Süre                : 2 Saat 19 dakika
Çıkış Tarihi     : 16 Kasım 2007 Cuma, Yapım Yılı : 2007
Türü                : Drama,Romantik
Taglar             : dul,Kolombiya,evlilik,19. yüzyıl,yaşlı adam
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  New Line Cinema , Stone Village Pictures , Grosvenor Park Media
Yönetmen       : Mike Newell (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Ronald Harwood (IMDB),Gabriel García Márquez (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Benjamin Bratt (IMDB)(ekşi), Gina Bernard Forbes (IMDB), Giovanna Mezzogiorno (IMDB)(ekşi), Javier Bardem (IMDB), Marcela Mar (IMDB)(ekşi), Juan Ángel (IMDB), Liliana Gonzalez (IMDB), Catalina Botero (IMDB), Miguel Angel Pazos Galindo (IMDB), Maria Cecilia Herrera (IMDB), Luis Fernando Hoyos (IMDB), Carlos Duplat (IMDB), Francisco Raul Linero (IMDB), Unax Ugalde (IMDB), Liev Schreiber (IMDB), Julieth Paola Hoyos Zuñiga (IMDB), John Leguizamo (IMDB), Alicia Borrachero (IMDB), Fernanda Montenegro (IMDB), Gerardo Norberto Arango Echeverri (IMDB), Dora Cadavid (IMDB), Marıa Eugenia Arboleda (IMDB), Catalina Sandino Moreno (IMDB), Marta Helena Sawades Rodriguez (IMDB), Lisseth Janeth Figueroa Manzur (IMDB), Denis Mercado Moreno (IMDB), Beatriz Colombia Ospino (IMDB), Jhon Álex Toro (IMDB), Julián Díaz (IMDB), Jose Luis Garcia Campos (IMDB), Manuel Sarmiento (IMDB), Rodolfo Enrique Mercado Parra (IMDB), Fernando Cajales (IMDB), Hector Elizondo (IMDB), Luis Adolfo Tamara Cardona (IMDB), Rafael Vergara (IMDB), Rubria Negrao (IMDB), Antonio José de Lavalle Ospino (IMDB), Oscar Ezequiel Padilla Garcia (IMDB), Ivan Diaz Pombo (IMDB) >>devamı>>

Love in the Time of Cholera (~ Kolera günlerinde ask) ' Filminin Konusu :
Terk edilmiş bir sevgilinin, yeniyetmelik yıllarından başlayarak yaşlılığın alacakaranlığına dek süren yarım yüzyıllık aşkının öyküsü. Florentino Ariza,13 yaşında ilk gördüğü andan beri güzel bir Latin kadını olan Fermina Dazave'ye karşılıksız bir aşk duymaktadır. Ancak kızı Fermina için Florentina'dan daha iyi bir damat düşünen baba kızını evden uzaklaştırır. Doktor Juvenal Urbino ise iyi bir damat adayı olarak karşılarına çıkacak, olaylar bu aşk üçgeninde beklenmedik sürprizlerle ilerleyecektir


  • "(bkz: el amor en los tiempos del colera)"
  • "film için shakira tarafından söylenen şarkısı;(bkz: hay amores)"
  • "(bkz: hayatımdan çaldılar)"




Facebook Yorumları
  • comment image

    şahsen mike newell dan çok fazla bir şey beklememe rağmen javier bardem in filmi sırtlayıp götürebilecek kadar iyi bir aktör oluşu, ilk defa karşı pencere*'de izleyip hayran kaldığım, bakışlarıyla beni derinden etkilemiş olan giovanna mezzogiorno nun oynuyor oluşu ve gabriel garcia marquez in bile filme tam not verdiği konusunda ortalarda dolanan söylentiler filmle ilgili beklentilerimi son derece yükseltmiş durumda. bir de yönetmenin özel ricasıyla gelip soundtrack için özel birkaç şarkı seslendirmiş olan shakira faktörü var ki aman diyeyim. yine de romandaki yoğunluğu vereceği konusunda ciddi şüphelerim var.


    (constantine - 14 Kasım 2007 00:16)

  • comment image

    florentino'nun "fifty-one years, nine months, and four days... that is how long i have loved you..." demesini duymak için defalarca üst üste trailer'ını izlediğim film. bütün kalbimle hayal kırıklığına uğratmamasını diliyorum.


    (abendrot - 5 Aralık 2007 02:32)

  • comment image

    kitabı çekici kılan unsurun aslında gayet sıradan olan hikayesi (kavuşamayan iki sevgili) değil de, yazarının* insanı yüreginden vuran müthiş stili olduğunu anlamayan yeteneksiz bir yönetmene* ve perşembenin gelişini çarşambadan belli eden bir fragmana sahip müstakbel hollywood fiyaskosu. oyuncuların ispanyol aksanlı ingilizce konuşması, banallıkta sınır tanımayan posteri,** fermina daza’nın* pek de güzel olmayışı ve de film müziklerinin pop idolü shakira tarafından hazırlanmış olması, beni şimdiden filmden soğutmaya yetiyor ve de artıyor bile.

    ** (bkz: http://www.filmcatcher.com/…ds/img/product/litc.jpg)


    (b612 - 5 Aralık 2007 02:42)

  • comment image

    denilen odur ki gabriel garcia marquez, hollywood uyarlamalarına karşı ciddi bir antipati beslemekte olduğundan dolayı mike newell'in kendisini ikna etmesi tam 3 yıl sürmüştür. marquez ileride yaşamını yitirdiği zaman eşine maddi bir birikim bırakmak için 2 milyon dolar karşılığında newell'in teklifini kabul ederek, kitabının haklarını newell'in şirketine satmıştır. normalde soundtrack çalışmalarına pek yanaşmayan shakira da sırf gabriel garcia marquez hatırına bu film için hay amores'i söylemiştir.


    (lilly marlene - 25 Şubat 2008 11:04)

  • comment image

    herkesin dikkatini çeken, türk filmi usulü yaşlandır(ama)maya dikkat çekmeden edemeyeceğim ben de. fermina dışında herkes çöktü, kırıştı, buruştu, sütlaca döndü, hepsinin kamburu çıktı; fermina ise 72'sinde de hâlâ bir taş, incecik bir afet-i devran, "gergin" bir güzellik! [göğüs karşılaştırmasından anlıyoruz ki son makyaj daha başarılı, o son yaşlandırma hepsinde olabilseymiş keşke]

    babası hele, kızı doğduğunda 10 yaşında filanmış herhalde. baba latin tipinde, kız bildiğin beyaz... kesin çalmış kızı bu birinden. baba da yaşlanmadı, ayrı mesele.

    bunların dışında javier bardem yine gayet şahane oynamış; film de bir edebi eser, bir marquez uyarlaması olarak başarılı bir filmdi. bence tabii. daha kısa ya da daha hızlı olsaydı, "kitabın içine etmişler" denirdi. "aman efendim bayık, aman efendim uzun" deyip kısa kesim action isteyenlere yan salondan sesleri duyulan recep ivedik kafi gelebilir kanımca.


    (kacin kurbagasi - 10 Mart 2008 17:29)

  • comment image

    aşk ve seksin birbirinden ayrıştırılabilirliğini mükemmel betimleyen, zenginliğin göreceliğini filminde kısacık bir diyalogda sorgulatan eser.

    --- filmden spoilerımtrak ---

    - i want to be rich... like you.
    - i am not rich. i am a poor man with money. they are different things.

    --- filmden
    spoilerımtrak ---


    (antarktika - 17 Mart 2008 17:35)

  • comment image

    filmle ilgili belki de en can sikici nokta insanlarin ispanyol aksaniyla ingilizce konusmasidir.kardesim ya ispanyolca yapin sunu adam gibi,yani layigiyla ya da duzgun ingilizce kullanin.

    makyajlara deginmek dahi istemedigimi de soylemeden edemeyecegim.


    (dark darkest darko - 30 Mart 2008 02:07)

  • comment image

    hayatımda izlediğim ennnnn kötü filmlerden biri
    makyajlar, yaş uyumsuzlukları, sevişme sahnelerindeki estetik fakirliği, müziklerdeki yavanlık, oyunculuk, sesler, ifadeler, her şey ama her şey bundan daha berbat olamazdı, eğer daha kötüsünü yapan varsa ödül vermek lazım, bir aşk hikayesi bir edebi eser bundan daha kötü ele alınamazdı, verilmek istenen asıl fikir de güme gitmiş

    en saçma sahneler
    1-kadının yoldan geçerken yakaladığı adamla 4,76 saniye süren sevişmesi: adam panik halindeyken nasıl erekte oldu
    2-şehir meydanında duvar dibi sevişmesi: kadının iki bacağı yerdeyken içine girebilmek için nasıl bir penise sahip olmak gerekir
    3-kızın babası: hayatımda bu kadar fucker tipli bir baba görmedim, ayrıca kız bazı sahnelerde babasından daha yaşlı görünüyordu
    4-doktor: gülümseyişi insanı delirtiyormuş da bilmem neymiş de, hayatımda bu kadar sevimsiz gülen bu kadar özelliksiz bir ağız görmedim ben.

    daha çok var ama yazamayacağım işim gücüm var


    (aton karimca - 16 Temmuz 2008 11:00)

  • comment image

    deliliğin anlatıldığı film.
    evet bir insanın bir insanı böylesine reddedilmeye, küçümsenmeye, aşağılanmaya, hakarete, ve hatta tehdide rağmen beklemeye ve sevmeye devam etmesi hakikaten övgüye şayan bir delilik.

    ve benim her zaman savunduğum bir şey var: bir aşk ilişkisinde erkek her zaman kadından daha fazla sevmelidir çünkü erkek gerçekten sevdiği zaman tutarlılığını ve kararlılığını devam ettirebiliyor. öte yandan kadının sevgisi de kendisi gibi kırılgan. yaşanan kötü deneyimler, zorluklar bir yerde kadını yolundan döndürebiliyor. yaşanan ilişkiyi "bir yanılsama yahut hata" olarak görebiliyor.

    netekim, fermina hanım kızımızın köyde geçen zor günlerden sonra aşkının ibne hayata yenik düştüğünü, diğer taraftan bu ayrılığın ve zor günlerin fiorentino bey oğlumuzun ise bilakis şovalye ruhunu kabarttığını, kendisini bir mecnun, bir kerem, efendime söyleyeyim bir romeo olarak görüşünü, oradan oraya savruluşunu fakat asla aşkından vazgeçmeyişini izliyoruz.

    aşk, delilik ve seks arasındaki bağın en güzel örneğini de fiorentino'nun ölen babasının amcası tarafından aktarılan sözlerinde duyuyoruz: "senin baban da bir tam bir deliydi fiorentino ölmeden önce son sözleri 'hayattaki en büyük pişmanlığım aşk uğruna ölmüyor olmamdır' oldu oysa ki hayatı boyunca önüne gelen şeyi sikti".

    ve son olarak, roman uyarlaması olmasından kaynaklı, tam bir derinlik yakalayamamış bir film olmasına rağmen, izlemek zaman kaybı olmayacaktır.


    (kizillik - 18 Temmuz 2008 14:45)

  • comment image

    çekilmesine kadar her şeyi muhteşem olan film. böyle hikaye, böyle kadro...

    gene de insan rezalet diyemiyor, javier bardem iyi. hatta o filme çok iyi. ama film kötü. tek başına (diil aslında da, biraz mübalağa lazım) bi ton muazzam filmi almış götürmüş oyuncular armut toplamış burada.

    sayalım:

    la finestra di fronte: valla giovanna mezzogiorno bacıyı burada tanıdıydık biz ve bayağı bir sırtlanmış filmdi. öyle böyle değil. (parantezin altından kırmızı paranteziyle karışmır bir tür edit. ciyovanna bacı, sözüm sana. senin yaşlarda, yaklaşık aynı göz renginde bir fransız bacı var, adı marion cotillard git onnan bir küvete gir, beraber bıcı bıcı yapın. su sepsin sana. bu imkanın yoksa git la vie en rose diye bir film var, onu seyret. bak bakalım genç biri yaşlı birini oynayabiliyor muymuş? o da olmadı git seni yönetemeyen sallamanın suratına sal, işe, çekinme... delirtmeyin izleyiciyi yahu!)

    o outro lado da rua: hazır karşıdaki pencereden söz etmişken, daireye bir göz atalım. aslında sırtlamak biz saymaya başlamadan önceki cümleye bu sevim abidesi yüzünden eklenmiş olabilir. bir fernanda montenegro var. o da kolera. yaşlı anneyi oynuyo. aslında iyi oynamış, ama bir sırtlanış değil bir sırıtış var. sı'sı ortak.

    mar adentro: bardem harika, ona bu filmde bile laf demek istemiyoruz ama bir içteki denize göze atılmalı...

    mulholland dr: laura harring bacımızın kilo aldığını gördük bu filmde fakat rolü biraz tali idi. hatali mi idi? bilemiyorum bir sırıtkan!

    neyse sözlük, pazar ve kahvaltıyı uzatmak lazım entryi uzatmak yerine... olması lazımken olmamış bu! un var şeker var yağ var, helva yok valla...


    (daphne - 10 Ağustos 2008 12:38)

  • comment image

    geçen yüzyıla ait bir aşk hikayesi.
    başarısız makyaj dışında çok iyi bir edebiyat uyarlaması. *
    soundtrack ise muhteşem, belki de bir romanın tek eksiği. ***
    --- spoiler ---
    - bu acının tadını çıkar. henüz gençken acı çek, istediğin kadar...
    - rutin hayat paslanmak gibi...
    - kalbimin bir genelevden daha fazla odası var...
    - fiziksel dünya dışında yaşın bir önemi yok. insan olmanın özü zaten zamanın geçişine gösterdiği direnç. iç hayatlarımız sonsuzdur. bu yüzdendir ki ruhlarımız her zaman gençliğimizde olduğu kadar genç ve canlı kalır. aşkı güzel bir an olarak da düşünmelisin. başlangıç ve sonu kendi içinde barındırır. bu yüzden hiç bir yere varma amacı yoktur...
    --- spoiler ---


    (auro - 1 Aralık 2008 14:27)

  • comment image

    film ağır gitmesine rağmen izleyenlere mükemmel, kopamayacakları 2 saat 18 dakika yaşatıyor.
    giovanna mezzogiorno güzelliği ile büyülemekle yetinmiyor benim gibi çok gaza gelenlerin masaüstlerini bile süslüyor.
    http://img381.imageshack.us/…mezzogiornoinlosv3.jpg
    javier bardem hayranlığınız artıyor film ile birlikte. bir insanın gözleri neşeden hüzüne bu kadarmı kusursuz geçer.

    (bkz: sabreden derviş muradına ermiş)

    --- spoiler ---

    kime ne kadar aşık olabilirsiniz? kimi ne kadar bekleyebilirsiniz? florentino ariza o'nu yüzlerce kadınla birlikte olup hiç birine aşık olmayacak kadar çok seviyor 51 yıl 9 ay 4 gün bekliyor. ta ki kocası ölene kadar.
    peki 51 yıl 9 ay 4 gün beklediğiniz birinden siktir yediğiniz zaman hissedecekleriniz nelerdir? florentino ariza herzaman en iyi yaptığı şeyi yapıyor ve mektup yazıyor. cevap gelse de yazıyor, gelmese de yazıyor. özendiriyor insanı yaşadığı aşka, o bekleyişe özeniyorsunuz. yüzlerce kadınla yattıktan sonra aşık olduğunuz kadının henüz yatmadığınız kadın olmasına özeniyorsunuz. karşılıksız yaşıyorsunuz aşkı filme göre.

    ---
    spoiler ---


    (kol pacino - 29 Aralık 2008 04:36)

  • comment image

    romandan uyarlama çok zor iş. derinlik ciddi bir problem, evet. hele ki yapıt kolera günlerinde aşk olunca çok çok daha zor. sırf ilk 50-60 sayfa daha çok dr. juvenal urbino'ya, onu tanıtmaya ayrılmıştı. bunu filmde nasıl verebilirsin? çok zor, çok.

    işte romansal derinlik kaçınca film de bu yapıtın bi özeti gibi geliyor insana. özeti çıkarılmış bir şeyi okur gibi. bu da romanı okuyan seyirciyi hayal kırıklığına uğratıyor.. fakat benim "javier bardem çok yakışır, izlemesi de müthiş keyiflidir" dışında büyük umutlarım olmamıştı. giovanna mezzogiorno da bana kalırsa iyi oynamış ve yakışmış fermina daza'ya.

    --- düşük derecede spoiler başlangıcı ---

    ortam bana güzel verilmiş gibi geldi filmde. fakat canımı sıkan noktalardan biri juvenal urbino. bu adam iyi tasvir edilememiş. çok düzgün bir adamdı zira kitapta. imrenilesi bi karakterdi her anlamda. tıp alanında son derece başarılı ve ünlü, fakat bunun yanında da olması gerektiği gibi bir doktor. yani doktorluğun ilk amacının fedakârlık olduğunu biliyor. bunun dışında son derece karizmatik, seçkin bir aileden gelen, terbiyeli biri. yakışıklı. gezip görmüş, çoğu konuda ehemmiyet verilecek, gidip fikri sorulacak kadar bilgisi olan, son derece nazik, ahkâm kesmeyi sevmeyen, mütevazi biri. bunun yanında ilk adımı atma cesaretine sahip. dürüst. kanında iyilik dolaşan, hayata dair çok güzel tespitleri olan biri. kısacası çok düzgün biri, kızın filan varsa ilk verilecek kişilerden yani. bu kesinlikle filmde verilmemiş. hafif piç bir portre çiziyor filmde.

    kitapta ayrıca fermina daza - juvenal urbino ikilisi kaymağın da kaymağı bir hayat yaşıyor dünyevi zevk babında. paranın uzanabileceği hayat zevklerini güzel güzel tadıyorlar. bu da pek verilmemiş.

    --- düşük derecede spoiler sonu ---

    müzikler filmin en güzel tarafıydı bana kalırsa. çok güzel gitmiş hepsi. filmden sonra ilk işim soundtrack download'u oldu.

    ben çok yüksek beklentilerle izlemediğimden belki de, filmden keyif aldığımı söylebilirim.

    kitabıysa kesin okunmalıdır, çok farklı hisler uyandırır. başka bir filmde* erkeğin kıza dediği gibi, insan dünyada ne kadar farklı duygu, ne kadar farklı hissediş varsa hepsini tatmalıdır.


    (thorn pyros - 29 Ocak 2009 22:21)

  • comment image

    tuhaf bir film olmuş. manasız ve çelişki dolu ilişkiler. zaman kaymaları ve her uyarlanmış roman gibi eksik duyguları daha bir boşluk açarak ortada bırakıvermesi. yer yer ilkokul musamerelerinde benim yaptığım makyajdan daha berbat iş çıkarmışlar. "72 yaşındayım artık..." diyen kadının kuğu gibi boynuna bakıp arzu eden 53 yıllık sevgiliyi hor görmemek lazım tabii.
    kadınların saçma salak gururlarının, erkeklerin cinsellik zaaflarının yuzyıl filan dinlemeden basit bir inada dönuşturulduğunde adına aşk dendiğini gösteren zayıf bir uyarlama.


    (alef - 18 Mart 2009 20:18)

  • comment image

    márquez'in romanını bir solukta okumuştum. neden daha hızlı okuyamıyorum, da diyorsun hatta. insanda o derece yiyip yutma hissi var her satırı.
    ama film öyle mi ya? bir defa, g. mezzagiorno zorla yaşlandırılmış mesela. çok başarısız bir makyaj. sanki levent kırca parodisinde oya başar'ın muhallebi gibi cildine pudra sürülmüşçesine. zaten çok dinamik bir hikaye değil bu, izleyiciyi sarmak lazım. saramıyor. javier bardem'in aşk dolu florentino canlandırması bile alıp götüremiyor seni. hikaye durağan çünkü. hele ki orta yaş kısmında hiç ilerlemiyor sanki. o an dikkatin dağılsa, başka tarafa baksan, döndüğünde konudan kopmamış oluyorsun. bir de şeyi anlamıyorum. olay colombia'da geçiyor peki tamam. o zaman neden herkes colombia aksanıyla ingilizce konuşuyor? getto değil yahu orası bildiğin colombia. (aynı mesele bizim muhteşem yüzyıl'da var. vatikan ahalisi italyan aksanı ile türkçe konuşuyor. )

    kitabı okumamış olsam, filmi yine beğenmezdim, bir de üstelik çok sıkıcı bulurdum. en azından romanın hatrına sonuna kadar izlemiş oldum. iyi niyetle.

    bazı eserler sırf kitapta güzel. film olmasın.


    (cosmic girl - 12 Ocak 2011 23:02)

  • comment image

    kitabini okuduktan sonra beeeelki hafif anlam ifade edebilen film.
    acikcasi hikayenin orjinalideki derinligi bilmesem tahminen vasat olarak nitelendirirdim.

    ancak bazi guzel repliklerin birebir kitaptaki haliyle alinip senaryoya serpistirilmesi hosuma gitmedi degil.


    (tuile - 5 Ocak 2012 06:01)

  • comment image

    aşkın bile, tek taraflı olsa da canıgönülden istenip, sıkılmadan beklenildiği sürece mutluluğa ereceğini anlatan; orjinal adı "el amor en los tiempos del colera" olan marquez romanı. üst düzey romantikler tarafından yere göğe sığdırılamazken, sikerim böyle aşkın ızdırabını diyenlerin buhranlara girmesine sebep olmakta, yine de dr. juvenal urbino'nun evlilik hakkındaki
    "ancak tanrı'nın sonsuz lütfuyla varolabilen saçma bir icattı evlilik. birbirini yeni tanıyan, aralarında hiç bir akrabalık olmayan, yapıları başka, kültürleri başka, hatta cinsleri bile başka iki insanın birdenbire kendilerini birlikte yaşamaya, aynı yatakta yatmaya, belki de her biri başka başka yönlere gitmek için çizilmiş iki yazgıyı bölüşmeye mahkum bulmaları her türlü bilimsel düşünceye aykırıydı.
    ve evlilik her gece seviştikten sonra bitip, sabah kahvaltıdan önce kurulması gereken bir bağdı.
    " söylemiyle +repleri almaktadır.

    film ise kraldan çok kralcılar tarafından "süpermınagoyimbunakötüdiyenmaldır" diye etiketlenip, her an oyuncuların yüzünden yere akacak makyaj kisvesi altına gizlenmiş boya ile renklenip göndere çekilmiştir.


    (joshua brolin - 10 Ocak 2012 13:17)

Yorum Kaynak Link : love in the time of cholera