• "adam'in ucuncu sezon ikinci bolumde harika bi laf ettigi sahane dizi:"boredom is bullshit. boredom is for lazy people who have no imagination."budur!"
  • "s06xe06 if it hurts, you always remember"




Facebook Yorumları
  • comment image

    cnbc-e bu diziyi gösterirse sansürden bir şey anlaşılmaz hale gelir, o yüzden o entrynin doğruluğuna inanamadım.
    bazı insanlar da cem yılmaz bekliyormuş ki komediye aday olmasını yadırgamış. bence dizide ironiyle karışık gülelim ağlanacak halimize durumu var. kızların her birine baktığımda gençliğimdeki bir dönemi görüyorum, ve birlikte oldukları adamlarda da o zamanlarki tercihlerimi... tüm bunları da bu kadar yalın işlemelerine bayıldım! sex and the city "bu bölüm ne yapacaklar" dizisiydi benim için ama 4 kız olması dışında bir benzerlik bulamıyorum. satc 90ları anlatıyorsa bu kızlar günümüzü anlatıyor ve "carrie'nin aşk hayatı nasıl olacak" dizisi değil kesinlikle. bu dizide asla bir mr. big göreceğimi de sanmıyorum. hatta aksine ilk bölümler herhalde ifrit olacağınız başrol kızın adını bile aklımda tutmadığım gereksiz yaratık sevgilisi sizi diziden ciddi şekilde soğutabilir bile. ama bir süre sonra "bu kız neden bu salakla birlikte"den "ben de bir zamanlar böyle bir salakla birlikteydim, ifrit olma sebebim de onu hatırlatması zaten" kısmına geçiyorsunuz.

    şu an favorim jessa! olaylara bakış açısıyla ve beklenmedik tepkileriyle don't trust the b---- in apartment 23deki chloe'yi hatırlatıyor. öyle moda ya da topuklu ayakkabılar için değil sahiden iş hayatında karşılaştığımız saçmalıklar ve ruh halleri hakkında bişiler izlemek istiyorsanız ilk sezonu bitirin ve ikincisini beklemeye başlayın...

    --- spoiler ---
    ps: ah bir de shoshanna'nın bakire olduğu için sevişecek adam bulamaması kısmını türk erkeklerine izletmek isterdim! kıza resmen cüzamlı muamelesi yaptılar, yok kanayacaksın yok bağlanmak isteyeceksin ben o adam olmak istemiyorum diye! dürüstlük güzel şey! bizimkiler de o adam olmak istemiyor ama hiç bunları düşündükleri yok tabii, ilginç...
    ---
    spoiler ---


    (su nanesi - 10 Ocak 2013 03:55)

  • comment image

    dizinin ilk sezonunu bi oturuşta bitirdim. gayet samimi, dürüst bir dizi üstelik karakterin normal bedenlere sahip olmaları da beni mutlu etti. şimdi ikinci sezonun ilk bölümünü izlemeye başladım ve dayanamayıp bu entryi giriyorum. hannah'ın sevişmelerinden gına geldi artık. hayatımda ilk kez bi dizi karaterini kıskanıyorum. beden üzerindeki tüm gerzekçe baskılara rağmen hala bu kadar rahat sevişebiliyor ya özeniyorum.


    (fasulyek - 15 Ocak 2013 13:45)

  • comment image

    gossip girl'dür, how i met your mother'dır, sex and the city'dir, friends'dir - en piyasa arkadaş grubu dizilerinin hepsiyle kısa/uzun bir geçmişim olageldi. her seferinde de çevremden aynı diziyi izleyen kişilerden birinin "aynı bizim gibi ya, bak x ben işte aynı, y ve z de işte şey, q da bu" gibi özdeşleştirme yapma çabasına şahit oldum. ben de lisedeyken "hihihi tam lily'yim ben," derdim. sektirmeden bütün dizilerde gördüğüm bu olayı girls için kimse yapmıyor. sebebi ise çok açık, karakterler çok gerçek burada. daha önce de gerçekçi karakterlerin yer aldığı diziler gördük ancak girls'ü nezdimde bunların da üstünde bir yere taşıyan özelliği, sadece abd'deki insanlara değil dünyanın ortalama/ortalama üstü ekonomiye sahip her ülkesindeki insanlara da gerçek gelebilecek karakterler barındırması. hannah'nın kilo problemini pat diye bir bölümde vermemeleri mesela, yavaş yavaş onu çözmemize zaman tanımaları. başta marnie'nin tavırları insana çok sinir bozucu gelse de zamanla onu olduğu gibi kabullenmemizi sağlamaları. jessa'nın ilk bölümdeki mükemmel imajının arkasında nasıl bir kız olduğunu fark ettirmeleri. shoshanna çok boş bir karakter gibi görünse de onun kafa karışıklıklarında kendimizi bulduğumuz anlar. böyle detaylar var işte, ve bunlar öyle detaylar ki "ay ben tam jessa'yım" diyemiyor insan. hani tanıdığın bir ayşe fatma vardır ve sen arkadaşına ben aynı ayşe'yim sen de fatma'sın demezsin ya (yani demiyorsunuzdur bence), onun gibi. lisede how i met your mother'ın lily'si olmaya özenmiş ben, şimdi buradaki insanlardan hiçbiri olmaya özenmem, en fazla elim telefona gider bu kızlardan birine mesaj atmak için, kanlı canlı insanlar olmadıklarını hatırlamadan birkaç saniye önce. özellikle 2. sezonun 4. bölümü mükemmeldi. bugüne kadarki en güzel bölümdü bence. ne vardı peki bu bölümde,

    --- s02e04 spoiler ---

    ciddi manada önemli hiçbir şey yoktu. hannah'nın kurduğu sofra herhangi birimizin kurduğu sofra olabilirdi. "ay hannah da çok iticileşti .s .s" yorumu yapan bazı kızlarımız var ki hiç anlamıyorlar sanırım lena dunham'ın yapmak istediği şeyi. hannah iticileşebilir. biz de iticileşebiliriz. televizyonun sadece cilalanmış karakterler sunması birbirinin aynısı diziler yaratıyor işte. sonra somut bir olay örgüsü olmayan girls bu döngüyü kırıyor ve bir anda patlıyor. bir de shoshanna'nın "sen benim evimde yaşıyorsun" farkındalığına vardığı an öyle tatlıydı ki tekrar tekrar izledim.

    --- s02e04 spoiler ---

    herhalde ne demek istediğimi biraz açık edebildim. bu başlığa ne yazmak için geldiğimi unuttum açıkçası. hah, booth jonathan mevzusu. ah booth jonathan. onunla ilgili şöyle bir entry yazıverdim yanlışlıkla, burada da bulunsun istedim. (bkz: #32036245)

    dostlarım anlayacağınız ben bir televizyon programıyla kafayı bozdum. tez zamanda beni bu durumdan kurtaracak birini arıyorum pls sivuple tşk.


    (lucy in the sky - 5 Şubat 2013 04:04)

  • comment image

    hipsterlık dile düştüğünden beri judd apatow ve indie müzik konusunda konuşmaya korkar oldum ama bu dizi ilk andan beri bölüm sonu müzikleri ile haklı olarak kalbimi fethetti demezsem ölürüm. hipsterlıksa hipsterlık, bana böyle şeylerle gel a patow! şarkıların bölümlerle ne denli uyumlu olduğundan bahsetmeyeceğim onu da izleyip görün. hatta alın size liste:
    s02e04 (it's a shame about ray) oasis- wonderwall
    s02e03 (bad friend) grouplove- everyone's gonna get high
    s02e02 (i get ideas) m.ward- i get ideas
    s02e01 (it's about time) vampire weekend- i'm going down

    s01e10 (she did) michael penn- on your way
    s01e09 (leave me alone) lia ices- love is won
    s01e08 (weirdos need girlfriends too) the vaccines- wrecking bar
    s01e07 (welcome to bushwick a.k.a. crackcident) oh land- white nights
    s01e06 (the return) fleet foxes- montezuma
    s01e05 (hard being easy) belle and sebastian- i dont love anyone
    s01e04 (hannah's diary) the echo friendly- same mistakes
    s01e03 (all adventurous women do) robyn - dancing on my own
    s01e02 (vagina panic) overdrawn- white sea
    s01 e01 (pilot) harper simon - wishes and stars


    (barefoot contessa - 5 Şubat 2013 12:43)

  • comment image

    bir yetişkin dizisi izlerken başında +18 görmeyince sevişme sahnesi olabileceğine uyanmayan insanlar ülkesindeyiz resmen. spartacus'ü, true blood'ı izlerken sevişme sahnesi olmasına hazırlıklı olan gençler nedense bu dizide şaşırıveriyor.

    işin daha da feci kısmı hannah şişman olduğu için sevişmeye düzeltiyorum yakışıklı adamlarla sevişmeye hakkı olmadığını sanan insanlar olduğunu görmemiz. dizimag'den aynen yorumu alıyorum:

    "hannah ile patrick wilson'ı görmek bar rafaeli ile o çocuğun öpüşmesini izlemek gibiydi. tamam şişmanlarında seks hayatı var ama bu kadar şansları yok bence.. ayrıca bu kadar özgüvenleri de yok böyle kıyafetleri de yoktur göz var nizam var biraz gerçekçi olmakta fayda var"
    melekgonca .

    "lena dunham(hannah) nasıl olsa ben yazıyorum diyerek normal hayatında tavlayamayacağı adamları burda yalayıp yutuyor.vücudu bir tabloda olsa kötü gelmeyebilir ama hopladıkça zıpladıkça kötü duruyo.ayrıca kendisini çıplak görmemiz için önce giyinmesi gerekir.kendini seksi bulması ayrı bir muamma.çirkin şansı dedikleri şey :lena dunham"
    melekgonca .

    bunları söyleyenin yine bir kız olması (kadın diyemeyeceğim çünkü kadınlara saygısı olmayan insanlara demek gelmiyor içimden) durumu daha da vahimleştiriyor.

    demek ki neymiş yorumdan öğrendiğimiz şişmanların özgüveni olamazmış, şişmanların öyle giysileri olamazmış, şansları olamazmış, şişmanlar "hoplayıp zıplamamalı" (burada hannah voleybol oynuyor sanabilirsiniz ama kızımız seks sahnelerini kastetmiş kendi üslubuyla), sanattan anladığı için ancak tablolarda katlanabiliyormuşuz şişmanlara ve kendini seksi de bulamazmış kızımız izin vermeden! mış mış mış...

    amerikanın 2/3'ü obez melekcim, bu yaptığın da resmen ayrımcılık! hayatı mutlu yaşamayı sadece "zayıf ve güzel(!?)" insanların hak ettiği düşüncenden inşallah kurtulursun...

    * neyse lena daha çok soyunsun da bunlara inat, belki "iğrendikçe" vücudundan diziyi izlemeyi bırakırlar da böyle saçma sapan yorumlar da yapamazlar...


    (su nanesi - 25 Şubat 2013 04:46)

  • comment image

    --- spoiler ---

    son sezonu ağzıma sıçımsıçım sıçmış dizidir. adam ve mimi rose ilişkisinin canımı bu kadar acıtmasının elbette benzer minvalde şeyleri çok yakın geçmişte yaşamamla ilgisi yok. (kendime çıngıraklı yalanlar demliyorum)
    son iki bölümdür kullandıkları müthiş şarkılara değinmeden geçmekse hakaret olacaktır.
    https://www.youtube.com/watch?v=jhzg2lv2doc
    bazı adamlar güzel sever. siz uyurken üzerinizi örter, uzun uzun sizi izlerler, sizden önce uyanıp size tomurcuklu çaylar demler harika kahvaltı masaları kurarlar. hasta olduğunuzda portakal sıkar sizi tatlı sert azarlarlar. kendinizi öyle özel, öyle vazgeçilmez hissedersiniz ki, gidişinizle boşalacak yerin sizin için orada hep hazır bekleyeceğine eminsinizdir. bir şeyleri yoluna sokmak için tek seçeneğiniz gitmekmiş gibi gelir. yerinizin sağlamlığına ve doldurulamazlığına olan inanç ve güvenle gidersiniz. bekleneceğinizden emin.
    gitmenin sadece her şeyi daha da bombok ettiğini görüp uzun çatışmalardan sonra içinizi dindirmeyi başardığınızda geri dönersiniz. dönüş yolunda tek hayal ettiğiniz şey eski günler, eski mekanlar, eski anılardır. o güzelim geçmişi güncelleyeceksinizdir. tekrarın güzelliğine her gün biraz daha biat edeceksinizdir. sonra bir bakarsınız ki yerinizde bir başkası.
    aynı adam, aynı kahvaltıları bir başkasına hazırlıyor, aynı öpüşüyle bir başkasını öpüyor, aynı sesiyle bir başkasına en sevdiği kitabı okuyor.
    hasiktir dersiniz. ama hayatın sırrının yüzde otuzuna vakıf olmuşsunuzdur artık.
    tek ve en güzel tarafı artık sizi hiçkimsenin ve hiçbir şeyin hayal kırıklığına uğratamayacağını bilmektir. en kötü tarafıysa öyle zannederken bile hayal kırıklığına uğrama yeteneğinizden hiçbir şey kaybetmemiş olmanız gerçeğidir. insan aynı yalana birden fazla kez inanma yeteneğine sahip ahmak bir varlıktır.
    dünyadaki toz zerreciği varlığınızın can acıtıcılığını hiç bu kadar keskin hissetmemişsinizdir daha önce.
    üniversiteden ilk mezun olduğunuzda, iş hayatının orta yerinde olanca deneyimsizliğinizle ne yapacağınızı bilemez halde dikilirken belki hissetmişsinizdir.
    ---
    spoiler ---


    (amelipulen - 1 Mart 2015 15:06)

  • comment image

    --- spoiler ---

    hannah ve adam birleşmemiştir. adam'ın alışveriş yaparken dediği gibi 'kafasını dağıtması, kendinden uzaklaşması' için çok güzel bir nedendi bu bebek. öyle ki hannah orada bebek fotoğrafına daldığında adam sadece tahtalarla yapacağı eşyaları düşünüyor, kendisine oyalanacak bir iş yaratıyordu. en son masadaki muhabbette hannah, adam'ın ev ve evlilik konuşmalarında kendisini araç olarak gördüğünü anlayıp ağlamaya başlaması, yemek sonrasında ne yapacaklarını konuştuklarında ise ayrı ayrı plan yapmaları bütün gün konuştukları şeylerin gerçekleşmeyecek olduklarını anladıkları içindi.

    ---
    spoiler ---


    (20ocak - 4 Nisan 2017 12:07)

Yorum Kaynak Link : girls