• ""yalnızlığın ne olduğunu tuvalete girip sıçarken kapıyı kapatmayan bilir."doğru söze ne hacet."




Facebook Yorumları
  • comment image

    sirius ile ilgili eleştirilerinde aşağıdaki demeci ile koparmıştır:

    --- spoiler ---

    neymiş neymiş? tahminlerine göre 17 ağustos'ta ufo'lar, o açığa çıkan enerjiyi vakumlayarak, daha büyük bir deprem olmasını engellemişlermişmiş...

    sevgili sirius'çu kardeşlerim, şimdi sizlere bir soru sormak istiyorum. why so serious?

    ---
    spoiler ---


    (blockmind - 14 Ağustos 2011 10:58)

  • comment image

    valla yine 80 milyon eksi oy alıcam ama demeden de geçmeyeceğim bunu: lan bu herif cidden burayı çok ciddiye alıyor. ekşiyi bir bok zannediyor. demet akalın'ın iboyu unuttuğuna dair 20 şarkı yapması gibi her 3 cümlesinden biri "ekşici piçler" şeklinde. ekşiyi siklemediğine dair 3 milyon tane yazısı var adamın. lan yeter.

    sikko, valla bir bok değiliz lan. bu kadar büyütme. bu kadar tapma ekşi sözlüğe. rahat ol hafız. sen yazını yaz.

    bizim bi illuminati vardı bibuçuk?

    (şu sol taraftaki :( butonuna tıklıyoruz beyler)

    edit: olm sağ tarafmış lan. sağ sarımsak, sol soğan. askerde de çok çektim ben bundan.


    (mordevrim - 17 Aralık 2011 02:32)

  • comment image

    aptalın teki.

    ne diyor bu aptal? cnn'de kamera zoom out yaptığında neden şehir kompozisyonu bir anda saçma grafiklerle yok oluyor diye soruyor. neden amatör kayıtların bazılarında yer alan helikopter; cnn, fox, nbc ve cbs canlı yayınlarında yok diye soruyor.

    kendisine gelen süper rasyonel eleştiriler ne diyor? "aptal, cahil, teorisyen, psikoloğa gözüksün bencaa"

    ne diyor bu aptal? bana şu olayı açıklayın diyor. ikiz kuleler transparan mı diye soruyor.

    dur ingilizce bir terim kullanayım da herkes beni çok kültürlü sansın insancıkları ne diyor? "aptal, cahil, salak"

    ne diyor bu aptal? neden aynı insanların tam şu şekilde "biri sarılıyormuş gibi" montajlanmış, psikolojik baskı amaçlı fotoğrafları var diye soruyor.

    ayrıca bu aptal bir de diyor ki, 3-5 hatam olabilir, hatta size referans olarak sunduğum september clues'ta da vardır 3-5 hata, fakat bu tespitler genel olarak doğrudur ve büyük resim değişmiyor diyor.

    eğer sen bunca işaretin üzerine o koskoca yazıdan, çocuğun belki de tarzı gereği espri amaçlı kullandığı matt damon argümanını cımbızlayıp üstünü karalarsan, 3000'e yakın ölüden sadece 500 küsür tanesinin ssdi'de kayıtlı olduğunu söyleyen insana 3-5 tane muhtemelen gerçek ölü yakını fotoğrafları bulup koyarsan, ben senin ya zekandan ya niyetinden şüphe ederim arkadaş.

    görmeyeli herkes sigmund freud kesilmiş, vay canına.

    hayır bi de bu aptal michael, blog'unda "x tane yorum yazılmış bu salağa" diye hitap ediyor kendisine, ettiği küfürlerin yarısını kendine ediyor, pek normal bir herif olmadığını da söylüyor belki tevazu göstererek, yani az çok ne olduğunun farkında. fakat sorun şu ki kendi egosu ve aşağılık kompleksi içinde boğulmuş anormaller kendilerinin normal olduklarını zannediyorlar.

    sizler inanmak istediğinize inanın, ben koca uçağın eriyip bittiği, kül haline geldiği bir kazadan, arap pasaportunun yanmadan çıkabileceğini iddia edecek kadar kör olmamayı tercih ediyorum. iyi uçuşlar herkese.


    (epifunny - 1 Nisan 2012 11:56)

  • comment image

    ilk defa bir yazısını okudum. neden ortadoğu'nun yüzyıllardır yerinde saydığının ve bu gidişle yüzyıllarca daha yerine sayacağının bir kanıtına rastlamış oldum.

    türkiye'de tarihi anlama çabası yok, çünkü öyle akademik birikim yok. tek yapabildiğimiz, kendimizi tatmin eden komplo teorileri üretmek. bu her şeyi çözdüğünü sanan komplo teorisyenleri de, aslında insanların gerçekle ilgisini kesmekten başka bir işe yaramıyorlar. senin benim gibi sıradan insanların ulaşamayacağı kapalı kapılar ardında işleyen öyle senaryolar üretiliyor ki, gerçek nedir, yalan nedir kimse sallamıyor.

    chomsky'nin dediği gibi, komplo teorileri bir halkı pasifize etmenin en etkili yoludur. o kadar çok yalan yaratırsın ki, bir süre sonra halk hangisi gerçek umursamamaya başlar. muktedirler de o tozda, dumanda istediğini yapar. chomsky, amerika'nın bunu zaten bilinçli olarak yaptığının da altını çizmiştir.

    sikkofield'de her bir boku çözdüğünü sanan işçi partici tayfayla aynı epistemelojinin daha liberal bir versiyonuyla milleti aydınlattığını sanıyor. halbuki, tek yaptığı etrafı karartmak ve zaten binbir senaryo ortasında neye inanacağını bilmeyen halka, inanmayacağı, gerçeği çarpıtan bir senaryo daha sunmak.

    bu coğrafyada mühim olan gerçek değil. mühim olan kendini ve başkalarını ne kadar uzun süre tatmin edebildiğin. son yazısı uzun olmuş. erken gelenlere ilaç olmuştur.

    siyasi fikirleri, yalnızca az gelişmiş ülkelerde iş yapabilecek, vasat bir yazardır.


    (mechul muhayyil - 12 Mayıs 2013 17:35)

  • comment image

    sayesinde insanların ne kadar kötü ve kıskanç olabildiklerini bir kez daha gözlemleme şansına eriştiğim yazar.

    sözlüklerde yazdıklarını ve blogunu ilk günlerden itibaren takip edenler gayet güzel bilir ki adam bir şeyler araştırdı, bir şeyler öğrendikçe heyecanlandı, keşfettikçe paylaşmak istedi. güzel de araştırma yapıyor; internet nasıl verimli bir şekilde kullanılır biliyor. yabancı dil de iyi biliyor; üslubu da hoş, dilbilgisi kuralıdır, imladır bunlara da hâkim, espri desen gırla, vakti de bol… hepsini birleştirince hoş bir şey çıktı ortaya… hayatı boyunca cin ali’den başka bir şey okumamış insanlar da, koca koca profesörler, yazarlar da severek okudu bu çocuğu…

    araştırması, yazıya dökmesi aylar süren yazılar var blogunda… 11 eylül yazısı misal. yememiş, içmemiş, arkadaşlarıyla taksim’de takılmak yerine, kapanmış odasına yazmış. herkesin yapabileceği bir iş değil.
    sonra derken bir gün bloguna adsense’ten reklam aldı. tıklanınca 1 cent mi ne kazanılanlardan… bazı tipler bir başladı “vay efendim nasıl reklam alırmış? blogdan nasıl para kazanırmış?” bunu karalayan bloglar kuruldu: zengin olmuş, reklamdan binlerce lira kazanmış köşeyi dönmüş falan diye. ulan gerizekalı , bugüne dek kim kazanmış yüz binlerce lira 1-2 centlik adsense reklamlarından bu birrr… ikincisi, diyelim ki bir mucize gerçekleşti ve adam reklamdan öyle bir para kazandı ki milyoner oldu. silah zoruyla mı tıkladılar insanlar reklamlara? ve tabi daha da önemlisi google yahut o reklam verenler babanın malı mı?

    bir tarafta parayı ödeyen adsense ya da reklamı veren şirketler, her neyse, diğer tarafta babasını kaybetmiş, zengin işadamı nafık bey’in oğlu olmadığı yazılarından gayet net anlaşılan üniversite öğrencisi bir genç. bu durumda sen kıskanç bir ruh hastası değilsen yüz binlerce liranın (!) zenginden fakire doğru bu şekilde el değiştirmesinden memnun olmalısın değil mi?

    utanmadan “babası gerçekte ölmedi, bunu prim yapmak için söylüyor, duygu sömürüsü falan yapıyor” da dendi. yazılarının içeriğini beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz, o ayrı bir konu ama zaten yalnızlıktan şikâyet eden, bu kadar samimiyetle bunu dile getiren, klasman dışı yazılarında depresyonundan sıklıkla bahseden birisi hakkında ne kadar aşağılık, ne kadar incitici iddialar bunlar, düşünebiliyor musunuz?

    bitti mi? bitmedi... bu kez de çeviri yapıyor iddiası başladı. kendisi hiçbir şey yapmıyormuş, yabancı sitelere girip, takılıyor, oradan buradan "arakladıklarını" yabancı dilden türkçe'ye çevirip koyuyormuş... birincisi adam kaynak olarak elbette ya internet kullanacak ya da okuduğu kitaplardan, izlediği videolardan-belgesellerden vs. alıntılar yapacak, kendi çıkarımlarını da işin içine katıp bir yazıya dönüştürecek.. scientology hakkında yazmak için uçak bileti alıp, la'e gidip içlerine karışacak değil heralde...yahut masonlar hakkında yazarken kılık değiştirip, inisiasyona katılıp, töreni gizli kamera ile videoya çekmesini falan beklemiyoruz heralde?!? ayrıca "sikko yabancı sitelerden çeviri yapıyor, hepsi bu hıh" diyenler master tezi nasıl yazılıyor biliyor mu mesela? bir öğrensinler o halde.

    neyse son son geçen ay kitap (piyon) çıkardı. kendisinin de belirttiği üzere yazmayı seviyor, deşarj ediyor onu. sağlam da kalemi var… deneyimsiz olabilir ama yetenek olarak, yüzlerce kitap okumuş biri olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki, sikko’da gayet büyük yetenek var. biraz geliştirse kendisini ileride başarılı ve önemli bir yazar olması olası. hal böyleyken ne yapsın eleman, gelmiş iş güç sahibi olma yaşına, sonsuza dek ailesi de bakacak değil kendisine yahut sokakta yaşayıp çöpten beslenecek de değil elbet; ya bir işe girecek çalışacak ya da geleceğini yazı yazmayı içinde barındıran bir sistem üzerine kuracak yani yazarlık yapacak… ama ne oldu? bu sefer de “kitap çıkarmak olmadı be sikko; para kazanmak olmadı, sana yakışmadı” oldu. ulan ne yapsın çocuk? okumak istiyoruz seni yaz okuyalım diyoruz, haftanın altı günü plazada sabah 9 akşam 7 çalışırken yazamayacağı aşikar, yazıyor bu sefer de "yakışmadı be para kazanamak" deyip eleştiriyoruz… oysa tuna kiremitçi’nin saygın yazar olarak anıldığı bir ülkede cemre belki de yeni ve farklı bir şeyler başaracak…

    neyse sadede gelirsek, kendisi hakkında yazılan bu tarz şeyleri hem şaşırarak hem de utanarak okuyorum. sikko’nun deyimiyle başkalarının yaptıklarından onların adına ben utanıyorum.

    ben yazma konusunda senin kadar yetenekli olsam, bu vızıltılara hiç aldırmadan, yazmaya devam ederdim sikko. hoş, tahminimce sen de öyle yapacaksındır ya...


    (epifunny - 17 Aralık 2013 00:11)

  • comment image

    bu akşam yeni yazısında bahsedeceklerini şimdiden söyleyeyim:

    - ışid'in nasıl bir israil kuklası olduğunu, müslümanların aslında awesome olduğunu söyleyecek.
    - sonra israil ve yahudi lobisinin müthiş olağanüstü oyunlarından rotschilde falan değinecek, bu son günlerdeki ışid/israil katliamlarına falan girip ordan nasıl tüm dünyayı yöneteceklerine falan gelecek
    - birkaç ayet
    - birkaç küfür
    - en son herkesin müslümanları nasıl yok edip de ortadoğuyu ele geçirmek istediğinden, bunun için de piyonlar kullandığından falan bahsedip müslüman insanların gözünü açmasını falan söyleyecek.

    hadi eyw.


    (kamera motor - 1 Ağustos 2014 09:56)

  • comment image

    yazdıkları doğru olsa da yorumu yanlış. amerikan sermayesi bolşevikleri desteklemiş diyor belgeler falan yüklemiş. olabilir adamlar pazar buldu mu sosyalist komunist dinlemez, alttan desteğini yapıp pazarı ele geçirmeye çalışır. bolşevikler de zamanın konjonktürüne uygun olarak yardımları alıp karşılığında ödün vermiş olabilir. atatürk de bolşeviklerden sürüyle yardım almıştır misal cumhuriyet kurulurken. tkpyi kurdurması falan bunla alakalı. peki diyebilir miyiz türkiyeyi bolşevikler kurmuştur diye? aynı mantıkla soyvetleri de rotschildgiller kurmamıştır sadece kuruluşunda payları vardır denilebilir.


    (la pompino - 2 Ağustos 2014 00:02)

  • comment image

    kendisine niçin bu kadar saldırıldığını anlamadığım blog yazarı. kendince araştırmalar yapıp çıkarımlara varıyor, elbette bunların hepsi de yanlış değil, binaenaleyh hepsi doğru da değil. kendi halinde bir insan.

    "dini kullanırsan aç kalmazsın bu memlekette, fadıl abisinin izinden yürüyor"
    evet doğru, geçen beni aradı, "illuminati'yle savaşanlar sitesi inşaatına başlayacağım, şimdi 50.000 tl vereceksin 3 sene sonra girip oturacaksın" dedi, ben de hemen bankadan kredi çekip havaleyle ona gönderdim.

    yani sanırsın herif blog yazarak forbes listesine girdi. bir tane dandik kitap yazdı, ki pucca denen kadının kazandığı bu herifin o kitaptan kazandığının kat kat üstündedir.

    "cahilleri kandırarak prim yapıyor"
    bırak yapsın. vasat zekaya hitap eden hep acun mu olacak, okan b. mi olacak? bırak salak bulmuşsa kandırsın. sen kurtarmışsın kendini ya, ne güzel işte.

    ha, eğer toplumun cahilliği seni bu kadar derinden yaralıyorsa eğitim için çalışan birçok vakıf var, onlara katılabilirsin veya en azından para yardımında bulunabilirsin. ekşi sözlükte bülent arınç'a giydirmekten, yaran diyaloglar yazmaktan daha faydalı bir hareket olur bu.

    "ayet paylaşıyor, işi gücü din, peygamberin evinde çok oturmayın diyen kitaptan alıntı yapıyor"
    doğru, adam dindar ve zaman zaman dinini anlatıyor. arada babasından, dayısından falan da bahsediyor, dolayısıyla arada dinden bahsetmesi de doğal bir şey. bu herifin yazıları objektif bir üslüp içermiyor, bir makale yazar gibi değil de canının istediği gibi yazıyor. yazdıklarının en fazla %10-20'si dinle alakalıdır.

    eğer bu herifi dindar olduğu için sevmiyorsan keyfin bilir elbette. ha, dinden bahsettiği paragrafları atlayarak okumak, "ne diyor bu adam" diye anlamaya çalışmaktansa "dindarsa siktir et, bütün argümanları geçersiz zaten" demek de bir tavırdır, saygı duyuyorum, bu kafaya hayatta başarılar diliyorum.

    "argümanları yanlış çünkü şundan şundan dolayı"
    hay ağzını öpeyim. ne güzel işte, adam ortaya bir argüman atmış, sen de onu çürütmüşsün. böylece bu herife en güzel cevabı verdin, onu kendi silahıyla vurdun. ama bunu yapan 10 kişi çıksa dişimi kıracağım. kimse bu adamın argümanlarını çürütmekle uğraşmıyor, "olur mu lan öyle şey"den veya bu herifin kişiliğine saldırmaktan başka bir laf edilmiyor.

    herif popüler çünkü sayfalarca yazıyor, haftalarca araştırıyor, bir emek veriyor, ortaya bir ürün koyuyor. sen de koy seninkini de okuyalım, senin de müritlerin olsun. zaten memleketçe cahiliz, biraz uğraşsan hemen sivrilirsin.

    bakalım ekşi sözlük ahalisi, fikirleri söyleyeninden bağımsız olarak değerlendirmeyi ne zaman başarabilecek?

    "insanlar uykudadır, ölünce uyanırlar" (gazali, ihya iv)***


    (buturkcheilenereye - 2 Ağustos 2014 15:13)

  • comment image

    bu adama saygı duyarım ama bunun yancılarına 1 gram bile saygı duyamıyorum. muhtemelen hayatlarında siyaset, tarih, iktisat gibi alanlarda tek bir kitap bile okumamış bu tipler, çıktıkları tornanın kafalarına soktuğu fikirleri olumlayan şeyler görünce mal görmüş mağribi gibi atlayıp "hayatı çözdük" havasına giriyorlar. misal son yazısının altında bir tip "insanların neden sekülerleştiğini yazıların sayesinde anladım" minvalinde bir şeyler söylüyor. adam sekülerleşmeyi kötü bir şey olarak görüyor. ve günlük hayatını dibine kadar seküler yaşadığından da adım gibi eminim. aynı tipten benim de çok yakın bir arkadaşım var. ne zaman siyaset lafı açılsa laikliği, sekülerliği yerer. ama hayatını bi görseniz, muhtemelen beni daha çok dindar sanırsınız. işte bu tipler bilgi değil sadece fikir sahibi oldukları için, anlamını bile idrak edemedikleri kavramlar üzerinden düşünce üretirler. sikkofield'ın yazdıkları gibi cahile mantıklı görünen, "belgelere dayalı" yazılar gördü mü de kendilerini aydınlanmış sayarlar. blog'da yine aynı tip "sen sorgulamadan kabul etme dedin ama ben sorgulamadan kabul ettim" diyor. tabii ki edecek, çünkü sorgulayacak bilgisi yok.

    sikkofield'ın yazılarının genel sorunu şu; ockham'ın usturası ilkesinin aksine, çok daha basit, sağlam ve gerçekçi yorumlamalara açık olayları mistikleştiriyor, hikayeleştiriyor ve doğrulanması veya yanlışlanması imkansız bir zemine sokuyor. misal 11 eylül'ü amerika mı yaptı? ne bileyim, yapmış olabilir. yapmamış da olabilir. veya göz yummuş olabilir. aralarında cidden hiçbir fark yok. önemli olan 11 eylül'ün ortadoğu politikaları için bir bahane olması. ve buna karşı devletlerin, o devletlerdeki örgütlerin, aydınların ne yapması gerektiği. daha önce de söylenmiş, "ne yapılması gerektiği" konusunda hiçbir şey söylemiyor bu tür yazıların sahipleri. hatta çözümü "dinimize, özümüze, milletimize bağlanalım" gibi, emperyalist devletlerin aptallaştırmak istediği ülkelerde yaymaya çalıştığı şeylerde buluyorlar. yani ortaya çözümsüzlük çıkıyor. ve üstüne bir de bunu satanist ayinlere bağlayınca yanlışlaması ya da doğrulaması imkansız bir yere çıkıyor.

    kızıl devrim'le ilgili son yazısına gelince; iki dünya savaşı arasında dünya devletlerinin birbirlerine verdiği tavizin, desteğin, ihanetin haddi hesabı yokken, tüm dünyada olan örnekler üzerinden senaryo yazmaktan başka bir şey değil. olası ikinci dünya savaşında sömürgeci devletler kendileri gibi dünya pazarında yer sahibi olmak isteyen, genişlemeci, emperyalist bir ülkeyi mi daha büyük tehlike olarak görürler, yeni bir sistem deneyen sovyetler birliğini mi? resmen siyasete giriş niteliğinde olan, taa 17 yaşında okuduğumuz "felsefenin temel ilkeleri" kitabında bile bu konuya yer verilir. üstelik de yazı boyunca kimi yerlerde abd'nin sovyetleri almanya'dan uzaklaştırmak isteme politikalarına yer veriliyor. ama her şeyi yorumlayan sikkofield bu konuda tek bir kelime etmiyor. kanuni'nin fransa'ya verdiği kapitülasyonların belgelerini koyup "paris komünü'nün arkasında kanuni var" demekle hemen hemen aynı şey bu. şu içinde yaşadığımız ülke bile kapitalist devletlere karşı, sovyetlerin yardımlarıyla kurtuluş mücadelesini kazandı ve ilk fırsatta liberal ekonomiyi benimsedi. yani devlet politikaları, devletlerarası ticaret öyle siyah-beyaz değil. sovyet politikaları sosyalistler tarafından bile çok katı bir şekilde eleştirilirken (ki solcular sovyetler konusunda genellikle troçkist-stalinist diye ayrılır, yani stalin ya da troçkiyi eleştirerek genel olarak solculara tek bir fikir aşılayamazsın) bunları ilk keşfeden kişi gibi ortaya çıkmak ne oluyor? mesela amerika sosyalizmi çok seviyorsa sosyalist şili'deki 73 darbesi ne ayak? castro'ya suikast girişimleri, chavez'e darbe girişimi ne ayak? tüm sosyalist tecrübeler sosyalistler tarafından da yeri gelince eleştiriliyor zaten. yani işte şu devlet şunu yaptı diyerek sosyalizm fikri çürütülmez.

    sikkofield neden inandırıcı? çünkü belli bir konu hakkında çok fazla ayrıntı veriyor. normal, bilgili bir insan dünya hakkında genel olarak fikir sahibidir. ama özel bir ilgisi, eğitimi, uzmanlığı yoksa hemen hiçbir konuyu detaylı olarak bilemez. o yüzden önüne bu kadar ayrıntı konduğunda onu sorgulayamaz. bu ister sovyet tarihi hakkında olsun, ister cumhuriyet tarihi hakkında, ister illuminati hakkında, ister pagan ayinleri hakkında. onca ayrıntılı bilginin hangi bağlamda geçerli olduğunu, söylenen sözlerin nasıl koşullar altında söylendiğini bilemez. haliyle yazarın insafına kalmış durumdadır. hele de sorgulayıcı bir yapısı yoksa.

    peki bu ayrıntıların hepsi doğru mu? kesinlikle değil, sırf yazılarının altındaki muhalif yorumları okursanız, yazıyı okurken doğru kabul edip geçtiğiniz bazı şeylerin hatalı bilgi olduğunu görürsünüz. daha sonra kontrol ederseniz, bu itirazlardan bazılarında doğruluk görürsünüz. misal geçmişteki bir illuminati yazısını okurken (ki tarzını sevdiğim için hemen hemen tüm yazılarını okudum) evrim teorisiyle ilgili yazdığı bir şeylere rastladım. ve bu konuda binlerce sayfa okumuş biri olarak, kesin ve kesin bir şekilde yanlış bilgi verdiğini fark ettim. yani mesele bilginin yorumu değil; evrim teorisinde yeri olmayan bir şeyi evrim teorisinde varmış gibi verip yorumladığını görmüştüm. haliyle esasında evrim teorisiyle alakası olmayan yazısının da benim açımdan tadı kaçmıştı. çünkü bilgili olduğum bir alanda söylediği lafın tamamen yanlış olduğunu fark edebiliyordum ama yalnızca yazdıklarına inanarak okuduğum bir yazıyı doğrulama imkanım yoktu.

    ben soyvet tarihi hakkında bilgili miyim? yalnızca ortalamanın üstünde. ama o yazıyı okuyanların çoğunun benden kat kat cahil olduğuna eminim. o yüzden yazının ardından "işte belgelerle sikti soktu" muhabbetleri yapanlar ciddi anlamda mal adamlar. sikkofield sosyal deney olsun diye tamamen paint'ten uydurma belgelerle yazı yazsa aynı yorumları yapacaklar çünkü. bir konunun doğruluğu hakkında yorum yapabilmek için o konu hakkında bilgili olmak gerek. kimse kuantum fiziği hakkında ahkam kesmezken mesele tarih gibi bilmeyenin de sallayarak bilir gözükebildiği, üstelik buna kendini inandırabildiği alanlara gelince herkesin bir fikri oluyor ve herkes bu fikri ilber ortaylı özgüveniyle savunabiliyor. sovyet tarihi hakkında gerçekten donanımlı insanlar yazdığı yazıya çok daha iyi bir cevap verir ama sorun şu ki bu blogu çoğunlukla donanımlı insanlar değil, cahil cühela tayfa takip ediyor. haliyle sikkofield yazıları her zaman için kitap okumayı sevmeyen ve kısa yoldan aydınlanmış hissetme derdine düşen kişilere hitap edecek.


    (mazochist - 2 Ağustos 2014 18:21)

  • comment image

    bunun hayranı olan tipler gelip komik komik ''adamın yazısını okuyamayanlar gelip laf atıyor'' falan diyor. ulan gerizekalı, oturup, ciddi kaynaklardan iki satır iktisat, tarih, politika okumak zor geliyor. cümlelerin arasına iki küfür ekledi diye bu yeni dönem harun yahya'sı adamı okuyup her şeyi çözdüğünü zannediyorsun. sonra gelip ''adam belgelerle konuşuyor yaaa, aksini iddia ediyorsanız kanıtlayın'' diyorsun. ben ne kanıtlayacağım lan. sen öküzlüğünden kurtulup biraz araştırsan kendin göreceksin zaten neyin ne olduğunu. marx kapital'de komünizmde insanların nasıl yaşayacağını anlatmamış demek. heh heh hadi bakalım deyip geçiyorum. hitler israil'in kurulması için yahudileri katletti gibisinden laflar eden adamın nesini ciddiye alayım lan ? bütün dünya savaşları, seçimler, politikalar, küresel eylemler hepsi yalan, hepsi kurmaca, bir oyunun parçası, bütün doğruyu da siz biliyorsunuz. dediğim gibi, cahilsiniz ve gerçek dünyayla uğraşmayı, ciddi bir şeylerle ilgilenmeyi götünüz yemediği için işin kolayına kaçıp böyle sikindirik komplo teorileriyle ilgileniyorsunuz. gerçek sıkıcı çünkü, eğlenceli değil. kalkıp şu elemanı ciddi ciddi okuyan adamların gelip ''ya adam belgelerle konuşuyor siz kimsiniz ki inanmıyorsunuz'' tavırlarında gezmesi cahil ukalalığından başka bir şey değil. bir insanın dünyayı öğrenmek için kullandığı kaynak nasıl michael sikkofield olabilir lan ? aklım almıyor.


    (leatherface - 3 Ağustos 2014 07:11)

  • comment image

    hala degersizlestirmeye calisiliyor filan diye sayiklanmis.

    bu adamin yazdiklarinin icindeki yanlislari gosteren iki tane entry yazdim, karsiligi sessizlik. yazdiklari degerli mi ki degersizlestirmeye calisalim ?

    kendisi cahil, hayranlari kendisinden de cahil.


    (guru - 3 Ağustos 2014 13:17)

  • comment image

    etkisi olmuyor lakin yazmaya devam edeyim.

    kendisinin, 2. dunya savasi devam ederken amerikan unsurlarinin naziler ile ticarete devam ediyor olmasindan cikardigi "demek ki nazileri, 2. dunya savasini filan toptan amerikalilar dizayn etti" sonucunun, basitse turkiye'nin ermenistan'a uyguladigi ambargo sirasinda, bir turk sirketinin ermenistan ile ticaret yapmasindan cikarabilecegimiz angut "demek ki ermeni-azeri sorunu turkiye tarafindan tasarlanmistir" sonucundan farki yoktur.

    kaldi ki bu, bir ulkedeki sirketlerin o ulkenin savas icerisinde oldugu veya ambargo uyguladigi bir ulke ile ticaret yapmasinin ilk ve tek ornegi degildir.


    (guru - 3 Ağustos 2014 21:16)

  • comment image

    bu eleman benim icin cok onemli. cok deger verdigim birisi.

    neden mi?

    bunu ciddiye alan tipleri ciddiye almam. benim icin bir filtre kendisi. kendisi 1, arda erel 2, yilmaz ozdil 3, diye gider.

    kimse kusura bakmasin arkadas, populist soylemlerde bulunanlari sevemedim. sevenleri de sevemedim. azicik kafayi calistiralim.


    (sabbath1970 - 14 Ocak 2015 00:47)

  • comment image

    onu anlıyorum.

    son yazdıklarını okudum, 25 yaşında ben de aynı durumdaydım, sevmediğim bir fakülteden mezun olmuştum. önümde yapabilecek bir şey yoktu. işte o zaman o işsizlikte ve o boşlukta şöyle yalancı bir aydınlanma oluyor; ''bu dünya aslında boş, ne için çabalayacaksın ki, hayatta para kazanmaktan daha önemli gerçekler olmalı'' filan diyorsunuz. hatta hayatın içinde koşturan, koşuşturan tiplere bakıp acıyorsunuz onlara. her şey önemsizleşiyor gözünüzde kendi yaşamınız değersizleşiyor ve bu kısır döngü sizi daha da boğuyor.

    bugün twitter'da yazdıkları; okumuş, dünyayı anlayan (anladığını sanan), muazzam bir ego biriktiren bir insanın ''gerçek'' hayatla yüzleşmesi sırasındaki isyanı. komplo teorileri, yazdıkları, kafa karışıklığı umurumda değil, daha doğrusu saçmalıyor ama benim meselem bu da değil. unutmasın, her gecenin bir sonu vardır. bu günlerde geçer. içindeki öfke bir gün azalır, egosu törpülenir, boynunu eğer ve o da aşağılayan gözlerle baktığı hayata karışır.


    (de nada - 14 Ocak 2015 01:27)

  • comment image

    zamanında illuminati ve subliminal mesajlarla ilgili yazdıklarını heyecanla okuduğum blogger. sonra ne oldu, nasıl oldu, iş nasıl o raddeye geldi bilmem; bir anda tüm okuyucularına ve takipçilerine allahı empoze etmeye başladı. belki de hep yapıyordu, ben sonradan fark ettim, bilemiyorum. ama birinin bana allah'ın ve dinin güzel bir şey olduğuna inandırma çabası itici geliyor. 14-15 yaşımda islamı sorgularken bu çaba mantıklı gelebilirdi ama artık tamamen yalan dolan geliyor.

    bugün "doğuda çocuk gelinleri ayıplıyorsun, iskandinav ülkelerinde bekaret kaybetme yaşının ortalama 15 olmasına hiç de öyle duyarlı kesilmiyorsun. aradaki fark ne ki amına koyim? aslında fark sadece sikinin keyfine göre belirlenmiş doğrulara birinin uyması, birinin uymaması." demiş. aradaki fark şu sikko kardeşim, birinde bilerek isteyerek sevişmek var, seksin ne olduğunun bilincinde olmak var, seksin hayati bir gerçek olduğu farkındalığı var. diğerinde ise yıllarca seksi bir ayıp, bir günah olarak görmüş bir kızın kendinden yaşça büyük bir adam tarafından sikilmesi var. özür dilerim bunu böyle alenen kullanmak istemezdim ama bu seks değil, bu sikilmektir.


    (filth01 - 14 Ocak 2015 02:52)

  • comment image

    21. yuzyıl allahçı hippi.

    bu terim kenarda dursun bu işe yaramaz, yeni türkiye figuru hakkında son ve detaylı bir şey yazıcam.

    bu herifin zamanında babası vefat etti ve delirmeye başladı. antidepresan cart curt. sonra tüm zayıf iradeliler gibi basit savunma mekanizmasını devreye sokarak hızlıca allahçılığa koştu ve gunumuzdeki cubbeli ahmet konumuna geldi. önce bu kronolojiyi yazalım.

    bizim kalıplaşmış işlerimizde çalışmak istemediği ve bu yüzden ipsiz sapsız kaldığından falan bahsetmiş. öncelikle buna çok güldüm çünkü bu cümleyi gerçek anlamında kullanan insanlar genelde felsefenin, sanatın dibine vurmuş, kutuphaneler devirmiş ya da buyuk araştırmaların içinde bulunmuş insanlar oluyor. zamanla insanlar ve onların basit işleri bu adamlara anlamsız ve komik geliyor. da sen kim kopeksin amk? 3 4 amerikalı şizofrenin yazılarına çevirmenlik yapan, hiçbir kulturu, araştırması bilgisi olmayan ortalama bir yeni türkiye cahili olarak kendini nasıl bir konumda görüyorsun?

    donemin çiçek çocukları gibi işte; alayı donanımsız, boş beleş çiçek çocuklar da ortalarına otu alıp "ya sistem berbat abi sistemin çarkı olmayacağım" ayaklarında konuşarak kendi vasat, işgormez hallerinin ustlerini orterek kendilerini halk ustu bir konuma sokma çabasına duserlerdi. bu vasat zekalı arkadaşın da tek farkı allahçı olması. onun dışında tüm kelimeler, tavırlar ve hareketler aynı. 50 yıl öncesinin teçbel, işgormez çiçek çocuğu.

    doğruları oğretecekmiş de oğretmiyormuş şevki kaçıyormuş. ulan sen kimsin neyin doğrusunu oğreteceksin?

    - dünyanın şeytana tapan ateistler(?!!) tarafından yonetilmesi mi?
    - cinleri kullanarak servetlerini katlayan yüksek tabaka mı?
    - dünyanın depremden sele savaşlardan hastalıklara kadar tüm felaketlerini tek bir odağa (tıpkı dinlerdeki şeytan gbi ama bu maddi :)))) ) yonlendirmen mi?
    - yoksa çocuk gelinlerle bekaret bozma yaşını ksrşılaştırarak pedofiliyi ve koleliği savunan yamuk dusuncelerin mi?

    oğreteceğin doğrular bunlar mı?

    şu çocuğu zamanında tedavi etmeyen psikiyatrdan da, bunun giderek daha çok delirerek iyice gerçek hayattan kopacak kadar derin bir hayal aleminin içinde boğulmaya başlamasına neden olan vasat yeni türkiye ergenlerinden de nefret ediyorum.

    5 sene içinde gozunuzun önünde bir adam delirdi. aklını kaçırdı ve sonunda dubya ile arasında bir pamuk ipliği kadar bağ kaldı.

    25 yaşında işsiz güçsüz donanımsız ve muritlerinin pompalamasıyla daha çok dibine battığı bir hayal alemine sahip adam yarattınız. hepinizi tebrik ediyorum.


    (kamera motor - 14 Ocak 2015 08:17)

  • comment image

    kendini bilmislik suclamasi ile bu adami "biriniz de çıkıp arkadaşım böyle bir kaynak yok, bu bilgi yalan, bu tespit yanlış, burasını götten sallamış desin" diyenlerin, su basliktaki entryleri okumamis ve defalarca "su bilgi yalan, bu tespit yanlis" yazilmis oldugunu gormemis olmasi da kendisini takip edenlerin neden takip ettigi konusunda gayet net bir fikir veriyor.

    kimse dedigini kontrol etmez, ne desen inanacak sekilde agzinin icine bakarsa sen de sallarsin da sallarsin tabii. kim tutar ?


    (guru - 14 Ocak 2015 11:55)

  • comment image

    bir insanın kendi hür iradesiyle, isteyerek yaptığı seks ile,

    bir insanın, babası yaşındaki adam ile zorla evlendirilmesini bir gören zihniyetin üyesi.

    aptalsınız, cahilsiniz demiyorum. çünkü olayın zeka ile eğitim ile alakası yok.

    aslında sizin hiçbir suçunuz yok. türkiye'de doğmuş olmak, atalarınızın inandığı şeylere inanmak, inandığınız değerleri ne kadar yanlış olursa olsun savunmaya çalışmak sizin suçunuz değil. fakat biraz gözünüzü açın lütfen, böyle gelmiş ama böyle gitmesin.

    9 yaşındaki çocuk ile 50 yaşındaki adamın cinsel ilişkiye girmesini bırak (bkz: #48411781) bir insanın herhangi bir şeyi başkasının zoruyla yapması ile aynı şeyi kendi isteğiyle yapması arasında dağlar kadar fark var.

    15 yaşındaki iki gencin birbirlerinden hoşlanıp sevişmeleriyle; 15 yaşındaki bir kızın, babası yaşındaki bir adamla zorla evlendirilmesi arasındaki uçurumu görmeye çalışın lütfen.

    kendini 15 yaşındaki bir kızın yerine koy bakalım. sevdiğin oğlanla sevişmeyi mi tercih edersin, yoksa baban yaşındaki bir adamın altına zorla sürülmeyi mi?

    sevdiğin bu oğlan ile beraber okula gitmeyi, okulu bitirip bir meslek sahibi olmayı, kendi paranı kazanabilmeyi, zamanı gelince "sadece senin istediğin kişiyle" evlenmeyi mi istersin? yoksa özgürlüğünün, finansal özgürlüğünün, eğitim hakkının senden alınmasını, çocuk yaşta anne olmayı, hayatın boyunca zorla evlendirildiğin erkeğe muhtaç yaşamayı mı?

    özgürlükten yana olmak, insanlık onurunun ayaklar altına alınmasına karşı çıkmak sadece "sikimin doğrularıysa" tebrik ediyorum sikimi çok güzel yetiştirmişim.


    (17 panda gucu - 15 Ocak 2015 14:51)

Yorum Kaynak Link : michael sikkofield