Süre                : 1 Saat 33 dakika
Çıkış Tarihi     : 12 Eylül 2007 Çarşamba, Yapım Yılı : 2007
Türü                : Komedi,Drama
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Millennium Films , Emmett/Furla/Oasis Films (EFO Films) , King of California Productions
Yönetmen       : Mike Cahill (IMDB)
Senarist          : Mike Cahill (IMDB)
Oyuncular      : Michael Douglas (IMDB), Evan Rachel Wood (IMDB)(ekşi), Willis Burks II (IMDB), Laura Kachergus (IMDB), Paul Lieber (IMDB)(ekşi), Kathleen Wilhoite (IMDB)(ekşi), Anne L. Nathan (IMDB), Arthur Santiago (IMDB)(ekşi), Ashley Greene (IMDB), Ian Hopps (IMDB), Anna Khaja (IMDB), Will Rothhaar (IMDB), Annie O'Donnell (IMDB), Greg Davis Jr. (IMDB), Jeanie Hackett (IMDB), Mousa Kraish (IMDB), Max Grodénchik (IMDB), Gerald Emerick (IMDB), David J. O'Donnell (IMDB), Chic Daniel (IMDB), Angel Oquendo (IMDB), Jason Auer (IMDB), Ho-Kwan Tse (IMDB), Allisyn Ashley Arm (IMDB), Gary Paul (IMDB), Victor J. Ho (IMDB), Joyce Kirkconnell (IMDB), Branden Weslee Kong (IMDB), Max Lee (IMDB), Tarri Markel (IMDB), Jason David McFadden (IMDB), Austin Steady (IMDB), Wesley J. Szabo (IMDB)

King of California (~ El rey de California) ' Filminin Konusu :
Bir süre akıl hastanesinde yatan Charlie hastaneden çıkar ve kızı Miranda'nın yanına yerleşir.Miranda annesinin küçük yaşlarda evi terketmesiyle Charlie'yle yaşamaya devam etmiş,Charlie'nin de akıl hastanesine yatmasıyla yalnız yaşamak zorunda kalmış bir kızdır.Akıl hastanesinden çıkan Charlie'nin bir definenin peşinde olması ve Miranda'yı da buna inandırmasıyla başlayan öykü oldukça samimi bir havada devam ediyor.


  • "michael douglas'ın salaş tiplemesini güzel oynadığı, temposu fazla yükselemeyen film."
  • "bu sene istanbul film festivali kapsaminda gosterilen ve dun aksam atlas sinemasinda izleme firsati buldugum sicacik film."
  • "''bir deli rolü bu kadar mı iyi oynanır?'' sorusunu sormamıza sebep olan film.(bkz: michael douglas)"
  • "michael douglas' in bedavadan michael douglas olmadigini gosterdigi film. film olarak cacik olsa da oyunculuk izlenir."
  • "konudan bağımsız, tek kare."




Facebook Yorumları
  • comment image

    michael douglas' ın evan rachel wood sla birlikte oynadığı yeni filmi ,bir kız çocuğu için babanızı nasıl görmek isterdiniz sorusuna cevap verirken sıraladığı bütün o mükemmel özellikleri çer çöp etmesine sebep olabilicek bir film ,babanız çok net olan gerçekleri bile görmemezlikten gelip kafasına göre herşeyi atıp tutuyor , bazen çok heyecanlı ve bazen de çok sessiz kalıyor olabilir , en önemlisi de en ihtiyacınız olduğu anlarda asla yanınızda olmayabilir,ve bütün çok büyük gözüken ama detay olan sebeplerden ötürü ona baba sıfatını yakıştıramıyor da olabilirsiniz fakat her şeyin sonunda filmde douglas'ın canlandırdığı charlie veyahut babalık vasıflarını ters yüz eden adam ya da babanızın sizin için hep ilk örnek olduğu gerçeğini asla değiştiremezsiniz.


    (jonquil - 8 Kasım 2007 02:02)

  • comment image

    bir şarkı vardır mesela, dinlediğinizde babanız gelir aklınıza. özellikle radyoda denk geldiğinizde daha da bir önemlidir... tahminen 3,5 - 4 dakikadır.. bu film o şarkı işte. dinlediğiniz anda ne hissedeceğinizi bilemediğiniz ama ağzınızda özlem tadı bırakan, ben istemeden keşke her yerde karşıma çıksa dediğiniz bir şarkı gibi king of california.

    istediğinizde yanınızda olmayan ama karşınıza hep doğru zamanlarda çıkan..


    (cakancakmak - 16 Şubat 2008 05:56)

  • comment image

    mike cahillin ilk yonetmenlik denemesi, iki basarili oyuncu uzerine kurulu yalin hikayesi ve abartisiz anlatimiyla bana gore duygulu ve samimi bir filmdir. film ayni zamanda california nin, tipki bizim istanbulumuz gibi, ne denli cirkin ve carpik bir yapilanmaya, insaat kirliligine donustugunun de canli belgesidir.


    (ky3 - 18 Şubat 2008 10:37)

  • comment image

    kisaca konusu su sekildedir;

    charlie (michael douglas) 2 sene boyunca akil hastanesinde tedavi olurken, 16 yasindaki kizi miranda (evan rachel wood) her bir kurumu farkli yerdeymiscesine kandirarak babasinin evinde tek basina yasamaktadir. miranda okulu birakip, bir ise girmis ve hayatin dislerinin icinde bir sekilde ezilmeden donmeye calismaktadir. 2. senenin sonunda charlie hastaneden ciktiginda, miranda'nin sessiz sakin yasami duzelmemecesine "tekrar" bozulur. gecmisi, simdisi ve gelecegi ile ilgili babasina inanip inanmama arasinda bocalayan genc kiz, hayatin ve her turlu garipligin ustesinden gelebilecek midir?

    kabul ediyorum hikaye tam manasiyla bu degil, resmen imitasyonu ama uzerinde cok uzun uzadiya oturup ugrasmadim. zaten bu filmi izledikten sonra bu tur ufak seyleri insan kafasina takmayi birakip, onun yerine "okyanustan ciplak cinli cikar mi?" gibi sorunlara kanalize oluyor.

    sarf komedi olmayan filmde aile baglariyla ilgili abartili ve bir o kadar hos seyler sunuluyor. yetmiyor; ritueller, alismislik ve hayatta birilerine guvenmekle alakali soyleyecekleri bile var. soyleyecek bir seyleri olan filmleri hep sevmisimdir zaten, o yuzden bu filmi de sevdim. arkasi cok dolu olmasa da en azindan anlatmaya calismasini takdir etmemek elde degil.
    akil hastasi bir baba uzerinden yurumek filmin fantastik vaziyetini daha anlasilabilir sekilde kotarmamizi sagliyor. akilli adam isi degil deriz ya, aynen oyle. babanin davranis kontrol bozuklugu ve hatta kontrol etmekten ozellikle imtina edisi, bu esnada kizin yasamin amacini sorgulayis kisimlarindaki fantastik boyut gercekten farkli bir tatti. insanlarin yemek yemek, sonra o yemekleri eritmek icin ugrasmasi, hayatlarina renk katmaya calismalari, farkliliklar aramalari, iletisimsizlik ve en kotusu yabancilasma. tum bunlara hic yoktan birer laf edip, uzerinde cok durmadan devam ediyor. zaten oyle ulvi bir soylemim var seklinde tepeden bakarak yaklasmiyor yonetmen. olabildigince bizim seviyemize ve hatta daha altina inerek sadece paraglaflarca yazilmis olan seylerin altini biraz koyulastiriyor. uzerine dusunup dusunmemek tamamiyle bize kalmis.

    bagimsiz sayilabilecek filmin en buyuk kozu oyunculari. oyuncu secimleri kanimca cok yerinde. bir seyi itiraf etmeden devam edemem.... filmin ilk acilis sahnesindeki sakalli ve kapsonlu michael douglas'in goruntusuyle, haluk bilginer'in sakalli hali tipkisinin aynisi. hatta film ilk basladiginda beynime nasil bir komut gittiyse haluk bilginer'in fasulye filminde konustugu gibi konusmasini bile bekledim. hic olmadi "polis" filmindeki gibi. sonradan alistim elbette ama ilk basta onun michael douglas oldugunu bildigim halde beynime soz geciremedim. bir insan bu kadar mi benzer. neyse. uzatmiyim beynimde bir sorun var anlayacaginiz...

    thirteen filminden beridir evan rachel wood'a hayranlik besliyorum. sahsi kanaatimce guzel bir yuzu, hos mimikleri ve en onemlisi iyi bir oyunculuk yetenegi var. bu filmde ise 16 yasindaki bir kayip kizi basariyla canlandiriyor. 21 yasinda olmasina ragmen zaten fiziksel olarak ve yuzu itibariyle buyuk gosteren birisi olmadigindan bu karakterde siritmiyor. zaten thirteen filminde de benzer bir olay vardi.
    ayrica kendisine buradan bir sey sormak istiyorum: ben size âsik olabilir miyim, lutfen? narin sey, aile ici kavgaya neden olacak nerdeyse. tamam, tamam âsik olmam...

    aksayan yanlari ve puruzleri olsa bile sicak[1] bir film.

    --- spoiler ---

    [1]: ilginc bir sekilde su swinger (es degistirme) mevzusu beni feci derecede rahatsiz etti. zaten amaclanin rahatsizlik vermek oldugu cekimlerden de belliydi ama niye bu kadar "irrite" edici hale getirildigini anlayamadim. gobekli insanlar, ziplayan yaglar; distan normal icten ise "farklilik ve degisim" namina gencecik bir kizi sarhos edip "sapkin" emellerine alet etmek isteyebilecek kadar igrenclesebilmek. su sicacik filmde en rahatsiz edici puruz buydu kanimca. gereksiz baska bir suru sey daha var ama cogunun o sicak atmosferi olusturmaya yonelik "gereksizlikler" oldugu bariz. bu ise oyle degil. peki oyleyse niye? ben bilemedim...

    ---
    spoiler ---


    (entrapmen - 18 Temmuz 2008 01:35)

  • comment image

    gayet masum ve sempatik bir delinin, tutkuyla ördüğü hayallerini anlatan abd yapımı film.
    gayet de indie duran bu eserimiz, bize hayal etmenin ve hayallerin peşinden gitmenin erdeminden dem vuruyor.

    michael douglas'a da delilik yakışmış ayrıca belirteyim. izleyin.


    (seyuranto - 27 Temmuz 2010 19:00)

  • comment image

    film genel olarak vasatın biraz üstü. charlie nin deliliğine verilen gamsız tavırları ve miranda nın genel olarak hüznü , bazı yerlerde düşünceli bir baba ve olanlara kızgınlığı ile çıkışlar yapan bir kıza bırakıyor kendini. gerçi charlie nin delilik seviyesi çok üstüne durulmayan bir konu olsa da çok ağır seviyelerde değil gibiydi. bu da ara ara babalık görevlerini hatırlaması ile anlaşılabilir.
    bu arada bayan polisin charlie nin evinden çıkışı oldukça keyifli sahnelerdendir.
    ha bi de mc donalds ve costco firmalarının reklamları çok fazla göze sokulmuş. tamam ortada sponsorluklar var ama sonuçta bir reklam çekimi de değil bu.


    (tarhanana - 30 Ocak 2011 23:41)

  • comment image

    cok guzel bir film. sakin ve huzurlu zamaninizda tuketiniz. dvd'yi calkayabilirsiniz.

    --- spoiler ---
    hayatin kabul etseniz de etmesenizde uzerinize yiktigi ve sonunda kacinilmaz olarak benimsedigimiz iliskileri var. sizin ailenizle iliskiniz, ust kat komsunuz ile iliskiniz, ofisinizdeki kacinilmazlarla olan iliskiniz gibi. pratik olarak herseyden vazgecip yeniden bir sayfa acmak her zaman mumkundur, mu acaba, evet isten ayrilabilirsiniz, evden tasinabilirsiniz, ailenizden adim adim uzaklasip, kopabilirsiniz. bunlarin hepsi mumkundur ama pratik gerekcelerle cok da mumkun degildir, mumkun olmayabilir. ote yandan diyelim bu iliskiler agini degistirdiniz, daha sonraki isiniz, eviniz, esiniz-dostunuz daha mi iyi olacaktir, bu da ayri bir bilinmeyen, kir dizini kabullen sonucu, en kolay cozummus gibi gelebilir, ne yazik ki...

    abd'nin orta halli kesimlerinde annesiz buyumus, babasiz kalmis hanim kizimiz babasinin donusuyle yeniden bir hayat kuruyor kendine. sozde firsatlar ulkesi abd'de cok da fazla secimi yok aslinda. herkesin firsatlar ve olanaklar ulkesi oldugunu dusundugu aslinda bir hayal ulkesi olan bu ulkede "calismak" denilen babasinin tanima muhtac buldugu bir eylemi araliksiz gerceklestirerek yaslanacak ve coluk cocuga karisip, topraga yakinlasacak ve sonrasinda toprakla kucaklasacak. hikayesi bundan ibaretmis gibi gozukuyor. nefret ede ede mc'donald'sda hep.

    ayni ulkenin vatandaslari pardon calisanlari demeli aslinda, ortak is yapmaya kendilerini adamislar ve renklerini kaybetmisler, dinlerini, seslerini, dilleri kaybetmisler. bir grip virusu gibi hepsini kirmis gecirmis bu basit ulkenin ilkesi. kizimiz ise hayatina bir inanc katan ve hayati anlamli kilan, bir hedef koyan babasiyla bir buyuk maceraya atiliyor ve bizler yani ulkemiz seyircileri firsat ulkesinin aslinda ruhani acidan yokluklar diyari oldugunu tekrar hatirliyoruz. costco'da maddi degerlerle degis tokus edebileceginiz her sey var ama sizi mutlu edecek, hayatinizi aydinlacak, gunesin erken dogmasini istetecek hic bir sey yok.

    costco'nun dibini kazarak hayatlarina anlam, yasamlarina renk ve umut katiyor kahramanlarimiz; umudun yitimi kiz icin babasinin gidisi oluyor; ama babasi kendi babasi gibi kizindan cok sey bekledigini soyluyor ve gidiyor. kiz babasina senin baban da fiyaskoydu diyor. diyor ama kiz da onunla beraber cukura atlamaya ve hep gitmek istedigi yere gitmeye hazir. babasi daha da buyuk bir hikayenin onu bekledigini mustuladi ve gitti. umarim guzel bir hikayeyle sonlanir kizin hikayesi. bu babasinin hikayesiydi.

    ---
    spoiler ---


    (fil - 5 Mart 2011 14:35)

Yorum Kaynak Link : king of california