Süre                : 2 Saat 11 dakika
Çıkış Tarihi     : 01 Ocak 2013 Salı, Yapım Yılı : 2013
Türü                : Cinayet,Drama,Gizemli,Romantik
Ülke                : İtalya
Yapımcı          :  Paco Cinematografica , Warner Bros. , IDM Südtirol - Alto Adige Film Fund
Yönetmen       : Giuseppe Tornatore (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Giuseppe Tornatore (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Geoffrey Rush (IMDB)(ekşi), Jim Sturgess (IMDB)(ekşi), Sylvia Hoeks (IMDB)(ekşi), Donald Sutherland (IMDB)(ekşi), Philip Jackson (IMDB)(ekşi), Dermot Crowley (IMDB), Kiruna Stamell (IMDB)(ekşi), Liya Kebede (IMDB)(ekşi), Maximilian Dirr (IMDB), Laurence Belgrave (IMDB), Sean Buchanan (IMDB), John Benfield (IMDB), Brigitte Christensen (IMDB), Sylvia De Fanti (IMDB), Gerry Shanahan (IMDB), Jay Natelle (IMDB), Katie McGovern (IMDB), Anton Alexander (IMDB), Lynn Swanson (IMDB)

La migliore offerta (~ La mejor oferta) ' Filminin Konusu :
İtalya'nın en tanınmış müzayede şirketlerinden birinin sahibi olan Virgil Oldman (Geoffrey Rush), antika alanının en iyilerinden olmasının yanı sıra çok değerli bir kişisel koleksiyona sahiptir. Ancak günün birinde Claire Ibbetson (Sylvia Hoeks) adında genç ve çok zengin, ancak oldukça tuhaf davranışları olan bir kadının, evindeki antikaları Virgil aracılığıyla satmak istemesi sonucu hayatı değişir. Claire'i daha yakından tanımak isteyen Virgil'in en büyük yardımcısı, genç bir saat tamircisi olan Robert (Jim Sturgess) olacaktır.


Dumur / 15
  • "ben olsam ikinicisini ceker, virgil abimizin tamirciyi bulup sikme cercevesinde bir gorsel solen yasatirdim. ise tamircinin isyeri acma ruhsatindan tcsini bularak baslardi hatta."
  • "2013 yılında izlediğim en iyi film. ana karakteri nasıl özümsemişsem filmin sonunda ben de kendimi aldatılmış gibi hissettim."
  • "nasıl bu fikre vardım emin değilim ama: filmdeki hatun kişi ortaya çıkana kadar onun robot olacağını düşündüm nedense. kendimi kınıyorum şiddetle."
  • "sanat sanat icin mi, sanat toplum icin mi sorunsalina;sanat am icindir diye cevap veren fantastico film."
  • "acıma yetime döner koyar götüne temalı muazzam film."
  • "şarap misali yıllandıkça daha da değerlenip hakkının verileceğini düşündüğüm, 2000'li yılların en iyileri arasında yer alan film. baş karakter virgil sinema dünyasının en pahalı seksini yapıyor."




Facebook Yorumları
  • comment image

    giuseppe tornatorenun yönettiği ennio morricone müziklerini yaptığı ve geoffrey rushın oynadığı, berlinale'de galası gerçekleştirilen film.
    konusu, bir müzayede salonu işleticisi olan virgil oldman'ın (ana karakterimizin) genç ve gizemli bir kadınla tanışması ile başlar ve olaylar gelişir.
    filmin kendisi, festival filmi olmaktan çok genel neredeyse vizyonluk bir film. amma ve lakin oyunculuklar ve tabiki de müzik muazzam. özellikle müzik-mekan uyumunda donup kalıyorsunuz.


    (botamaniaensis - 13 Şubat 2013 01:52)

  • comment image

    muhtemelen yılın en iyi filmi. aynen bir tablo gibi katman katman irdelenesi.

    --- spoiler ---

    seni beklerken bütün bu kadınları biriktirdim, sense benden gitmekle kalmadın; bana seni bekleme gücünü ve sen umudunu veren kadınları da yanında götürdün.

    ---
    spoiler ---


    (exoplanet - 3 Kasım 2013 04:04)

  • comment image

    guiseppe tornatore'den yaralı bir insana dair bir film... çok incelikli ve samimi. diyalogları dikkatle takip edenler filmin sonunu rahat tahmin edeceklerdir.

    --- spoiler ---

    o değil de filmin sonunda virgil, garsona "yalnızım" dese iyiydi de, "birini bekliyorum" diyor ya. işte orası ayrı bir koyuyor. kamera açılırken de görüyoruz, o restorana tek başına gelmiş bir allah'ın kulu yok! bu arada baş karakterin ismi neden virgil diye merak ederseniz virgin kelmesini bir düşünün derim, saygılar bizden.
    ---
    spoiler ---


    (whatdreamsmaycome - 5 Aralık 2013 16:56)

  • comment image

    ne kadar yetenekli olursa olsun, amerikalı bir yönetmenin asla çekemeyeceği film. insanlar avrupa'da binlerce yıldır öyle şeyler biriktirdiler ki, bu birikim işte böyle kimi zaman tornatore'nin, kimi zaman bir başkasının bedeninde dahiyane bir işe bürünüyor. gerçi evet, tornatore'nin bedeninde daha sık bürünüyor.

    şu an için filmin imdb puanı olan 7,8, bu filme hakaret kabul edilebilir. o çapta bir film.

    edit: bir de divxplanet çevirisi çok çok kötüydü. vakti olan iyi bir çevirmenin el atmasına değecek kadar üst düzey bir film bu oysa.


    (protospher - 7 Aralık 2013 01:43)

  • comment image

    --- spoiler --- olabilir

    bence claire için seçilmiş olan sylvia hoeks'in kırılgan, narin bedeni ile bu role tamamen oturduğu filmdir

    filmde bana en çarpıcı gelen sahne, claire'in küvette suya gömüldüğünde sanki virgil'in duvarındaki kadın portreleri gibi bir tablo görüntüsünün ortaya çıktığı sahnedir.

    ---
    spoiler ---


    (malachi constant - 8 Aralık 2013 02:13)

  • comment image

    baştan sona gerek sanat eserleri, gerek oyunculuklar, gerekse filmin durağan ama gizemli havası ağzım beş karış izlediğim film. olayın koptuğu anda virgil'e sarılmak istedim. onun dışında bence clarie'nin görünüşü cuk oturmuş. uzun zamandır böyle güzel film izlemedim.
    aşk taklit ediliyormuş beyler. bunu zaten biliyorduk ama gözümüze sokmasaydınız iyiydi.


    (bokgidibok - 10 Aralık 2013 20:34)

  • comment image

    --- spoiler ---

    2013'ün izlediğim en zarif filmlerinden biri sanırım. güzel örülmüş hikayesi, sürpriz bir son bekliyor bizi. lakin yeterince paranoyakça yaklaşanlar sürpriz sonu bir süre sonra tahmin etmeye başlayabilirler ama bu filmin değerini azaltan bir şey değil. aksine öyle güzel kurulmuş ki detaylar insan sonunu tahmin ettiğinde bile büyük bir haz duyuyor.

    filmin bu yönü dışında asıl önemli olan şey oyunculuklardı. o nasıl bir oyunculuk dersidir..geoffrey rush nasıl bir insandır ki karakteriyle öyle bütünleşmiştir. takıntılarıyla ve düşkünlükleriyle çok orjinal bir karaktere çok güzel can vermiş kendisi. büyük keyif izlemek.. aynı şekilde diğer oyuncular da çok iyiydi. herkesi yakıştırdım filme.

    ve oyunculuklardan sonra bir şey daha var ki sanat. tam da sanat kokan bir film. o dekorlar, binalar, tablolar, müzayedeler.. öyle gerçekçi ve öyle güzel ki. insana müthiş bir entellektüel haz aşılıyor. filmin sonunda day and night isimli mekanda böyle bir filmin sonuna yakışabilecek en nadide yerdi sanırım. deli gibi orda olmak istedim. mekanlar, detaylar, eserler hepsi çok güzel seçilmiş. müthiş bir sanat yönetmeni olmalı.

    çok zarif bir film. insanı hem heyecanlandırabilecek hem de farklı duygulara sürükleyebilecek bunun yanında da müthiş bir entellektüel haz verebilecek bir film. çok zarif kesinlikle. insana başka bir dünyayı yaşatıyor adeta. emeği geçen herkesin ellerine sağlık, leziz.

    ---
    spoiler ---


    (swanqueen - 14 Aralık 2013 21:37)

  • comment image

    --- spoiler ---

    virgil'in tablolarla beraber bütün hayatını çalan billy'nin, 60 lı yaşlarında hala bakir olan bir adamın aklını alarak onu kendine aşık eden claire'in, kanka ayağıyla virgil'in duygusal ilişkisinde ona akıl veren robert'ın allah evlerine ateşler salsın, onların birliklerini bozsun..
    ---
    spoiler ---


    (asscutter - 1 Ocak 2014 20:42)

  • comment image

    nasıl bu fikre vardım emin değilim ama:

    --- spoiler ---

    filmdeki hatun kişi ortaya çıkana kadar onun robot olacağını düşündüm nedense.
    ---
    spoiler ---

    kendimi kınıyorum şiddetle.


    (yazol hayfen - 12 Ocak 2014 06:12)

  • comment image

    bana bunca entryi okutturan film.

    filmi çok büyük bir keyifle izledim ve bir sinemacının gözünden bir entry yazacağım. bu entryi okuyup da değişik görüşleri ya da başka detayları yakalamış olan arkadaşlarla muhabbet etmek çok sterim.

    öncelikle filmdeki sanat yönetmenliğini, oyunculukları ve yönetmene diyecek çok bir lafım yok. teknik açıdan da oldukça başarılı. ben daha çok filmin içeriği hakkında birkaç şey yazmak istiyorum.

    --- spoiler ---

    film, soygun sahnesinden sonra izleyicilerin birçoğu için bitmiş. yani final sahnesi olarak herkes soygundan bahsediyor. bence filmin asıl final sahnesi virgil'in day and night'a tek başına gidip birisini beklediğini söylediği sahnedir. şimdi karakterlere ve sonrasında filme dönelim!

    virgil:
    bir sanat eksperi. işine büyük bir tutkuyla bağlı. hatta işine aşık. işine olan tutkusu, mizacındaki titizlikle birleşince ortaya büyük bir başarıyla birlikte virgil'in pratik hayattaki saplantılarını da bizlere gösterir. hayatı çok sterildir. bedeni, eldivenleri olmadan birşeye dokunmaz. ruhuna ise tablolardaki kadınlardan başka bir kadın temas etmemiştir. ta ki gizemli claire, virgil'in hayatına dahil oluncaya kadar.

    claire:
    filmde izlediğimiz karakter, film içinde de kurmaca bir karakter. saplantılı, problemli bir kız rolü ile virgil'in hayatına sızar. virgil'i yavaş yavaş ele geçirir. virgil'in oyuna iyice dahil olmasıyla aslında ona acımaya başlar.

    robert:
    tam bir teknik adam. çarklara, saatlere büyük bir tutkusu var. playboy. virgil'in aşk konusunda teknik direktörü. virgil'e oynan oyunun parçası.

    billy:
    virgil'in sanatçı olmadığına inandığı ve bu konuda hor gördüğü sanatçı. oynanan oyunda asıl oyun kurucu.

    filmi hatırlayalım:
    virgil işine büyük bir tutkuyla bağlıdır. hayatında ruhuna temas etmiş bir kadın olmamıştır. kadın tablolarıyla avunmaktadır. saçlarını boyar. eldivensiz bir şeye dokunmaz. claire'le tanışır. ona büyük bir şehvetle aşık olur. işine karşı beslediği büyük tutku yavaş yavaş claire ile birlikte aşk halini alır. virgil'in işindeki titizlik ve başarı kaybolmaya başlar. fakat iyice hatırlayalım. claire için hazırladığı bütün kataloğu restoranda yırtsa da hatta claire'e deliler gibi aşık da olsa robotun parçalarını claire'in evinden çalmaktan kendini alıkoyamaz. yani tutku yerini aşka bırakıyor gibi olsa da aslında virgil ikisinden de vazgeçmek istememektedir.

    billy yıllarca virgil'in aşağılanmalarına maruz kalmıştır. billy'de uzun yıllardır tanıdığı virgil'in zayıf noktalarını kullanarak kusursuz bir intikam planı yapar. virgil'in elinden hem tutkusunu hem de aşkını alır. geriye bir tek virgil'in aşkına rağmen parçalarını çalmaya devam ettiği robotu bırakır.

    virgil, şikayet için polis merkezine gider. o zamana kadar görmediğimiz virgil ile claire'in sevişme sahnelerini görürüz. virgil şikayetten vazgeçer. çünkü tüm yaşadıklarına rağmen malın mülkün canı cehenneme deyip claire'i seçmiştir.

    virgil yaşadığı onca şeye rağmen day and night'a gelir. çünkü claire, kendini en huzurlu hissettiği yerin prag'ta day and night olduğunu söylemiştir.

    2 kişilik yerde oturur ve birisini beklediğini söyler. çünkü hala claire sevmektedir ve onu affetmeye hazırdır.

    eldivenleri yoktur. çünkü claire'i kaybetse de bulduğu aşk onu tedavi etmiştir.

    virgil tutkudan vazgeçmiş yerine aşkı seçmiştir.

    son olarak:(belki biraz fantastik olacak ama hissettiğim bu)
    içinde sadece saatler ve çarklarların olduğu bir kafe neden claire gibi bir kıza huzur verir ki? bence burada ki huzurun kaynağı robert. çünkü robert gibi saatlere ve çarklara karşı tutkulu biri böyle bir kafede kendini çok mutlu hisseder. claire, robert'e aşıktır. robert kendisine aşık olmasa bile robert'le daha önce geldiği bu mekanda robert'in mutluluğu kendisine huzur vermiştir ve bu yüzden day and night'ta kendini huzurlu hissetmiştir.

    kısadan hisse claire aşıktır. robert tutkuludur. virgil ise hem tutkuludur hem aşıktır.
    ---
    spoiler ---


    (muphem - 9 Şubat 2014 03:42)

  • comment image

    --- spoiler ---

    bir hırsızlık olacağını filmin henüz yarısı gelmeden seziyorsunuz, henüz yarısı geçtiğinde ise hemen hemen olayın içindeki her şeyi ve herkesi anlamış oluyorsunuz.

    billy whistler zaten ilk göründüğü anda şüphe uyandırıyor. her şeyden önce bu karakteri donald sutherland'ın canlandırması dikkat çekiyor. görece "önemsiz" bir karakter gibi gözükmesine rağmen bu derece usta bir oyuncu tarafından canlandırılıyor oluşu fazlasıyla kuşku uyandırıyor.

    hemen ardından robert (jim strugess) ile tanışıyoruz. bir kere robert, virgil (geoffrey rush) gibi bir adamın tarzına uymuyor. ilk başlarda bu ilişkinin profesyonel olduğunu ve virgil'in robert ile yeteneğinden dolayı iletişim kurduğunu düşünüyoruz ama kısa bir süre içinde görüyoruz ki bundan çok daha fazlası var. söyledikleri, verdiği "tüyolar" ve claire (sylvia hoeks) -sözde- kaybolduğunda onun evin içindeki diğer bir gizli odada olabileceğini tahmin etmesi... robert dikkatleri sürekli üzerine çekiyor.

    evin görevlisi fred bile virgil'i amiyane tabirle "yemliyor". ona otomaton'un parçalarını getirip "bu zırvaları topladığınızı duydum" deyip hep dikkatini çekiyor hem de arabasının anahtarlarını alıp -muhtemelen vericiyi yerleştirmek üzere- oradan uzaklaşabiliyor.

    dediğim gibi, hemen her sahne virgil'i içine çeken bir kapan kuruluyor ve her şeyden habersiz virgil de adım adım kapanın merkezine ilerliyor. tabi yukarıda bahsedilen işaretlerin hiçbiri hikayeyi bağlamak ya da kurguyu oturtmak için orada değil. onları farketmiş olmak da john mcclane'in die hard filminde soygunu anladığı andaki gibi bir aydınlanma sağlamıyor. tersine, yönetmenin bu ipuçlarını bulmamız için bu kadar görünecek yerlere serpiştirdiğini anlıyoruz. çünkü kör olan biz değiliz, kör olan virgil...

    ilginçtir ki virgil filmin başından sonuna kadar kadınlar tarafından "kör" edilmiş durumda. ilk baştaki kadınlar fırçanın tuval üzerinde bıraktığı darbelerden ibaretken sonucusu, claire, bir sesten ibaret; en azından başlangıç için... ağ kurulur, virgil her geçen an kadınlarından uzaklaşıp kadınına yaklaşırken kaçınılmaz son da bize geliyor. virgil değişiyor, farklı bir insan haline gelip eldivenlerini atıyor ve hayata dokunmaya korkan, onu kenardan izleyen bir insanken onu yaşayan bir insan haline geliyor. tabi hayatı yaşamaya başlamak beraberinde tehlikeleri de getiriyor. eldivenlerini çıkardığı, claire'i ilk gördüğü hatta belki duyduğu andan itibaren kendi steril dünyasından ayrılan virgil, aslında gerçek dünyanın "mikroplarına" karşı da korunmasız hale geliyor.

    film kaçınılmaz sona ulaştığında bir tarafta ustaca işlenmiş ama yönetmen tarafından aynı ustalıkla gözümüze sokulmuş bir hırsızlık planı olduğunu görüyoruz ve şaşırmıyoruz, tam tersine üzülüyoruz. çünkü bu aslında seyirci için de kaçılmak istenen bir son. bütün işaretleri görmüş seyirciler olarak istiyoruz ki yanılalım, istiyoruz ki hayatını 60'ından sonra yaşamaya başlayan virgil, kalan zamanında onu tam anlamıyla yaşasın. ancak yönetmen virgil'i gerçek hayata atıp, onu bu hayatın sonuçlarıyla karşılaştırmaya kararlı. beklenen sonun ardından virgil her şeyin ama her şeyin bir adi bir hırsızlıktan ibaret olduğunu görüyor. sevdiği, belki de en çok aşık olduğu kadın, diğer sevgililerini çalıp onu hayatta tam anlamıyla yalnız bırakıyor. filmin son anlarında bir sahnede virgil'i karakolun önünde görüyoruz. bir süre orada dikilip, claire ile yaşadığı anları anımsayıp oradançekip gidiyor. bu sahne konunun bir hesaplaşma, aptal yerine konma, hırsızlığa uğrama değil yeni bir tür aldatma, yeni bir sadakatsizlik türü olduğunu da ortaya koyuyor aslında... virgil yaşadıkları karşısında ne yapacağını şaşırıyor, her aldatılan erkek gibi kendini kaybediyor; sonrasında ise hatırlarına ve umutlarına tutunup yaşamının geri kalanına başlıyor.

    ---
    spoiler ---


    (salihdt - 10 Mart 2014 23:08)

  • comment image

    kadınlar için yapılmış en güzel tanımı içinde barındırıyor.

    - "lambert? evli misin?"
    + "evet, yaklaşık üç yıldır."
    - "peki bir kadın ile yaşamak nasıl?"
    + "bir açık artırmaya katılmak gibi. teklifinizin asla "en iyi teklif" olup olmadığını bilmiyorsunuz."


    (zemin yesil 12 yildiz 3 ok sari - 21 Nisan 2014 16:32)

  • comment image

    son yıllarda izlediğim en iyi film. ne sözlüğü ne de imdb'yi fazla kurcalamadan izleyiniz efendim.

    --- spoiler 1 ---

    onca işarete rağmen filmin sonlarına doğru ben de kendimi claire'in aşkının büyüsüne kaptırıp virgil gibi kalakaldım o boş odada. ki filmin başında çarkların yemleme olduğunu farkedip, burdan bi pislik çıkacak kesin diyerek dikkat kesilmiştim. sonra robert'ın kız arkadaşı virgil'e ona sakın güvenme diyince iyice işkillendim. billy aşkın bile sahtesi yapılabilir dediğinde uyanmayı bırak çarkları markları çoktan unutmuş robert'ın da sağdıç olduğu görkemli bir düğün hayali kuruyordum. o yüzden kızamıyorum virgil'e. o rüyalarında bile göremeyeceği bir kadını çok sevdi ve sevildiğini hissetti. virgil gibi biri için bu his o paha biçilemez koleksiyonunu satsa dahi satın alamayacağı bir şeydi. zamanı geriye alma şansı olsa, kandırılacağını bilse bile aynısını yaşamayı tercih ederdi. servetinin peşine düşmektense gururunu ayaklar altına alıp o kafede beklemesi de bu yüzdendir.

    --- spoiler 1 ---

    --- spoiler 2 ---

    gerizekalı imdb'nin film türü için crime ve drama tanımı yaparak hayvan gibi spoiler verdiği film. oldu olacak bi de yanına akıllı bkz verip "billy'ye dikkat" yazaydınız a.k.

    --- spoiler 2 ---


    (mavi topolino - 25 Nisan 2014 01:30)

  • comment image

    şarap misali yıllandıkça daha da değerlenip hakkının verileceğini düşündüğüm, 2000'li yılların en iyileri arasında yer alan film.

    --- spoiler ---

    baş karakter virgil sinema dünyasının en pahalı seksini yapıyor.

    ---
    spoiler ---


    (ben bilmem moderator bilir - 31 Ocak 2015 22:08)

  • comment image

    buraları okuyana kadar orijinal dilinin italyanca olduğunu sandığım film. gerçi robert konuşurken, kim seslendiriyor bunu yahu diye de düşünmedim değil.

    filme dönersek, buraları pek okumayın ve mutlaka ama mutlaka izleyin derim. filmi bardağın dolu tarafını görerek yorumlamak istiyore:

    --- spoiler ---

    evet virgil çok fena punduna getirildi. ama 60 yaşına gelip de henüz yaşayamadığı duyguları da bu pundun sayesinde yaşadı. yani düşünsenize 60 yaşına gelmişsiniz ama hiç aşık olmamışsınız. öncelikle bu duyguyla tanıştı oldman, sonra aşık olduğu kişiyle sevişme fırsatı buldu ki bakirdi anladığımız kadarıyla. hatta son müzayede öncesi, billy'nin de aralarında olduğu bir grup virgil'in bakirliği üzerine konuşup, o aralar bir kadınla görülmesine şaşırdıklarını söylüyorlardı. tablolarını yıllarca biriktirdi evet ama ölünce yanında götürebileceği şeyler değildi sonuçta. ama duygular, anılar öyle mi? polise gitmekten de o yüzden vazgeçti. bence sonunun böyle olacağını bilse bile, yine claire'e aşık olmayı tablolarına tercih ederdi.

    claire hayatına girdikten sonra virgil'in takıntılarının da geçtiğini görüyoruz. eldiven kullanmayı bırakıyor. dünya ile arasına giren büyük bir engeli aşmış oluyor bir bakıma. kibirini de bir derece bırakıyor. film boyunca çay sipariş edip, asla içmediği yerde çayını içtiğini görüyoruz.

    billy'nin tezgahladığı oyunun amacının sadece para olduğunu düşünmüyorum, içinde virgil'i kibirinden ötürü cezalandırma da var. o nasıl bir zeka yalnız. ne kadar iyi tanımış virgil'i, nasıl da öğrenmiş zaaflarını.

    ben malum sonu elinde tabloyla odaya girene kadar anlayamadım. ben de o odada virgil ile birlikte kalakaldım. ben de olsam kanardım.

    ---
    spoiler ---


    (balkupucuk - 19 Şubat 2015 03:18)

  • comment image

    --- spoiler ---

    insanın duyguları sanat eserlerine benzer. sahteleri yapılabilir. tıpkı gerçek gibi görünebilirler ama sahtedirler. herşeyin sahtesi yapılabilir; sevincin, acının nefretin, hastalığın, iyileşmenin...aşkın bile...

    ---
    spoiler ---

    oyunculuklar, ışıklar, tablolar, dekorlar, mekanlar, antikalar ve müzikler itibariyle baştan sona estetikle donatılmış tam bir görsel sanat şöleni.

    virgil oldman karakterini canlandıran geoffrey rush sanki rol yapmamış da, rol ona bürünmüş hatta sığınmış gibi. ne mübarek bir aktörsün sen öyle cofri emmi, eldivenli ellerinden öperim vallahi.

    --- spoiler ---

    filmi ve aktörünü biraz övdükten sonra, konusundan aldığım kişisel ibretlikten de bir kuple bahsetmek isterim:

    efendim bu virgil emmi normalinde işinin sayılı uzmanlarından, 60-61 yaşlarında, son derece tertipli ve titiz bir yaşantısı olan, asilzadegillerden bir büyüğümüzdür. yemesi içmesi bile kendince törene tabi olan bu virgil amca'nın işindeki ve özel yaşamındaki bu titizliği dillere destandır. öyle ki kendisi hiçbir şeyi eldivensiz, peçetesiz ellemez; kaldı ki bu emmimizin dolabında bulunan eldiven sayısı şu an benim çekmecede bulunan çorap sayısının 100 katı kadardır.

    her neyse, evden işe işten eve, 10 numara lüks yaşantısı olan bu emmi günün birinde 27-28 yaşlarında bir manitanın önce sesine sonra komple kendisine aşık olur. halbuki virgil, o yaşa kadar bir kez olsun mala vurmamış, virgin bir insandır. lakin amın bir kez olsun kokusunu aldıktan kelli artık duramaz olur ve amsalak bir adam olup çıkar. hal böyle olunca, o diyarda yörede amı olanın imanı olmaz atasözü de pek duyulmamış olduğundan, bu emmiyi kumpasa getirirler. ömrü boyunca yemeyip, içmeyip, işten artmaz dişten artar deyip biriktirdiği onlarca paha biçilemez tablosunu çalarlar. virgil emmi, acısından ki trilyarlık eserden ziyade manitanın gidişine daha çok ciğeri yanmaktadır, aklını çıldıracak gibi olur.

    film aşağı yukarı bu minvalde seyrediyor, bizzat seyrederseniz daha iyi tabii.

    gelelim kendi heybemize alınacak derse: bak ben, 17 yaşıma kadar bu virgin gibi, dersinde başarılı, ödevinde, odasında titiz, altınla tartılacak bir insandım. ne zamanki şerefsiz dayım, senin milli olma vaktin geldi koç, deyip beni keraneye götürdü işte ondan sonra benim şakülüm kaydı beyler. o andan kelli karı-kızdan başka şey düşünemez oldum. virgin emmi gibi amı götü dağıttım, ders notlarımı filan hep dağıttım amk. yeniden hayata tutunmak, disiplinli, asil ve başarılı bir yaşam konforuna ulaşmak için andropoza girip aseksüel olacağım günleri iple çeker oldum. onun içindir ki bazı şeyler için acele etmeyin derim ben.

    iyi sıvazlar.

    ---
    spoiler ---


    (suret035 - 5 Mart 2015 16:35)

Yorum Kaynak Link : la migliore offerta