washington’da, başkanlığa adaylığını koymuş bulunan Senatör Jasper Irving, Afganistan’daki savaşın, dolayısıyla Arian ve Ernest’in hayatlarını kökten değiştirebilecek bomba gibi bir haberi, TV araştırmacısı Janine Roth (Meryl Streep) aracılığı ile halka duyurmaya hazırlanmaktadır. İftiralar, hatıralar ve kurşunlar uçuşurken, bu üç hikaye birbirlerine daha da sıkı sıkıya bağlanmaya başlarlar.


  • "afganistan'a gönderilen amerikan askerlerini konu alan, başrollerinde tom cruise ve meryl streep in oynayacağı robert redford'un yönetmenliğini yapacağı, sinema filmi."
  • "robert redford'un hem yönetmenlik hem oyunculuk yapacağı film. brad pitt'in en iyi erkek oyuncu adayı olacağı filmdir aynı zamanda.*"
  • "biraz 11 09 01 september 11 ı anımsatan, kesinlikle salim kafayla seyredilmesi gereken, diyaloglar üzerinden ilerleyen film. klasik amerikan günah çıkartması."
  • "kısa kısa da olsa savaş sahnelerinin başarılı görsel efektlerle süslendiği film. amerikan ordusunun uydu teknolojisinde ne seviyede olduğunu göstermesi açısından çok ürkütücü. (bkz: bbg evi)"
  • "amerikanin ikiz kuleler sonrasi yaptiklarinin yanlis oldugunu kendi halkina anlatan film herhalde.. kimsenin böyle bir doğrulamaya ihtiyacı yok zira..."




Facebook Yorumları
  • comment image

    meryl streep için gittiğim, yine onun için döndüğüm film. çok güzel oynamış, onun dışında kalanı ırak savaşı konulu münazara gibi olmuş.

    --- spoiler ---

    olumlu ve olumsuz yönler sıralanıyor tahmin edebileceğiniz üzere son 6 yılın ırak planının; diğer "biz bi bok yedik ama bi sorun niye" temalı iç rahatlatma filmlerinden farklı değil kendisi.. tabi insan takdir ediyor, en azından "biz bi bok yedik" diye özeleştiri yapabiliyorlar. devamı yok tabi; gerisi haklı çıkarma çabaları. meryl abla yine oynamıyor, yaşıyor; başkana laf sayıyor, ondan sonra iki milliyetçi gaz sözde susuyor; patrona patlıyor. öğrenciyle öğretmenin diyalogları bi yerden sonra bayıyor; hele veledin kendi götünü kaldırıcı konuşmalarından sonra.. keşke 2 tartışmada alternatif fikir sunup c üstü not almak yetseydi be gülüm; zeki ekşi sözlük yazarları devrim yaratırdı o zaman 9 kere*..

    ve öyle 'dan' diye bitiyor.. j j abrams tarzı final gibi.. ayrıca son olarak demek istiyorum ki ağzına sıçtınız orta doğu'nun hiç de öyle nasıl çekiliriz şimdi karizmamız yerle bir olur ühüh diye 3. sınıf pearl harbour tripleri dolu filmleri çekmeyin arkadaşım; we ate a piece of shit diyin susun evinize gidin, ona buna silah, para yağmaya da devam etmeyin.. beter olmaya devam edersiniz yoksa. beter olun hatta..

    ---
    spoiler ---


    (hassan - 10 Kasım 2007 01:06)

  • comment image

    vizyona yeni giren robert redfort un yönettiği ve oynadığı, ilaveten merly streep ve tom cruise inde başrolü paylaşıyor.
    3 ayrı eksende devam eden bi politik film. filmde uzun konuşmalar var..
    mesela amerikanın sağa sola saldırması bununda halkın desteğini alacak şekilde izah edilmesi meselesi bir tarafı. aklımda kalan amerika kendi güvenliği için afganistana ıraka dalmalımı dalmamalımı konusu en çok sorgulanıyor. ikiz kuleler, vietnama kadar giden kıyaslamalarda kısa kısa var...
    amerikan komutanlarının uydudan askerlerin saldırısını seyretmeleri vs oha lan dedirtiyor (google dan neden beleşe uydu resmi verdikleri belli..bize bunları karşılıksız gösterirken kendileri varsa magmanın içini izliyolardır)

    akılda çok bişey bırakmayan
    başlarda uyku getiren
    genelde ağır tempolu,
    özellikle amerikalıların daha çok izlemesi gereken bi yapıt


    (umo - 11 Kasım 2007 02:44)

  • comment image

    şiddetin satılabilir bir meta oluşunun bariz örneği olan film. meryl streep'in muhteşem ötesi oyunculuğunu bir kenara bırakırsak, başka da elimizde keyifle izlenecek çok şey yok. her hollywood filminin bir amerika hesabı güttüğünü düşünmemekle birlikte, ırak ve afganistan'ı konu alan 'yeni' filmleri izleye izleye, orada olan biteni kanıksamaya başla(yacak)mışız gibi bir his geldi içime oturdu.

    bir kez cinayet gören biri, sonrakilerde o kadar da fazla irkilmez, bütün bu filmlerde olan biten de bundan fazlası değil sanki.

    onun dışında pek matah bir yanı yok. insanlar, idealler, kötü yönetimler, savaş, kan...


    (krysrn - 11 Kasım 2007 21:55)

  • comment image

    öyküsü olmayan, öyküden ziyade içiçe geçirilmiş 3 diyalog içeren bir film*. tamam diyaloglar güzel de film dediğimiz şey bu kadarla olmuyor. beğenmedim, açıkçası hiç bir izleyiciden "eh fena değil" seviyesinin ötesinde bir beğeni göreceğini de tahmin etmiyorum. derdini de o kadar basmakalıp karakterlerle, üstünkörü ve yüzeysel bir şekilde anlatıyor ki mesajları kafanıza kafanıza yediğinizle kalıyorsunuz çıkışta. bari bilmediğimiz bir şey söylese.


    (filbert - 14 Kasım 2007 10:39)

  • comment image

    --- spoiler ---

    amerikan ordusuna katılan iki gerizekalı üniversite öğrencisinin anlatıldığı film. gerçi bundan daha çok politik tartışma içeriyor. sonunda ise hem "masum" amerikan askerleri ölüyor (izleyiciler "ipne el kaideliler" desin diye), daha sonra el kaideliler de öldürülüyor (izleyiciler "oh be geberdi ipneler" desin diye). film tarafsızdan çok cumhuriyetçi yandaşı olmuş gibi geldi bana.

    ---
    spoiler ---

    gidilmesini tavsiye etmediğim film.


    (the bone collector - 17 Kasım 2007 15:52)

  • comment image

    amerikanın ırak ve afganistanda yaptıklarına eleştirel bir bakış atıyormuş gibi yapan, savaşlarda kaybedilen askerlerimizin ruhlarının yüceliği politikacılarımızın yalancılığının bile altında ezilmeyecek kadar kutsaldır demeye çalışan, beyazı karası pembesi herkes ülkesi için asker olarak, öğretmen olarak yada siyasetçi olarak hizmet edebilir, etmelidir hatta ediyor demeye getiren diyalog yumağı film. ayrıca film; artık bir yola girilmiştir ortadogu temizlenmeden bu yoldan dönülmez dönülse de rahat edilmez, ırağı hallettik(!) afganistanı natoya havale edeceğiz, suudilerin de zaten kralını biz besliyoruz; tek problem bu iran , onu da whatever it takes hallederiz abi bir yerimiz soğur düşüncesini ayrıntılarla alttan alttan giydiriyor. en azından ben öyle anladım.
    son olarak bir sahnede afganistanlılar tarafından kesin öldürülecek askerlerin not like this ,yatarak olmaz, diyerek yaralı bacaklarıyla yerden kalkıp ondan sonra kurşun deposu haline gelmeleriyle bendenize bizim tarihimizi ve onun kahramanlarıyla ilgili çekilebilecek filmleri çekmeyen modern yeşilçam çapsızlığını düşündüren filmdir bu film.


    (ynsars - 19 Kasım 2007 00:15)

  • comment image

    bir dizinin ilk bölümü gibi çekilmiş olan film. günlerdir merly streep'i görecem, tom cruise'u görecem, robert redford'u görecem hem de redford'un bush'a nasıl geçirdiğini izliycem diye heyecanla beklediğim, beklediklerimin hepsini gördüğüm ama asla güzel bir film izledim diyemeyeceğim movie.


    (ellisboydredding - 19 Kasım 2007 12:39)

  • comment image

    istihbarat anlamında ülkemizi de yakından ilgilendiren bir filmdir. malum, abd ile türkiye istihbarat alanında isbiriği yapma kararı aldılar ve abd pkk ya karşı mücadelede türkiye'ye anlık istihbarat sağlayacak.

    --- spoiler ---

    şimdi filme bakarsak, iki sahnede amerikan istihbaratının irak ve afganistan'da başarısız olduğu ifade ediliyor:

    - senator (tom cruise) gazeteciye ırak'taki başarısızlığın nedenlerini sayarken en önemli nedenlerden birinin de çok kötü istihbarat olduğunu soyluyor. (-the worst intelligence in us history- diyor) teknolojik araçların, casus uçakların, uyduların istedikleri sonuçları vermediğini soyluyor.

    - amerikan askerleri, afganistanda istihbaratın temiz dediği dağın zirvesine indirme yaparken pusuya düşürülünce, operasyonu yöneten amerikan komutan "bağlayın bana o gerizekalı istihbaratı, hani o dağ temizdi..." diyor.

    ---
    spoiler ---

    yani o çok abarttılan amerikan istihbaratın durumu böyle...


    (cool boy eddie - 20 Kasım 2007 16:20)

  • comment image

    andrew garfield sabah saatin yedisinde elinde iki adet starbucks kahve ile doc robert redford’un odasına geldiğinde doc ona saat sekize kadar vaktinin olduğunu söylüyor. aynı şekilde meryl streep’de senatör tom cruise’un odasına geldiğinde senatör bir saat vakitlerinin olduğunu söylüyor. ve “aslında bunlar birer saatlik görüşmeler ama filmde bi kaç dakkada işlerler lan bunu” diyerek yanıldığınızı, filmin aslında film boyunca devam eden, iki farklı mekanda gelişen iki diyalogdan oluştuğunu sonradan anlıyorsunuz. hayır, konuşmalar izleyicinin düşünce dünyasına yeni açılımlar getirse tamam diyecem ama malumun ilamı mahiyetinde olduğundan fena halde sıkıyor.

    ha bir de derek luke, michael pena ve peter berg’li olaya aksiyon katmaya çalışılan sahneler var ki ben o sahnelerde hafif dalmışım.


    (smbs - 21 Kasım 2007 10:36)

  • comment image

    hollywood'dan çıkmış bir film ne kadar objektif eleştiri yapabilirse bu film de o kadar tarafsız olmuş. amerika'nın afganistan'a girmesinin nedenini ve sonucunu bir senatör, bir editör ve bir de profesör gözünden eş zamanlı anlatan film. ben şahsen profesörün neyi anlattığını önce türkçe altyazıyı okuyarak sonra çeviri kötü heralde diyip ingilizcesini dinleyerek anlamaya çalıştıysam da başarılı olamadım. ya da yaza boza çapraz kelime oyunu yapılmış da farketmedim mi.


    (labit - 22 Kasım 2007 09:29)

  • comment image

    izlemeyi düşünenlere hakkında iki adet esaslı tavsiye vermek istediğim film;

    1) sinemada izlemeyin, gerek yok.

    2) illa da sinemada izleyeceğim diyorsanız biletinizi mümkün olduğunca arka sıralardan alın, altyazıları okumaya çalışırken filmi kaçırmayın. neredeyse silme diyalogdan ibaret bir film zira.


    (powerofattorney - 27 Kasım 2007 13:32)

  • comment image

    garip bir sekilde aklima buyuk turk dusunuru-aktivisti osman pamukoglu'nu getiren film. hep aslanlar vardir aslan parcalari degil mi canlarim, onlarin basindaki irade kuzudur, cesaretsizdir. halbuki korkusuzca yardirdinmi tum sorunlari cozersin. bu hikaye muhtelif zamanlarda muhtelif ulkelerde cok yasandi. bu yuzden filmin pek bir orijinalligini goremedim.
    ayrica robert redford filmi ne kadar gunah cikarabilirse o kadar cikarmis. safi diyalogtan olusan filmde gozume carpan iki noktadan biri main-stream media ve senatorler iliskisi digeri de olen sivillerin sayisinin bir kere bile gecmeden abd kayiplarinin bilmem kaca ulastigindan bahsedilmesidir.


    (culo inquieto - 6 Aralık 2007 17:13)

  • comment image

    kısa kısa da olsa savaş sahnelerinin başarılı görsel efektlerle süslendiği film. amerikan ordusunun uydu teknolojisinde ne seviyede olduğunu göstermesi açısından çok ürkütücü. (bkz: bbg evi)


    (enthus - 18 Aralık 2007 16:28)

  • comment image

    adını, 1. dünya savaşı sırasında alman general max von gallwitz'in ingiliz askerlerinin cesaretini, komutanlarının yeteneksizlikleriyle karşılaştırarak yaptığı degerlendirmeden almış olan film.

    generalin sozunun aslı, "lions led by donkeys"dir ve kökü büyük iskenderin ünlü sözlerine dayanmaktadır:

    "hicbir zaman bir kuzu tarafından idare edilen aslanlar ordusundan kormadım. ben asıl kendilerini idare edecek bir aslana sahip kuzular ordusundan korkarım." (cevirebildigim kadarıyla)

    edit: imla


    (onto - 3 Ocak 2008 21:20)

  • comment image

    --- spoiler ---
    amerika'nın ırak'a saldırısının ve akabininde bu hezimetini unutturmak için başka bir yere saldırma çabasının üç ayrı perspektiften anlatan film çok başarılı olmasa da farklı bir şekilde konuyu işlediği için seyredilebilir hale dönüşüyor.

    birinci perspektifte robert redford bir kolejde polika profesörü olarak popüler kültür içine hapsolmuş ancak kafası çalışan ve ileride politikacı olarak görmeyi arzu ettiği bir öğrencisi ile onun mevcut duyarsızlığını aşmaya çalışıp, asıl savaşların politikada kazanıldığını anlatmaya başlıyor ..... bu bölüme dair en güzel bölüm herhalde filmin sonlarına doğru malum çocuk ve bir başka arkadaşının izlediği paparazzi programının altından geçen olayın ikinci boyutu olan okul harcı için askeriye çağırdığı anda gitme taahhütü veren ve ders yılının ortasında askere çağrılan iki arkadaşlarının isimlerinin yazdığı bant .....

    ikinci boyut realite. savaşın ta kendisi. fiiliyatta bir süre önce politika okurken ellerinde 80-90 bin $'lıktı sanırım harç parası karşılığı kendilerini savaşın ortasında bulan iki kafadar. nedense bir hispanik, diğer zenci .... zaten wasplardan askere giden az. zaten filmde ne deniyor; bu adamlar kendi gettolarında varoşlarında hiç uğruna adam öldürüyorlar, şimdi en azından vatan için ölüp öldürüyorlar. amerika'nın azınlıklara karşı demokrasi dersine de nezdinizde ince ince veriliyor.

    üçüncü boyut politikanın ta kendisi. belki en yavan bölüm. merly streep kurt ama 68'lere yetişmiş gazeteci ve hızla politikanda basamakları tırmanan ve bir başkanlığa oynayan, hayatında savaşın bir parçasına bir tanık olmamış tom cruise. burada düşünce boyutu tartışlıyor. gazetecilik versus propaganda .....

    hani kurgu güzel. diyaloglar harika, oyunculara laf söylemek imkansız da. amerikalılardan da anlamsız şahin politikalardan sıkılan bizler için ne ifade ediyor ki. hani amerikalılar için güzel bir film olmuş ama dünyanın geri kalanı bu hikayeyi baştan beri biliyor.
    ---
    spoiler ---


    (ride - 11 Ocak 2008 20:49)

  • comment image

    amerikanin ikiz kuleler sonrasi yaptiklarinin yanlis oldugunu kendi halkina anlatan film herhalde.. kimsenin böyle bir doğrulamaya ihtiyacı yok zira...


    (afi - 21 Eylül 2008 22:30)

Yorum Kaynak Link : lions for lambs