Süre                : 12 dakika
Çıkış Tarihi     : 15 Haziran 2015 Pazartesi, Yapım Yılı : 2015
Türü                : Kısa Film,Komedi,Romantik
Ülke                : İspanya
Yapımcı          :  Utopia 126
Yönetmen       : Alejandro Amenabar (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Alejandro Amenabar (IMDB)(ekşi),Oriol Villar (IMDB)
Oyuncular      : Dakota Johnson (IMDB)(ekşi), Quim Gutiérrez (IMDB)(ekşi), Natalia Tena (IMDB)(ekşi), Carles Francino (IMDB), Patricia Valley (IMDB), José Javier Domínguez (IMDB), Francesc Garrido (IMDB)

Vale (~ D'acord) ' Filminin Konusu :
Bir restoranda vale olarak çalışan Sean Falco ve Derek Sandoval, onlara emanet edilen araçları müşterilerin evine girip hırsızlık yapmak için kullanmaktadır. Ancak bir gece, Sean zengin patron Cale Erendreich'in evine girdiğinde ve evde esir tutulan Katie isimli bir kadınla karşılaşır. Katie'yi serbest bırakamaz. Onu evde terk edip gider ama bu ürkütücü keşfini polise bildirir. Polis Kaite'nin kaçırıldığına dair bir kanıt bulamadığı için, Sean bu sefer de FBI'la iletişime geçip Katie için bir kayıp ihbarında bulunur. Cale ise Sean'ın bu girişimlerinden haberdardır. Sean'ı, Derek'i ve hatta Sean'ın ailesini bile işlerinden kovdurur. Ayrıca Sean'ın kız arkadaşıyla ilişkisini bozmak için de sosyal medya hesaplarını hack'ler. Sean'ın bir an önce kendisini ve Katie'yi bu adamdan kurtarması gerekmektedir.


  • "gözümün önünde arabayı el freniyle döndüreninden arabanın altını vura vura kaldırıma çıkanına kadar her türlüsünü gördüm. arabayı valeye bırakma alışkanlığım hiç yoktu, sayelerinde hiç olmayacak."
  • "iki adım yürüyemeyen gevşek tayfanın eseri. her talep kendi arzını yaratır. siz sardınız bunları başımıza.(bkz: şekilsiniz ya)"




Facebook Yorumları
  • comment image

    gözümün önünde arabayı el freniyle döndüreninden arabanın altını vura vura kaldırıma çıkanına kadar her türlüsünü gördüm. arabayı valeye bırakma alışkanlığım hiç yoktu, sayelerinde hiç olmayacak.


    (koutali - 16 Nisan 2014 13:06)

  • comment image

    sadece türkiye'de olan(yaygınlık olarak) her türlü pisliği ve hukuksuzluğu görebileceginiz insan grubu.aralarında düzgün çalışanları elbet vardır ancak çoğunun orospu cocugu oldugunu bizzat tecrübe ettim.

    kökünün tez zamanda kazınması dileğiyle.


    (m materazzi - 24 Ocak 2015 16:50)

  • comment image

    bu meslegi icra edip annesinden bagimsiz orospu cocugu olarak hirsizlik yapanlari mevcuttur. o yuzden hizmet alacaksaniz aracinizin herhangi bir yerinde kiymetli kiymetsiz esya birakmayin. laf da anlatamazsiniz bu orospu evlatlarina.


    (poyzn - 17 Mayıs 2015 13:13)

  • comment image

    arabamı valeye vermeyi sevmem, zorunda kalmadıkça da vermem. çünkü güvenmiyorum.

    bir gün iş çıkışı ankara'daki arjantin caddesi'ne gittim. zaten yorgunum, cuma iş çıkışı olduğu için park yeri bulmak da çok zor. dedim ki şu sabit fikirliliğinden bir kurtul, ver arabayı valeye. neyse gittiğimiz mekan iyi bilinen, düzgün de bir mekandı. verdik arabayı valeye. herhangi bir fiş vs. de vermediler. işimiz bitti çıktık, gittim valeye, aracımın plakası 06 xx xxxx, aracımı getirir misiniz. aradan 5 dk geçti, vale geldi yanıma, abi arabayı yukarıda bırakmış olabilir misiniz dedi. dedim ki, bu mekana gireceğim için burada verdim. tamam dedi gitti. 10 dk sonra geldi. abi senin araba yok dedi. ne demek yok dedim. yok abi arkadaşlar arabayı bulamıyo, bize bırakmamışsın arabayı dedi. ilkokul bitirdim, okuma yazmam var, t-shirt'ünde mekanın ismi ve vale yazan birine verdiğime göre başka birine vermiş olamam. dedim ki o zaman polis çağıracağız yapacak bir şey yok. tamam abi çağır dedi vale. o arada içeri girip mekanın işletmecisine haber verdim. başıma böyle bir olay geldi, polis çağıracağım, sizin de bilginiz olsun diye. o arada vale koşarak geldi, abi bulduk senin arabayı diye. nerede buldular ne yaptılar bilmiyorum. yaklaşık yarım saat beklemiş oldum ben. sonra anahtarı verip kapıyı tutmaya devam etti. hayırdır birader dedim. araçları otoparka koyuyoruz da biz de oraya para veriyoruz dedi. bu seferlik yarım saat beklettiğinize sayarsınız, bir dahakine veririm diyip gittim.

    bir kez de istanbul'da bir yere yemeğe gittik. şu anki eşimi abimlerle tanıştıracağım. tarabya'da deniz kenarında ünlü bir restoran. ismini verip kötü reklam yapıyormuş gibi olmamak için ismini yazmıyorum. etrafta da park yeri bulmakta zorlandığım için mecburen valeye bıraktım arabayı. valeye vermek üzere cebimden 10 tl buldum. onu da sonra valeye vermek kolay olsun diye, el freninin arkasındaki bardak gözüne koydum. neyse yemeğimizi yedik çıktık. vale arabayı getirdi, bir baktım 10 tl yok. araba gidip gelirken yere mi düştü diye baktım o da yok. yine girip mekanın işletmecisini buldum, dedim ki bakın kimseyi zan altında bırakmak istemem. parayı oraya koyduğumdan eminim, belki araba gidip gelirken yere düşmüştür ve ben sabah koltuğun altında bulurum. ancak başka bir kaç kişi daha benzer şikayetlerle gelirse ilk kez olmamış olabileceğini bilin diye haber vermek istedim dedim. işletmeci hemen biz size parayı takdim etsek diye teklif etse de, zaten sözü edilecek bir tutar olmadığı gibi, valeye vermek üzere ayırdığım bir paraydı diyip kabul etmedim. sonra arabaya döndük bir baktık, arka koltukta pizza kutuları. öyle olunca yine bahşiş vermeden ayrıldık mekandan.

    bazı yerlerde mekanın önünde ayrılmış parklar dışında park yeri bulmak zor oluyor ya da bilmediğiniz bir yere gittiğinizde vale kolay bir çözüm gibi gözüküyor. böyle durumlarda da mekana göre 10 ya da 20 lirayı hazırlıyorum. vale gelince parayı uzatıyorum, güzel kardeşim sen al şu parayı, bana parkedecek bir yer göster, kendim parkedeceğim diyorum. bir şey olursa şu mekandayım, beni bulursun diyorum. en azından arabamı kendim park ediyorum ve anahtarımı kimseye vermemiş oluyorum.

    gerçi buna da arıza çıkaran oluyor, geçenlerde çok yakın bir arkadaşımın düğününe katıldım. çok yakın arkadaşım, nikah şahidiyim, hem kız tarafının hem erkek tarafının ailesini tanıyorum, neredeyse düğün sahibi sayılırım. aynı şekilde kendim parkedeceğimi söyledim, vale kabul etmedi. bize vermeniz gerekiyor dedi. sen bana parkedeceğim yeri göster ben parkedeceğim dedim, olmaz dedi. ben de mekanın önünde boş gördüğüm bir yeri gözüme kestirip parkettim. baktım üzerinde kamera da var. tamam ben buraya parkettim, ihtiyaç olursa beni bulursun dedim.

    velhasıl, vale olayı malesef kötü örnekler yüzünden kötü bir üne sahip oldu. o yüzden mümkün mertebe kaçınmakta fayda var.


    (jerith royal - 3 Mart 2016 08:56)

  • comment image

    anahtarı vermeniz için baskı ediliyorsa, arabayı ordan almamız lazım, bilmemnereye çekmemiz lazım tarzında diretiyorsa vale arkadaş, bir de arabanız mercedes ise sert bir şekilde; "veremem arkadaşım anahtar falan, yeri göster ben park edeyim arabada önemli şeyler var" diyin, ısrar devam ediyorsa daha da sertleşip "arabada silah var, başımı derde sokamam" tarzında araçta silah olduğuyla ilgili ima veya dümdüz söyleme yoluna gidin.

    ne bahşiş isterler, ne anahtar isterler, ne başka bir sıkıntı yaratırlar. sizin bıraktığınız yerde, yüksek ihtimalle kapının önünde durur aracınız ve başına hiç bir şey gelmez.

    istanbullu bir arkadaşımın izmire geldiğinde yaptığını gördüğüm ve %100 başarıya sahip bir yöntemdir.


    (boyoz gevrek klorak asfalya - 3 Mart 2016 09:04)

  • comment image

    türkiye'de boku çıkmış ve vatandaşların, kamunun hizmetine açık olan yolları, kaldırımları, sokakları işgal etmeye kadar gitmiş sonradan görmelik.

    en lüks mekanlardan, kaşarlı tost yediğiniz büfelere kadar artık istanbul'da her yerde bu uygulamayı görebilirsiniz. aldıkları dubaları kaldırıma koyarak 100 metrelik yeri işgal ederler. belediyelere şikayet edilmeleri gereklidir. bir restoran, bar, cafe bozuntusu yüzünden vatandaş kendi arabasını park edememektedir. 'biz orayı kiraya verdik onlara' diyecek belediyelere de 'o zaman bana da kendi arabamı park edecek alan göster' demek gerekir.

    biraz 'ben amerikadayken' snobluğu gibi olacak ama 4 yıl los angeles'da yaşadım. her hafta sonum hollywood'da ve beverly hills'de geçti. oteller ve sadece birkaç restaurant dışında vale servisi yoktur. o restaurantlar da bulundukları konum itibari ile önünde uzun süreli araç durması halinde trafiğin çok tıkanacağı yerlerde olduğundan bu hizmeti vermektedirler. ayrıca o valeler sizden aldıkları arabayı kamera şakası yapar gibi arabayı sizden aldıkları yerin 10 metre ilerisine kaldırıma park etmezler. güvenli otoparklar ile anlaşmaları vardır, araçlar oraya çekilir.

    tabi bu işin ülkemizde bu kadar bokunun çıkmasının sebebi biraz da talep. insanımız gideceği yere ulaşmak için 2-3 dakika yürümeyi göze alamayıp illa mekanın kapısı önünde araçtan inmek istediğinden dolayı bu saçmalık ülkede başını almış yürümüştür.


    (soul froze - 9 Nisan 2016 22:27)

  • comment image

    lüks yaşam ile zulmün kol kola yürüdüğünün tecessüm etmiş hali bana kalırsa valeler.
    teoride nedir? mekana geldin, park yeri aramadan adama veriyorsun anahtarı falan o alıyor park ediyor çıkışta da parasını alıyor. sen arabayı nereye park ettiğini düşünmüyorsun, o derdi çekmiyorsun ve parasını vererek bütün bu dertlerden kurtuluyorsun.
    bu teoride bir zalimlik var içkin olarak. örneğin istanbulda boğazdasın, ve biliyorsun ki park yeri yok 1 km ilerde ve geride. vale bu arabayı nereye park ediyor? kimi ev sahibinin boğazına yapışarak, kimi "valeye vermeden" araba park edenin arabasına yan gözle bakarak, yolu tıkayarak, trafik oluşturarak, o araçları oralara sıkıştırıyor. bunu ne karşılığında yapıyor? senden alacağı 15-20 lira karşılığında. sen buna razısın, vale zaten dünden razı. ortaya çıkan şey, o 15-20 lirayla hiç alakası olmayanlar için baskı, trafik, sinir harbi...vs. bunlar senin umrunda mı? tabi ki değil. zulüm işlendiyse de sen onun parasını peşin verdin çünkü...
    bugün etiler de, bebek de, emirgan da ve diğer lüks mekanlarda kanser bir trafik problemi var ise, bunun sebebi oradaki mekanlara gelenler ve o valelerdir. ki boktan trafiklerde 1 saat beklemelerine rağmen kimsenin korna bile çalmamasından, herkesin bu düzene razı olduğu anlaşılabilir rahatça. peki siz, yani o lükslükle alakası olmayan basit vatandaş? tabi ki o lüks sizin omzunuza binerek yükseliyor. siz de dayak yemek korkusu ile çok ses çıkaramıyorsunuz. polis de başına bir iş gelmemesi için ses çıkarmıyor.


    (merken - 14 Ekim 2016 11:37)

  • comment image

    hayatta en nefret ettiğim meslek gruplarından biri. diğerleri ise otopark görevlisi, taksici, dolmuşçu.

    bir müşteri olarak not düşmek isterim: aracımı ya da anahtarımı teslim etmek zorunda kaldığım hiçbir restorana gitmiyorum. gitsem de kapısından dönüyorum. premium segment araç kullanıyorum ve valeye vereceğim para umurumda değil. sadece aracımı ite köpeğe vermeyi reddediyorum. bunu züppelik yapmak için değil, okuyan restoran sahiplerine veri olsun diye söylüyorum. şahsen aracımı restoranın müşteri otoparkına kendim bırakıp almayı tercih ediyorum.


    (burasi kasiyo msn var mi - 9 Ocak 2018 10:23)

Yorum Kaynak Link : vale