Süre                : 1 Saat 32 dakika
Çıkış Tarihi     : 28 Nisan 1989 Cuma, Yapım Yılı : 1989
Türü                : Komedi
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Varney Productions , Double Helix Films
Yönetmen       : Michael A. Simpson (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Scott B. Sowers (IMDB),Jim Basile (IMDB),Clark Brandon (IMDB),Lanny Horn (IMDB)
Oyuncular      : Clark Brandon (IMDB), Randal Patrick (IMDB), Tracy Griffith (IMDB)(ekşi), Michael J. Pollard (IMDB)(ekşi), Lanny Horn (IMDB), Jim Varney (IMDB)(ekşi), Blake Clark (IMDB), Traci Lords (IMDB)(ekşi), Pamela Springsteen (IMDB), Randi Layne (IMDB), Kevin McCarthy (IMDB), J. Don Ferguson (IMDB), Terry Hobbs (IMDB), Amy Bryson (IMDB), Kathleen Webster (IMDB), Julie Ridley (IMDB), Paige Conner (IMDB), Tom Key (IMDB), Bruce Evers (IMDB), Benji Wilhoite (IMDB), Walter Franks III (IMDB), Tina Goetze (IMDB), Chris Edmonds (IMDB), Ralph Pruitt Vaughn (IMDB), Muriel Moore (IMDB), Ron Culbreth (IMDB), Jerry Campbell (IMDB), Deborah Atkinson (IMDB), Victor Varnedoe (IMDB), Peter Stroud (IMDB), Hoddy Ridarick (IMDB), David L. Allen (IMDB), Neilsen T. Catura (IMDB), Shelia Williamson (IMDB), Carlos Allen (IMDB), Vickie Fiorentino (IMDB), David Thibodeau (IMDB), Tom Atwater (IMDB), Ben Kaya (IMDB), Joe Hartley (IMDB) >>devamı>>

Fast Food (~ Limba, Limba, Lambada) ' Filminin Konusu :
Fast Food is a movie starring Clark Brandon, Randal Patrick, and Tracy Griffith. What would happen if a sex drug ended up in the Secret Sauce of a new burger joint?


  • "gelişmemiş ülkelerin zenginleri, gelişmiş ülkelerin fakirleri yer."
  • "bunu yemek, sarhosken eski sevgiliye mesaj atmak gibi bisi. o an cok mantikli ve gerekli gorunuyor ama sonrasi (ayilinca/doyunca) agizda garip bi tat ve pismanlik."
  • "çalışanlarının bilhassa süper beyin özürlülerden seçildiği restoranları olan firmalardir bunlar."




Facebook Yorumları
  • comment image

    sadece insan sağlığına değil, dünyaya da zararlı bir yemek tarzı.

    mcdonalds, burger king gibi herhangi bir fast food restoranına gittiğinizde veya daha da kötüsü eve sipariş verdiğinizde, yemekten kalkmadan masanın üzerinde bıraktıklarınıza, sadece bir öğün karnınızı doyurmak için 15 dakikada yarattığınız artığa bir kez daha bakın. plastik pipetten, hamburgerin içine koyulduğu plastik kutuya, geri dönüştürülmeyen yağlı kağıtlara, yarısı yenmiş ketçapların paketlerine... örnek olarak verdiğim hamburger restoranı ile kısıtlı kalmayın, diğer restoranlarda da (pizza, döner vs) durum üç aşağı beş yukarı aynı.

    eve servis ise buna eklenen alüminyum veya plastik tabakları, plastik ambalaj içinde gelen plastik çatal bıçakları, naylon torbaları vs. de ekleyin.

    bu kadar kısa sürede, bu kadar sık ve bu kadar mecburi olmayan bir pislik yaratmaya hakkınız olup olmadığını, dünyanın bunu kaldırıp kaldıramayacağını bir kez daha düşünün.


    (loverdosed - 12 Nisan 2007 13:09)

  • comment image

    "slow food" adı ile karsı bir akımın dogmasına sebep olmus dunyanın geldıgı son noktayı yansıtan yasam bicimi. hızlı yeyip hızlı yasama prensibine dayanır.karsı akım olarak italya da ortaya cıkan "citta slow" hareketi tam tersi br yasamı ongorur. "cıtta slow" yemegi yavas ve muhabbet eslıgınde yasayarak yemeyi, her evin kendi bahcesi olmasını tavsiye eden bir mimari akımdır aslında.


    (zuana - 18 Kasım 2008 20:24)

  • comment image

    benim icin sadece amerikan dizilerinde varligini surduruyormu$ meger. burger king'in cali$anlarina dupeduz eziyet ettigini bildiren yazilardan sonra oturdum du$undum de, hala gidip mcdonalds olsun, burger king olsun, duzenli olarak para verip yemek satin alan insanlar var. saglikli ya$am, kalite filan zerre umrumda degil de, kafam beynim almiyor bir insan nasil efor sarfedip, kalkip yuruyup, para verip o urunleri agzina sokabilir diye. arada olur elbet, bazen yenirse tadi iyi bile gelebilir, ama u$engeclikten, surekli?

    bildigin cöp ögütücülügü i$te. kazandigin hicbir yönü yok. hem deh$et derecede sagliksiz, ayrica tok tutmuyor, verdigin para da allahin belasi bir sisteme kari$iyor.

    ucuz evet. ama turkiye icin konu$ursak ekmek peynir ye yahu, o da gayet fast bir food. ekmegi kesiyorsun, beyaz peynir aliyorsun bir parca, istersen bir de domates ye yaninda. vallahi de daha lezzetli. mimkin degil elimi suremem diyorsan bunun yerine lahmacun ye bari, nispeten daha saglikli, bir yandan da kucuk olu$umlar filan desteklenir.

    uzuluyorum resmen. yemeyin arkada$im $unu. sigara icin, alkol komasina girin, tek ogunde bir somun ekmek yiyin anlarim, desteklerim, ama $u fast food zincirine kazandirilan para da, vucudunuza giren urun de cok sakat be.


    (willow is still blessed - 28 Mayıs 2011 20:02)

  • comment image

    evvelinde üretici kesime hızlı ve ucuza yemek temin ederek üretim kaybını engellemek için oluşturulan bu yemek kültürü şimdi ne yazıktır ki tüketici kesime pahalı ve oldukça da yavaş bir hizmet sunma şeklini almıştır.

    öğrenciler gidip yiyorlar burada... yani burada dediğimiz şey bizim mahallelerdeki dönerci değil.
    mcbabıls, furtherking, dinamos, tubeway gibi global çaplı amerikan menşeli büyük zincircilerden bahsediyorum.

    yoksa tabii de döner yiyeceğiz... yo pis zenci! her neyse.

    böyle fiyatlar uçmuş gitmiş... 15 liralara karın doyurmak ancak mümkün... ayrıca herhangi bir hizmet yok.
    sadece böyle olmaması gerek.

    yani elin amerikalı fast foodçusu sanki çok güzel ve ünlü bir restorantmış gibi görev alıyor.
    mahalledeki dönerci sandviçci gibi değil... bir sorun var burada.

    buraya gidip 30 lira verip iki kişi hamburger yemek? öylesi manasız ki... neyse afiyet olsun.


    (gominist redar - 26 Ağustos 2012 06:53)

  • comment image

    resmen hayat kalitemi yıllar yılı bozan boktan yemek kültürü.

    çocukluğumdan beri "mc donald's senin burger king benim, pizza hut sınırsızmış lo, kfc'de iki kutuyu tek başıma bitirdim abicim" ayakları ile hayatım boyunca tombul tombalak bir birey olarak yaşadım.

    ne yersem yiyeyim kesmezdi beni yediklerim. mesela mc donald's'da en az yediğim gün jumbo big mac menü, yanına 6'lı nugget. bunu daha aç günlerimde artıra da bilirsiniz.

    böyle diye diye hayatım 100-130 kilo arasında geçti. aslında ben şanslı obezlerdendim, hayatım boyunca kıyafet haricinde hiç birşeyden eksik kalmadım, ya da daha doğru bir ifade ile kilolu olmam, kıyafet seçimleri haricinde hayatımın hiç bir alanında bana engel teşkil etmedi. biraz da o yüzden bırakamadım.

    fakat yaklaşık 2 yıldır diyete girdim. 2 yıldır ağzıma fast food'un f'sini koymuyorum. düzenli spor ve diyetle 88 kiloya kadar düştüm. kilo vermek tabi güzel birşey ama fast food yemediğimden beri resmen hayat kalitem arttı. eskiden midem hep şişkin olurdu, şimdi mide şişkinliği nedir resmen unuttum. sivilceler basardı ara sıra, bayadır sivilce falan da çıkmadı. en önemlisi kanser tehlikesi tabi ki umarım bu güne kadar aldıklarım da sorun çıkarmaz.

    siz siz olun bu fast food denen meretten uzak durun. açlıktan geberecek de olsanız gitmeyin. özellikle çocuklarınızı uzak tutun, onların da hayatını karartmayın.

    edit: bir diğer bela için; (bkz: kola)


    (magracer - 23 Şubat 2013 14:27)

  • comment image

    fransız sosyolog paul aries bu zıkkımı "mc donald's cocukları" isimli kitabında çok güzel tanımlamıştır:

    "hamburger ergenlik çağındaki insanlara yönelik amerikan yiyeceği değildir. kültürü ve yaşı olmayan ilk yiyecek olma özelliğini taşır. ulusal ve uluslararası özelliğe sahip değildir, kozmopolit bir kimliği vardır ve var olan bütün mutfak kültürlerinin inkar edilmesine dayanır."


    (hidrofobik suaygiri - 7 Ocak 2014 00:26)

  • comment image

    dünya denen bu açıkhava tımarhanesinde yaşayan kalbur üstü kaymak zümre mevcut bitkisel ve hayvansal gıda stoğunun en kaliteli-sağlıklı-lezzetli kısmını tüketirken, alt tabaka insanlar* ise arta kalan, güzel ambalajlanmış, parlatılmış, jelatinlenmiş, reklam propagandalarıyla olmadığı kadar cazip gösterilmiş çer çöp ile beslenmekte..

    adına fast food denen bu fabrikasyon, tektip ve hızlı tıkınma konusunu ucundan kıyısından incelemiş bir sinema filmi var.. filmin ana konusu ile doğrudan ilgisi olmasa da araya çok güzel yedirmişler mevzuyu..

    (bkz: snowpiercer/#43040225)


    (sahlanankoc - 30 Mayıs 2014 10:15)

  • comment image

    bunu yemek, sarhosken eski sevgiliye mesaj atmak gibi bisi. o an cok mantikli ve gerekli gorunuyor ama sonrasi (ayilinca/doyunca) agizda garip bi tat ve pismanlik.


    (mamu - 21 Ocak 2015 20:13)

  • comment image

    çalışanlarının bilhassa süper beyin özürlülerden seçildiği restoranları olan firmalardir bunlar.


    (varg - 4 Haziran 2015 15:28)

Yorum Kaynak Link : fast food