Süre                : 1 Saat 52 dakika
Çıkış Tarihi     : 03 Mayıs 2002 Cuma, Yapım Yılı : 2002
Türü                : Komedi,Romantik
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  DreamWorks , Gravier Productions , Perdido Productions
Yönetmen       : Woody Allen (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Woody Allen (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Téa Leoni (IMDB)(ekşi), Ivan Martin (IMDB), George Hamilton (IMDB)(ekşi), Treat Williams (IMDB)(ekşi), Woody Allen (IMDB)(ekşi), Debra Messing (IMDB)(ekşi), Neal Huff (IMDB)(ekşi), Mark Rydell (IMDB)(ekşi), Douglas McGrath (IMDB), Barney Cheng (IMDB), Isaac Mizrahi (IMDB), Marian Seldes (IMDB), Anthony Arkin (IMDB), Ramsey Faragallah (IMDB), Peter Van Wagner (IMDB), Tiffani Thiessen (IMDB), Jodie Markell (IMDB), Kenneth Edelson (IMDB), Peter Gerety (IMDB), Greg Mottola (IMDB), Fred Melamed (IMDB), Aaron Stanford (IMDB), Erica Leerhsen (IMDB), Mark Webber (IMDB), Mary Schmidtberger (IMDB), Marshall Factora (IMDB), Elizabeth Logan (IMDB)

Hollywood Ending (~ Hollywoodvari Bir Son) ' Filminin Konusu :
bir zamanlar başarılı ve özgün bir yönetmen olan Val Waxman iş hayatına uzun bir aradan sonra dönmek zorunda kalır. elindede güzel bir senaryo vardır ve eski karısına yakın olacaktır. bu fırsatı kaçırmamak için işi kabul eder. ancak bir süre sonra geçiçi körlük yaşamaya başlar ve filmi kimseye belli etmeden bu şekilde yönetmeye karar verirmesi ile olaylar gelişir. geçmişiyle hesaplaşması olaylar esnasında devam eder.


  • ""i would kill for this job, but the people i want to kill are the people offering me the job" diyen bir yönetmenin hikayesidir bu film."
  • "sanat yapıtlarına bakanların, onları değerlendirenlerin zaman zaman ne kadar körleşebildiği üzerine nefis bir woody allen parodisi."
  • "bir fars olarak çok da fazla beğenmediğim* fakat yine çok başarılı* bir biçimde kullandığı iğneleyici diliyle bugün festivalde star wars tan sonra gördüğüm en kült seyirci ile buluşan film"
  • "en son izlediğim woody allen filmi. izlediğim sayılı woody allen filmlerinin arasında şimdilik en iyisi. kör olduktan sonra menajeri ile yaptığı ilk diyalog çok güzeldi."
  • "paris'te sevgili ile yaşama göndermesini everyone says i love you'dan sonra ikinci kere yapan, çok düşünen, çok konuşan, çok takan, çok sevimli woody allen yine.."
  • "sex is better thantalk. ask anyone.talk is what you suffer through to get to sex.repliği ile kalbimize taht kurmuş film."




Facebook Yorumları
  • comment image

    iyi filmleri 10 sene öncede kalmış başkabir kentli nevrotik 'in, hastalık hastası'nın filmi, aslında özür dilerim; o adamın filminin filmi; yönetmenin hayatının filmi, hatta öyle ki filmin içinde kendisiyle bütünleşiyor; bütünleşen yönetmen bu sefer yaşantısını, görgüsünü reddettiği toplum anarşisti, aykırı oğluyla ve kendisini terkeden eski karısıyla yüzleştiğinde yeniden gözlerine kavuşacağı bir garip geçici köre dönüşüyor, bu travmatik durum aslında yönetmen val 'ın tıpkı iyi filmler çektiği 10 yıl önceki haliyle de hesaplaşmaya yol açıyor.
    şimdi biraz ayrıntılardan, tutabildiğim notlardan söz edelim;
    woodey allen, filmlerinde ara ara çağının yönetmenlerini anlatmaya girişir; manhattan 'da bergman hayranlığını dile getirdiği gibi burada da peter bogdanovich 'in iyi olduğunu söyler, hatta sever onu. bir yerde yine alfred hitchcock 'un başarısına değinir; her ne kadar taş bebek sevgilisi onun aslında vertigo 'nun sonundan nefret ettiğini söylemişse de, veyahut yine val'ın ağzından duyduğumuz kadarıyla; meşhur merdiven sahnelerinde; iki sevgilinin alman askerleri tarafından yakalanacaklarını düşünüyorsa da; hitchcock aslında hem ticari hem sanatsal manada başarılıdır, allen çok durmuyor üstünde ama tartışmanın geçtiği mekanda; hitchcock 'la ilgili varılan yargı bu oluyor, bu beni de mutlu ediyor açıkçası, daha doğrusu şaşırtmıyor diyeyim. allen , ancak böyle övebilirdi onu.

    filmin başlarında geçen bu iki sinema kritiğinden sonra; filmin bütünü tabi yine sinema anlayışları içinde geçiyor; hatta bir yerde yapımcı hal yani treat williams allen'i eleştirirken müthiş bir şey söylüyor;
    "kendisini orson welles sanan kaprisli yönetmen.." daha evvel bu tarz eleştirileri, allen filmlerinde irdelemişti, hatta kendine yönelen eleştirileri filmlerine yedirirken, hatta savunmasını bile yapmıyor olması, ki örneğin bu lafı eden yapımcı onu kovmaktan bahsediyor ve olabildiğince aşağılıyor, ama bu noktada allen'in savunması yok, peki ben bir izleyici olarak nasıl oluyor da, allen'in bir filmindeki yönetmen karaterini allen'in bizzat kendisi olarak değerlendiriyorum? bu artık bir alışkanlık olmuş, sıradan bir bakış açısı, aksi düşünülemez, allen'in filmlerindeki allen'lar üzerine konuşmalıyız sanırım. zira evet o yönetmen allen'dir. manhattan 'da genç hatunla takılan da odur. melinda and melinda 'da görünmese de, hem trajediyi hem komediyi yaşayan da odur. danny rose zaten ondan başkası olamaz. gibi gibi; örnekler çoğaltılabilir. ben yine bu filme dönersem; aklı eski karısında kalmış nevrotik 'in, eski karısı ve onun produktor yeni sevgilisinin kendisine iş teklifinde bulunması sonunda yaşayacağı travmayı düşünün hele. öyle ki başta da dediğim gibi; onu geçici körlüğe, yani görmeye dayanamamaya iten şeylerden biri de bizzat buydu; diğeri oğluyla olan iletişimsizlik, diğeri eski karısını hala seviyor, yeni duruma ayak uyduramıyor olması.

    filmde müthiş bir sahne var; oldukça basit, sıradan belki ama tipik o nevrotik'in içinde olduğu, kanımca ellie 'nin (bkz: tea leoni) biraz da ruhsuzca üstesinden geldiği bir sahne; efendim; eski karısıyla oturup iş görüşmesi yaparken, beri yandan ilişkilerinin niye bittiğine dair hesaplaşmalara girişmesi müthişti. zira böylesi bir problemli vakanın, takıntı kralının aldatıldığıyla alakalı dehşet saplantıları işte bu sahnede su yüzüne çıkıyor; üç aşağı beş yukarı diyalog şöyle;

    -evliliğimiz hiçbir yere gitiyordu anla.
    +nereye gidecekti ha? evlilik nereye gider? evlilik bir süre sonra olduğu yerde durur. evliliğin özelliği budur.
    -evliliğimiz sorunluydu.
    +neresi sorunluydu?
    -aramızda iletişim yoktu. hiç konuşmuyorduk.
    +seks vardı ama değil mi? konuşmak, sevişmek için sadece amaçtır.

    aslında mağdurlardan söz etmek lazım; allen'in filmlerindeki mağdur çiftlerden, değişim furyası olur, bir taraf değişir diğeri kalır, hesaplaşma anı geldiğinde bu sefer iş işten geçmiştir, bu sefer aralarında husumet değişmek zorunda kalır, işte ilişkilerin kentli komedisini yapan adamın komedisi de budur.
    zira "beni aldatan, o kütükle giden eski karımı hainliğinden ötürü öldürebilirdim. ama şimdi o yeni sevgilisiyle birlikte gelip bana iş teklifinde bulunuyor." diyebilendir o, hatta dini prensiplerine aykırıdır böylesi bir durum, hatta şehrin aptallaşmasının sebebi de ona göre fastfood'dur. tıpkı kafasında kurduğu evlilik düşüncesi gibi, val aslında kalandır. olduğu yerde kalan. tıpkı oğlunun sıradışılığını anlayamadığı gibi, ondan uzaklaşabildiği hatta oğlunun teknolojiyle doğru orantılı müzik anlayışı eşliğinde fare yemesi onun için bir aşırılıktır, oğlunu görmek bile istemezken, gözleri kör olduğunda oğluyla yüzleşmeye gidip, ona sevdiğini söyleme ihtiyacı duymuştur. bu da ikinci hesaplaşma oluyor hayatında.

    tabi yalnız uyurken bile korkan val'ın, etrafında menajer ahlakı gereğince, kişinin kendisinden sorumlu olduğunu düşünen bir menajeri vardır, zaten deli olarak tanınan bir yönetmenin filmin çekim aşamasındaki söz konusu körlüğüden ötürü gerçekleşen aksaklıklardan dolayı içine düştüğü abuk durumlar aynı zamanda körlüğünü başta yapımcı (eski karısının yeni sevgilisi dikkat!) olmak üzere herkesten saklama çabası, işin içine eski karısının da bu durumu öğrendikten sonra bu oyunda rol almasıyla, yanında olup onu kollamasıyla iki eski çiftin hesaplaşması açısından ilginç bir zemin yaratıyor. yakınlaşma denilebilir buna. sanırım ellie'nin, val'ı yatağına yatırırken, val'ın bahsettiği paris hayalleri, "bir zamanlar paris'te yaşamayı planlardık.. hani o gün yüzük bulamamıştık da şaka dükkanından su fışkırtan oyuncka yüzük almıştık." gibi eskiden nağmeler hüzün yaratıyor yaratmıyor değil. ama asıl dramayı ben şeyde yakaladım; efendime söyliyeyim; önce şunun altını çizeyim; komedi bazen dramaya dönüşür, bu da insanın aslında bizzat kalbiyle alakalı bir durumdur, düşünsenize; zengin produktor telefonda, bu çekilen filmin aslında ellie için bir balayı hediyesi, evlilik hediyesi olduğunu söylediğinde, geçici körlükten muzdarip val'ın içeride yaşadığı kısa dram oltama takıldı diyebilirim. tabi ölen ölmüş, olan olmuş, kalan kalmış hiç lafım yok, sadece val 'ın o anlık dramı feciydi, zira gözleri görmemesine rağmen gözlüğüyle oynadı ve tümüyle dağıldı, zaten ondan sonra doktoruyla oturup, neden gözlerinin kapandığına dair ipuçlarını bilinçsizce konuştular. aslında hesaplaşmaların sayısı, bakarsanız dikkatli olarak; üçe çıkıyor; eski karısıyla, oğluyla ve en sonunda kendisiyle.

    kendi varlık sorunu üzerinde yine eski karısı ve oğlu üzerinden duruyor. yani abd'de evliliklerin üçte ikisinin eylemsizlik olduğunu söyleyen ellie karşılık, o üçte birinin de aşktan kaynaklandığını söyleyebiliyor. oğluna zeytin dalı uzatırken, oğlu ona "burası israil parlementosu değil." dediğinde, sadece sevgi için geldim diyebiliyor. zaten odak noktası bu sanırım; kabul etmediği oğluyla, hatta onun yeni adını "hergele x"i bile kabullenip, kaynaşması, eski karısıyla yeniden mutluluğa hem de amerika 'da kimsenin beğenmediği, fakat val'e "iyi ki fransızlar var" dedirten, fransa'da beğenilen filmlerinden ötürü fransa'ya yerleşerek kavuşması.
    film yersiz bir mutlu son'a sahip, gerçi allen filmlerini irdelerken, daha doğrusu herhangi bir filmi yorumlarken, yersizlik tartışılabilir mi, asıl bu tartışılmalı, yani subjektif tatminin, "ben istedim oldu" nun en güzel sahası olan sinemada, hem de böylesi nevrotik tavrını yansıtarak ortaya koyan allen 'in müdahelesi yersiz olarak değerlendirilebilir mi, bilmiyorum, aslında biliyorum; değerlendirilemez.

    ne yani rasyonalist olsam; desme ki; mantıksız geldi bana, aristo mantığı güttüm, hadi onu geçelim otisabi havale etti, modern bir tüketici olarak baktığımda istediğimi alıp almamam konusunda, başta bazı çekincelerim veya arzularım var idiyse bu benim sorunumdur sanatçının değil, aslında yersizlik tartışma konusu bile olmamalı, tartışılmalı dedim ya aslında bu bizzatihi yersiz bir ifade. zira val ve eski karısı atladılar arabaya ve mutlu bir şekilde, bir zamanlar hayalini kurdukları bir şey'i, onca hesaplaşmadan sonra gerçekleştirmeye yöneldiler; tamam zengin prodüktör'e ne oldu, hiçbirimizin umrunda değil, zaten biz allen'in filmlerini onun gözünden izlemek zorundayız, bu bir ödül veya hapis, o halde fransa'ya yol almışsak bunun tadını çıkaralım, çıkaralım;
    nasılsa cannes'da krallar gibi karşılanmış adam, "iyi ki fransızlar var" demiş,
    burada beceriksiz serseri, orada kral;
    işte komik bir hollywood ending.

    edit @: bu arada dikkat ettim de karakterlerin adları hep kısa;

    ellie
    ed
    val
    hal
    lori
    al


    (jimi the kewl - 13 Kasım 2006 01:26)

  • comment image

    --- spoiler ---
    filmde kallavi bütçeli bir filme kör bir yönetmenin çektiği acayip boktan bir filmi fransız sinema eleştirmenlerinin övmesi sonucu yırtan bir yönetmenin konu edildiği bu filme cannes'da ödül verilmesi fransız dallamalığının güzide bir örneğidir.
    ---
    spoiler ---

    cannes'da bu filme ödül vererek fransızlar ironi de yapmış olabilirler, bilemedim.


    (putperest - 15 Kasım 2007 17:13)

  • comment image

    woody allen'in hem yonetip, hem de tea leoni, treat williams, mark rydell, george hamilton gibi oyuncularla oynadigi bu sne vizyona giren son filmi.
    galasi da cannes'da yapildi, woody cannesda krallar gibi karsilandi, cunku ilk defa cannes olayina giriyodu.


    (dirtyharry - 18 Mayıs 2002 15:38)

  • comment image

    piyasadan silinmek üzere olan bir yönetmen, eline tam da işleri yoluna koyabileceği bir filmi çekme fırsatı geçmişken kör olursa ne olur?
    işte bu sorudan yola çıkarak oldukça güzel bir senaryo yazmış woody allen ve izleyiciyi bazen kahkahaya boğan filmiyle piyasadan asla kaybolmayacağını herkese kanıtlamış..

    fakat bazen konuyu, sırf izleyicinin tahmin ettiği yönde gelişmesin diye güdük bıraktığını düşünüyorum. kötü bir filme iyi puanlar veren ve hasılatı yükselten fransızlar'ın aptal yerine konulması, allen'ın sırf cannes'a bu filmle katılacağı için yaptığı bir güzelleme olarak duruyor. zaten fransızlar da gayet ironik davranmış ve filme ödül vermişlerdir! ama seyirci, sette dolaşan gazetecinin, yönetmenin kör bir haldeyken film çektiğini yazıp cümle aleme duyuracağını sanmış -ki öyle de olmuş- ve bunun sonucunda, aslında tutmayacak olan filmin, "adam bu filmi kör haliyle çekmiş" dedikoduları arasında hasılat rekorları kıracağını varsaymıştır; ki gidişat da o yöndedir.. unutturulmak istenen gazeteci kızın ortaya çıkıp müthiş bir iddia ile filmin hasılatına etki etmesi.. ama gelgelelim, allen, filmini kötü bir fransız eleştirisi esprisi ile bitirmiş ve filmdeki gazetecinin yaptığı haberin etkisiyle filmin hasılat rekorları kırması da güme gitmiştir..

    kötü bir sondur yani bence.. kötü bir son tercihidir allen için..
    öte yandan, diğer açılarıyla düşündüğümüzde film zaten zevahiri kurtarıyor; orası kesin..


    (daradunga - 21 Ağustos 2008 03:51)

  • comment image

    uzun uzadiya alintilanarak, etüt edilerek inciginin cincigina cikarilarak incelenmesinin anlamsiz olacagi, woody allen'in yine bir özeleştiri yumagi icinde savruldugu, kendi yasadiklarini birebir ortaya kattigi bir filmdir hollywood ending.. bilmiyorum ama benim annem körlerle komik işler yapmamam gerektigini kücükken soylemisti bana.. ama woody allen'in annesi ona soylememis sanirim.. 70indeki amcamiz, hala ilkokul cocugu hunharliginda cektigi bir filmdir bu..

    en son iyi filmini on sene evvel cekmis yonetmen, martin scorcese degil woody allendir en basinda. ve körelir son filminde, ve artik yapabileceginin de en kötüsünü çekecektir, ki bu da woody allen, ve amerikada onu kimse beğenmeyecektir, kör oldugunu kimse farketmeyecek, ona 60 milyon dolarlik bir bütçe verecek, parayi savurmasina izin verecek, yaptigi irenç şeyi yayinlayacak ve sonra yerden yere vuracaktir..

    oysa ki o igrenclige bile avrupada hayran olacaklardir.. cünkü woody allen uzaktir, woody allen orada hala kredisini bitirmemistir, woody allen woody allendir ve filmindeki en ufak bir replik için bile tüm filmi izleyebilir avrupali..

    diger filmlerinden bahsediim de hepsini izledigim ve bu filme geldigim belli olsun.. hannah and her sisters daki nevrotik, hastalik hastalik kişiliktir yine bu filmde woody allen... ve mesela play it again sam deki bir zamanlar mutlu olmus kisidir, hep özleyen hep baskalariyla olan ama hep ama hep özleyen.. (yeter sanirim entelektüel bi paragraf)

    velhasil, woody allen filmleri arasinda sonuna kadar izlenebilecek ama sıradan bir filmdir hollywood ending, kötü bir film oldugundan degil, az woody allen oldugundan..


    (azuth - 16 Eylül 2008 18:23)

  • comment image

    "i would kill for this job, but the people i want to kill are the people offering me the job" diyen bir yönetmenin hikayesidir bu film.


    (piccadilly - 1 Şubat 2009 22:31)

  • comment image

    woody allen'ın, kendisiyle en fazla dalga geçtiği film.

    --- spoiler ---

    al - çok gerginsin, gergin olma.
    val-gergin değilim, tedirginim.
    al- gerginsin..
    val-tedirginim! gerginken tırnaklarımı yerim; tedirginken yakamla oynarım.

    ---
    spoiler ---


    (yang - 20 Mayıs 2009 02:01)

  • comment image

    fransızlar, amerikalılar ile beraber aynı zamanda hollywood filmlerini agzından salyarak sacarak izleyenlerle de dalgasını tutmustur woody amca. kaliteli bir film izleyicisi oldugunu düsündügüm annemle beraber seyretmiştim bu filmi. film bitince "salak yeaa o kadar kafa tutmus gene klasik sonla bitirmis" yorumunu duyunca annem hakkındaki düsüncelerim cok degisti. sonradan "hehe seni test etmek icin oyle soyledim" dese de ben onun ironi anlayısının olmadıgını anlamıştım ve artık ona olan saygımı kaybetmistim. neyse bu ayrı bi hikayedir. klasik bir allen filmi olarak nitelendirilebilir ama bence en iyi işlerinden birisidir. allen filmde kendisini anlattıgını biliyoruz ama bana kalırsa asıl anlatmak istedigi "ben hayalimdeki val olamadım ama eğer val olma yolunu secseydim sonum böyle mutlu olmazdı" mesajını cıkartabiliriz. oyunculuklar harkuladeydi. özellikle val ve ellie nin bardaki ilk buluşmaları, parkta gözünün açıldıgı ve çinli yönetmenle toplantıdan çıktıkları sahnelerde téa leoni'nin harikalar yarattığını görebilirsiniz. ahaha washington post yazarlari gibi eleştiri yazdım. velhasıl sonuç itibariyle mutlaka izlenmesi gerekir. spoiler vermek gerekirse;

    --- spoiler ---

    val: al eger ölürsem, ellie e onu hala çok sevdigimi, onsuz hayatımın bi tadı olmadıgını söylermisin. tanrım ona çok kötü şeyler söyledim, cok üzgünüm.
    al: sacmalama val ölmeyeceksin
    val: eger ölmezsem ona bir kaltak oldugunu söyle, tanrım beni öyle salak bi adam icin nasıl terkedebiir. o adamın yaptıgı en iyi sey bazen telefona cevap verebilmesi.

    ---
    spoiler ---


    (skyangel - 18 Aralık 2009 12:29)

  • comment image

    klasik woody allen tarzı bir film. woody allen'ın sinema anlayışının temiz bir örneğidir kendileri. allen'ın sevdiği tarzda oyunculuk filmdeki her oyuncu tarafından başarıyla tatbik edilmiş. adından da anlaşılacağı üzere hollywood filmlerini eleştirmek için, hollywood'un kullandığı dili seçmiştir, tabi üzerine kendi sanatsal tozunu ekerek. film, sanki biraz daha kısa olabilirmiş dedirtmesine rağmen izlenmelidir.


    (dengesizduzenbaz - 4 Eylül 2011 01:35)

  • comment image

    woddy allen'in hem hollywood'la, hem kendisiyle ama özellikle fransız sinemasıyla dalga geçtiği son filmi. woody allen filmlerini defalarca izleyenlere aşina gelen ama buna rağmen kendini sevdirmeyi başaran bir film.


    (tabularasa - 14 Nisan 2003 10:45)

  • comment image

    son anda avrupa sinemasına yaptığı ezici göndermeler olmasaydı, son ana kadar güldüğüm, eğlendiğim bir woody allen filmi daha olacaktı kendisi. tamam amerika ile hollywood sineması ile de dalga geçiyor ama kusura bakmasınlar da, nice avrupa filmini değişmem, benim diyen birçok amerikan filmine...olsun yine de,

    --- spoiler ---

    bütün çatışma unsurlarının toplandığı körlük mevzusu üzerinden çok iyi ekmek çıkarmışlar, abartmadan hem de.

    ---
    spoiler ---

    güldük, eğlendik, yetti.


    (tekilabambam - 23 Aralık 2011 21:08)

  • comment image

    bir fars olarak çok da fazla beğenmediğim* fakat yine çok başarılı* bir biçimde kullandığı iğneleyici diliyle bugün festivalde star wars tan sonra gördüğüm en kült seyirci ile buluşan film


    (emile ajar - 19 Nisan 2003 01:02)

  • comment image

    dikakana bey alinmasin ancak woody allen'ın keyifli olmanin otesinde cok da basarili olmayan islerinden birisi kanaatimce bu hollywood ending. izlemesi daha cok tiyatroda keyif verecek bir yanlisliklar komedisine bel baglamis saygideger usta allen. kör bir adamın film çekme macerasi her ne kadar * pek cok anlama kapi acacak bir benzetme gibi gorunse de filmin asil derdi kor adamin dusebilecegi basit dusme kalkma ile ilgili skeçsel yer yer tahmin edilesi slapstickler olmuş. elbette arandiginda amerikan ve fransiz sinemasi ile ilgili keyifli hatta yerinde altmetinler bulmak mumkun ancak bu altmetinleri bu kadar keyifli kilanin film degil woody allenin gercek hayattaki karizmasi ve onceki filmlerinden kaynaklanan sinemasal kisiligi oldugunu kabul etmek gerek.
    sanatsal yaratim uzerindeki sancilarla ilgili bundan en az on kez daha komik ve yuz kez daha psikanalitik bir çalışmayı woody allen deconstructing harry ile bir kaç sene once gerceklestirmisti. yazdigi bir kitap yuzunden tum tanidiklari ile arasi bozulan ve ustune ustluk yarattigi karakterle de bogusan harry, bu filmdeki korluk hikayesini andirircasina fokusunu kaybeden bir karakterden bahseder. hal boyle olunca * ben derimki bunun daha iyisi kendisi tarafindan yapilmis olan hollywoodvari bir son keyifli ancak tam olarak doyurucu olmayan bir woody allen filmi olarak bellegimde yer etmistir.


    (insidious - 20 Nisan 2003 01:36)

  • comment image

    en son izlediğim woody allen filmi. izlediğim sayılı woody allen filmlerinin arasında şimdilik en iyisi. kör olduktan sonra menajeri ile yaptığı ilk diyalog çok güzeldi.


    (thx 1138 - 13 Kasım 2012 23:54)

  • comment image

    woody allen’ın 34. filmi. burada da diğer filmlerinde bildiğimiz bir temayı, los angeles – new york karşıtlığını işliyor. los angeles sanat ve kültür çevrelerinin bayağılığıyla new york liberal entelijensiyasını karşılaştırıp, elbette, ikinci grubun üstünlüğünü ilan ediyor. oysa ustanın iyi filmlerinden bazılarının (mesela annie hall, crimes and misdemeanors) gücü, kendi toplumsal çevresini (manhattan merkezli sanatçılar, yazarlar, akademisyenler, galeri sahipleri vs.) (bkz: cihangir) acımasızca eleştirmesinden kaynaklanmaktaydı. kendi toplumsal çevresinin hal-i pür melalini ele almak yerine los angeles ve paris’i hicvetmeye kalkınca olmamış, üstada yakışmamış. kendisinin kredisi nezdimizde hala bolca mevcutsa da bizi üzen bir filmdir hollywood ending.


    (ottoman vampire - 5 Eylül 2004 15:51)

  • comment image

    sex is better thantalk. ask anyone.
    talk is what you suffer through to get to sex.

    repliği ile kalbimize taht kurmuş film.


    (wojakzek - 31 Ekim 2005 13:45)

Yorum Kaynak Link : hollywood ending