Tsotsi (~ Infância Roubada) ' Filminin Konusu : Johannesburg varoşlarında yaşayan Tsotsi lakaplı David genç ve sinirli bir çete ideridir. Bir akşam zengin mahallesinde silah zoruyla araba soyar ve kadını yaralar. Arabanın arkasında bir bebek vardır ve tüm hayata bakışı bir gecede değişir.
Ödüller :
Toronto International Film Festival : "People's Choice Award"
konu tamam ama hikaye karakterler birbirinden tamamen kopuk bir film. tam bir şeye odaklanıyorsunuz bu sefer başka bir olay oluyor, hiçbiri doyurucu işlenememiş, detaylar yok, aceleye gelmiş gibi hali var keşke üzerinde biraz daha kafa yorulsaymış o zaman belki filmin etkileyici finalinin gücü bir kat daha artarmış.
(jelly experiment - 12 Ekim 2006 23:41)
- bir kopek gıbı yasıyorsan nıye devam ediyorsun ki- ben sokaktakı gunesı hıssetmeyı severım. bu siyah ellerle bıle dıyaloguna sahıp fılm
(crzytrk - 29 Nisan 2007 17:52)
güney afrika filmi. tanıma böyle başlanılmasının sebebi filmin güney afrika'ya dair bildiğimiz tüm ön bilgiler üzerine kurulmuş olmasıdır. afrika denilince insanoğlunun aklına 3 kavram gelir. açlık, aids, çeteler. film de bu üç eksen de geçmektedir. genel kavramlardan özel yaşam anılarına uzanan bir kara filmdir tsotsi. filmin ana karakteri tsotsi johannesburg'un arka sokaklarında yaşayan ve evinden yıllar önce kaçmış bir kimsesizdir. kendi arkadaşlarından kurduğu minik çetesi ile çeşitli hırsızlık ve gasp işleri yaparak yaşar. bir gün hayatını değiştiren bir olayın içinde bulur kendisini ve o günden sonra hayata, insan ilişkilerine, yaşadığı ortama bakışı tamamen değişir. afrikanın arka sokakları bu duyguları hisseden tsotsi ile bir anda mahallenizin arka sokaklarına dönüşür. yönetmen evrensel olguları yerel olaylarla anlatır ve siyah beyaz ayırmadan herkesin duygularını aynı suyla yıkar. filmin anlatım dilinde koşmak ve yürümek sembolik olarak light motif tadında anlatılır. filmin biraz daha derin okumasını yapacak olursak. bu aslında kaçmayı temsil etmektedir. tıpkı yıllar önce tsotsi'nin evinden koşarak kaçtığı, tıpkı afrika'da veya dünyanın herhangi bir arka sokağındaki o zor hayatlardan koşarak kaçamayan binlerce insan gibi...filmin yönetmeni ise güney afrikalı gavin hood'tur. yönetme ülkesinde hukuk eğitimi almış biridir. bu filmi ile 2006 yılında amerikan film akademisi tarafından * en iyi film oscarını almıştır.
(precision - 11 Temmuz 2007 11:35)
neden bu kadar çok ödül aldığını anlayamadığım bir film. özellikle "cidade de deus" gibi bir filme verilmeyen ödüller bu asalak filme aktığında kafamdaki karmaşa daha da artıyor. açıkca söylemek gerekirse film 94 dakika boyunca uzatılmış sahneleri ve oyuncuların boş bakışlarıyla iyice çekilmez bir hal alıyor. ben suçu tamamen yönetmene atıyorum çünkü uzun uzadıya giden sahneler ve bu sahnelerin salt oluşu iyice sıkıcı hale dönüşüyor, müziği ve duyguyu yeterince alamıyorsunuz ki burada oyuncuların da yetersiz kalması mevzu bahis. filmde tek güzel oynayan kişi şişman olan çocuk, hani en sonunda tsostiye ayar verip onu bırakıyor ya işte o. ciddi anlamda neden ödülleri aldığını anlamış değilim, şahsımca vasat bir yapım. özellikle cidade de deus gibi bir filmin yanından bile geçemez. ama her ne hikmet ise daha fazla ödül almış.
(tutankhom - 27 Ekim 2007 03:24)
(bkz: tstoi)
(ssg - 27 Ekim 2007 03:26)
islemeye domuzlandigi konu itibariyle guzel bir kumastan bir boka benzemez bir elbise dikmis film.fakirlik anlatacaksin, aids var isin icerisinde, evsiz cocuklar borular icinde yasiyor. kimse guvende degil, anladik, onu da anlatmak istiyorsun, tamam cok guzel. ciddi sinif farkliligi var sadece beyaz siyah degil guney afrikanin duvarlari onu da anladik. her insan primatinda yeserebilecek bir sevgi bocuu, tomurcugu var hayatin beklenmedik kundelerinde, onu da soyliyceksin, tamam soyle. ama bu kadar da boktan anlatilmaz ki bir hikaye kardesim.tam akademinin agzina layik bir film olmus. herhalde filmin takdir edilesi tek tarafi cogunu zola'nin yaptigi muzikleri.sevenleri kusura bakmasin, hic olmamis, otur eksi.
(ajax - 7 Ekim 2008 04:31)
güney afrika'da geçen "türdeşlerinin benzeri" bir film izlemeye ve muhtemel klişelerine hazırlıklıydık aslında. tanrıkent'de olduğu gibi "gerçeklerden esinlenme" bir hikayesi ve bir iki sürpriz oyunculuk performansı olsa da yeterdi. ama olmadı. en azından johannesburg'un varoşlarını izlemek istiyorsunuz ama o manzaralar da yetersiz. özetle hem kötü yazılmış hem de kötü yönetilmiş bir film.
(sali - 10 Ocak 2009 10:27)
anlatmak istedigini gayet iyi anlatan bir film. bu filmi belki de belgesel seklinde izlemek gerek. nitekim kanimca guney afrikaya ait sorunlarin cogunun sebep sonuc iliskilerini anlatiyor. hikaye anlatimi biraz naif de olsa renkler ve goruntuler genelde iyi. seyredilmemesi buyuk kayip olmasa da seyredenleri mutlu edebilecek bir eser.
(kuzen - 17 Nisan 2010 06:49)
azcik yuzeysel olsa dahi izlenmeye deger... hele ki bu hasta halimle yapacak birsay bulamazken iyi geldi... yine de yuzeysel olmayaydi iyiydi hani asili kaldi hikaye biraz
(kvsrmrc - 3 Mart 2012 16:33)
guney afrika'da genellikle genc insanlardan olusan sokak cetelerinin uyelerine verilen ad.
(cekirge - 3 Temmuz 2003 12:33)
güzel film. müziklerini, mekanları, konuyu çok sevdim. yalnız oscar biraz fazla gibi sanki yahu.--- spoiler ---ama ana karakter başından itibaren hep iyi çocuk olarak gözüktü gözüme. yani adamın sıfatı sevimli yahu, adam öldürürken bile sempatik geliyordu bana kendisi. ama diğer yandan ultra kötü bir adamın bir meleğe dönüşümünü izlemeye kıyasla çok daha inandırıcıydı bu.filmde en çok hoşuma giden şey istense acıtasyonun dibine vurulabileceği halde son derece naif bir dille anlatmayı tercih etmiş yönetmen olayı. e zaten o yüzden bu filmler oscar alırken bizim ağlak yönetmenlerin filmleri aday adayı olarak kalıyor yalnızca.bir sahneye bittim yalnız;şimdi çocuk kızın evine gidiyor, orada kızın yaptığı süslemelere bakıyor ve bu niye paslı diyor. kız da mutsuzdum onu yaparken diyor. sonra da renkli olanını gösterim bunu yaparken mutlu muydun diyor. neyse çocuk eve bir daha geliyor daha sonra ve bu kez kadınının ölen kocasının fotosunu görüyor duvarda. fotoya bakarken fotoğrafın asılı olduğu duvara o süslerden birini gölgesi yansıyor. sanırım renkli olan süsün gölgesi. çok hoşuma gitti bu detay.--- spoiler ---
(meursault samsa - 20 Şubat 2014 11:10)
apartheid sonrası güney afrika'da fakirler açısından durumun çok fazla değişmediğine işaret eden bir film. aids, yoksulluk, çeteler vs. değindiği konular güney afrika'ya apartheid döneminde kalma sorunların devamlılığını ortaya koyuyor. renk duvarı ortadan kalksa da gelir dağılımındaki eşitsizlikler güney afrika'daki sömürüyü ister istemez yineliyor. apartheid sonrası başarısız politikalar sokaklara ve en çok da yoksullara zarar veriyor. filmi bu gözle izlerseniz çok şey anlatıyor. madenlerde hayatını kaybeden, sakat kalan işçilere ve artan suç oranına değinen filmi başarılı buldum ve izlerken sıkılmadım açıkçası. güney afrika sokaklarına ve yaşamına dair bir şeyler öğretmesi bile filmi izlemek için yeterli bir sebep.
(sabirtasi yazar - 21 Temmuz 2014 05:05)
yönetmen gavin hood'un, athol fugard'ın aynı adlı romanından uyarlanan üçüncü filmi.... 30. toronto uluslararası film festivali’nde halkın oylarıyla en iyi film seçildi; en iyi yabancı film dalında da oscar ödülüne aday....
(tktk - 19 Eylül 2005 17:52)
çok ödüllü bir film.akademiye sesi gerçekten titreyerek teşekkür eden, konuşmasını ingilizce ve bir afrika dilinde * karışık yaparak annesi yerine oyuncularına teşekkür eden son beyaz adamın filmi. izlemeli...(bkz: johannesburg)http://www.tsotsi.com/english/index.php
(atlantis - 6 Mart 2006 06:23)
gavin hood'un en iyi yabancı film oscarını kapmış filmi.athol fugard'ın aynı adlı eserinden uyarlanan filmin adı güney afrika'da gençlik çetelerinin üyelerine verilen isimden geliyor. kıyak bir film,muhakkak izlenmeli.
(franz ferdinand - 24 Mart 2006 00:03)
cete lideri olarak karsimiza cikan karakterin tipinden midir pale suratli olmasından midir bilmem ama olmasi gereken sert, acimasiz tutumlarinin; filmin basindaki iki olaya ragmen yeteri kadar verilemedigini hissetmemden oturu, duygusal donusumun etkisinin zayif kaldigini dusunuyorum. ayni zamanda cetenin tasvirini de pek begenmedigimden boyle ceteye boyle lider diyebilirim. ancak boru evlerin de hakkini vermem gerekiyor.(bkz: cidade de deus)
(train of angels - 29 Haziran 2006 15:51)
Yorum Kaynak Link : tsotsi