• "iron maiden'ın modern müzik dünyasından uzaklaşmadan yapabileceği en güzel albümdür kanımca. eski tatlar ile modern elementleri güzel harmanlamışlar, ortaya da bu güzel albüm çıkmış, $ukela."
  • "bunca zaman dinleyip bir kenara bıraktıktan sonra tekrar sarınca fark ediyorsunuz ki albümü tanımlayacak tek bir kelime seçilmesi gerekse bu; "görkemli" olurdu."
  • "eski dile de öykünerek, hayat memat meselesi.(bkz: memati acil helikopter lazım)"
  • "dinledikçe sevilen, her dinleyişte insanı daha da çok kendisine bağlayan hayat memat meselesi."




Facebook Yorumları
  • comment image

    dünya listelerine giriş şekline bakalım;

    #1: germany, sweden, italy, finland, greece, slovenia, czech republic, croatia, poland, brazil
    #2: canada, switzerland, norway, hungary, columbia
    #3: chile
    #4: uk, austria, spain, india
    #5: france, ireland, arabia
    #6: iceland, belgium
    #7: holland
    #8: denmark
    #9: usa
    #10: mexico
    #11: portugal, japan
    #12: australia
    #15: hong kong
    #16: new zealand

    .. vayyy be!

    yetmedi; tüm avrupadaki satışlar baz alınarak yapılan avrupa en çok satan albümler listesinde de 1 numarada albüm.

    ayrıca;
    -ilk haftasında 1 milyon! barajını geçti..
    -tam 9 ülkede 1. sırada..
    -30 ülkede ilk 20 içerisinide..

    ..baylar bayanlar; iron maiden..


    (purplepurple - 24 Eylül 2006 16:24)

  • comment image

    riff manyagi ediyor adami. siradan bir rock grubunu 5-6 album goturecek gitar solosunu tek albumde ortaya koymu$lar.. tek $ikayetim bruce dickinson'in vokalinin derinlerden geliyor distortionlar arasinda biraz fazla boguluyor olu$u, bu da dinledigim ses sistemini kotu konfigure etmi$ olmamdan ileri gelmi$ olabilir.

    bomba gibi album yapmi$ adamlar.. utanmadan 50 civari ya$larini takmadan sahnede tepine tepine 3'er saat calarlar bu albumu bir de turnelerde $imdi.


    (kusmuk - 2 Ekim 2006 15:57)

  • comment image

    iron maiden'ın "abiler, ablalar müzik değişiyor dediniz, heavy metal de neymiş diye bi kenara attınız, elektronik müzik dediniz, beş para etmez rapçileri ve dj'leri baş tacınız ettiniz, şimdi sürünüyorsunuz, kulaklarınız pas tuttu hatta virüs yuvası oldu, doğru dürüst müziğe hasret kaldınız aslında size beter olun derdik ama aha işte beğenmediğiniz 80'lerin sonundan fırlama bi albüm size" şeklinde bize bahşettiği müthiş güzellik.

    öncelikle lütfen şu ukalalığı yapmama izin verin, bu albüm hayatının ilk plağı olarak ortaokulda powerslave'i almış, lisede somewhere in time ilk çıktığında başucunda tutup defalarca dinlerken sabahlamış, seventh son of a seventh son'ı yetersiz bulup tekrar somewhere in time'a dönmüş, 2 sene sabırsızlıkla bekleyip çıkan sonraki albümde bring your daughter to the slaughter'ı duyunca hadi len bu ne deyip kızmış, 2 sene sonra fear of the dark ile yeniden mest olup o albümü de başucu ikonu haline getirmiş, eddie ile neredeyse kardeş olmuş nesle hitap ediyor (evet 6 yaşından beri iron maiden dinleyen nesil yani). dolayısıyla albümdeki bazı parçaların uzuuun ve bayıcı gelmesi çok normal yeni dinleyicilere. bizim içinse these colours don't run, the pilgrim ve tabi ki the reincarnation of benjamin breeg gibi güzellikler var. hele şu son parçaya fena takmış vaziyetteyim, şunu bir geçebilirsem diğer parçalar hakkında da daha ayrıntılı fikrim olur umarım.


    (feritciva - 10 Ekim 2006 12:09)

  • comment image

    iron maiden'ın modern müzik dünyasından uzaklaşmadan yapabileceği en güzel albümdür kanımca. eski tatlar ile modern elementleri güzel harmanlamışlar, ortaya da bu güzel albüm çıkmış, $ukela.


    (sambalici - 5 Ocak 2007 13:49)

  • comment image

    maiden'ın altın yıllarını yaşadığı , birlikteliğin hala kaliteli albümlere imza attığı dönemde , dance of death'in üstüne daha ne koyabilirler ne kadar geliştirebilirler sorusunu kendime sormadım değil ancak bu sorunun şüpheden çok beklentiyle gelen meraktan kaynaklandığı da aşikar..zira grup : iron maiden...

    albümün "başyapıt mı değil mi "sinden çok diğerleri arasında farklı konumda olduğu tartışılmaz ki bana göre başyapıttır...fakat yıllar sonra bu nitelendirmenin tam anlamıyla açıklık kazanacağı , yıllanmış şarap etkisinde bir tanım değil benim için sadece ilk dinlemeden itibaren de bu uyumu tokat atarcasına ispatlayan bir albüm..

    ilk dinleme şerefine eriştiğimiz the reincarnation of benjamin breeg'den itibaren albümde az çok karanlık atmosferin hakimiyetini bulanık gözlerle beklemeye koyulduk , nihayetinde ise tamamını dinledik ve en azından benim gözümde dod'un üstünde bir mertebeye yükseldi amolad..

    klasik maiden çizgisinin korunup progresif yapının şarkılara ustaca yedirildiği ,alıntılarla , keşfedilmeyi bekleyen kelimelerin ete kemiğe büründüğü sözlerin varlığıyla ve her albümde marş diyebileceğimiz en az bir iki şarkıya karşın bu albümde bu sayının artması albümün heavy metal'in sıradan ürünü olmadığını , bu 6 adamın karşısında önümüzü ilikler vaziyette durmamız gerektiğini kanıtlar durumda . şarkıların 7/8/9 ar dakikalık olması , bu uzun diyebileceğimiz yolda direksiyon hakimiyetinin (bilinçli) kaybedilip bildiğimizi sandığımız güzergahın etrafındaki imgelerin belirmesiyle farklı kapılardan geçmemizi sağlıyor.. dave murray'e dikkat ettiğimiz yerde nicko parlıyor birden...arkasından steve harris çıkageliyor , diğerleri kayboluyor bir süreliğine...

    en önemlisi de maiden'da hala heyecanın gizli olması , sayısız maidenheade yenilikler sunması ve birbirinin kopyası yapıtların kaplandığı müzik piyasasında aralarından her zaman başarıyla sıyrılması.. onun içindir ki amolad , maiden diskografisinde şimdiden gönül rahatlığıyla söyleyebileceğimiz yeri sapasağlam bir başyapıt..


    (7th son of a 7th son - 5 Ocak 2007 18:46)

  • comment image

    hindistanın müzik tarihinde bir rekor kırarak, müzik listelerine 2 numaradan giriş yapan iron maiden albümüdür. rekor diyorum zira bir metal grubunun hint listelerine girdiğine pek rastlanamamıştır. belki bir daha hiç bir grup iron maiden'ın elinden bu rekoru alamayacak ki iron maiden da bunun farkına vararak hintlileri onure etmek ve albümü daha fazla tanıtmak adına 17 mart 2007 tarihinde bangalore sarayında bir konser ayarlamışlar. hindistan ve iron maiden yanyana komik durabilir ama bu hintlilerin değil ingilizlerin yüz akı iron maiden'ın başarısıdır.


    (besinci goz - 13 Mart 2007 19:01)

  • comment image

    ayıp yahu! insan utanır böyle bi albüm yaparken. bu albümü çoluk çocuk dinleyecek. kendi hallerinde müzik icra eden gepegenç, umut dolu insanlar dinleyecek. böyle bir albüm yapmak onların hedeflerine sınır koymaktır. yazıktır, günahtır. fazla hayal kurmayın buradan öteye gidemezsiniz demektir. ve maiden daha iyisini yapana kadar en iyisi budur.


    (melankomik - 8 Şubat 2010 21:46)

  • comment image

    özet geç lan piç demeyin, tl dr demeyin diye entrynin özeti: son 1 aydır iron maiden'ın en iyi albümü olduğuna kanaat getirdiğim şaheser.

    --- spoiler ---

    zamanında stumbleupon'a kayıt olurken ilgi alanlarıma heavy metali de eklemiştim. 10 ekim tarihli haftalık olağan websitesi tavsiyeleri mailine şu olağanüstü linki de eklemişler. ben de görür görmez masaüstü duvar kağıdı olarak ayarladım. o zamandan beri de öyle duruyor ve her gördüğümde (yani zamanımın büyük bölümünde*) kafamda direk different worldün başları çalmaya başlıyor, engelleyemiyorum. bu sebepten olsa gerek bu albümü şu son 1 ayda daha önce dinlemediğim kadar dinledim. aslında son 1 ayda başka bir albüm veya bu albümdekiler dışında herhangi bir iron maiden şarkısı dinlediğimi de hatırlamıyorum.

    anlamakta zorlandığım şey bu albümdeki her bir şarkının dinledikçe daha da güzel gelmeye başlaması. öyle her albümde her şarkıda olacak bir şey değil bu. hele pop şarkıları falan başta hoşunuza da gitse 4-5 dinledikten sonra sıkmaya başlar. bu albümdeki bazı şarkıları belki 100 kere belki de daha fazla dinlemişimdir. buna rağmen her dinleyişimde sıkılmak bir yana daha da hoşuma gidiyor.

    böylece yıllardır cevab veremediğim "iron maiden'ın en iyi albümü hangisidir?" sorusuna da kendimce bir cevap bulmuş oldum sonunda. zaten bu soruya cevabım ya amolad ya powerslave olur diye düşünüyordum, ama powerslave ve the rime of the ancient mariner sebebiyle powerslave albümü biraz daha ağır basıyordu. #17684431 ve #24065216 numaralı entrylerimde yazdıklarımın hala arkasındayım. hala the rime of the ancient mariner bana göre iron maiden'ın en iyi şarkısı. powerslave hakkındaki görüşlerim de değişmedi. ama amolad albümünde brighter than a thousand suns, the longest day, for the greater good of god, lord of light, the legacy gibi mükemmel şarkıların olması bu zor kararı vermemi kolaylaştırdı*. sonuç olarak en iyi şarkı bölümü powerslave'de, en iyi şarkı the rime of the ancient mariner, ama bunlara rağmen en iyi albüm a matter of life and death şeklinde bir kararla bu uzun entrymi noktalıyorum.

    ---
    spoiler ---

    not: çıkalı bir yıldan fazla olmasına rağmen hala diğer albümler kadar dinlemediğim the final frontier albümünü bu değerlendirme kapsamının dışında tutuyorum.


    (ancient mariner - 14 Kasım 2011 17:08)

  • comment image

    en parlak, en ünlü olduğu döneminde çok iyi işler ortaya koyan bir sanatçı, bundan çook uzun zaman sonra, kolay anlaşılmayan, eski günlerinin tadını vermeyen bir eser ortaka koyar, ve bu esere "ustalık eseri" denir. ama gerçekten anlaşılması mı daha zordur, daha kompleks bir eser midir, kimse tam emin olamaz. o en popüler, en sağlam eseriyle bu ustalık eseri karşılaştırıldığında insan ister istemez "eskisi"ni tercih eder, çünkü insanlar yaşlandıkça yetenekleri azalır, düşünceleri daha bir kalıba oturur, fazla tecrübe "amatör ruhu" yok eder vesaire vesaire. olmaz yani, boynuna fularlarını dolamış enteller her ne kadar aksini iddia ederek prim yapmaya çalışsalar da bu böyledir.

    işte iron maiden'ı tam da bu konuda anlamakta zorluk çekiyorum, sen en popüler albümünü* 1982'de, *en iyi albümünü* 1984'te yapmış bir grup olarak nasıl olup da 2006'da, 20 yıldan sonra o kalitede işler çıkarabiliyorsun? bu kadar zaman sonra nasıl bir the reincarnation of benjamin breeg, bir for the greater good of god çıkarabiliyorsun? zamana bu kadar dirençli olmanın sırrı nedir? sürekli kendini geliştirebilmenin sırrı nedir?

    ilk işinden* son işine* kadar, hayatımda gördüğüm en başarılı oluşumlardan biridir iron maiden. "başka türlü" bir gruptur.


    (samfisher - 15 Nisan 2012 23:20)

  • comment image

    bunca zaman dinleyip bir kenara bıraktıktan sonra tekrar sarınca fark ediyorsunuz ki albümü tanımlayacak tek bir kelime seçilmesi gerekse bu; "görkemli" olurdu.


    (dopermen - 4 Eylül 2013 22:38)

  • comment image

    2006 sonbaharında çıkacak yeni iron maiden albümü (bkz: oleeyyyyy)

    1. different world (smith/harris) 4.17
    2. these colours don't run (smith/harris/dickinson) 6.52
    3. brighter than a thousand suns (smith/harris/dickinson) 8.44
    4. the pilgrim (gers/harris) 5.07
    5. the longest day (smith/harris/dickinson) 7.48
    6. out of the shadows (dickinson/harris) 5.36
    7. the reincarnation of benjamin breeg (murray/harris) 7.21
    8. for the greater good of god (harris) 9.24
    9. lord of light (smith/harris/dickinson) 7.23
    10. the legacy (gers/harris) 9.20


    (iron maiden fan - 19 Haziran 2006 14:57)

  • comment image

    şarkıların isimlerini sürelerini okumak bile kalp atışını hızlandırırken, beklemesi bitmeyecek bir albümdür.

    maiden hayranları başka bir mükemmel albümle gene kutsanacaktır.

    adrian smith yazılarının fazlalığını gördükçe iç paralayan gelecek efsanevi soloları****** beklemek bile mutluluk verici. bruce dickinson ve steve harris'in sözlerde döktürecekleri zaten aşikar. adları bile çok güzel bu şarkıların! çok subjektifim evet. kimin umrunda!

    bir adrian smith daha da önemlisi bir iron maiden hayranını daha ne mutlu edebilir ki...

    (düşünme süresi)

    buldum: gelin artık be!


    (rise of the equilibrium - 26 Haziran 2006 17:08)

  • comment image

    indirdiğim, ama dinlemediğim albüm. psikolojik olarak hazırlanıyorum, beynimi boşaltmaya çalışıyorum yoga falan yaparak. kendimi hazır hissettiğimde dinleyeceğim.

    ps. deli sikmedi tabi, türkiye - yunanistan maçı bitsin dinleriz çatır çatır.


    (purplepurple - 24 Ağustos 2006 14:16)

  • comment image

    albüm öncesi gelen yorumlarla gaz bir maiden albümü beklentisine girmiştik. yavaş yavaş şarkılar düşmeye başladı. ilk bünyamin brik geldi heyecanlandık, sonra different world geldi gazlandık falan.. geçelim buraları. biz tam ya tek tek şarkı dinleyince albümün gazı alınıyor, tadı kaçıyor derken baktık ki tüm albüm düşmüş.

    dinlediğimiz sonuçta bir metal albümü. ayrıca iron maiden.. ilk dinleyişte çok ısınmayabiliriz, bunun farkındayız. (şurda 2. çoğul konuşuyoruz ki heybet katsın, ağırlık katsın cümlelerimize.. büdütedit: uyarı için teşekkürler: 1. çoğul.. kime teşekkürler? wendy elizabeth. biz bu bu entride napıyoruz, wendy elizabeth'e laf yetiştiriyoruz. sonra noluyor, heybet, ağırlık hak getire. kapattık, dükkanı dağılın. bitti entri hade. ehe )
    hayatımızın yeni meselesinin ilk bıraktığı intiba beklediğimiz gibi bir albüm olmadığı yönündeydi. yani bu gaz bir albüm değil. ayrıca maiden'ın en progresif albümünden biri, belki de ne progresifi. ilk dinleyişte bıraktığı diğer intiba uzaktan bakınca klasik maiden formülleriyle hazırlanmış ama içine girince yenilikçi olduğu görülen şarkıların fazlalığıydı.

    ve en önemlisi; 'albüm beni dinleyeceksin!' diyordu. tekrar başa aldık, çıkamadık içinden. bak 2 gün oldu, arada 1 saat başka müzikler dinledim, dinledik yani; bu sabah kalktım ilk işim bu albümü açmak oldu.

    bakın daha önce ne demişler; illa dinledikçe seveceksin adamları çıkar. ironi yapılmış ama haklılar gayet. evet çıktı yine dinledikçe sevdim adamları, hatta şöyle söyleyeyim; gittikçe çoğalıyoruz! * çünkü sevmek için tanımak gerek, ve bazı grupları ilk bakışta tanıyamazsınız, yüzeysel değillerdir.

    'dinledikçe sevdim', klişe olduğu kadar boş da bir cümle değildir. çok doğrudur, çok da güzeldir.

    maiden'ın seventh son albümü bir eşiktir. muhteşem albümlerin peşinden gelmiş muhteşem bir albümdür ve ondan sonraki albümler onun seviyesinde değildir. o yüzden yeni bir maiden albümü geldiği zaman 'seventh son'dan sonraki.. en' gibi yorumlar gelir. dance of death misal, seventh son'dan sonraki bizim ailece en sevdiğimiz albümdü.. ama seventh son, powersleve, killers gibi albümlerle aynı seviyede görmezdik. güzel, sevilesi, şirin bir albümdü işte.

    amolad ise seventh son'dan beri maiden'ın yaptığı en iyi albüm. onda şüphe yok. ama amolad'in, dod'dan farkı amolad 'seventh son ve önceki albümler ile aynı klasmanda. çok heybetli, önünde el pençe divan durulası bir albüm.

    nacizane: 10/10


    (purplepurple - 25 Ağustos 2006 14:10)

  • comment image

    iron maiden'in beklenen son studyo albumu. muzik marketlerden once internete dusmus, indirme kabuslari yasatmistir. neyse ki evimizin diregi *sayesinde an itibariyle dinlemekte, "yine yapmis keratalar" demekte ve mest olmaktayim. bu adamlarin hala muzik yapiyor olmalari biz heavy metal dinleyicileri icin bir sanstir. tadini cikarmak, gunluk dozlari aksatmamak gerekir. iron maiden'siz bir gun olum kalim meselesi ise, bu album ilac gibi geldi.

    up the irons!


    (little red riding hood - 25 Ağustos 2006 20:16)

  • comment image

    su an daha yeni dinlemekte oldugum ve kesinlikle bu grubun benim sevemeyecegim bir sey yapamayacagini anlamami saglayan album. blind guardian'in son albumu icin ne yazdiysam (bkz: #9774089) kelimesi kelimesine bu album icinde gecerli bu adamlar fazla degil bu kalibrede album yapsinlar omrumun sonuna dek kopek gibi mutlu bir sekilde dinlerim.

    bu kacinci album oldu yas kac oldu hala maiden albumu cikti diye heyecanlaniyoruz dinlerken mutlu oluyoruz. iyiki varlar, hep var olurlar up the irons!!!...


    (janos - 25 Ağustos 2006 22:44)

  • comment image

    hakkında "bir kaç gerçekçi" yorum okumak için birçok site bulunabilicek albüm.fakat herkesin yorumu farklı olacağından kime göre neye göre sorusunun sorulması gerekir. her albümü beğenen veya beğenmeyen birileninin çıkması normaldir.bu yüzden hangi yorum daha gerçekçidir, tartışılır.


    (metalwarrior - 28 Ağustos 2006 14:39)

Yorum Kaynak Link : a matter of life and death