"bi bok anlamadım ama herhalde iyi bi film klasmanına giriyor" yazılabilirdi kısaca, ama öyle gariplikleri var ki dillere destan, buyrun:

--- spoiler ---
mesela yönetmenin ağzıyla kuş tutsa, yürüyen ölülere yakın çekim yapsa, hatta elinde baltayla sinemaya dalıp ön sıradan biçmeye başlasa bile, filmde bahsedilen o meşhur dehşeti seyircilere yaşatamayacağı açıkken, neden son sahnede o korkunun kaynağını gösterdi? neden insanı intihar ettirecek kadar çok korkutan görüntüyü merak ettirmektense "ulan bu muymuş" dedirtmeyi tercih etti?

sonracima efendime soyleyeyim bu bir psikotik amcanın olayları zihninde kendi fantazisiyle canlandırması mıydı, yoksa neydi? ju-on tadı vermek varken the machinist'e kaymak neden?

bir de "bu kız 12 saniyede ne yaptı, kiminle konuştu" muhabbeti vardı filmin ortasında, ne oldu ona?
--- spoiler ---

(bkz: ne ki simdi bu)
(bkz: bilip bilmeden entry girmek)

(dae - 25 Şubat 2005 10:11)

efendim bu bir filmdir. 2004 tarihlidir. yönetmeni de ju-on çekmeye doyamayıp amerikan remake şeysi de dahil olmak üzere 5 kere ju-on çeken ve altıncısını da ju-on 3 adı altında 2005'e yetiştirecek olan takashi shimizu'dur. filmin başrolünde de, vakti zamanında tetsuo'dan sorumlu devlet bakanı iken şu günlerde de "minimalist korku" janrında (ne demekse?) feci bir klostrofobik dijital video kabusu olarak tanımlanan haze ile adından söz ettiren ve hatta - bu adamı tanıtmaya doyamıyorum, biri beni durdursun, hayır hayır şu an lemon jelly çalıyor, durdurmasın^* - miike takashi'nin de iki filminde rol almış (ki hadi bunları da sayalım; katillerin en birincisi^* ichi the killer ve dead or alive 2) japon delisi shinya tsukamoto yer almaktadır. henüz filmi seyretmesem de trailer itibarıyla shimizu'nun önceki işlerinden (en azından görsel olarak) daha iyi gibi gözükmektedir. budur.
(bkz: seyretmediği film hakkında yorum yapmak)

http://quicktime.allocine.fr/…387960_fa1_vost_h.mov

(arsonist - 21 Eylül 2005 20:49)

nefis bir filmmiş marebito ya da türkçe meali ile uzaktan gelen yabancı... çok çok orijinal. öyle ki the grudge bu filmin yanında neredeyse mainstream kalıyor. sadece 8 günde ve bir dv kamera ile çekildiği düşünülürse, gerek teknik açıdan gerekse içerdiği zengin alt metin ve göndermeler (misal, h.p.lovecraft'ın at the mountains of madness'ına yapılan gönderme cuk diye oturmuş) nedeniyle marebito'yu sadece j-horror kategorisinde değerlendirmek filme haksızlık olur. hatta bence bu bir korku filmi değil, daha fazlasına sahip. belki sizi yerinizden hoplatacak sahneler pek fazla yok ama filmin geneline yayılan gerilim ve huzursuzluk bu yöndeki beklentilerinizi de fazlasıyla karşılayabilir.

dağıtım firmasının filmi pazarlarken bir kelimeyi (hangi kelime olduğunu söylemeyeceğim ki filmin tadı kaçmasın) özellikle kullanmaktan kaçındığını ilk duyduğumda buna pek bir anlam verememiştim ama filmi seyrettikten sonra bu yaklaşımlarının nedeni gayet anlaşılır oldu. belli bir korku film alt kategorisine dahil edilememesinden öte, o kullanmaktan kaçındığım kelimenin kategorisindeki tüm filmlerden daha farklı ve yenilikçi bir film. sadece bu yüzyıllık janrı başarıyla eğip büktüğü için bile shimizu'yu tebrik etmek gerek.

(arsonist - 30 Kasım 2005 10:56)